İçeriğe atla

Melanie Klein

Melanie Klein
1952 yılında Klein
DoğumMelanie Reizes
30 Mart 1882(1882-03-30)
Viyana, Avusturya-Macaristan
Ölüm22 Eylül 1960 (78 yaşında)
Londra, Birleşik Krallık
Tanınma nedeniÇocuklar için tedavi teknikleri
Reparation
Nesne ilişkileri teorisi
Projective identification
Çocuk(lar)Melitta Schmideberg
Kariyeri
DalıPsikanaliz
Çalıştığı kurumBerlin Psikanaliz Enstitüsü (1921-26)
İngiliz Psikanaliz Derneği (1926-)
Akademik danışmanlarıSándor Ferenczi
Karl Abraham
EtkilendikleriSigmund Freud
Karl Abraham
Etkiledikleri

Melanie Klein (d. Melanie Reizes) Avusturya asıllı İngiliz psikanalist.[1] Çağdaş psikanaliz ve çocuk psikolojisi alanların etkili olan Klein, serbest oyun gözlemleri sayesinde çocuğun bilinçaltına ilişkin içgörüler sahibi olabileciğini göstererek iki ya da üç yaşlarındaki çocuklarına psikanaliz edilmesinin önünü açmıştır.[2] Aynı zamanda Nesne İlişkileri Okulu'nun (İngilizceObject Relations) kurucusu olarak kabul edilir.[3]

Hayatı

Ailesi ve Erken Yıllar

Viyanalı bir dişhekiminin en küçük çocuğu olan Klein, tıbba erken bir ilgi duyduğunu ancak 21 yaşında evlendiğinde planlarından vazgeçtiğini ifade etti.[4] Bu mutsuz evlilik sırasında üç çocuk doğurdu.[5] I. Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce Budapeşte'de psikanalize ilgi duymaya başladı ve kendisi Freud'un yakın bir arkadaşı olan Sándor Ferenczi ile psikanalize girdi.[6] Ferenczi, onu küçük çocukların psikanalizini incelemeye çağırdı ve 1919'da bu alandaki ilk makalesini yayınladı.[7] İki yıl sonra Karl Abraham tarafından Berlin Psikanaliz Enstitüsü'ne davet edildi ve Londra'ya taşındığı 1926 yılına kadar orada kaldı.[8]

Melanie Reizes Klein, 1882 yılında Viyana'da Moriz ve Libussa Reizes'in dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Libussa ile arasında 24 yaş bulunan babası Moriz Reizes Polonyalı Yahudi bir genel cerrahtır.[9] Melanie Klein da babası gibi tıp okumak istediyse de genç yaşta evlenip çocuk sahibi olduğu için bu isteği gerçekleştirememiştir.[10]

Melanie Klein, babasının gözdesi olan kardeşi Emilie'yi çok kıskanmaktadır; çok yakın ve bağlı olduğu kardeşi Emanuel'den bir dâhi olarak bahseder ve annelerinin gözbebeği olan Sidonie, sekiz yaşında, Melanie Klein daha dört yaşındayken, tüberkülozdan ölür.[9]

Melanie Klein, 1899'da annesinin küçük kuzeni, aynı zamanda kardeşi Emanuel'in arkadaşı Arthur Steven Klein ile tanıştığında henüz on yedi yaşındadır.[9]

Babası Moriz Reizes, ertesi sene zatürreden vefat eder. Ardından 1902'de kardeşi Emanuel kalp krizinden hayatını kaybeder. Onu derinden yaralayan kardeşinin ölümüyle büyük bir yasa giren Melanie Klein, 31 Mart 1903'te yirmi birinci yaş gününün hemen ertesi gününde evlenir.[9]

Eşi Arthur, iş faaliyetleri nedeniyle birçok seyahat için ortadan kaybolur ve yavaş yavaş Melanie Klein'dan uzaklaşır. Klein, bu evliliği “mutsuzluğunun asıl nedeni” olarak tanımlar.[9]

