
Kahverengi cüceler, ilk kez 1995 yılında keşfedilen, ne yıldız ne de gezegen kategorisine konabilen gök cisimleri. Ancak son yıllarda bazı gök bilimciler kütlelerinin büyüklüğüne ve buna bağlı olarak sıcaklıklarına ve buna da bağlı olarak renklerine göre O, B, A, F, G, K ve M olarak sıralanan geleneksel yıldız kategorilerine kahverengi cüceleri de T ve Y sınıfları olarak eklemektedir.

Beyaz cüce, termonükleer reaksiyonların meydana geldiği aşamadan sonra orta kütleli bir yıldızın evriminden kaynaklanan küçük ama yüksek yoğunluğa sahip yaşlı bir yıldızdır. Yüksek yüzey sıcaklığına rağmen çok düşük bir parlaklığa sahiptir ve bu nedenle Hertzsprung-Russell diyagramında ana kolun çok aşağısında yer alır. Kütlesi 8 kata kadar azaldığı halde yüksek yüzey sıcaklığını uzun süre koruduğundan "beyaz cüce" olarak adlandırılır.

Kara cüce veya Siyah cüce, varsayımsal bir yıldız kalıntısıdır. Tam ifadesiyle artık yeteri kadar ısı veya ışık yayamayacak kadar soğumuş olan bir beyaz cücedir.

Kırmızı dev, yıldız evriminin geç aşamalarında ve düşük ya da orta kütlede olan bir dev yıldız. 4.700 °C ya da daha düşük sıcaklıkta olabilir. Dış atmosferi şişkin ve seyrektir. Kırmızı devin dış görünümü sarı-turuncudan kırmızıya uzanabilmektedir ve K ve M tayfsal tipini içerir ayrıca S sınıfı yıldız ve karbon yıldızı.

Hertzsprung-Russell diyagramına göre kırmızı veya kızıl cüce, küçük ve nispeten soğuk, ya geç K ya da M spektral tipi bir yıldıza verilen isimdir. Yıldızların büyük çoğunluğunu oluşturan kırmızı cüceler yaklaşık olarak Güneş'in yarısından daha az kütleye sahiptirler ve yüzey sıcaklıkları 3.500 K'den düşüktür.

Dev yıldız, aynı yüzey sıcaklığına sahip bir anakol yıldızından önemli ölçüde daha büyük bir yarıçapa ve aydınlatma gücüne sahip olan yıldızdır. Büyük bir boyut mutlaka büyük kütle anlamına gelmez, dev bir yıldızın yoğunluğu bazen çok düşük olabilir. Hertzsprung-Russell diyagramındaki anakolun tepesinde yer alırlar ve aydınlatma sınıfları II ve III'e karşılık gelir. Dev ve cüce terimleri, 1905 civarında Ejnar Hertzsprung tarafından benzer sıcaklık veya tayf tipine rağmen oldukça farklı aydınlatma gücüne sahip olan yıldızlar için türetilmiştir.

Nova, bir beyaz cüce üzerinde görülen kataklismik nükleer patlamadır, yıldızın ani ışımasına sebep olur. Novalar diğer ışıma fenomenleri süpernovalar ya da parlak kırmızı nova ile karıştırılmamalıdır. Novanın bir çift yıldız sistemindeki beyaz cüce üzerinde olduğu düşünülür.

Anakol, Ejnar Hertzsprung ve Henry Norris Russell tarafından geliştirilen Hertzsprung-Russell diyagramında yıldız gruplarından anakol denilen gruba sokulan yıldızları tanımlayan addır.
Yıldız evrimi bir yıldızın yaşamı boyunca maruz kaldığı radikal değişikliklerin bir sürecidir. Yıldız'ın kütlesine bağlı olarak bu yaşam süresi, birkaç milyon yıldan, trilyonlarca yıla ulaşabilir, evrenin yaşı göz önüne alındığında bu çok fazladır.

Parlak devler, Yerkes Tayf Sınıflandırmasına göre aydınlatma sınıfı II olan yıldızlardır. Bu kategoride, devler ve süperdevler arasındaki sınırda bulunan her iki yıldız tipi de yer alır. Sınıflandırmada genel olarak son derece yüksek aydınlatma gücüne sahip dev yıldızlar yer alır fakat süperdev olarak sınıflandırılacak kadar yeterince parlak ve büyük değildirler.

