İçeriğe atla

Mehmed Kemal

Boğazlıyan Kaymakamı, Millî Şehit
Mehmed Kemal Bey
Kişisel bilgiler
Doğum Arif oğlu Mehmed Kemal
1884
Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 10 Nisan 1919 (34-35 yaşlarında)
İstanbul, Beyazıt Meydanı,
Osmanlı Devleti
Defin yeri İstanbul, Kadıköy

Mehmed Kemal Bey (Osmanlıcaمهمد كمال بگ, 1884 - 10 Nisan 1919), Osmanlı idareci ve öğretmendir. Ermeni Kırımı'nda vazife almasıyla ve idam edilmesiyle bilinir. I. Dünya Savaşının son yıllarında Yozgat mutasarrıflığı ve Boğazlıyan kaymakamlığı görevlerinde bulunmuştur. Osmanlı'nın teslimiyetinin ardından başa gelen Damad Ferit Paşa Hükûmeti'nin kararıyla yargılanmak üzere 7 Ocak 1919 tarihinde gözaltına alındı. 30 Ocak 1919'da İstanbul'a getirildi. Nemrud Mustafa Paşa başkanlığındaki Harp Divanı'nın kararıyla savaş suçlarından ve katliamlardan suçlu bulunarak[1] 10 Nisan 1919 tarihinde saat 17.20'de Beyazıt Meydanı'nda idam edildi. 1922'de TBMM tarafından millî şehit ilan edilmiştir.[2][3]

Yaşamı

1884'te Beyrut'ta doğmuştur. Babası aslen Yenişehir'li Sirkeci Gümrüğü Yolcu Salonu Müdürü Arif Bey'dir. Antalya ve İzmir liselerinde okudu. Mekteb-i Mülkiye Şahane'den pek iyi derece ile mezun oldu. 1908 yılında Beyrut Vilayeti Maiyet Memurluğunda çalışmaya başladı.

1909 yılında stajını bitirip kaymakam oldu. Aynı dönemde bir yıl boyunca Rodos İdadisi'nde Türkçe ve Sosyal Bilimler öğretmenliği yaptı. 18 Aralık 1911'de kaymakamlığa dönerek sırasıyla Doyran, 1912'de Gebze, 1913'de Karamürsel ve 1915'de Boğazlıyan Kaymakamı oldu.[4]

Yaşamı ve Ermeni Soykırımı'ndaki rolü

Ermeni Kırımı sırasında Osmanlı hükûmeti, Yozgat ilinin, Boğazlıyan ilçesinde bulunan Ermenilerin de Suriye'ye sürülmesini uygun gördü. Bu sevk işlemini yerine getirmek üzere de mülkî amir olarak Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey görevlendirildi. Osmanlı Devleti'nin savaşta yenilmesinden sonra İttihat ve Terakki Fırkası dağıldı ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara geldi. Yeni hükûmet İttihat ve Terakki Fırkası ile bağlantılı bürokratları görevden alıp yerlerine kendine yakın bürokratları getirdi.[]

Görevden alınan birçok bürokrat hakkında soruşturma ve incelemeler yapıldı. Bu soruşturma ve incelemeler esnasında, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey hakkında tehcir sırasında Ermeni ahalinin can ve mal kaybına uğramaması için gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle soruşturma açıldı ve sonrasında da yargılama yapıldı. Yapılan yargılama sonunda Kemal Bey sorumlu bulunarak idama mahkûm edildi.

Yargılama sırasında "Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet. Benim sevgili kardeşlerim asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğruna cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatana, millete zeval vermesin!" diyerek suçlamalara karşı çıktı.[] Bu savunmaya karşın daha sonra vatana ihanetten yargılanacak İstanbul'daki askeri mahkeme başkanı Nemrud Mustafa Paşa, dönemin Sadrazamı Damat Ferit ile Sultan Vahdettin'in onayı ve Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin verdiği fetva üzerine hakkında idam kararı verdi. İnfazı 10 Nisan 1919'da İstanbul Beyazıt Meydanı'nda gerçekleştirildi.

İdamının ardından gelen tepkiler

Mehmed Kemal Bey'in İstanbul'daki işgalci İngilizlerin isteği üzerine idam edildiğini savunan tartışmalar vardır.[] Askeri Tıbbiye öğrencisi, infazın ardından Kemal Bey'in vücudunu bir istimbot ile Sirkeci'den Kadıköy'e kendisinin Moda'daki evine nakletti. Bir müddet sonra cenaze töreni yapıldı ve idamı sonrası üzerinden çıkan vasiyetine göre merhum oğlunun Kadıköy'deki kabrinin yanına defnedildi. Cenazesine Milli Mücadele yanlısı gruplar, eski Teşkilat-ı Mahsusa görevlileri, Mülkiye ve Tıbbiye gibi çeşitli okullardan öğrenciler ve diğer destekçiler katıldı. İşgale karşı ve saltanata tepkili bazı kurumlar bayraklarını yarıya indirdi.