İlk çocuğu Melitta'yı 1904'te doğurmadan önce Klein ailesi Rosenberg'e yerleşir. Diğer çocukları Hans 1907'de, Erich 1914'te dünyaya gelir. Bu süreçte Klein duygusal sorunlar yaşamıştır.[9]

Klein ailesi, Arthur Klein'ın işi sebebiyle 1910'da Budapeşte'ye taşınır. 1912'deki durulmaya rağmen evlilik, 1913 ve 1914 –Erich'in doğduğu ve annesi Libussa'nın öldüğü yıl- arasında kötüye gitmeye devam eder. Bu duruma kanıt olarak Melanie Klein'ın annesine yazdığı mektuplar ve 1913-1920 arasında depresyondan kaçmak için kaleme aldığı mektuplar gösterilebilir. Daha sonraları çift 1923 yılında boşanmıştır.[9]

Sandor Ferenczi ile Analizi ve Eğitimi

Melanie Klein, bahsedildiği üzere evliliğine dair bir kriz yaşamaktayken annesini de kaybetmesi ile beraber iyice şiddetlenen bir depresyon yaşar. Ailesi ile Budapeşte'ye yerleşmelerinin ardından Macaristan'ın en seçkin analisti ve Freud'un “sevgili oğlu” olarak nitelendirdiği Sándor Ferenczi (1873-1933) ile 1912'den 1919'a dek sürecek bir analize başlar. 1914'te Freud'un ‘Düşler Üzerine’ metnini okuduktan sonra psikanalize başlangıç seviyesinde atılır.[9]

Ferenczi'nin bazı özelliklerini taklit etmesinin yanı sıra, onun geliştirmiş olduğun “içe yansıtma”, “yansıtma” gibi kavramlarını ödünç alır. Klein, bu kavramları yaratıcılıkla ele alarak kökten dönüştürür.[9] Ayrıca Klein otobiyografisinde Ferenczi'nin kendisini çocuk psikanalizine yönlendiğini de belirtir.[9]

1919'da Budapeşte Psikanaliz Derneği'nde sunduğu, bir sonraki yıl “Der Familienroman in statu nascendi” başlığıyla yayınlanan ilk çocuk vaka analizi sayesinde Melanie Klein, çalışmalarını birinin gözetimi olmadan sürdüreceği derneğe üye olarak kabul edilir. Üç yaşından beri gözlemlediği öz oğlu Erich'in analizini Fritz ismiyle sunar (diğer iki çocuğu kendisinin annesi tarafından eğitilmiştir.). Bu vaka analizinden itibaren meslektaşları, Klein yaklaşımının psikanalizin ilk yıllarında iyi bilinen çocuk analisti Hermine von HugHellmuth'un yaklaşımından farklılaştığı gibi Anna Freud'un yorumundan da uzaklaştığını söyler.[9]

Karl Abraham ile Eğitimi

Birinci Dünya Savaşı ile beraber Melanie Klein, Berlin'e gider ve orada psikanalizin çok önemli bir ismi olan Karl Abraham ile tanışır. Abraham, Klein'ın danışmanı ve yol göstericisi olur, ayrıca kuramında da büyük etkileri olmuştur. Berlin Psikanaliz Enstitüsü'nde beş yıl kadar kalır ve tekniğini geliştirir.[9]

Londra Yılları

Melanie Klein Londra'da 70. yaşgününü İngiliz Psikanaliz Derneği'nde kutlarken

Salzburg Psikanaliz Kongresi'nde Ernest Jones'un dikkatini çekince onun davetiyle 1925 yılı sonlarında Londra'ya yerleşir.[10] Klein, çocuklarda sürdürdüğü psikanalitik çalışmalarında ilgisini içselleştirilmiş nesnelere odaklaştırarak psikanaliz kuramına farklı bir boyut getirmiştir. Görüşleri başlangıçta British Psychoanalytic Society'de sert tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Klein'a karşı çıkanların başında Anna Freud gelir.[11]

Donaldson (1996)’ın bildirdiği üzere Anna Freud 1927’de yayınlamış olduğu “Çocukları Analiz Tekniklerine Giriş” kitabında Klein'ın yöntemine saldırarak bunu korkunç bir tarzda “Freudyen değildir.” diyerek etiketlemiştir.[12]