K-tipi ana kol yıldızı, , tayf tipi K ve aydınlatma sınıfı V olan ana kol (hidrojen-yakan) yıldızıdır. Bu tip yıldızlar, boyut olarak kırmızı M-tipi ana kol yıldızları ile sarı G-tipi ana kol yıldızları arasında yer alırlar. Kütleleri Güneş'ten 0,6 ile 0,9 kat daha fazladır ve yüzey sıcaklıkları 3.900 ile 5.200 K arasındadır. En iyi bilinen örnekler Alfa Centauri B ve Epsilon Indi'dir. Çok uzun süredir ana kol üzerinde kararlı olduklarından dünya dışı yaşam arayışlarında özel bir öneme sahiptirler. Bu yıldızların yörüngesindeki karasal gezegenlerde, yaşam için uygun ortamlar oluşmuş olabileceği düşünülmektedir.
Termonükleer füzyon, çok yüksek sıcaklık kullanılarak nükleer füzyonu başarmanın bir yoludur. Termonükleer füzyonun kontrol edilebilen ve edilemeyen olarak iki formu vardır. Kontrol edilemeyen : kontrol edilemeyecek büyük bir enerjiye sahiptir bunlara termonükleer silahlardan hidrojen bombası örnektir. Kontrol edilebilenler ise yapıcı amaçlar için çevrede bulunan füzyon reaksiyonlarıdır. Bu metin ikincisine odaklı yazılmıştır.
Bu, bilinen en az kütleye sahip yıldızlar/kahverengi cüceler dizinidir. Liste, Güneş kütlesi (M☉) ve Jüpiter kütlesi (MJ) sırasıyla verilmiştir.

Sarı cüce yıldız veya G-tipi anakol yıldızı, yıldız sınıfı G ve aydınlatma gücü V olan anakol yıldızlarıdır. Bu tür yıldızlar 0,8 Güneş kütlesi ile 1,2 Güneş kütlesi arasında kalan yıldızlar olarak tanımlanır ve ortalama sıcaklıkları 5.300-6.000 °K arasındadır. Ömürlerinin sonuna doğru kırmızı dev halini alırlar, ardından ise beyaz cüce olarak ölürler. Güneş, G-tipi anakol yıldızları arasında en çok bilinenidir. Güneş her saniyede bir yaklaşık 600 milyon ton hidrojeni helyuma dönüştürerek füzyon nükleer enerjisi üretmektedir. Bilinen diğer G-tipi yıldızlar Alpha Centauri A, Tau Ceti ve 51 Pegasi'dir.

Altcüce, parlaklık seviyesi VI olan bir yıldız türüdür. Aynı spektral türdeki anakol yıldızlarının parlaklığının 1.5 ila 2 daha az parlak yıldızlar olarak tanımlanırlar.

Yatay kol yıldızları yıldız evriminde kırmızı devlerden sonraki aşamaya geçen, Güneş kütlesine yakın kütleye sahip yıldızlardır. Hidrojen füzyonu yapan anakol yıldızları çekirdekteki hidrojenleri bittiğinde kendi içlerine çökerler ve çekirdek etrafındaki kabukta hidrojen füzyonu yapmaya başlarlar. Bu yıldızlara kırmızı dev adı verilir. Zamanla çekirdeğin etrafındaki hidrojen de bittiğinde yıldız tekrar kendi içine çöker ve bu sefer helyum füzyonu yapabilen yatay kol yıldızları meydana gelir. Bu yıldızlar çekirdekte helyumu ve çekirdeğin etrafında da hidrojeni füzyona uğratabilirler.
Karbon yıldızı, atmosferi oksijenden daha fazla karbon içeren tipik olarak asimptotik dev kol yıldızı ve parlak bir kırmızı devdir. İki element, yıldızın üst katmanlarında birleşerek atmosferdeki tüm oksijeni tüketen, karbon atomlarını diğer karbon bileşiklerini oluşturmak üzere serbest bırakan ve yıldıza "isli" bir atmosfer ve çarpıcı yakut kırmızısı bir görünüm veren karbonmonoksiti oluşturur. Ayrıca bazı cüce ve üstdev karbon yıldızları da vardır ve daha yaygın olan dev yıldızlara bazen onları ayırt etmek için klasik karbon yıldızları denir.

Helyum parlaması yaklaşık Güneş kütlesinde bir yıldızın kırmızı dev aşamasından sonra geçirdiği bir evredir. Yıldızın çekirdeğindeki helyum atomları çok kısa bir süreç içerisinde birbirleriyle üçlü alfa süreci ile kaynaşarak karbon atomlarına dönüşürler ve bu süreçte çok büyük enerji ortaya çıkar. Güneş anakol yıldızı olmaktan çıkıp kırmızı dev aşamasına geldikten yaklaşık 1,2 milyar yıl sonra helyum parlaması geçirecektir.

F-tipi ana kol yıldızı, tayf tipi F ve aydınlatma sınıfı V olan ana kol (hidrojen-yakan) yıldızıdır. Bu tip yıldızlar Güneş'in kütlesinin 1 ila 1,4 katı kütleye ve 6.000 ila 7.600 K arasında yüzey sıcaklığına sahiptir. Bu sıcaklık aralığı F tipi yıldızlara sarı-beyaz bir renk verir. Bir ana kol yıldızı, cüce yıldız olarak da belirtildiği için bu yıldız sınıfı aynı zamanda sarı-beyaz cüce olarak da adlandırılabilir. Kayda değer örnekler arasında; Procyon A, Gama Virginis A ve B ile KIC 8462852 sayılabilir.

T Coronae Borealis Corona Borealis Takımyıldızı sınırları içerisinde bulunan tekrarlayan bir novadır. İlk olarak 1886 yılında John Birmingham tarafından patlama sırasında keşfedilmiştir. Her seksen yılda bir meydana geldiği tahmin edilmektedir. En son 1946 yılında gök bilimciler tarafından gözlemlenmiştir.