İçeriğe atla

Matta etkisi

Matta etkisi (veya "birikmiş üstünlük"), sosyolojide "zenginin daha zengin fakirin daha da fakir" olduğu duruma denir.[1][2] Ekonomik veya sosyal kapital güce sahip olanlar bu kaynaklarla daha fazla güç veya sermaye kazanabilir. Terim sosyolog Robert K. Merton tarafından 1968 yılında ortaya atıldı ve ismini İncil'deki Matta bölümünden aldı:

...o sahip olanlara, dahası verilecek ve bereket sahibi olacaklar; ama hiçbir şeyi olmayanların ise sahip oldukları bile alınacak...

— Matta 25:29, New Revised Standard Version.

Bilim sosyolojisi

Bilim sosyolojisinde, Matta etkisi Robert K. Merton tarafından rütbeli bilim adamlarının kendisine kıyasla daha bilinmedik bir araştırmacıya göre çalışmaları benzer olsa bile daha fazla itibar alacağını açıklamak için ortaya atılmıştır. Bu da demek oluyor ki çalışmaları benzer olsa bile itibar ve rütbe ünlü olan bilim adamına verilecektir.[3][4] Örneğin, bütün iş lisans mezunu bir öğrenci tarafından yapılsa da ödül neredeyse hep üst düzey araştırmacılara verilir.

Örnekler

Bilimde itibar değerli olduğundan, Matta etkisinin bazı iddiaları çekişmededir.

  • 20. Yüzyıl matematikçisi John von Neumann yayınlarının meslektaşlarının derlemesi olmasına rağmen sıklıkla "oyun teorisinin babası" veya "bilgisayarın babası" olarak hatırlanır. Hâlbuki, oyun teorisi için, 1994 Ekonomi Nobel'inin üç kazananı von Neumann ve Morgenstern in 19944 kitabı oyun teorisini farklı bir matematik disiplini olarak belirlediğine inanır.[5]
  • Matematikte Matta etkisinin konseptin bir matematikçiye atfedilmesi gerekirken sonraları(muhtemelen çok daha sonraları) sonrasında aynı tezin üstünde çalışan daha ünlü matematikçiye atfedilmesinin tartışılmaz örnekleri vardır. Örneğin hiperbolik uzayın Poincare disk modeli ve Poincare yarı-düzlem modelinin ikisi de Henri Poincaré'ye atfedilmiştir, ama 1868'de (Poincaré'in 14 yaşında ve henüz hiperbolik geometriye katkısı olmadığı zaman) Eugenio Beltrami tarafından yayınlanmıştır.

Eğitim

Eğitimde Matta etkisi Keith Stanovich adında, okuma ve dil yetersizlikleri üzerine derin araştırmalar yapan, psikolog tarafından kabul edilmiştir. Stanovich terimi yeni okuma öğrenenlerin becerilerini nasıl edindiğini gözleyen araştırmada okuma becerisini erken kazananların genelde okuyucu büyüdüğünde de sonralarda da eğitimde başarıya götürdüğünü, okulun üçüncü ve dördüncü yılından önce okumayı başaramamanın ise eğitimde hayat boyunca sürecek sorunlara karşı bir bildiricisi olduğu açıklamak için kullanmıştır. Bu okumada başarısız olan çocukların daha az okuyup yaşıtlarıyla aralarındaki açığı arttırmalarından dolayıdır. Sonrasındaysa, (daha önce okumayı öğrendikleri yerde) öğrenmek için okuyan öğrencilerin okumada olan sorunları diğer konularda da sıkıntı çıkarıyor. Bu yolda okulun daha ve daha da gerisinde kalıyorlar ve başarılı yaşıtlarına göre okulu bırakma oranları daha da yüksek oluyor .

Keith Stanovich'in sözleriyle (Adams, 1990, pp. 59–60):[6]

Yavaş okuma öğrenimi zihinsel, davranışsal ve hırsla ilgili diğer zihinsel becerilerin gelişimini yavaşlatan ve akademik görevlerdeki verimi azaltan neticelere sahiptir. Kısaca okuma geliştikçe okumaya bağlı diğer zihinsel beceriler okuma hızının beceri seviyesini takip eder. Okumayla iki taraflı ilişkide olan bilginin ise ileriki gelişimi ise yavaşlar. Bu gelişimsel süreç ne kadar devam ettirilirse zihnin ve davranışlarların daha da fazla bölgesine sızan genel eksiklikler oluşacak. Daha da kısaltırsak, -- ve maalesef -- dokuz yaşında zaten düşüşte olan ağlamaklının sözleriyle "Okumak her yaptığını etkiler"

Kaynakça

  • Bahr, Peter Riley. (2007). Double jeopardy: Testing the effects of multiple basic skill deficiencies on successful remediation. Research in Higher Education, 48, 695–725.
  • Stanovich, Keith E. (1986). Matta Effects in Reading: Some Consequences of Individual Differences in the Acquisition of Literacy. Reading Research Quarterly 21 (4), 360–407.
  • Stanovich, Keith E. (2000). Progress in Understanding Reading: Scientific Foundations and New Frontiers. New York: Guilford Press.