Çocukların Analizi Sempozyumu da, Anna'nın buradaki eleştirilerine karşı Klein'ın bir yanıt verebilmesi için düzenlenmiştir. Melanie Klein ve Anna Freud, her ikisi de kendi kuramlarını yaratırken Sigmund Freud’un çalışmasının değişik unsurlarını seçerek almışlardır; ancak aralarındaki farklılık gelişim kuramı mı yoksa terapötik teknikler mi konusundadır. Anna’nın kuramı, Freud’un çocuğun psikolojik gelişimi kuramına hiçbir şekilde aykırı düşmemektedir. Buna karşın Melanie Klein ise Freud’un klinik uygulamalarına odaklanmakla birlikte gelişim kuramında bir değişiklik yaparak yetişkinler için kullanılan analitik teknikleri çocuklar için kullanma yolunu seçmiştir. Aslında, birbirleriyle çatıştıkları temel konu şu idi: Klein’a göre, ölüm içgüdüsünü ele alırken, süperego hakkındaki kuramsal kısım dikkate alınmalıydı; çünkü o bunun Ödipal Kompleks’in çözümlenmesinden önce ortaya çıktığına inanıyordu.[12]

St. Clair (2004)’in bildirdiği üzere kendi çocuklarını ve arkadaşlarının çocuklarını analiz eden Melanie Klein, sert ve cezalandırıcı süperegonun çok daha önce oluştuğunu gözlemlemişti ve bu nedenle de Sigmund Freud’un inandığı gibi Ödipal Kompleks’in değil ama anneyle olan ilişkinin bu yapının gelişiminde temel olduğu konusunda kuramsal bir açıklama getirmişti.[12]

Sonunda dernekte bir bölünme gerçekleşir. “B grubu” denilen bir kesim Anna Freud'un liderliğini izlerken “A grubu” denilen ikinci bir kesim de Klein'a bağlı kalır. “Bağımsız” denilen üçüncü bir kesim ise yansız kalmayı yeğler. Bu bölünme günümüzde de varlığını sürdürmektedir.[11]

Klein, kırklı yaşlarından itibaren artık genç hastaları analize kabul etmez. Londra'da 78 yaşında anemi ve yaşlılık sebebiyle 22 Eylül 1960'ta hayatını kaybeder.[9]

Kuramı

Melanie Klein, Nesne İlişkileri Okulu'nun kurucusu kabul edilir. Klein'ın Nesne İlişkileri Teorisi özellikle çocuğun ilk altı aylık yaşamındaki anne ve çocuk arasındaki yoğun duygusal bağı vurgulamaktadır. Bebek ve anne arasındaki ilişkiyi cinsellikten ziyade sosyal ve bilişsel terimlerle izah etmektedir.[13]

Oyun Tekniği

Oyun tekniğini kendi çocuklarıyla değil diğer çocuklarla, çalışma arkadaşlarının çocuklarıyla, Berlin'de Abraham'ın idaresi altında geliştirir.[9] Klein'ın kullandığı en temel yöntem olduğu söylenebilir.

Analiz odasında kısa bir masanın üzerinde küçük ve basit oyuncaklar yer alır: Tahtadan küçük adam ve kadınlar, arabalar, at arabası, trenler, hayvanlar, evler, aynı zamanda kağıt, makas ve kalemler. Komplekslerinin ilk işaretlerini, oyuncaklarla nasıl oynadığı ya da onlarla oynamayı nasıl kestiğiyle ve oyuncaklara karşı genel tutumuyla verir.[14]

Türlerinden söz edilen bu oyuncakların oyun analizi tekniğinde önemi büyüktür. Küçüklükleri, çok sayıda olmaları ve geniş çeşitlilikleri çocuğa temsili oyunda bol çeşitlilik olanağı sunar. Aynı zamanda basit olmaları da farklı şekillerde kullanılabilmelerini sağlar. Böylece bu şekildeki oyuncaklar fantezilerin ve yaşantıların çeşitli yollarla ve ayrıntılı şekilde ifadesi için çok uygundur.[14]

