Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye kelimesinden geçmiştir.
Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi destekleyen solcu bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar. Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir. Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.
Sosyal demokrasi, reformist ve aşamalı yöntemlerle laissez-faire kapitalizminin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen politik bir ideolojidir.
Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır. Irkçılık davranışını gösteren kişiye ise ırkçı adı verilmektedir.
Liberal demokrasi veya Batı demokrasisi, temsilci demokratik bir hükûmet biçimi altında işleyen liberal siyasi bir ideolojinin birleşimidir. Birden fazla ayrı siyasi partinin katıldığı seçimler, hükûmetin farklı kollarına güçler ayrılığı, günlük yaşamda açık bir toplumun bir parçası olarak hukukun üstünlüğü, özel mülkiyetle piyasa ekonomisi, insan haklarının, medeni hakların, medeni özgürlüklerin ve siyasi özgürlüklerin eşit şekilde korunması gibi özelliklere sahiptir. Uygulamada sistemini tanımlamak için liberal demokrasiler genellikle hükûmetin yetkilerini belirleyen ve toplumsal sözleşmeyi güvence altına alan bir anayasaya başvururlar, bu anayasa ya kodifiye edilmiş ya da kodifiye edilmemiş olabilir. 20. yüzyılın ikinci yarısında genişleme döneminden sonra liberal demokrasi, dünyadaki yaygın bir siyasi sistem haline geldi.
Liberteryen Parti, sivil özgürlükleri, müdahale karşıtlığını ve laissez faire tarzı kapitalist ekonomiyi destekleyen, sınırlı devlet anlayışının ve sosyal devlet anlayışının kaldırılmasını savunan ABD'deki liberteryen politik partidir. Parti, tüm bireylerin kendi hayatları üzerinde egemen olduğu ve başka insanların çıkarları için bireyin kendi değerlerini feda etmeye zorlanmadığı bir dünya istediğini belirtir.
Sosyal medya, kullanıcıların internette aradığı, kullandığı ve içerik ürettiği interaktif iletişim platformdur. Geleneksel medya’dan Web 2.0’ın kullanılmaya başlamasıyla, tek yönlü içerik paylaşımından, çift taraflı içerik alışverişine erişim sağlanılan medya iletişimidir. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan İnternet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir. Küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik üretimini giderek arttırmakta, amatör içerikleri dijital dünyada birer değere dönüştürmektedir.
Sahra Altı Afrika coğrafî olarak Sahra Çölü'nün güneyinde yer alan bölgeyi; siyasi olarak, aynı bölgedeki Sudan harici ülkelerin tamamını ifade eder. Bölge Afrika'nın Arap Devletleri'n bulunduğu Kuzey Afrika dışında kalan bölgesidir. Somali, Cibuti, Komorlar ve Moritanya hem Arap Devleti hem de Sahra Altı Devletler'dendir.
George P. Lakoff, California Üniversitesi (Berkeley)'de 1972 yılından bu yana akademisyen olarak görev yapan Amerikalı bilişsel dil bilimcidir.
Yeni medya sanatı; dijital sanat, bilgisayar grafikleri, yeni medya teknolojileri, bilgisayar animasyonları, sanal sanat, İnternet sanatı, interaktif sanat, video oyunları, robotbilimi ve bioteknolojik sanat yöntemlerini kullanarak yapılan sanat eserlerini kapsayan bir sanat türüdür. Bu terim, açığa çıkardığı kültürel obje ve sosyal olaylar ile kendini eski görsel sanatlardan ayırmaktadır. Kullanılan araçlar ile bu mecra, çağdaş sanat için kilit bir rol oynamakta ve doğal olarak günümüzde Yeni Anlatım Biçimleri veya Yeni Medya konularını okutan saygın üniversite, sanat okulu ve uluslararası lisansüstü programlarının sayısının gün geçtikçe artmasına sebep olmaktadır. Yeni medya sanatı genellikle sanatçı ve izleyici ya da izleyici ve sanat eseri arasında bir etkileşim içerir. Fakat, bazı teorisyenlerin ve küratörlerin belirttiği gibi bu etkileşim, sosyal takas, katılım ve dönüşüm yeni medya sanatının ayırt edici özelliği değil, diğer modern sanat pratikleriyle paylaştıkları ortak zemindir. Bu anlayış aslında, kültürel uygulama biçimleriyle eş zamanlı ortaya çıkan teknolojik platformları ve teknolojik mecraları sorgulamayı vurgular.
Liberal sosyalizm, liberal ilkeler içeren bir sosyalist politik felsefedir. Liberal sosyalizmde sosyalist ekonomiyle kapitalizmi ortadan kaldırma hedefi yoktur, bunun yerine hem kamu hem de özel mülkiyete dayalı karma ekonomi desteklenir.
