Antropoloji ya da insan bilimi, geçmiş ve günümüz topluluklarında yaşayan insanların çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı. İnsanın kültürel ve fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur. Bu bilim, insanı kültürel, toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde anlamaya; insanlığın başlangıcından beri toplulukların çeşitli koşullara nasıl uyarlandığını, bu uyarlanma biçimlerinin nasıl gelişip değiştiğini, çeşitli küresel olayların nasıl dönüştüğünü görmeye ve göstermeye çalışır.
Avrupa, kuzeyde Arktik Okyanusu, batıda Atlantik Okyanusu, güneyde Akdeniz ve doğuda Asya ile çevrili bir kıtadır. Avrupa'nın Asya'dan Ural Dağları, Ural Nehri, Hazar Denizi, Büyük Kafkaslar, Karadeniz ve Türk Boğazlarının su yolları ile ayrıldığı kabul edilir.
Vikingler ya da Norslar, İskandinavyalı korsan ve tüccar kavimlerdir. Aslında "Viking" veya "Nors" bir millet adı değildir; Danlara, Norveçlilere, İsveçlilere ve diğer İskandinavlara kim olduklarına bakmaksızın verilen isimdir. Bu adlandırma Eski Norsçadaki Vikingr (yağmacı) sözcüğünden gelir ve Viking Çağı boyunca tüm Kuzey Cermenleri bu adla anılmıştır. Vikinglerin ataları antik Cermen halkları, konuştukları dil(ler) ise Cermen dil ailesine bağlı İskandinav dilleridir. Vikingler ömürlerinin büyük bir kısmını denizlerde geçirmiş olan savaşçı bir halktır. 8 - 11. yüzyıllar arasında kuzeybatı Avrupa'da birçok yeri ele geçirmişlerdir. Viking akınları ile birlikte birçok manastır yok olmuştur. Olaya tanıklık eden ve hayatta kalarak Avrupa'nın çeşitli bölgelerine dağılan keşişlerin dramatik ve trajik anlatımları, yüzyıllarca sürecek bir Viking korkusu ve düşmanlığı yaratmıştır. Vikingleri kaba, ilkel, medeniyetten uzak bir kavim olarak betimlemişlerdir. Bu anlatımların etkisiyle, Avrupalıların Viking kültürüne uzun süre kayıtsız kaldıkları anlaşılmaktadır. Göçebe ve savaşçı bir kavim olan Vikinglerin yazılı geleneği olmayışı, kültür izlerinin sürülmesini güçleştirmektedir. Yazılı kaynakların zayıflığına ve Batılı kaynaklardaki olumsuz Viking imajına karşılık, arkeolojik veriler, incelikli bir Viking maddi kültürünün varlığına işaret etmektedir.
Orta Asya, dar anlamıyla geçmişte Sovyetler Birliği'nin parçası olan beş ülkeyi tanımlar. Geniş anlamda ise Afganistan, Pakistan'ın kuzeyi, Çin'in batısı, Moğolistan ve Rusya'nın bir kısmı ile kuzeydoğu İran'ı içeren bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan coğrafi terim. Asya'nın dünya okyanuslarından uzak iç kesimini belirtmek için kullanılır, bölgenin bu denizlere kapalı oluşu başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.
Orta Çağ, tarihçiler tarafından 5. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın sonlarına kadar sürdüğü söylenen tarihî dönemi ifade eden kavramdır. Orta Çağ dönemine verilen bir diğer isim olan "Klasik Sonrası Dönem" terimi, "Klasik Antik Çağ" döneminin adından türetilmiş olsa da, daha geniş bir coğrafi tanıma sahiptir. Orta Çağ, tarihçiler tarafından ihtilaflar olmasıyla birlikte, genel olarak MS 500–1500 aralığındaki dönemi kapsamaktadır ve Antik Çağ ile modern zamanlar arasında ayrı bir dönem olarak görülmektedir.
Emperyalizm, yayılmacılık veya ekspansiyonizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.
