
Hiroşima, Japonya'nın Hiroşima prefektörlüğünün merkezi ve Chūgoku bölgesinin en büyük şehridir. Şehrin adı Japoncada "geniş ada" anlamına gelmektedir. Yüzölçümü 905.01 km² dir.

Arthur Holly Compton, 1927'de elektromanyetik radyasyonun parçacık doğasını gösteren Compton etkisinin keşfi ile Nobel Fizik Ödülü kazanmış Amerikalı fizikçidir. Zamanında çok dikkat çeken bir buluştur. Işığın dalga doğası o zamanlarda iyi anlaşılmış olsa da ışığın hem dalga hem parçacık olabileceği fikri kolay kabul görmemiştir. Kendisi ayrıca Manhattan Projesindeki Metallurji Laboratuvarının başı ve 1945 ile 1953 seneleri arasında St. Louis Washington Üniversitesi Rektörüdür.

İran'ın nükleer enerji elde etmek için başlattığını söylediği, ancak başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin nükleer silah üretmek için başladığını iddia ettiği proje.

Radyoaktif atıklar, serbestleştirme sınırlarının üzerinde aktivite konsantrasyonu içeren ve bir daha kullanılması düşünülmeyen nükleer ve radyoaktif maddeler ile radyoaktif madde bulaşmış ya da radyoaktif olmuş yapı, sistem, bileşen ve malzemelerdir.

20. yüzyıl, teknolojik ilerleme ve başarı bakımından aynı zamanda uygarlaşmış milletlerin birbirlerine sarf ettikleri şiddet içerici suçlamalar bakımından dikkate değerdir. Birkaç saat içerisinde, hatta bir anda bile insanoğlunun tümünü yok edebilecek nükleer silahların icadı ve nükleer enerjinin gelişmesi, medeniyet ve tehdit kavramlarını hiçbir yerde birbirine bu kadar yaklaştırmamıştı.

Seyir füzesi kaldırıcı kuvvet olarak kanatçıklarının yardımıyla havanın dinamik yapısından, sürüklenmeyi dengelemek için de çekiş kuvvetlerinden bunun içinde jet motorundan faydalanan güdümlü bir füze sistemidir. Kruz füzesi genel olarak içerisinde klasik patlayıcı veya nükleer bomba bulunan savaş başlıklarını yüzlerce kilometre taşımak üzere tasarlanmıştır. Gelişmiş kruz füzeleri süpersonik veya yüksek sesaltı hızla ilerleyen, kendi kendine sevk edebilen, radara yakalanmamak için çok alçak irtifadan uçabilen araçlardır. Genel olarak bu araçlar savaş başlığı taşımaları ayrıca keşif veya gözetleme değil saldırı amacı taşıdıklarından insansız hava aracı sınıfına girmezler.

Manhattan Projesi, II. Dünya Savaşı sırasında ilk nükleer silahların üretimini gerçekleştirmek için yürütülmüş bir araştırma ve geliştirme projesiydi. Proje, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Birleşik Krallık ve Kanada ile iş birliği içinde gerçekleştirildi. 1942'den 1946'ya kadar ABD Ordusu Mühendisler Birliği'nden Tümgeneral Leslie Groves'un projenin yöneticiliğini yaptı. Nükleer fizikçi Robert Oppenheimer da bombaları tasarlayan Los Alamos Laboratuvarı'nın yöneticisiydi. Projenin ismi, ilk karargah Manhattan'da olduğu için Manhattan Bölgesi olarak belirlendi; bu ad yavaş yavaş projenin resmi kod adı olan "Development of Substitute Materials"ın yerini aldı. Proje daha sonra İngilizlerin nükleer silah geliştirme projesi olan Tube Alloys'u da bünyesine kattı ve programı Office of Scientific Research and Development'den devraldı. Manhattan Projesi, en yoğun döneminde yaklaşık 130.000 kişiye istihdam sağladı ve yaklaşık 2 milyar ABD dolarına mal oldu. Bunun yüzde 80'inden fazlası fisil malzemeyi üreten tesisleri inşa etmek ve işletmek içindi. Araştırmalar ve bombanın üretimi, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Kanada'daki otuzdan fazla tesiste gerçekleştirildi.

