Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.
Kelâm ya da İlm-i Kelâm ; İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.
Ehl-i beyt, "ev halkı" anlamına gelen ve İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılan İslâmî terim.
Hasan bin Ali bin Ebu Talib, Ali bin Ebu Talib ve Fatıma’nın büyük oğulları ve İslam peygamberi Muhammed'in ilk torunudur. Şiâ çoğunlukla onu on iki imamlarının ikincisi kabul eder, çok küçük bir fırkaya göre ise ikinci imam Hüseyin bin Ali'dir. Bununla birlikte hem Sünni, hem de Şiî ve Alevî İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır; onun, peygamberin Ehli beyt'inden olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Babası ile 37 yıl, dedesi ile ise 8 yıl birlikte bulunmuştur. Soyundan gelenlere Şerif denilir.
Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.
İsmâilîlik, adını İsmâil b. Ca'fer es-Sâdık'tan alan Şii mezhebi.
Mehdi, İslam'da ahir zamanda geleceğine ve İslam'ın dünya hakimiyetini gerçekleştireceğine inanılan kurtarıcı kişidir. "Kendisine rehberlik edilen", Allah tarafından yol gösterilen, hususi ve şahsi bir tarzda Allah'ın hidayetine nail olan kişi manasındadır. İnanç Kur'an'da yer almamakla birlikte bazı ayetlerin yorumları, hadisler ve dini önderlerin sözleri üzerinden değişik İslam coğrafyalarında kendisine yer edinmiştir.
Keysanîlik (Dörtçüler), Şiîlik'te Mehdî kavramını ortaya atarak ilk defa İmam unvanını kullanan; Ali bin Ebu Talib'den sonra sırası ile Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali ve dördüncü İmâm olarak da Ali bin Hüseyin (Zeyn el-Âb-ı Dîn)’in yerine Ali bin Ebu Talib’in Bânû Hânife Kâbilesi mensûbu Havlet bint Câ'fer’den olan oğlu Muhammed bin Hânifîyye'nin imâmlık ve Mehdiliğini kabullenen; temelleri "El-Muhtâr bin Ebû ‘Ubeyd'ûl-Lâh el-Sâkafî el-Thâifî" tarafından atılan ve daha sonra da kendi içlerinden Abbâsî Hâlifeliği’ni çıkaran ghulât (köktendinci) mezhep.
Hasan el-Askerî ;, İsnâaşeriyye Şiî İslam'ın on birinci İmamıdır. Ali'nin onuncu torunlarından İmam Ali el-Hâdî'nın oğludur.
Zeynelâbidîn, Ali bin Hüseyin veya Ali el-Asgar, İslam peygamberi Muhammed'in torunu olan Hüseyin'in oğullarından biridir. Annesi ise İran'ın fethinden sonra Müslüman olup, Hüseyin ile evlenen son Sasani İmparatoru III. Yezdigirt'in kızı olan Sasani-Pers prensesi Şehri Bânû Gazele'dir. İsnâaşeriyye’nin dördüncü ve İsmâiliyye’nin üçüncü imamı kabul edilir, tâbiîndendir.
Muhammed el-Bakır, On İki İmâmlar'ın beşincisidir. Dördüncü imam ve Hüseyin'in oğlu olan Ali bin Hüseyin'in (Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn) oğludur. Ayrıca annesi de ikinci imam Hasan bin Ali'in kızı olan Fatıma bint Hasan el-Mûctebâ'dır. İmâmet i'tikadına göre hem anne hem de baba tarafından İslâm dininin son peygamberi Muhammed'le akrabalık ilişkisi bulunan ilk imâmdır. Bir İslâm âlîmi olan "Muhammed el-Bakır" diğer bütün Ehl-i Beyt mensûbu imâmları gibi Sünnîlerce de sevilen ve sayılan büyük bir İslam önderidir.
On Dört Masum, Şii İslam'a göre doğal olarak günahtan beri olan on dört kişiyi niteler. Bunlar, İslam Peygamberi Muhammed, kızı Fatıma ve On İki İmâmlar'dır.