Kaynakça

  1. ^ Gladwell, Malcolm (18 Kasım 2008). "1". Outliers: The Story of Success. Little, Brown and Company. ISBN 0316017922. 
  2. ^ Shaywitz, David A. (15 Kasım 2008). "The Elements of Success". The Wall Street Journal. 17 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2009. 
  3. ^ Merton, Robert K. (1968). The Matthew Effect in Science 11 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF). Science 159 (3810), 56–63.
  4. ^ Merton, Robert K. (1988). The Matthew Effect in Science, II: Cumulative advantage and the symbolism of intellectual property 9 Mayıs 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF). ISIS 79, 606–623.
  5. ^ "nobelprize.org John C. Harsanyi speech". 3 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2010. 
  6. ^ Adams, Marilyn J. (1990). Beginning to Read: Thinking and Learning about Print. Cambridge, MA: MIT Press.

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Bilişsel bilim</span> zihin ve süreçleri hakkında disiplinlerarası bilimsel çalışma

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.

<span class="mw-page-title-main">Zekâ geriliği</span> nörogelişimsel bozukluk

Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.

<span class="mw-page-title-main">Henri Poincaré</span> Fransız matematikçi ve fizikçi

Jules Henri Poincare Fransız matematikçi, teorik fizikçi, mühendis ve bilim felsefecisiydi. Yaşamı boyunca var olduğu şekliyle disiplinin tüm alanlarında mükemmel olduğundan, genellikle bir bilge ve matematikte "Son Evrenselci " olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim felsefesi</span>

Bilim felsefesi, epistemoloji, ontoloji, etik ve estetik gibi felsefenin temel alt bölümlerinden birisidir.

Siyasetçi veya politikacı, parti politikasında etkin olan bir kişi ya da hükûmette herhangi bir görevi elinde bulunduran bir kişi. Politikacılar, ülkeyi ve dolayısıyla insanlarını yöneten yasalar ya da politikalar önerir, destekler ve oluşturur. Politikacı, herhangi bir bürokratik kurumda, politik iktidara ulaşmaya çalışan herhangi biri de olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hendrik Lorentz</span> Hollandalı fizikçi (1853–1928)

Hendrik Antoon Lorentz, Hollandalı fizikçidir. Zeeman etkisini aydınlattığı için 1902 Nobel Fizik Ödülü'nü Pieter Zeeman ile paylaştı.

<span class="mw-page-title-main">Plasebo etkisi</span> tıbbi bir tedavi için, rejimin bir etkiye sahip olacağı beklentisine atfedilebilecek bir etki

Plasebo etkisi, farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. Latince kökenli bir kelime olup hoşnut etmek anlamına gelir. İlaç, vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebilir. Bunun yanında cerrahi girişimlerle bile placebo etkisi sağlanabilir.

Zihin teorisi diğerlerinin bilgi, duygu, inanç, niyet ve zihinsel durumlarını anlama becerisidir. Başlangıçta şempanzelerin zihinsel durumlardan çıkarım yapmaları için kullanılsa da bugün genel olarak insanlar için kullanılmaktadır.

Psikodilbilim veya ruhdilbilim, psikolojik süreçlerle dilsel etkenler arasındaki iletişimi çalışan disiplindir. Bu disiplin başat olarak dilin nasıl işlendiği, zihin ve beyinde nasıl temsillendiği ile ilgilenir; yani, insanların dili edinmesini, kullanmasını, anlamasını ve üretmesini sağlayan psikolojik ve nörobiyolojik faktörlerle...

Fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (FeTeMM), bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltma. Amerika Birleşik Devletleri'nde STEM olarak adlandırılan bu standart, okul düzeyinde matematik ve fen bilimleri derslerinin bütünleştirilmesi olarak yaygınlaşmış olsa da mühendislik ve teknolojinin sınıf içi ve sınıf dışı etkinlikler ile öğretilmesi olarak da anlaşılmaktadır. Örnek olarak, Amerikalı fen eğitimi standartlarına mühendislik ve mühendisliğin doğasının ve ortak çekirdek matematik müfredatına ise matematiksel modellemenin eklenmesi gösterilebilir. Her ne kadar ABD bağlamında STEM, ekonomik anlamda ilerleme ve liderlik için insangücü ihtiyacını karşılamayı ve güçlendirmeyi hedeflese de toplumsal barış ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada bir araç olarak da kullanılabileceği savunulmaktadır.

Bilimsel kuşkuculuk; savların bilimsel araştırmalarla desteklenip desteklenmediği ve yinelenip yinelenemediğini araştıran bilim alt dalı. Robert K. Merton'a göre, tüm düşünceler sınanmalı ve bilimsel toplulukların derinlemesine inceleme yapmasını olanaklı kılmalıdır. Bu olgu Merton normları olarak adlandırılmaktadır.