Mürted Hava Meydanı Ankara ilinin 35 km kuzey batısında, Kahramankazan ilçesi yakınında yer alan, Türk Hava Kuvvetlerinin bir hava meydanıdır.

Joseph Rotblat, Polonya doğumlu İngiliz vatandaşlığına geçen fizikçidir.

Nükleer paylaşım, NATO'nun nükleer caydırıcılık politikasında bir konsept. Buna göre nükleer silahı olmayan NATO üyesi ülkeler kendi topraklarında nükleer silahı olan NATO üyesi ülkelerin nükleer silahlarını bulundurmaktadır. NATO'da nükleer silaha sahip ülkeler ABD, Birleşik Krallık ve Fransa'dır; ancak nükleer paylaşıma sadece ABD silah sağlamaktadır. Kasım 2009 itibarıyla Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Türkiye ABD'nin nükleer silahlarına ev sahipliği yapmaktadır. Kanada 1984'e kadar, Yunanistan ise 2001'e kadar nükleer silahlara ev sahipliği yapmıştır.

John Archibald Wheeler, Amerikalı bir teorik fizikçidir. II. Dünya savaşından sonra genel görelilik kuramıyla ilgili birçok araştırması vardır. Wheeler ayrıca Niels Bohr ile Nükleer fisyon tepkimelerinin arkasındaki temel kuralları açıklamak için çalıştı. Gregory Breit ile birlikte Wheeler Breit-Wheeler süreci kavramını geliştirdi. Ayrıca popüler bir terim olan "kara delik" kavramını ortaya sürdü. Bunun yanı sıra "nötron moderatörü", "kuantum köpüğü", "solucandeliği", "it from bit" ve "bir elektron evreni" varsayımına katkıda bulundu.

Hanford Sahası, Amerika Birleşik Devletleri'nin Washington eyaletindeki Columbia Nehri üzerinde federal hükûmeti tarafından işletilen, çoğunlukla hizmet dışı bir nükleer üretim kompleksidir. 1943'te, Washington'da Hanford'ta Manhattan Projesi'nin bir parçası olarak kurulan saha, dünyanın ilk tam ölçekli plütonyum üretim reaktörü olan B Reaktörü'ne ev sahipliği yapıyordu. Tesiste üretilen plütonyum Trinity bölgesinde test edilen ilk nükleer bomba ve Nagasaki'ye atılan Fat Man'de kullanıldı.

Nükleer silahlanma yarışı, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin Soğuk Savaş süresince nükleer savaşta üstünlük kurmak için girdikleri bir silahlanma yarışıydı. Bu dönemde, ABD ve Sovyetler'in yanı sıra diğer ülkeler de nükleer silah geliştirmeye başladı, ancak hiçbiri savaş başlığı üretiminde diğer iki süper güç kadar etkin olmadı.

Proje A119, 1958'de Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri tarafından geliştirilen çok gizli bir projeydi. Sovyetler Birliği 4 Ekim 1957'de Sputnik 1'in fırlatılmasıyla Uzay Yarışı'nda erken bir liderliğe yükseldi ve bu da Uzay Yarışı'nın başlangıcı için ilham kaynağı oldu. Sovyetler ilk uydularını fırlattıktan sonra ABD kaybediyordu. Uzay yarışını kaybetmemek için ABD karıştırma moduna geçti ve kendi uydusu Explorer 1'i fırlattı. 1959 yılında çalışmalarına başlanan Proje A-119; aya nükleer bir üs kurmayı ve gerekirse ayı nükleer bombayla patlatmayı içeriyordu Proje, Ocak 1959'da Hava Kuvvetleri tarafından, fırlatmada bir sorun çıkması durumunda nüfus için risk korkusuyla iptal edildi. Proje lideri Leonard Reiffel tarafından belirtilen bir diğer faktör, gelecekteki ay araştırma projelerini ve kolonileşmeyi etkileyecek nükleer serpintinin olası etkileriydi

