Tümülüs, Latince bir sözcük olup, bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen addır. Höyük ve kurgan da denilen tümülüs yapma geleneğine sahip ulusların sayısı fazla değildir. Bunlara en çok Anadolu'da, Trakya'da, Orta Asya'da, Rusya'da ve Meksika'da rastlanır.
Anıt ya da Abide, önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, olarak tanımlanmaktadır.
Mezar, gömüt veya kabir, ölen birinin ya da bir hayvanın gömülü olduğu yer anlamına gelir. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi tek tanrılı dinlerde ölülerin mezar içinde diğer hayata geçmek için beklediğine inanılır. Tarihte büyük devlet yöneticileri için anıt mezarlar yapılmıştır. Mısır'daki piramitler ve Tac Mahal bunlardan bazılarıdır. Mezarların topluca bulunduğu alana mezarlık denir.
Dolmen, toprakta yan yana aralıklı olarak dizilmiş birkaç büyük yassı taşla bunların üstüne yatay olarak yerleştirilmiş yine büyük yassı taşlardan oluşan ve genellikle mezar olarak kullanılmış olan tarih öncesi yapılardır. Megalit kültüre ait yapılar içinde en sık karşılaşılan yapılardır ve küçük taşlar ve topraktan oluşan Tümülüsler ile kaplanmış olarak bulunurlar.
Fadıllı, Bursa ilinin Nilüfer ilçesine bağlı bir mahalledir.
Alaman, Sivas ilinin Şarkışla ilçesine bağlı bir köydür.
Sarıtekke, Sivas ilinin Şarkışla ilçesine bağlı bir köydür.
Büyük Esence, Sakarya ilinin Erenler ilçesine bağlı bir mahalledir.
Ocaklı, eski ismi Mudam, Bursa ilinin Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir mahalle.
Kızıl Medrese ya da Kırmızı Medrese, Şırnak ilinin Cizre ilçesinin merkezindeki Dağkapı Mahallesi'nde yer alan tarihî yapı.
Büyük Han, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir handır. Tarihsel olarak Kıbrıs'ın en büyük hanı olup kendisi gibi Asmaaltı Meydanı'nda yer alan Kumarcılar Hanı'yla birlikte Lefkoşa'da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan iki handan biridir.
Menhirler, 10-12 metre yüksekliğinde dev taşlardır. Menhirlerin çoğunun mezar taşı olduğu ispatlanmıştır. Büyüklükleri sebebiyle de, sanki canlıymışlar gibi halk masallarına konu olmuşlardır. İlgili efsanelerde menhirler doğarlar, büyürler, dans ederler ve ağlarlar. Bazı menhirler tarihî bir hatırayı sonsuzlaştırırlar. Menhirler, toprak sınırını belirtmek için de kullanılmış olabilirler. Menhirlerin dikilme sebeplerine en uygun açıklama ise, bunların ilkel idoller, yani dinî semboller olduklarıdır. Genel olarak yalnız duran menhirler, bazen bir çizgi üstünde dizilmiş de olabilirler. Daire şeklinde dizilmiş olanlar, belki dinî anıtlar veya kurban sunaklarıydı. Cromlech (Kromlek) denilen bu dizilerin yönleri yıldızlara göre olduğu için, güneş tapınağı da olabilirler. Dolmenler'in içinde bazı kil eşya bulunmuştur. Fakat, çoğu soyulmuş olan bu mezar odalarında, neolitik çağ'ı aydınlatabilecek çok az eşya kalmıştır. Buna karşılık dolmenlerin çoğunun üstünde, geometrik ve sembolik figürler kazılıdır.
İzmir Tarih ve Sanat Müzesi, Türkiye'nin İzmir şehrinde, Kültürpark içerisinde 2004 yılında hizmete girmiş müzedir. Taş Eserler Bölümü, Seramik Eserler Bölümü ve Kıymetli Eserler Bölümü olmak üzere üç ayrı bölümde ziyaretçilerine İzmir ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserleri sunmaktadır. Her yıl yüz binden fazla ziyaretçi tarafından gezilmektedir.
Şar ya da Komana, Adana'nın en kuzeyinde Tufanbeyli ilçesine bağlı Şarköy'de bulunan bir örenyeridir. Eski dönemde Hitit'ler tarafından kullanılan dini bir merkez olarak bilinir.
Anıttepe, Ankara ilinin Çankaya ilçesine bağlı bir mahalledir. Anıtkabir'in inşası sonrasında bu şekilde anılmaya başlanan bölgenin eski adı Rasattepe'dir.
Pasargad veya Pasargaday, Ahameniş hanedanının ilk başkenti olan antik kenttir. Bugünkü İran'ın güneybatısında, Persepolis'e 78 km, Şiraz'a 130 km uzaklıktadır.
Dolmen de Menga MÖ 3. binyıldan kalma, dolmenlerden oluşan megalit bir mezarlık höyüğüdür. İspanya'nın Málaga ilinin Antequera ilçesi yakınlarında yer alır.
Heart of Neolithic Orkney, İskoçya'nın Orkney Adalarından biri olan Mainland'de bulunan bir grup Neolitik anıtı belirtmektedir. İsmi, UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edildiği 1999 yılında verildi.
Mnajdra, Akdeniz'deki Malta adasının güney sahillerinde bulunan megalitik bir tapınak kompleksidir. Mnajdra, Ħaġar Qim megalit kompleksine yaklaşık 500 metre uzaklıktadır. Mnajdra, M.Ö. 4. binyıl civarında inşa edilmiştir; Malta'daki Megalit Tapınaklar, Dünya Miras Komitesi tarafından "benzersiz mimari başyapıtlar" olarak tanımlanan en eski dini mekanlar arasındadır. 1992'de UNESCO, Mnajdra kompleksini ve dört diğer Malta megalitik yapısını Dünya Mirası olarak ilan etmiştir. 2009'da koruma çalışmaları tamamlandı.
Neolitik mimari, Neolitik dönem olan MÖ 10.000 ila 2.000 yılları arasında konut ve barınmayı kapsayan yapıları ifade etmektedir. Güneybatı Asya'da, Neolitik kültürler M.Ö 10.000'den kısa bir süre sonra, başlangıçta Levant'ta ve oradan doğu ve batıya doğru ortaya çıkmaktadır. MÖ 6.500'e kadar Güneydoğu Avrupa'da ilk kez ortaya çıkan tarım toplumları ile MÖ 8.000'de Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ta ve MÖ 5.500 civarı orta Avrupa'da erken Neolitik yapılar ve yapılar bulunabilmektedir..