Kişi kültü veya lider kültü, genellikle hükûmet tarafından liderin idealize edilmiş ve kahramanlaştırılmış bir imajının oluşturulması amacıyla yapılan bir çabadır. Tarihsel olarak, kitle iletişim araçlarının, propaganda, gösteri, sanat, vatanseverlik ve hükûmet tarafından organize edilen gösteri ve mitingler gibi teknikler aracılığıyla geliştirilmiştir. Kişilik kültü, apotheosis ile benzerdir, ancak modern toplumsal mühendislik teknikleriyle genellikle tek parti rejimlerinde veya baskın parti rejimlerinde devlet veya parti tarafından oluşturulur. Kişilik kültleri genellikle totaliter veya otoriter hükûmetlerin liderleriyle ilişkilendirilir. Aynı zamanda bazı monarşilerde, teokrasilerde, başarısız demokrasilerde ve hatta liberal demokrasilerde de görülebilir.
Bu madde, el-Kaide veya bağlantılı kişi ve oluşumlar hakkındaki yayınların bir listesini içermektedir.
Söylem etiği, söylemin varsayımlarını inceleyerek normatif ya da etik gerçekler belirlemeye çalışan bir tür argümanı ifade eder. Bu argümanın varyasyonları eşitlikçi etiğin ve özgürlükçü etiğin oluşturulmasında kullanılmıştır.
Anokrasi veya yarı demokrasi, kısmen demokrasi ve kısmen diktatörlük veya "demokrasiyi otokratik özelliklerle harmanlayan bir rejim" olarak tanımlanan bir hükûmet biçimidir. Başka bir tanım, anokrasiyi "muhalif davranışlara bazı katılım araçlarıyla izin veren, ancak şikayetleri gidermek için mekanizmaların eksik olduğu bir rejim" olarak sınıflandırır. Araştırmacılar ayrıca anokrasileri otokrasilerden ve demokrasilerden; otoriteyi, siyasi dinamikleri ve politika gündemlerini sürdürme yetenekleriyle ayırt eder. Benzer şekilde, rejimlerin nominal miktarlarda rekabete izin veren demokratik kurumları vardır.
Sosyal teoriler, sosyal fenomenleri incelemek ve yorumlamak için kullanılan analitik çerçeveler veya paradigmalardır. Sosyal bilimciler tarafından kullanılan bir araç olan sosyal teoriler, farklı metodolojilerin geçerliliği ve güvenilirliği, yapının veya kurumun önceliği ve olasılık ile zorunluluk arasındaki ilişki hakkındaki tarihsel tartışmalarla ilgilidir. Kayıt dışı nitelikteki sosyal teori, akademik sosyal ve siyaset bilimi dışında kurulan yazarlık, "sosyal eleştiri", "sosyal yorum" veya "kültürel eleştiri" olarak adlandırılabilir ve hem resmi kültürel hem de edebi bilimle ve diğer akademik olmayan veya gazetecilik dışı yazı biçimleriyle ilişkilendirilebilir.
Kamu yayıncılığı, birincil görevi kamu hizmeti olan radyo, televizyon ve diğer elektronik medya kuruluşları yayıncılığıdır. Dünyanın birçok ülkesinde fonlar, özellikle alıcılardan alınan yıllık ücretler yoluyla, hükûmetlerden gelir.
Ağ Toplumu, ağ bağlantılı, dijital bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının neden olduğu sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişimlerle ilgi olarak 1991 yılında ortaya atılmış bir ifadedir. Ağ Toplumu kavramı Georg Simmel gibi erken dönem sosyal teorisyenlerinin çalışmalarına kadar uzanabilir. 1991 yılında Manuel Castells tarafından ortaya atılan ve daha sonrasında Hollandalı sosyolog Jan Van Dijk tarafından geliştirilen Ağ Toplumu kavramının Bilişim Çağından, sonra dijital kültüre yön veren bir iletişim formu olduğu belirtilmiştir. Toplumun sosyal organizasyon formundan ağ toplumu formuna geçmesiyle daha esnek ve birbirine bağlı bir iletişim ortamı kurulmuştur. Merkeziyetçi olmaması, herkesin özgür ifadelere yer verebilmesi, Jan Van Dijk tarafından "yatay hiyerarşi" olarak tanımlanmış ve 21. yüzyılın ilk on yılında internet gibi medya daha da gelişmiş hale gelip, nüfusun daha geniş kesimleri tarafından ve ekonomi, siyaset ve kültürle ilgili çıkarlar tarafından kullanılmaya başlandıkça, yavaş yavaş “normal medya” olarak görünür olmuştur. Jan Van Dijk, kâğıt iletişim araçlarının modasının geçeceğini iddia etmiştir.
Batı medyası, Batı dünyasının kitle iletişim araçlarıdır. Soğuk Savaş sırasında Batı medyası Sovyet medyası ile karşı karşıya gelmiştir. Batı medyası yavaş yavaş dünya çapında gelişmekte olan ülkelere yayılmıştır.
Birleşik Krallık'ta medya, Birleşik Krallık'ta basılı ve görsel medyayı ifade eder. Birleşik Krallık'ta televizyon, radyo, gazeteler, dergiler ve web siteleri birkaç farklı kitle iletişim aracı türü bulunmaktadır. Birleşik Krallık, yeni ve gelecek sanatçıların yanı sıra büyük müzik endüstrisiyle tanınıyor. Ülkede ayrıca büyük bir yayın, film, video oyunları ve kitap yayıncılığı endüstrisi bulunmaktadır.