İçeriğe atla

Mavi dil hastalığı

Mavi dil hastalığı
Mavi dil virusu[1]
UzmanlıkEnfeksiyon hastalıkları, veteriner tıp Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Mavi dil ya da Blue tongue, Culicoides cinsi sokucu sinekler ile nakledilen, sığır, koyun, keçi ve deve gibi evcil hayvanlar ile bazı yabani gevişgetirenlerde görülen ve konjesyon, ödem, hemoraji ile karakterize bir enfeksiyondur.[2] Hastalığa yol açan patojen Reoviridae ailesinin Orbivirus cinsinden olup Bluetongue virüsü olarak isimlendirilir.[3]

BT virusu (BTV)'nun 24 serotipi bildirilmiştir. Culicoides imicola ve diğer culicoid'ler tarafından nakledilir.[4]

Etken

Hastalığın etkeni, Reoviridea familyasından bir virüs olup dünyada 24 antijenik serotipi tespit edilmiştir. Türkiye'de iki tip tespit edilmiştir.

Epidemiyoloji ve epizootiyoloji

Hastalık tüm gevişenlerde görülebilir.

Bulaşma

Etken Tatarcık olarak bilinen sokucu sineklerin (Culicoides) hasta hayvandan emerek aldıkları kanda bulunur ve aynı sineğin sağlıklı bir hayvandan kan emmesi sonucu sağlam hayvana geçer. Bu sinekler özellikle yağmurlu yaz günlerinin ardındaki rutubetli gecelerde aktiftirler. Hasta boğaların spermalarıyla da virüs sağlıklı ineklere bulaşabilmektedir ki bulaşmada dikkat edilmesi gereken önemli yollardan biridir. Sığırlar belirgin bir hastalık belirtisi göstermeksizin virüsü kanlarında taşırlar ve hastalığın koyunlara bulaşmasında önemli rol oynarlar. Etken sokucu sineklerin olmadığı zamanlarda dahi sığır kanında 14 hafta aktif olarak kalabilmektedir.

Patogenez ve klinik bulgular

Hastalık ateş, dolaşım bozuklukları, oral ve nasal mukozalarda hiperemi, dudaklarda ödem, daha sonra gangrenöz bir rhinitis ve mukoza ülserasyonları ile karakterizedir.[5]

Hastalığın görüldüğü bölgelerde en çok anormal doğumlar belirgindir.Bunlar da genellikler; hidransefali, hidrosefalus ve üyelerde deformasyonlar (arkür vb)'dır.

Belirtiler

Sokucu sinek tarafından kan emme sırasında etkeni alan hayvanda ilk belirtiler 7 gün sonra görülmeye başlar. Bu süre hayvanın ırkına ve bireysel direncine göre uzayıp kısalabilir. Örneğin merinoslar diğer koyun ırklarına göre çok daha duyarlıdır ve çok daha fazla etkilenir. Kuzular da koyunlardan daha duyarlıdır.

Tipik bulguları şunlardır:

  • Aniden 40-42 o C ye varan ateş,
  • Ateşin başlamasından hemen sonra görülen dudak emme hareketleri,
  • Dil ve dudak ödemleri dilde mavileşme,
  • Önce sulu sonra irinli burun akıntısı,
  • Ağızda ve burun girişinde ülser ve kabuklu yaralar, bunun sonucu solunum güçlüğü ve yem alınımının durması,
  • Ağızdaki ve burundaki yaraların iyileşmesinden sonra ayakta tırnak aralarında yaralar,
  • Deride kırmızılıklar, yapağıda kırılma dökülme,
  • Genç hayvanlarda ishal ve bulguların görülmeye başlanmasından 2-8 gün sonra ölüm.
  • Bazı durumlarda ölüm çok daha uzun zaman sonra görülebilir. Kuzularda ölüm oranı % 95 e varabilir.
  • Sığırlarda benzer belirtiler görülmekle birlikte belirtiler çok daha hafiftir, bazen fark edilmeyebilir. Ancak gebe ineklerde AH sendromu denilen anomalili buzağı doğumları ve ölü doğumlar da görülebilir.

Teşhis ve ayırıcı teşhiş

Klinik bulgular yani hastalığın belirtileri ve otopsi bulguları yol gösterici olsa da kesin teşhis ancak laboratuvar muayeneleri ile konabilir. Bunun için laboratuvara marazi madde (hastalıktan ölen ya da ölmeden kesilen hayvanlardan alınan iç organ parçaları) gönderilmelidir. Bunlar, dalak, lenf yumrusu, karaciğer, tonsil, dil ve dudak parçalarıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, virolojik muayene için gönderilen materyalin herhangi bir kimyasal koruyucu konmadan buz içinde soğuk zincirde, patolojik muayene için ise gönderilen materyalin %10'luk formol içinde, tamamı formole batacak şekilde gönderilmesidir. Hastalığın ateşli döneminde OPG ve/veya EDTA adı verilen sıvı içerisine alınarak gönderilen kan en önemli teşhis materyalidir. İyileşen hayvanlardan alınan kan serumları da hastalığın teşhisinde önemlidir.Ayırıcı teşhiste Mavi Dil hastalığı, koyunlarda Şap, çiçek grubu hastalıklar, zehirlenmeler ile sığırlarda sığır vebası, şap ve ishalle seyreden viral hastalıklarla (Bovine viral diyare gibi) karışır.