Sıradan oyunların dışında gelişen fanteziler ve hayali oyunlar da çok büyük önem taşımaktadır. Çocuk hayali oyunda oyuncaklar aracılığıyla kendini, analizinin başka bir evresinde gösterdiği kendini, oynar. Bu oyunlarda analist genellikle bir ya da daha fazla rol edinir. Klein, bu rolleri çocuğun kendisine olabildiğince detaylı şekilde anlatmasını ister.[14]

Oyun tekniği, kendine has bir yorumlama stiline sahiptir. Kleincı yorumlama oyun tekniğinin tamamlayıcı parçası; hatta temelidir.[9]

Klein için oyun oynamak, Freud'da rüyanın gördüğü işlevi, bilinçdışına giden kutsal yolu imar eder. Oyun sırasında saldırganlığın nasıl ifade edildiğine dikkat eden, hasar görmüş nesnelere özel bir ilgi uyan Klein, analiste uygulanacak fiziksel saldırganlığı yasaklama dışında yasaklayıcı bir sınır koymaz.[9]

Konumlar

Klein, kuramını, bebeklerin içsel çatışmalar, saldırgan, yamyamsı dürtüler ve ilkel yok edilme-zarar görme anksiyeteleriyle baş etmek için ortaya çıkardıkları ilkel savunmalar üzerine inşa etmiştir.[15] Bu noktada bebeklerin ilk yılda geçtiğini ifade ettiği iki konumdan bahseder.

Klein, “paranoid-şizoid konum” ve “depresif konum”dan söz eder ve bundan, ruhsal alandaki hareketliliği ve değişimi kavramayı ayrıca psikanalitik evrelerin savunucuları tarafından ortaya atılan katı kronolojilere meydan okumayı anlar.[9] Alford (1989)’a göre bu konumları, bir gelişim evresi gibi değil, kendine özgü anksiyeteleri, savunmaları ve içsel nesne ilişkileri olan bir benlik örgütlenme durumu olarak anlamak gerekir.[15]

Paranoid-Şizoid Konum: Bu konumda bebek, kaygısını azaltmak için kendi içindeki istemediği saldırganlığı ve kötü yanlarını anneye, yani memeye yansıtarak kendinden uzaklaştırmaya çalışır. Bu pozisyonda “kötü”, annedir.[15]

Depresif Konum: Bu dönemde daha farklı ilişkilere giren çocuk, anneyi ve kendisini daha tam, yani “iyi” ve “kötü”lerin toplamından oluşan bir bütün olarak görmeyi başardıkça, geçmişte annenin iyi yanlarını görmemiş olmaktan dolayı suçluluk duygusu yaşar.[15]

Sigmund Freud ile Kuramsal Farklılıkları

Klein ile Freud’un ayrıldığı temel noktalar bilinmekle beraber asla kesin bir ret olarak gündeme gelmemiştir.[9] Bu farklılaşan noktalar şu şekilde sıralanabilir:

-Freudcu bilinçdışı, arzu ve bastırma etrafında yapılanmıştır; Melanie Klein ise yenidoğan bebeğin ruhsal acısı, bölünme süreçleri ve onun ilk ortaya çıkan, sınırlı da olsa, yüceltme yetisine odaklanır.

-Freudcu dürtü bir kaynağa ve bir amaca sahiptir, ancak nesnesi yoktur. Ne var ki Klein’a göre yenidoğan bebeğin dürtüleri en başından beri nesneye (meme, anne) yöneliktir.

-Freud, öznenin ruhsal hayatının merkezini, hadım edilme kompleksi ve babanın işlevi etrafında belirler. Melanie Klein bu gerçekleri göz ardı etmeksizin psikanaliz teorilerinde eksik olan annenin işlevini bu ikisine ekler. Sonuç olarak Ödipal üçgeni bir ikili ilişkiye indirgeme riskine girer (ancak teorisinde ikili ilişki her zaman bir “birleşik” ebeveyn nesnesinin birincil hali ile yer alır).