Sosyal zekâ, kendini ve başkalarını tanıma kapasitesi, nesne veya sesleri bilme kapasitesi gibi insani koşulların vazgeçilmez parçasıdır ve pek çok yönüyle araştırılmaya değerdir. Sosyal bilimci Ross Honeywill'e göre sosyal zekâ, kendinin ve toplumsal farkındalığın, gelişen sosyal inançların, tutumların ve karmaşık sosyal değişimi yönetme kapasitesin toplu bir ölçüsüdür. Psikolog Nicholas Humphrey, insan olarak kim olduğumuzu tanımlayanın, niceliksel zekâdan ziyade sosyal zekâ olduğunu öne sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Zihinsel rotasyon</span>

Zihinsel rotasyon, iki boyutlu ve üç boyutlu nesnelerin zihinsel temsillerini döndürme yeteneğidir, çünkü insan zihnindeki bu dönüş görsel temsiliyle ilişkilidir. Beynin algılama ve zihinsel rotasyon ile ilişkili alanları arasında bir ilişki vardır. Ayrıca, mekansal işlemenin bilişsel oranı, genel zeka ve zihinsel rotasyon arasında bir ilişki olabilir.

Psişik okuma, yükseltilmiş algılama yeteneklerini kullanarak bilgiyi ayırt etmeye yönelik özel bir girişim veya görme, ses, dokunma, tat ve içgüdü gibi temel insan duyularının doğal uzantılarıdır. Bu terim genellikle telefonla, evde veya psişik fuarlarda bir ücret karşılığında verilen paranormal temelli danışma hizmeti ile ilişkilidir. Psişik okumalar tartışmalı olsa da, bunlara olan popüler ilgi devam etmektedir. Laboratuvar koşullarında psişik sonuçları çoğaltmak için yapılan kapsamlı deneyler, insanlarda herhangi bir önsezi fenomeni bulmada başarısız olmuştur. Psişik okuma bir sözdebilimdir. Bir soğuk okuma tekniği, psişiklerin sosyal ipuçlarından ve geniş ifadelerden bir birey hakkında görünüşte özel bilgiler üretmesine izin verir.

Soğuk okuma, mentalistler, medyumlar ve falcılar tarafından kullanılan bir dizi tekniğe verilen addır. Deneyimli bir soğuk okuyucu önceden bilgi sahibi olmadan, kişinin vücut dilini, yaşını, kıyafetlerini veya modasını, saç stilini, cinsiyetini, cinsel yönelimini, dinini, etnik kökenini, eğitim seviyesini, konuşma tarzını, memleketini vb. analiz ederek hızlı bir şekilde büyük miktarda bilgi edinebilir. Soğuk okumalarda genellikle yüksek olasılıklı tahminler kullanılır. Okuyucu, tahminlerinin doğru yönde olup olmadığına dair sinyalleri hızla alır, ardından bu bağlantılarını güçlendirir, eksik tahminlerden kurtulur. Psikologlar, bunun Forer etkisi ve insanlardaki doğrulama yanlılığı nedeniyle işe yaradığına inanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim tarihi yazıcılığı</span> Bilim Tarihi Tarihi

Bilim tarihi yazımı, bilim tarihi olarak bilinen tarih alt disiplininin tarih ve metodolojisinin, disipliner yönleri ve uygulamaları ile kendi tarihsel gelişiminin incelenmesidir.

Eleştirel okuma, verilen metni olduğu gibi kabul etmeyen, ancak ileri sürülen iddiaların, destekleyici noktaların ve olası karşı argümanların daha derin incelenmesini içeren bir dil analizi biçimidir. Gelişmiş netlik ve okunabilirlik kapasitesinin yeniden yorumlanması ve yeniden yapılandırılması da okumanın önemli bir parçasıdır. Yazarın muhakemesindeki olası belirsizliklerin ve kusurların belirlenmesi, bunlara kapsamlı bir şekilde değinme becerisine ek olarak, bu süreç için esastır. Eleştirel okuma, akademik yazıya çok benzer şekilde, kanıtsal noktaların karşılık gelen argümanlara bağlanmasını gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Okumak</span> okuma eylemi

Okuma, harflerin, sembollerin vb. anlamlarını görerek veya dokunarak anlama sürecidir.

Fonemik farkındalık, dinleyicilerin anlam birimlerini (morfemler) ayırt etmeye yardımcı olan en küçük zihinsel ses birimleri olan fonemleri duyabildiği, tanımlayabildiği ve manipüle edebildiği fonolojik farkındalığın bir parçasıdır. ''Kedi" kelimesini /k/, /e/, /d/ ve /i/ olmak üzere üç farklı foneme ayırmak fonemik farkındalık gerektirir. Ulusal Okuma Paneli, fonemik farkındalığın çocukların kelime okumasını ve okuduğunu anlamasını geliştirdiğini ve çocukların hecelemeyi öğrenmesine yardımcı olduğunu bulmuştur. Fonemik farkındalık, fonetik öğrenmenin temelidir.