Damad Ferit Paşa'nın başında olduğu Osmanlı Hükûmeti, Mehmed Kemal Bey'in cenaze töreninin İngiliz işgaline karşı bir direniş eylemine dönüşebileceğinden korkarak bir bildiri yayınladı ve cenazeye katılanları tutuklamakla tehdit etti. Lakin muhtemelen daha büyük tepkilerin gelmesinden korkarak bir eylemde bulunmadı.[]

1922'de Ankara'daki Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde kendisini bir kanun ile "milli şehit" olarak ilan etti.[5] Bu kanun kapsamında ailesi ömür boyu devlet güvencesine alınarak her ay "şeref aylığı" almaya hak kazandı ve Mehmed Kemal Bey'in itibarı iade edildi.[] Meclis Başkanı Mustafa Kemal Atatürk, kanunun amacını "Memleketin kurtuluşunu, geleceğini, saadetini, ilerleme ve gelişmesini hayat tarzı kabul eden ve suikasta maruz kalarak şehit edilen yöneticilerin geride bıraktığı eş ve çocukları milletin ve devletin emanetindedir." diyerek açıkladı.[6][7]

Mezarı, Kadıköy, İstanbul'dadır.[8]

Kaynakça

  1. ^ "Turks Hang Kemal Bey for Armenian Massacres". The New York Times (İngilizce). 14 Nisan 1919. 7 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2023. 
  2. ^ Boğazlıyan Kaymakamı’na Atatürk’ten vefa, Tuba Kabacaoğlu
  3. ^ "Yozgat Tehciri Davası ve Kemal Bey". Türkler ve Ermeniler - Tarih Boyunca Türk-Ermeni İlişkileri | Marmara Üniversitesi Projesi. 6 Mayıs 2015. 2 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2023. 
  4. ^ "Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in biyografisi". www.biyografi.net. 26 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2022. 
  5. ^ S.407"T. B.M. M. ZABIT CERİDESİ- 14.10.1922" (PDF). TBMM. 23 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Haziran 2023. 
  6. ^ Kim bu kahraman Tıbbiyeliler 3 Eylül 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Feyziye Özberk, OdaTV
  7. ^ Milli Şehit: Kaymakam Kemal Bey 3 Eylül 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Süheyl Çobanoğlu
  8. ^ "Kaymakam Mehmed Kemal kimdir? Ne zaman ve neden idam edildi? İşte biyografisi". KARAR. 14 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de cumhuriyetin ilanı</span> 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye devletinin yönetim biçiminin cumhuriyet olarak belirlenmesi

Cumhuriyetin ilanı, hukukî olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türk devletinin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Refet Bele</span> Türk asker ve siyasetçi

İbrahim Refet Bele, Türk asker ve siyasetçi. Kurtuluş Savaşı'na katılan ilk beş generalden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Damad Ferid Paşa</span> 216. Osmanlı sadrazamı

Damad Mehmed Ferid Paşa, Osmanlı diplomatı ve devlet adamı. VI. Mehmed saltanatında 4 Mart 1919 - 30 Eylül 1919 ve 5 Nisan 1920 - 17 Ekim 1920 tarihleri arasında toplam bir yıl bir ay on beş gün sadrazamlık yapmıştır. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki ulusal kurtuluş hareketine muhalefetinden ötürü savaştan sonra Yüzellilikler listesine alınmış ve vatan haini ilan edilmiştir. 1922 yılında yurt dışına kaçmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Ferit Tek</span> Türk politikacı

Ahmet Ferit Tek, Türk siyasetçi, diplomat, fikir adamı.

<span class="mw-page-title-main">Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası</span> Türkiyenin ilk muhalefet partisi (1924–1925)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisiydi. Mustafa Kemal Paşa'nın eski silah ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa ve Adnan (Adıvar) Bey’in öncülüğünde, 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Parti tüzüğünde cumhuriyet ilkesinin, liberalizmin ve demokrasinin benimsendiği belirtilirken aynı zamanda dini inançlara da saygılı olunduğu açıklanmıştır.

Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İkinci Meşrutiyet döneminde iktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne (İTC) karşı kurulmuş olan en önemli muhalefet partisidir. 1911-1913 arasındaki ilk etkinlik dönemi, 23 Ocak 1913'te İttihat ve Terakki'nin Bâb-ı Âli Baskını ile hükûmeti ele geçirmesiyle sona erdi. Mondros Mütarekesi'nden sonra Ocak 1919'da yeniden kurulan parti, ertesi yıl başlarında etkinliğini kaybetti.

<span class="mw-page-title-main">Yozgat Ayaklanması</span>

Yozgat Ayaklanması veya Çapanoğlu Ayaklanması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Hürriyet ve İtilaf reisi Çapanoğlu Edip Bey ve kardeşi Celâl Bey tarafından Yozgat ve yöresinde çıkarılan ayaklanmadır.

<span class="mw-page-title-main">Ziya Hurşit</span> Türk siyasetçi

Ziya Hurşit Bey, Türk siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Mazhar Müfit Kansu</span> Türk siyasetçi

Ahmet Mazhar Kansu, Türk devlet adamı, vali, milletvekili ve yönetici.

<span class="mw-page-title-main">Köprülülü Hamdi</span> Türk asker ve bürokrat

Köprülülü Hamdi Bey,, Türk asker ve bürokrat.

Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Teali Cemiyeti, 30 Aralık 1918'de İstanbul'da kurulan ve doğu illerinde şubeleri açılan, bağımsız bir Kürt devleti kurulmasını amaçlayan cemiyet. Cemiyetin adı, Kürdistan Yükselme Derneği anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Sabri Efendi</span> Osmanlı müderris, şeyhülislam

Mustafa Sabri Efendi, Osmanlı müderris, Meclis-i Mebusan mebusu, şeyhülislam.

<span class="mw-page-title-main">Maârif-i Umûmiye Nezâreti</span> Osmanlının son dönemlerinde eğitim işlerinden sorumlu bakanlık

Maarif Nazırlığı ya da Maarif Nezareti son dönem Osmanlı Hükümetleri'nde eğitim işlerinden sorumlu olan nazırlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Ali Galip Olayı</span> Sadrazam Damat Ferit Paşa hükûmetinin gerçekleştirdiği girişim

Ali Galip Olayı, Sadrazam Damat Ferit Paşa hükûmetinin, Elazığ Valisi Ali Galip Bey'in önderliğinde Sivas Kongresi'nin yapılmasını engellemeye ve Mustafa Kemal Paşa'yı ortadan kaldırmaya, Heyet-i Temsiliye ve Millî Mücadeleyi durdurmaya çalıştığı girişim.

<span class="mw-page-title-main">Dahiliye Nezâreti</span>

Dahiliye Nazırlığı veya Dahiliye Nezareti, son dönem Osmanlı hükûmetlerinde içişlerinden sorumlu bakanlığa verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Evkaf-ı Hümâyun Nezâreti</span>

Evkaf Nâzırlığı veya Evkaf-ı Hümâyun Nezâreti,, son dönem Osmanlı hükûmetlerinde vakıf kurumlarından sorumlu olan nâzırlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Saltanatın kaldırılması</span> 1 Kasım 1922de TBMM tarafından Osmanlı saltanatının kaldırılması

Saltanatın kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Kasım 1922'de kabul ettiği 308 numaralı "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, hukuku hâkimiyet ve hükümraninin mümessili hakikisi olduğuna dair" adlı kararnamesi ile gerçekleşmiştir. Saltanatın kaldırılmasıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tahir Hayreddin Bey</span> Osmanlı ve Tunuslu siyasetçi

Tahir Hayreddin Bey,, Osmanlı ve Tunuslu gazeteci ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

<span class="mw-page-title-main">Nusret Bey</span> Türk öğretmen, devlet adamı (1875-1920)

Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey, Türk öğretmen ve idarecidir. Ermeni Tehciri'inde vazife almasıyla ve bu tehcirde Ermenileri öldürdüğü ve mallarından kazanç sağladığı iddia edilerek idam edilmesiyle bilinir. 15 ay kürek cezasına çarptılırmış olduğu hâlde Divân-ı Harp-i Örfi yasadışı şekilde toplanıp cezası idam cezasına dönüştürdü. 5 Ağustos 1920'de Beyazıt Meydanı'nda idam edildi. Ferid Paşa hükûmetinden sonraki Ahmet Tevfik hükûmeti iktidara gelince ailesi suçsuz olduğunu iddia ederek davaların tekrar incelenmesini talep etti. İncelemelerin ardından Nusret Bey'in suçsuz yere asıldığı kanıtlanmıştır. 25 Aralık 1921'de TBMM tarafından "millî şehit" ilan edilmiştir.