Oryantalizm veya Şarkiyatçılık, Yakın Doğu ve Uzak Doğu toplumlarının, kültürlerinin, dillerinin ve halklarının incelendiği Batı kökenli araştırma alanlarının tümüne verilen isimdir. Sanat tarihi, edebiyatı ve kültürel çalışmalarda, Oryantalizm, Doğu dünyasındaki yönlerin taklidi veya tasviridir. Bu tasvirler genellikle Batılı yazarlar, tasarımcılar ve sanatçılar tarafından yapılır. Özellikle, daha spesifik olarak "Orta Doğu" yu tasvir eden Oryantalist tablolar, 19. yüzyıl akademik sanatının popülerlerinden biriydi ve aynı şekilde Batı edebiyatı Doğu temalarına da benzer ilgi göstermiştir. Edward Said'in Oryantalizm adlı kitabının 1978'de yayımlanmasından itibaren, çok sayıda akademik söylem “Oryantalizm” terimini, Batı'nın Orta Doğu, Asya ve Kuzey Afrika toplumlarına yönelik genel tavrına atıfta bulunmak için kullanmaya başlamıştır. Said'in analizinde Batı, bu toplumları statik ve gelişmemiş olarak özümsemekte, böylece emperyal gücün hizmetinde incelenebilecek, tasvir edilebilecek ve çoğaltılabilecek bir Doğu kültürü görüşü üretmektedir. Bu görüşü ile Said, Batı toplumunun gelişmiş, rasyonel, esnek ve üstün olduğu fikrini ifade etmektedir.
Şato, bir lorda veya krala ait konut görevi gören bir tahkimat türüdür. Şatolar bulundukları bölgenin ekonomik, siyasi ve idari merkeziydi. İçinde saray halkının ikamet etmesinin yönüyle kaleden, bir savunma yapısı olması yönüyle saraydan farklıydı ve de bir müstahkem şehirden farklı olarak kamuya ait bir savunma değildi.
Mağrip, Arap dünyasının batı kısmıdır. Bölge, Cezayir, Libya, Moritanya, Fas ve Tunus dahil olmak üzere Batı ve Orta Kuzey Afrika'yı kapsar. Mağrip ayrıca Batı Sahra'nın tartışmalı bölgesini de içerir. 2018 itibarıyla bölgenin nüfusu 100 milyondan fazlaydı.
İrredantizm ya da kurtarımcılık, İtalyanca kökenli bir sözcük olup dil, din, soy ve kültür birlikteliği olduğu hâlde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikridir. Ancak köken itibarıyla negatif bir anlam boyutu vardır. Etimoloji sözlüğünde bu kavram, "yabancı ülke topraklarındaki soydaşları gerekçe ederek yayılma siyaseti" olarak belirtilmektedir. Genelde de siyasal alanda bu anlamda kullanılmaktadır. Bir devletin, kendi sınırına yakın yaşayan soydaşlarının oturduğu bölgeleri ilhak etme politikası olarak anlaşılması söz konusudur. Türk Dil Kurumu, bu kavrama Türkçe alternatif olarak "kurtarımcılık" şeklinde bir sözcük önermektedir.
Keşifler Çağı olarak da bilinen Coğrafi keşifler dönemi, 15. yüzyılın ilk yarısından 17. yüzyılın ortalarına kadar Portekizli ve İspanyol kaptanlar tarafından Asya'daki baharat ve değerli maden zenginliğine ulaşacak alternatif ticaret yollarının bulunması amacıyla başlatılıp bu yolda yeni kıtalar, okyanuslar ve denizaşırı toprakların Eski Dünya tarafından keşfedilmesine sebep olan tarihsel aralıktır.
Sömürgecilik; kolonicilik, kolonyalizm ya da müstemlekecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesidir.