-Freud sevgiyi asla kuramlaştırmamasına rağmen, sevginin aktarımından yola çıkarak psikanalizi icat eder. Klein ise genç hastalarının analiste – anne ile ikame olarak kendisine – yönelttikleri anneyle ilgili aktarımlarını analiz eder, aynı şekilde çocuklar oynarken ortaya çıkan ve analistin kendisinde karşı aktarımı oluşturan (öğrencileri tarafından doğrulanmıştır) fantezileri dinlemeye koyulur.

-Freud için rüyalar ve dil; Klein için oyuna sızan fanteziler yöntemdir.[9]

Kitapları

Melanie Klein'ın tüm eserleri dört cilt halinde toplanmış ve Hogart Yayınevi tarafından basılmıştır:[16]

1. Love, Guilt and Reparation and Other Works 1921-1945 (The Writings of Melanie Klein, Volume 1)

2. The Psycho-Analysis of Children (1932) (The Writings of Melanie Klein, Volume 2)

3. Envy and Gratitude and Other Works 1946-1963 (The Writings of Melanie Klein, Volume 3)

4. Narrative of a Child Analysis: The Conduct of the Psycho-Analysis of Children as Seen in the Treatment of a Ten-Year-Old Boy (The Writings of Melanie Klein, Volume 4)

Türkçede basılmış olan kitapları ise aşağıda sıralandığı gibidir:

1. Sevgi, Suçluluk ve Onarım (2008) (B. Habip, Çev.). İstanbul: Kanat.

2. Haset ve Şükran (2011) (O. Koçak ve Y. Erten, Çev.). İstanbul: Metis.

3. Çocuk Psikanalizi (2015) (A. Demir, Çev.). İstanbul: Pinhan.

Kaynakça

  1. ^ Segal 1988, s. 1.
  2. ^ Segal 1988, ss. 1-12.
  3. ^ Segal 1988, s. 2.
  4. ^ Segal 1988, s. 3.
  5. ^ Segal 1988, ss. 2-3.
  6. ^ Segal 1988, ss. 2-4.
  7. ^ Segal 1988, ss. 2-5.
  8. ^ Segal 1988, ss. 2-11.
  9. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s Kristeva, J. (2015). Melanie Klein: Delilik yahut acı ve yaratıcılık olarak ana katli (1. Baskı).(A. Demir, Çev.). İstanbul: Pinhan. (Orijinal çalışma basım tarihi 2001).
  10. ^ a b Klein, M. (2011). Haset ve şükran (3. Baskı). (O. Koçak ve Y. Erten, Çev.). İstanbul: Metis. (Orijinal çalışma basım tarihi 1975).
  11. ^ a b Geçtan, E. (2013). Psikodinamik psikiyatri ve normaldışı davranışlar (21. Baskı). İstanbul: Metis.
  12. ^ a b c Murdock, N.L. (2014). Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları (2. Baskı). (F. Akkoyun, Çev.). Ankara: Nobel. (Orijinal çalışma basım tarihi 2008).
  13. ^ Schultz, D.P. ve Schultz, S.E. (2007). Modern psikoloji tarihi (1. Baskı). (Y. Aslay, Çev.). İstanbul: Kaknüs. (Orijinal çalışma basım tarihi 2004).
  14. ^ a b c Klein, M. (2015). Çocuk psikanalizi (1. Baskı). (A. Demir, Çev.). İstanbul: Pinhan. (Orijinal çalışma basım tarihi 1948).
  15. ^ a b c d Göka, E., Yüksel, F.V. ve Göral, S. (2006). İnsan ilişkilerinde yansıtmalı özdeşim. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(1), 46-54.
  16. ^ Melanie Klein Trust (2016). Melanie Klein’s publications. http://www.melanie-klein-trust.org.uk/melanie-kleins-publications 30 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