Rusya Federasyonu'nun üç tür kitle imha silahına sahip olduğu bilinmektedir: nükleer silahlar, biyolojik silahlar ve kimyasal silahlar. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması kapsamında tanınan beş nükleer silah ülkesinden biridir.
Bir nükleer yakıt bankası, nükleer reaktörlerini beslemek için yedek bir LEU kaynağına ihtiyaç duyan ülkeler için düşük zenginleştirilmiş uranyum (LEU) rezervidir. Zenginleştirme teknolojisine sahip olan ülkeler, zenginleştirilmiş yakıtı, zenginleştirme teknolojisine sahip olmayan ülkelerin güç reaktörleri için yakıt elde edeceği bir "bankaya" bağışlayacaklardır.
Taktik nükleer silah (TNW) veya stratejik olmayan nükleer silah (NSNW), savaş alanında kullanılmak üzere tasarlanmış nükleer silahlara verilen isimdir. Stratejik nükleer silahların zıttı olarak tanımlanır. Genellikle daha küçük patlayıcı güçtedir. Çoğunlukla askeri üslere, şehirlere, kasabalara, silah sanayilerine ve diğer güçlendirilmiş veya daha geniş alan hedeflerine karşı, savaş cephesinden uzaktaki düşman iç kısımlarını hedef almak üzere tasarlanmıştır ve düşmanın savaşma kabiliyetine zarar vermeyi hedefler.

Einstein-Szilárd mektubu, 2 Ağustos 1939'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Franklin D. Roosevelt'e gönderilen, Leó Szilárd'in yazdığı ve Albert Einstein'ın imzaladığı bir mektuptu. Edward Teller ve Eugene Wigner ile istişare edilerek yazılan mektup, Almanya'nın nükleer bomba geliştirebileceği konusunda bir uyarı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi nükleer programını başlatması gerektiğine dair bir öneri içeriyordu. Mektup; Roosevelt'in Manhattan Projesi'ni başlatması, ilk nükleer bombaların geliştirilmesi ve bu bombaların Hiroşima ve Nagasaki şehirlerinde kullanılmasıyla sonuçlanan sürecin yaşanmasına yol açtı.

Nükleer terörizm, bir terör eylemi olarak bir nükleer silahı patlatan herhangi bir kişi veya grup anlamına gelir. Nükleer terörizmin bazı tanımları, bir nükleer tesisin sabotajını ve/veya halk arasında kirli bomba olarak adlandırılan bir radyolojik cihazın patlatılmasını içerir, ancak nükleer terörizmin tam olarak ne olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur. Yasal terimlerle nükleer terörizm, 2005 Birleşmiş Milletler Nükleer Terörizm Eylemlerinin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'ne göre bir kişinin yasa dışı ve kasıtlı olarak "herhangi bir şekilde radyoaktif maddeyi (...) ölüme veya ciddi bedensel yaralanmaya neden olma niyetiyle veya mülke veya çevreye önemli zarar verme niyetiyle; veya bir gerçek veya tüzel kişiyi, uluslararası bir örgütü veya bir devleti bir eylemi yapmaya veya yapmaktan kaçınmaya zorlamak amacıyla kullanmaktır."
Gerboise Bleue, ilk Fransız nükleer testinin kod adı. Cezayir Savaşı sırasında Fransız Cezayiri'nin Sahra Çölü, Reggane yakınlarındaki Sahra Askeri Deneyler Merkezi'nde Müşterek Özel Silahlar Komutanlığı'nın bir birimi olan Nükleer Deneyler Operasyonel Grubu (GOEN) tarafından gerçekleştirildi.