Mecidiyeköy Likör Fabrikası
Mecidiyeköy İnhisarlar İdaresi Likör ve Kanyak Fabrikası | |
Genel bilgiler | |
---|---|
Durum | Yıkıldı |
Tür | Fabrika |
Mimari tarz | Art deco |
Konum | Mecidiyeköy |
Şehir | İstanbul |
Ülke | Türkiye |
Koordinatlar | 41°03′58″K 29°00′01″D / 41.06611°K 29.00028°D |
Başlama | 1930 |
Açılış | 1931 |
Kapanma | 2008 |
Yıkılma | 2012 |
İşletmeci | TEKEL |
Mecidiyeköy Likör Fabrikası ya da diğer adıyla Mecidiyeköy İnhisarlar İdaresi Likör ve Kanyak Fabrikası, Fransız mimar Robert Mallet-Stevens tarafından tasarlanmış yapıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleriyle kurulan fabrikanın yapımına 1930 yılına girilirken başlanmıştır. 1931 yılında inşaası tamamlanan yapı, uzun yıllar boyunca likör üretimine katkı sağlamıştır.
Modern Türkiye Tarihi ve Mimarlığındaki Önemi
Mustafa Kemal Atatürk, modern ulusun inşaası için yapılan çalışmaların sürdüğü zamanlarda, zamanının ötesinde bir karar ile likör fabrikası yapılması direktifini vermiştir. Her alanda kendine yeten bir Türkiye amacı taşıyan Atatürk, bu direktif ile Avrupa ülkelerinin domine ettiği bir sektörün ülke içerisinde üretilmesini ve ihracata katkı sağlamasını istemiştir. Fabrika yapısının tasarımı için, yine zamanının ötesinde bir karar ile, Fransız modernist mimar Robert Mallet-Stevens'e gidilmiştir. Döneminin önemli isimlerinden olan Stevens bu teklifi kabul edip İstanbul'a gelmiştir ve Likör Fabrikası'nın tasarımını yapmıştır. Mimarın yurtdışında uygulanan tek endüstri yapısı olan likör fabrikası, zamanında şehirden ve yaşamdan uzak olan Mecidiyeköy semtine yapılmıştır. Fabrika, 20. yüzyıl başlarına dek bağ ve bahçeleriyle korunabilen nadir arazilerden birinde bulunmasının avantajlarını kullanmıştır. 48.000m²'lik alana yerleşmiş olan fabrikada toplam 4600m²'lik bina alanı kullanılmıştır. Geri kalan arazide yetiştirilen meyveler, fabrikada likör yapımında kullanılmıştır.
Likör Fabrikası, Fransız mimar Robert Mallet-Stevens tarafından Art deco çizgiler taşıyan bir yaklaşım ile tasarlanmıştır. Giriş pavyonunu eğrisel çizgiler taşıyan yalın bir kütle olarak tasarlayan Stevens, fabrika ana üretim yapısını galerili ve çok katlı olarak tasarlamıştır. Galerinin iki yanına eklediği, L biçiminde olan iki hacmi ise daha alçak olarak tasarlamış ve galeri ile bir bütün oluşturmuştur. İç tasarımda ise yine Art deco çizgilerini taşıyan aydınlatma elemanları ve mimari elemanlar kullanmıştır.
Mecidiyeköy Likör Fabrikası, modern Türkiye'nin inşaası için atılan adımların en önemlilerinden birisi olmuştur. Atatürk'ün oluşturmak istediği ulusun inşaası ve bu ulusun kazanacağı bilinç ve kültür için yaptığı çalışmalara öncelik etmiştir. Endüstriyel mirasın oluşumunu sağlamak için atılan adımların yanına, modern Türkiye'nin mimari anlayışının ve pratiğinin oluşturulması gayesinin gelmesi ile birlikte, hafızalarda kalacak bir yapı oluşturulmuştur.