Etnografya, kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran, kültür bilimidir. İnsanın toplumsal varlığını niteliksel ve niceliksel olarak inceler. Bu incelemeleri alan çalışmasına göre gerçekleştirir. Bütünlükçü bir yöntem tercih eder. Bu yönteme göre insan-toplum ilişkisi birbirinden ayrı ögeler olarak anlaşılamaz. Geleneği gezi yazıları ve sömürgecilik dönemi raporlarına da dayanmaktadır.
Frigler, Antik Çağ'da Orta Anadolu'da yaşamış Hint-Avrupa kökenli bir halk. Hititlerin MÖ 1200 civarında yıkılmasından sonra muhtemelen Güneydoğu Avrupa'dan bölgeye gelmişlerdir. Herodot ve Strabon gibi antik yazarların verdikleri bilgiler, dilbilim bulguları ve Güneydoğu Avrupa halkları ile aralarındaki maddi kültür benzerlikleri nedeniyle Friglerin Avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir. Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupa'da oturdukları sırada Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakya'dan Boğazlar yolu ile Anadolu'ya göç eden Trak boylarından biriydi.
Oksidentalizm veya Garbiyatçılık, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'yı içeren Batı dünyasına ilişkin klişelerle ilişkili bir terimdir. Terim Mısırlı yazar Hasan Hanefi tarafından "Oksidentalizm Bilimine Giriş" kitabı ile temellendirilmesine rağmen Ian Buruma and Avishai Margalit'nin Occidentalism: the West in the Eyes of its Enemies (2004) adlı kitaplarıyla popülerlik kazanmıştır. Terim, Doğuculuğun tersine çevrilmiş halidir. Fakat oryantalist manada olan Doğuculuğun karşıtı olarak değil kendi argümanları ile Batı'yı anlamaya çalışma ve karşı söylem üretmeye çalışılması sürecidir. Bunlara ek olarak da Batı'nın tanımladığı Doğu imajını reddedip Doğunun asıl imajının ne olduğuna odaklanmış bir disiplindir. En büyük karşı çıktığı nokta ise Batı'nın belirlemiş olduğu ilkel, gelişmemiş ve gelişmeye kapalı Doğu imajını kırıp, Batı'nın tek tipleştirdiği Doğu algısını kırmaktır.
Almanya tarihi, Cermenlerin ilk olarak Roma İmparatorluğu döneminde devlet kurmalarıyla başlar. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu dönemiyle 1806 yılına kadar devam eder. Bu dönemde ulaştığı en geniş sınırlar günümüzdeki Almanya, Avusturya, Slovenya, İsviçre, Çekya, Polonya'nın batısı, Hollanda, doğu Fransa ve kuzey İtalya'yı kapsamaktaydı.
Avrupa'nın ekonomik tarihi, Avrupanın geçmişte yaşadığı ekonomik olguların nasıl geliştiği ve bunun dönemlerini açıklar.
Kurgan veya Korgan özellikle Orta Asya ve Doğu Avrupa'daki yığma tepe ve höyük şeklinde bulunan genellikle tahtadan yapılmış mezarlar için kullanılan bir tümülüs türü.
Kompozit Türk-Fars geleneği, 9. ve 10. yüzyıllarda Horasan ve Mâverâünnehir'de ortaya çıkan farklı bir kültüre atıfta bulunmaktadır. İran menşeli olduğu iddia edilen bir okur yazar geleneğine dayanmış ve Türk hükümdarlar tarafından himaye edilmiştir. Sonraki yüzyıllarda, Türk-Fars kültürünü, fethedilen halklar tarafından komşu bölgelere daha ileri götürülecek ve sonunda Batı Asya, Orta Asya ve Güney Asya egemen ve seçkin sınıflarının egemen kültürü haline gelecektir.
Lusotropikalizm, Brezilyalı sosyolog Gilberto Freyre tarafından denizaşırı Portekiz emperyalizminin ayırt edici karakterini tanımlamak için geliştirilen ve Portekizlilerin diğer Avrupa uluslarından daha iyi sömürgeciler olduğunu öne süren bir teoridir.