Onikiciler ya da İsnâ'aşer'îyye, On İki İmam'a inanan Onikicilik mensuplarını tanımlamak için kullanılan tabir. On İki İmama inanmalarından dolayı (Onikicilik/On İki İmamcılık) olarak adlandırıldıkları da olur.
Velayet-i fakih din hukuku bilgini anlamına gelen fakihin vesayet ve yönetim yetkisi anlamına gelmektedir.
İsmail bin Ca‘fer es-Sâdık, İmam Cafer-i Sadık'ın en büyük oğlu ve Şiîliğin İsmâilîyye Mezhebi'nin ismini aldığı şâhsiyettir.
Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir ya da Muhammed bin İsmâil el-Mektûm İsmail bin Ca'fer es-Sâdık'in oğlu ve İsmaililik Mezhebi'nin kurucusudur. Abbâsîler devrinde çeşitli Şîʿa fırkaları tarafından yönetime karşı gizli bir muhalefet hareketi tertip edilmekteydi. Bu muhalefet gruplarının arasında Ön-İsmâ'îlî topluluklarının destekçilerinin en tanınmışlarından olan “Mûbârek’îyye” adı verilen fırka da yer almaktaydı. İsmâ'îlî düşünce sistemine göre, İmâm Câʿfer es-Sadık ikinci oğlu olan İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek’i İmâmet’e veliaht olarak tayin etmişti. Bununla beraber, İsmâ‘îl'in babasından evvel ölümü üzerine bazıları onun gizlendiğini iddia ettiyseler de, Ön-İsmâ‘îlî fırkaları onun ölümünü kabullenerek İsmâ‘îl’in en büyük oğlu olan Muhammad bin İsmâ‘îl’i imâmları olarak tanıdılar.
Gayba Şiîliğin bazı mezheplerindeki İmâmet i'tikadında mevcût olan bu kavrama göre, bu mezheplerin kabul ettiği imâmlar içerisinde, "Saklanan", "Gizlenen" ya da "Görülmez" hâldeki imâm.
Ali el-Hadî veya Ali Naki, On İki İmam'ın onuncusu, 9. İmam Muhammed el-Cevâd'ın oğlu.
A‘yanü'ş-Şîa, şii âlimi Muhsin el-Emin tarafından yazılmış olan isnâaşeriyye imam, âlim ve ileri gelenleri meydana getirilen biyografik eseri. Arap diliyle yazılmış olan bu eser, şii alimler ve devletlerin şerhini ihtiva eden en kamil tezkire ve ansiklopedilerden biridir.
Yemen imamları ve daha sonra Yemen kralları, Yemen'de Zeydi Şii İslam'ının kutsanmış dini ve siyasi liderleridir. Tarihçi İbn Haldun imamlardan başa gelmelerini sağlayan kabileden, Banu Rassi veya Rassiler, telaffuza göre Banu Ressî veya Ressîler olarak bahseder. Orijinal Arap kaynaklarında Rassi terimi pek kullanılmaz. El-Mansur el-Kasım bin Muhammed'in kurduğu Rassidilerin alt kolu olan Kasımîler olarak da bilinir. 897'den itibaren Yemen'in bazı bölgelerinde dini ve siyasi yönetimini ellerinde tuttular. Bazen yönetim gücü imamlara değil, Memlûklerin, Osmanlıların valilerine aitti. İmamların; dini ilimler konusunda bilgili olması, savaşlarda Yemen'in reisi olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. İmamlık iddiasında bulunanlar İslam'a çağrıda bulunurlardı. Bazen aynı anda iki imam olabiliyordu fakat bu durum çok nadirdir. Birçok İmami'nin aksine, Zeydiler İmamlarına ilahi veya insanüstü nitelikler atfetmezler. Zeydîler’in, kendine özgü bir sosyokültürel yapısı olan Yemen bölgesine intikal edip devlet kurmalarından itibaren günümüze kadar devam eden varlığı, siyasî bakımdan dönem dönem muğlak ve istikrarsız bir seyir izleyerek kesintilere uğramıştır.