Üretilen Likörler
Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifiyle Mecidiyeköy Likör Fabrikasının kurulmasında ve işlemesinde katkı sağlayan Fransız uzmanlar 1939 yılında kadar fabrikada çalışmışlardır. Fransız uzmanların çalışmalarını izleyen Türk işçiler ve uzmanlar da likör üretiminin aşamalarını ve inceliklerini öğrenmişlerdir. Atatürk'ün amaçladığı modern ulus inşaası gayesinin, meyvelerini verdiği görülmüştür. Mecidiyeköy Likör Fabrikasında, Türkiye'de ve dünyanın diğer ülkelerinde ünlenmiş likörler, Fransız konyağı ile rekabet etmesi amacıyla kanyak ve dış piyasada ilgi gören cin, vermut ve brandy gibi içkiler üretilmiştir.
Türk kültüründe geniş bir yer kaplamış kahve yanında likör içme geleneği, Mecidiyeköy Likör Fabrikasının ürettiği 17 çeşit likör ile devam etmiştir. Fabrikada üretilen çeşitler: ahududu, kayısı, çilek, moka, acıbadem, limon, vişne, portakal, mandalina, turunçgil, kakao, beğendik, muz ve nane likörü idi.
.
Tarihsel Gelişim
Modern Türkiye inşaasında kurulan bütün fabrikalar gibi Mecidiyeköy Likör Fabrikası da günümüze gelene kadar birçok değişime ve bozulmaya uğramıştır. Zamanının ötesinde kararlar alınarak kurulan ve küllerinden doğan bir ulusun inşaasını destekleyen Mecidiyeköy Likör Fabrikası ya da diğer adıyla Mecidiyeköy İnhisarlar İdaresi Likör ve Kanyak Fabrikası, 1930 yılında başlayan likör ve içki üretimi serüvenine 2000 yılına kadar tasarlandığı işlev ile devam etmiş ve Türkiye - Dünya piyasasına üretim yapmayı sürdürmüştür. Likör üretiminin durduğu 2000 yılına gelene kadar birçok aşamadan geçen fabrika, gittikçe değerini kaybetmeye başlamıştır. Fabrikanın yanına, 1955 yılında, Galatasaray Spor Kulübü'nün futbol stadı olan Ali Sami Yen Stadyumu yapılmaya başlanmıştır ve stadyumun inşaasının bittiği 1964 yılına kadar fabrika arazisinden 13 dönüm eksilmiştir. Robert Mallet-Stevens tarafından titizlikle tasarlanan fabrikanın giriş pavyonu, stadyumun inşaasında yıkılmıştır. Fabrika, daha sonra, Boğaziçi Köprüsü'nün yapımı sürecinde de 11 dönümlük arazisini Karayolları'na devretmiştir.
Tescil Süreci
Yapılan imar planında ticaret ve iş merkezi alanında kalan ve TEKEL tarafından iş merkezine dönüştürülmesi gündeme gelen fabrika arazisinin tartışmaları, 1990 sonrası gündeme gelmiştir. 1997 yılında HABITAT İzleme Grubu, bu tartışmaları sonlandırmak amacıyla, arazinin ve içindeki kültür ve tabiat varlıklarının korunması için tescil talebi yapmıştır. Bu talep, “yapı grubunun özgün niteliklerini kaybettiği ve çok fazla değişikliğe uğradığı” gerekçesiyle kurul tarafından reddedilmiştir.
1997'de yapılan tescil başvurusu 2005 yılında tekrar yapılmıştır ama bu talep de “yapım tarihi itibarıyla 20. yüzyılın ilk endüstri yapılarından olmasına rağmen, yerinde yapılan incelemede yapının zaman içinde geçirdiği fiziki ve işlevsel değişim..." nedeniyle reddedilmiştir.