Mücadele

Hastalıkla mücadelenin esasını, karantina, hasta hayvanların imhası ve sokucu sineklerle mücadele ile birlikte aşılamalar teşkil eder.

Aşılar ilkbaharda ve kırkımdan 3-6 hafta önce uygulandığında daha fazla bağışıklık sağlar. Ancak aşının koçlarda geçici kısırlık yapması nedeniyle koçlar, koç katımından sonra aşılanmalıdır. Mavi dil aşısı gebe hayvanlarda da yavru atmalara ve anomalili kuzu doğumlarına neden olduğundan gebe hayvanlara da aşı uygulaması tavsiye edilmez.

Hastalığı geçiren hayvanlar 2 yıl kadar bağışıklık kazanır. Bu hayvanlar ağız sütü (kolostrum) vasıtasıyla bağışıklığı sağlayan antikorlarını yavrularına da geçirebilirler. Bu yavrular 6 ay kadar bağışık kalırlar. Bu sebeple hastalığa karşı yapılan aşıların 6 aylıktan küçük kuzulara yapılmaması gerekir. Damızlıkta kullanılan boğa ve koçların özellikle suni tohumlamada kullanılanların belli zaman aralıklarıyla muayenelerinin yapılması ve Mavi Dil yönünden negatif olan hayvanların kullanılması gereklidir. Aksi takdirde hastalığın çok geniş sahalara yayılması önlenemeyecektir. Hastalığın tamamen ortadan kalkması, başka bir deyişle hastalığın eradikasyonu için hasta hayvanların kesime gönderilmesi de uygun bir çözümdür.

Türkiye'de Mavi dil hastalığı

Türkiye'de de son yıllarda görülmeye başlanan bu hastalık 2014 Eylül ayında Kocaeli yöresinde görülmüştür ve 10 mahalle karantina altına alınmıştır. 2014 Ekim ayında ise Çanakkale de görülmüş ve 160 köy karantinaya alınmıştır.[6]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2012. 
  2. ^ Murphy FA, Gibbs EPJ, Horzinek MG, Studdert MJ (1999): Veterinary Virology. Third Edition, Academic Press, New York.
  3. ^ Roy P (2002): Reoviridae (Orbivirus). 957-963. In: CA Tidone, Darai G (Ed), The Springer Index of Viruses, Springer, Berlin.
  4. ^ Roy P (2008). "Molecular Dissection of Bluetongue Virus". Animal Viruses: Molecular Biology. Caister Academic Press. pp. 305–354. ISBN 978-1-904455-22-6
  5. ^ Rolle, M. und Mayr, A. (1978): Mikrobiologie InJektions und Seuehenlehre. Ferdinand Enke Verlag Stuttgart, 395-398.
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2014. 

Dış bağlantılar

Sınıflandırma


İlgili Araştırma Makaleleri

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">HIV/AIDS</span> HIV virüsünün sebep olduğu bulaşıcı ölümcül hastalık

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.

<span class="mw-page-title-main">Kuduz</span> Hayvanlar yoluyla bulaşan ölümcül hastalık

Kuduz, Rabies ya da Lyssa, Merkezî sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonoz.

<span class="mw-page-title-main">Bruselloz</span>

Bruselloz, Malta humması veya Akdeniz humması, da denilen Brucella spp. bakterileri yüzünden ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Şarbon</span> Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan bulaşıcı bir hastalık

Şarbon, antraks veya anthrax; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan zoonotik karakterde bulaşıcı bir hastalık.

Kedilerin enfeksiyöz peritonitisi,, kedilerin bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalıktır. Kedi koronavirüsünün mutasyon geçirmesi ile meydana gelir. Korona virüsünün mutasyon geçirmiş hali olan FIP virüsü, FIP hastalığına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Kırım-Kongo kanamalı ateşi</span> Viral hastalık

Kırım-Kongo kanamalı ateşi keneler yoluyla bulaşan, zoonotik enfeksiyona yol açan bir viral hastalıktır.

Stomatitis, ağzın ve dudakların inflamasyonudur. Aft olsun ya da olmasın, ağız veya dudak mukozalarını etkileyen herhangi bir inflamatuar durumu ifade eden genel bir terimdir. Kişinin yemesini, konuşmasını ve uyumasını zorlaştırır. Dil, diş etleri ve dudak da dâhil ağzın herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Virüs</span> canlı ve ya cansız arası mikroskobik enfeksiyon etkeni

Virüs, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Şap (hastalık)</span> Hastalık

Şap, çift toynaklı hayvanlarda görülen viral bir hastalıktır. Halk arasında tabak veya dabak olarak adlandırılır.

Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmadır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Peste des petits ruminants</span>

Peste des petits ruminants, PPR, Ovine rinderpest, Pneumoenteritis comlex veya küçük ruminant vebası. Viral bir koyun-keçi hastalığıdır. Bu hastalık koyun ve keçilerin yüksek ateş, gözyaşı ve burun akıntısı, ağız lezyonları, sindirim sistemi mukozasında hemoraji, gastroenteritis, ishal, öksürük, bronco-pneumoni semptomları ile karakterize, mortalite ve morbitide oranı yüksek viral bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Babesiosis</span>

Babesiosis, Babesioz ya da Piroplazmoz, Babesia cinsine ait türlerin neden olduğu, malaria benzeri bir hastalıktır. Trypanosomos'dan sonra en çok görülen memelilerin önemli kan parazitidir. İnsanlarda da Babesia bovis, Babesia divergens türleri görülmesinden dolayı, Babesiosis zoonoz özellikte bir hastalıktır. Vektör kenenin ise genelde Ixodes keneleri olduğu bildirilmiştir.

Akabane ya da konjenital artrogripozis, koyun ve keçilerde görülen, sığırlarda da görülebilen; sokucu sinekler aracılığıyla bulaştırılan bir viral hastalıktır. Gebe hayvanlarda anomalili yavru doğumları ile karakterizedir.

<span class="mw-page-title-main">Afrika at vebası</span> vektörel hastalık

Afrika at vebası çok bulaşıcı ve ölümcül bir hastalıktır. Çoğunlukla at, eşek ve katırlarda etkilidir, zebralar, filler ve köpekler hastalık belirtisi göstermeden hasta olurlar. Hastalık Vektörel bir hastalıktır

<span class="mw-page-title-main">Sığırların nodüler ekzantemi</span>

Sığırların nodüler ekzantemi ya da Sığır çiçeği, basın tarafından Afrika hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Poxviridae ailesi, capripoxvirus genusu içinde yer alan ve Neethling olarak da bilinen virüsun neden olduğu sığırların akut viral bir enfeksiyondur. Hastalık zoonoz değildir, sığırlarda ciddi verim kayıplarına hatta ölümlere yol açar. İlk olarak Afrika'nın güney ülkelerinde çıkmış, buradan Mısır ve İsrail'e yayılmıştır. Kıtada sadece 4 ülke hastalıktan ari olduğunu açıklamıştır.

Mycoplasma ovipneumoniae, en yaygın olarak küçükbaş hayvanlarda yaşayan ve bu hayvanları etkileyen mikoplazma cinsinin üyesi olan bir bakteri türüdür. M. ovipneumoniae, hem primer atipik pnömoniye neden olabilen, hem de enfekte olmuş hayvanları Mannheimia haemolytica da içinde olmak üzere başka etkenlerle ikincil pnömoniye yatkın hale getirebilen evcil koyunlar, evcil keçiler, Amerika yaban koyunları, dağ keçileri ve diğer Caprinae ailesi üyelerinin solunum patojenidir. M. ovipneumoniae'nın patojenitesine katılan mekanizmaları içerisinde, M. ovipneumoniae'nin kendi polisakkarit kapsülü aracılığıyla geviş getiren hayvanların silli epitellerine tutunan makrofaj etkinliğini değiştirme, siliyer antijenler için otoantikor üretimi ve lenfositlerde etkinliğin baskılanması gösterilebilir; bunların hepsi, koyun ve öteki geviş getirenlerde gelişen hastalıklara katkıda bulunan önemli etkenlerdir. Bu bakteri, ayrıca diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlara zemin hazırlayan bir etken davranışı sergileme yeteneğine sahiptir.

Scrapie koyun ve keçilerin sinir sistemlerini etkileyen ölümcül, dejeneratif bir hastalıktır. Birkaç bulaşıcı spongiform ensefalopatiden (TSE) biridir ve bu nedenle priondan kaynaklandığı düşünülmektedir. Scrapie en az 1732'den beri biliniyor ve insanlara bulaşabilir görünmüyor.

<span class="mw-page-title-main">Kedilerin aşılanması</span>

Kedi aşısı, kedilere uygulanan hayvan aşısıdır. Aşılama, kedileri bazıları olası ölümcül olabilen bulaşıcı hastalıklardan korumada hayati bir rol oynar. Bu hastalıklara çevrelerinden, diğer evcil hayvanlardan ve hatta insanlardan maruz kalabilirler.

<span class="mw-page-title-main">1775-1782 Kuzey Amerika çiçek hastalığı salgını</span>

1775-1782 Kuzey Amerika çiçek hastalığı salgını Batı Yarımkürenin Yeni Dünyası olarak kabul edilen bölgede gerçekleşen salgındır.Kolomb'un Amerika'ya ilk yolculuğunun, çiçek hastalığı virüsünün Amerika'ya ilk gelişine yol açtığı ve Kuzey Amerika kıtasının çoğuna yayılmasını sağladığı söylenebilir. 1775 yılında başlayan salgında en az 130.000 kişinin öldüğü tahmin ediliyordu.