Kullanılan Metinler

  • Heimann, Paula (1989). Developments in psycho-analysis. Londra: Karnac. ISBN 978-0946439706. 
  • Steiner, John (2017). Lectures on technique by Melanie Klein: edited with critical review by John Steiner. New York: Routledge. ss. 1-148. ISBN 978-1138940109. 
  • Segal, Hanna (1988). Introduction to the work of Melanie Klein. Londra: Institute of Psychoanalysis. ISBN 978-0946439508. 
  • Hinshelwood, Robert (2018). Melanie Klein: the basics. Oxford: Routledge. ISBN 978-1138667051. 
  • Abram, Jan (2018). The clinical paradigms of Melanie Klein and Donald Winnicott: comparisons and dialogues. Oxford: Routledge. ISBN 978-1782203100. 
  • Rustin, Margaret (2017). Reading Klein. New York: Routledge. ISBN 978-0415452946. 
  • Likierman, Meira (2001). Melanie Klein: Her work in context. Londra: Continuum. ISBN 978-0826457707. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sigmund Freud</span> Psikanaliz biliminin kurucusu olan nörolog

Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

Bağlanma teorisi veya bağlanma kuramı, psikolojide bireyin, başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Jacques Lacan</span> Fransız ruh hekimi (1901-1981)

Jacques Marie Émile Lacan, "Freud'dan bu yana en tartışmalı psikanalist" olarak anılan Fransız psikanalist ve psikiyatr.

<span class="mw-page-title-main">İd, ego ve süperego</span> Sigmund Freudun bilinç tanımı

Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. İlk defa Sigmund Freud tarafından, yapısal psişe modellemesiyle tanımlandı. Bu üç katman, bir kişinin zihinsel yaşamının faaliyetlerini ve etkileşimlerini tanımlayan teorik yapılardır. Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve ahlaki rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—id, bu hayali istekleri gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:

Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Oidipus kompleksi</span> psikanalitik teori kavramı; Çocuğun karşı cinsten ebeveyne karşı bilinçsiz cinsel arzusu ve aynı cinsiyetten ebeveyne karşı nefreti

Oidipus kompleksi ya da Oidipus karmaşası, Sigmund Freud'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı.

Ensest, yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir. Çoğu kültürde ensest bir tabudur.

<span class="mw-page-title-main">Sándor Ferenczi</span> Macar ruhçözümcü ve psikiyatr (1873-1933)

Sandor Ferenczi İlk adı Sandor Fraenkel., Macar psikanalist.

Penis kıskançlığı, Sigmund Freud tarafından ortaya atılmış psikanaliz kuramına göre kadınların penise sahip olmadıklarını fark ettiklerinde hissettikleri eksikliktir. Kurama göre psikoseksüel gelişimin fallik evresinde kız çocuğu penise sahip olmadığı gerçeğini öğrenir ve bu yüzden annesini suçlar, aynı zamanda babasına sahip olmak ister. Bu karmaşa, anneyle özdeşleşme ve cinsiyet rolünün kazanımıyla sonlanır. Penis kıskançlığı kavramı Karen Horney, Melanie Klein ve Ernest Jones gibi dönemin çeşitli psikanalistleri tarafından eleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karen Horney</span> Alman kökenli Amerikalı psikanalist (1885-1952)

Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.

Nancy Julia Chodorow feminist sosyolog ve bir psikanalisttir.. Anneliğin Yeniden Üretimi: Psikanaliz ve Cinsiyetin Sosyolojisi, 1978, Feminizm ve Psikoanalitik Kuram, 1989, Dişilikler, Meşillikler, Cinsellikler: Freud ve Ötesi(1994) ve Duyguların gücü: Psikanaliz, Toplumsal Cinsiyet ve Kültürde Kişisel Anlam gibi eserleri içeren pek çok kitap yazmıştır. Anneliğin Yeniden Üretimi adlı eseri Çağdaş Sosyoloji dergisi tarafından son yirmi beş yılın en önemli on eserinden biri seçildi.

<span class="mw-page-title-main">Serbest çağrışım</span>

Serbest çağrışım, danışanın, terapi amacını, uygunluğunu ve bağlantısını düşünmeden, aklına gelen düşünceleri, imgeleri ve düşünümleri, paylaşarak terapiste veri sağlayan ve terapi için taban oluşturan, temelde bilinçdışı çağrışımlarla yürüyen bir psikanalitik yöntemdir. Serbest çağrışım yöntemi Sigmund Freud tarafından hamisi ve meslektaşı Josef Breuer'in hipnoz tekniğinden esinlenilerek oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Otto Rank</span> Yazar

Otto Rank, Avusturyalı psikanalist, yazar ve filozoftu.