2006 yılına gelindiğinde DOCOMOMO Türkiye ekibinin de çabalarıyla yeni bir tescil süreci başlatılmıştır. Yapının tescillenmesinin gerekleri olarak bu maddeler sunulmuştur:
- Taşıdığı özgün mimari nitelikler
- Tasarımcısı bağlamında “tek olma” (Robert Mallet-Stevens'in yurtdışındaki tek endüstri yapısı)
- Türkiye endüstri tarihine getirdiği “teknolojik yenilik getirme”
- Mecidiyeköy'ün "kentsel kimliğini" belirleyen önemli bir alana sahip olma
Bu gerekçelerin haklı olarak görülmesi sonrasında yapı, 2006 yılında tescillenmiştir.
2000 Yılı ve Tescil Sonrası Aşamalar
2000 yılında üretimin durdurulduğu Mecidiyeköy Likör Fabrikası, büro işleviyle kullanılmak amacıyla TEKEL tarafından birçok değişime uğramıştır. İçerisinde ve dışarısında yapılan değişikler nedeniyle yapının özgün hali okunamamaya başlanmıştır. Alınan kararlar yapınının kaderini değiştirmemiş ve fabrika yapısı 2006'ya kadar atıl kalmıştır.
Fabrika yapısı 2006-2008 yılları arasında kullanıcısını bulmuş ve 2 yıl süreyle Büyük Mükellefler Vergi Dairesi tarafından kullanılmıştır. 2008 senesi sonrasında başlayan özelleştirme politikalarına kurban giden yapı ve yapının arazisi ihaleye çıkarılmıştır. İhaleyi kazanan Torun Holding, EAA (Emre Arolat Architects) ile görüşmelere başlamış ve alanın son kaderi şekillenmeye başlamıştır. EAA hazırladığı projede, fabrikanın, yıkılıp yeniden yapılmasını ve kültür mekanı işlevini sürdürerek kullanılmasını gerektiğini söylemiştir.
Rekonstrüksiyon Kararı ve Yeni Proje
EAA'nın hazırladığı projede, Mecidiyeköy Likör Fabrikası arazisinin çoğunun gökdelenler ile yeniden oluşturulduğu görülmüştür. Likör fabrikasının yıkılıp yeniden yapılması ve gökdelenlerin önüne konumlanması planlanmıştır. Projenin üç boyutlu çizimlerinde 2 adet gökdelen yapısı varken uygulanan projede bu sayı, Ali Sami Yen Stadyumu'nun yapıldığı arazinin de kullanılmasıyla, 4'e çıkmıştır. Kentsel ölçekte zaten Mecidiyeköy yoğunluğu ile kaybolmuş olan likör fabrikası, yeni yapılan projede ise tamamen okunamaz hale gelmiştir.
2012'de yapı yıkılmadan önce toplanabilecek olan bütün yapısal ve tasarımsal bilgiler yapıdan alınarak belgelenmiştir. TEKEL arşivinden çıkan çizimler yapının ilk halinin çizilmesinde etkin rol oynamıştır. Alınan rekonstrüksiyon kararı sonrası likör fabrikası, 2012 yılında tamamen yıkılmıştır. Yapının yıkılması sonrasında yapılan temel kazım ve otopark tasarımı gibi işlemler, yapının yıkılmasının nedenleri arasında bir soru işareti olarak kalmış ve tartışmalar büyümüştür.
Yapılan çalışmalar ve tartışmalar projenin yürütülmesini yavaşlatmamış ve likör fabrikası, neredeyse birebir uygulanarak 11 Aralık 2018 tarihinde tekrar açılmıştır. Mecidiyeköy Likör Fabrikası, açıldığı günden beri Pilevneli Gallery Mecidiyeköy olarak hizmet vermektedir.
Rekonstrüksiyon Kararına Karşı Tepkiler
Kaynakça
- Likör uğruna İstanbul’a kadar gelen bir “Parisien” : Mimar Rob Mallet-Stevens 23 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Bir Türkiye Hikayesi: Likör Fabrikası 24 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ‘Likör’ için önce yık, sonra koru 24 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Yeni Eski Likör Fabrikası 24 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.