Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye veya kısaca Mecelle, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
VI. Mehmed veya Mehmed Vahideddin, Osmanlı İmparatorluğu'nun 36. ve son padişahı ve 115. İslam halifesidir. Saltanatı döneminde, Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldı. İstanbul'un İşgali yaşandı ve İngilizlerin baskısı üzerine Meclis-i Mebûsan kapatıldı. Anadolu'da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ülke yönetiminde egemen olduktan sonra Vahideddin'in idaresi fiilen mümkün olmamıştır.
Fıkıh, anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.
Ahmed Cevdet Paşa veya Lofçalı Ahmed Cevdet Paşa, Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen Türk devlet ve ilim adamı, tarihçi, hukukçu, şair.
Yarbay, Binbaşı ile Albay rütbesi arasında yer alan askeri rütbedir. Birçok ülkenin kara ve hava kuvvetlerinde tabur komutanı olarak görev yaparlar.
Mustafa Fevzi Sarhan, Türk hukuk, din ve siyaset adamıdır.
Musa Kazım Onar, Türk siyasetçidir.
Şeyhülislam ya da Şeyh'ül-İslam, dini konularda en yüksek derecede bilgi ve yetkiye sahip olan kimse.
Kazasker ya da kadıasker, Osmanlı Devleti'nde şeri davalara bakan askeri hakim. Yetkileri arasında kadı, müderris ve din görevlisi atamaları, kadı kararlarını bozma, değiştirme ve yeni kararlar oluşturma gibi maddeler vardır. Yani kadı kararlarına itiraz kazaskerliğe yapılırdı. Yetkilerinin çoğunu 16. yüzyıl'dan itibaren şeyhülislamlığa devretmiştir.
Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.
Türkiye'de laiklik, Osmanlı İmparatorluğu zamanında yargı ve devlet yönetiminde kısmen kendini göstermeye başlamış, Cumhuriyet devrimi ile anayasanın temel unsurlarından biri haline gelmiş, din ve siyasetin birbirine karışmaması ilkesidir. Laiklik terimi Fransızcadaki karşılığı Laïcité kelimesinden Türkçeye uyarlanmıştır.
Miralay, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında kullanılan mirliva ile kaymakam rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden albaya denk bir askerî rütbedir.
Mirliva, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Türkiye'nin ilk yıllarında kullanılan, ferik ile miralay rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden tuğgeneral ve tümgeneral rütbelerine denk bir askeri rütbe. Paşalık unvanı mirliva rütbesinden itibaren kazanılırdı.
Ferîk ya da Ferîk-i sânî, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında kullanılan mirliva ile ferîk-i evvel rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden korgeneral rütbesine eşit askerî rütbe.
Türkiye'de nüfusun %95'e yakını İslam dinine mensuptur. Ülkedeki Müslümanların çoğunluğu Sünniliğin Hanefi mezhebine bağlıdır. Günümüzde modern Türkiye'yi oluşturan bölgede İslam'ın yerleşik varlığı, Selçukluların Doğu Anadolu'ya doğru genişlemeye başladığı 11. yüzyılın son yarısına kadar uzanmaktadır.
Kölelik karşıtlığı ya da köleliğin kaldırılması yanlılığı, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Latin Amerika'da 18. ile 19. yüzyıllar arasında gerçekleşmiş zenci köleliğinin bitirilmesi amaçlı toplumsal akım.
Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.
Mülâzım-ı sânî, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında kullanılan ve günümüz rütbelerinden teğmene denk bir askerî rütbedir.
Ferîk-i evvel ya da birinci ferik, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında kullanılan müşîr ile ferîk rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden orgeneral rütbesine eşit askerî rütbe.
Belli bir ülkede belli bir dönemde uygulanan vergilerin bütününe ilişkin hukuki rejim vergi sistemi olarak nitelendirilir. Türk vergi sistemi ise, Türkiye'de belli bir dönemde uygulanan vergileri inceler. Türkiye'de şu an çok vergili sistem geçerli olup, birden fazla kaynak üzerinden alınan birden fazla vergi bulunmaktadır.