Psikanalitik teori, psikopatolojiyi tedavi etmek için klinik bir yöntem olan psikanalizi yönlendiren kişilik organizasyonu teorisi ve kişilik gelişiminin dinamiğidir. İlk olarak 19. yüzyılın sonlarında Sigmund Freud tarafından ortaya konan psikanalitik teori, ortaya atılışından bu yana birçok iyileştirme geçirdi. Psikanalitik teori, yirminci yüzyılın son üçte birinde, 1960'lardan sonra psikolojik tedavilerle ilgili eleştirel söylem akışının bir parçası olarak tam olarak öne çıktı. Freud, beyin analizini ve fizyolojik çalışmalarını durdurmuş ve odağını zihni ve zihni oluşturan ilgili psikolojik özellikleri incelemeye, özgür birliktelik ve aktarım olgularını kullanarak tedaviye kaydırmıştı. Çalışması, yetişkinlerin zihinsel işleyişini etkileyebilecek çocukluk olaylarının tanınmasını vurguladı. Genetik ve daha sonra gelişimsel yönleri incelemesi psikanalitik teoriye özelliklerini kazandırdı. 1899'da Rüyaların Yorumu'nu yayınlamasıyla başlayan teorileri öne çıkmaya başladı.

Cinsiyet rolleri, erkekler ve kadınlar için uygun davranış beklentileri yaratan, kültürel olarak etkilenen stereotiplerdir. Bu rollerin anlaşılması, daha dört yaşındaki çocuklarda belirgindir. 3 ila 6 ay arasındaki çocuklar, erkek ve kadın yüzleri arasında ayrım yapabilir. On aya kadar, bebekler belirli nesneleri dişiler ve erkeklerle ilişkilendirebilir, örneğin çekiç erkeklerle veya atkı dişilerle ilişkilendirebilir. Cinsiyet rolleri medya, aile, çevre ve toplumdan etkilenir. Bir çocuğun cinsiyet rollerine ilişkin anlayışı, akranlarıyla nasıl sosyalleştiğini ve ilişki kurduğunu etkiler . Biyolojik olgunlaşmaya ek olarak çocuklar, aile yapısına, doğal oyun modellerine, yakın arkadaşlıklara ve okul hayatının kalabalık sosyal ormanına gömülü, cinsiyete özgü bir dizi sosyal ve davranışsal norm içinde gelişirler . Çocuklukta karşılaşılan toplumsal cinsiyet rolleri, bireyin benlik kavramının şekillenmesinde büyük rol oynar ve bireyin yaşamının ilerleyen dönemlerinde ilişkiler kurma biçimini etkiler.

Clara Mabel Thompson, MD önde gelen bir psikiyatrist ve psikanalist ve William Alanson White Enstitüsü'nün kurucu ortağıydı. Bir bütün olarak psikanaliz ve özel olarak da kadın psikolojisi hakkında makaleler ve kitaplar yayınladı.

<span class="mw-page-title-main">Maria Török</span> Fransız psikolog (1925-1998)

Maria Torok, Macar asıllı Fransız psikanalist.

<span class="mw-page-title-main">Jessica Benjamin</span>

Jessica Benjamin, psikanalize ve toplumsal düşünceye yaptığı katkılarıyla tanınan bir psikanalisttir. Şu anda, New York Üniversitesi Psikanaliz ve Psikoterapi Doktora Sonrası Psikoloji Programı ve Stephen Mitchell İlişkisel Çalışmalar Merkezi'nde öğretim üyesi olduğu New York'ta pratisyen bir psikanalisttir. Jessica Benjamin, psikanaliz ve toplumla ilgili olarak ilişkisel psikanaliz, öznelerarasılık teorileri, cinsiyet araştırmaları ve feminizm alanlarına orijinal katkıda bulunanlardan biridir. Hem insani gelişme hem de sosyopolitik alanda tanınma konusundaki fikirleriyle tanınır.