İçeriğe atla

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
YazarPeyami Safa
ÜlkeTürkiye
DilTürkçe
TürRoman
Yayım1949
YayımcıÖtüken Neşriyat
Sayfa319
ISBN9789754370560
  1. 32 baskı[1]

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, Peyami Safa'nın ilk olarak 1949 yılında yayımladığı romanıdır. II. Dünya Savaşı sonrasında yayımlanmış bu roman, savaşın siyasal ve toplumsal etkilerinden izler taşımaktadır. Roman psikolojik ve sosyal tahlilleriyle Türk edebiyatının önde gelen eserlerinden biridir. Romanın ana temasında karşılaştığı birtakım olayları materyalist ve pozitivist bir dünya görüşü ile açıklamaya çalışan gencin bunu başaramaması sonucunda düştüğü şüphe ve bohem durumu vardır.[2][3]

Olay örgüsü

Ferit art arda yaşadığı olumsuz durumlardan sonra psikolojik bunalıma girer. Avrupa'ya giden babasından bir daha haber alamamıştır. Tıp Fakültesi'ndeki eğitimini bırakarak felsefe okumaya başlar ancak psikolojik nedenlerden dolayı felsefeyi de bırakır. Ferit'in kız kardeşinin adı Nilüfer'dir, ona teyzesi Necmiye Hanım bakmaktadır. Ferit ise bir pansiyonda kalmaktadır. Bu pansiyonda da hemen hemen herkesin psikolojik sorunları bulunmaktadır. Ferit'in bu pansiyonda karşılaştığı sorunlar onun ruhi durumunu oldukça etkiler.

Ferit bu pansiyonda geceleri uyurgezerler, çıplakgezerler ve gaipten haber veren kişilerle aynı ortamı paylaşmaktadır. Bir gece boğazının sıkıldığını hissederek haykırır. Oda arkadaşının kendisine önceden haber verdiği hadiselerle daha da dehşete düşer. Pansiyondaki kişilerden yalnızca Yahya Aziz aklı selim bir durumdadır. Fakat kendisi odasından pek çıkmayarak kitap okumayla meşguldur. Kendisi Ferit'in değişen ruh hallerinde dengeleyici bir rol oynar. Ferit'in bu pansiyonda görüştüğü kişiler dışında hasta kız kardeşi Nilüfer, değişik uğraşlar içinde olan sevgilisi Selma ve biri milliyetçi diğeri komünist olan iki arkadaşıyla görüşmektedir. Bunların dışında adlarını Suzan'dan Suzy'e, Cevat'dan da Joe'ye çeviren iki kişiyle daha iletişim halindedir.

Ferit sevgilisi Selma'dan kavga ederek ayrılır. Sonraları pişman olsa da özür dilemeyi kendisine yakışık bulmadığından bunu yapmaz. Ferit bu haldeyken kız kardeşi Nilüfer de ağabeyini ziyarete giderek teyzesinin kendisine yaptığı işkencelerden bahseder. Buna büyük tepki gösteren Ferit, kardeşine teyzesini öldürebileceğini söyler. Sonraki gecelerde Ferit'in gaipten haber veren oda komşusu Zehra çığlık atarak uyanır ve o gece birisinin bıçaklanarak öldürüldüğünü söyler. Ancak Ferit Hellode dahil olmak üzere kendisine hiç kimse inanmaz. Kısa bir süre sonra Necmiye Hanım'ın öldürüldüğü haberi alınır. Bununla beraber Necmiye Hanım'ın bütün değerli eşyaları da çalınmıştır. Ertesi gün Necmiye Hanım'ın katili Ahmet Tosun, Ferit'i yanına çağırarak Necmiye Hanım'dan çaldığı değerli eşyalarını teslim eder. Tosun, Necmiye Hanım'ı Nilüfer ve Ferit kardeşlere acıdığı için öldürüldüğünü de itiraf etmiştir. Ferit tüm bu yaşadıkları sonrasında kardeşinin de hastanelik olmasıyla daha da bunalıma girer ve artık daha korkak, şüpheci, sinirli ve vehimli bir hale gelir.

Ferit katil Tosun'dan elde ettiği servetle Büyükada'da Matmazel Noraliya'nın evine taşınır. Matmazel Noraliya, aslında babası Türk, annesi İtalyan olan Nuriye Hanım'dır. Matmazel Noraliya Müslüman babaannesi ve Katolik annesinin zıt tesirleri altında Müslüman olmayı tercih etmiş bir insandır. Fakat dini inancı ne olursa olsun ihtiyaç sahibi kimselere yardım edilmesi gerektiğini düşünmektedir.

Ferit yeni evindeki ilk gecesinde olağanüstü durumlarla karşılaşır. İlk gece oda kapısının kilidi açılarak kendisine "gel" diye bağrılır ve Matmazel Noraliya'nın odasını çıkarılır. Ferit odada koltukta oturmuş birini görür. Ferit içinden "Matmazel Noraliya" diye söylenir. Fakat karşısındaki "hayır Nuriye" diye düzeltir. Noraliya olarak bilinen kişi o gece Ferit'e bir şeyler söyler. Ferit ise yaşadığı bu olayı uyku halimi yoksa kâbus mu olduğunu bir türlü çözemez. Ferit bu hadisenin ertesi gününde pansiyondan tanıdığı Yahya Aziz'le evin dört bir yanını dolaşırken bir odanın kilitli olduğunu görür. Odanın kilidini hizmetçi Fotika'ya açtırırlar. Ferit hayretler içinde kalır. Çünkü bir gece önce yaşadığı hadisenin dekoru aynen karşısındadır. Ferit Fotika'dan Matmazel Noraliya hakkında bilgi alır. Fotika'nın anlattıklarına göre Matmazel Noraliya çok fazla acı çekmiş, mutsuz olmuş bir insandır. Bu sebepten de kendisini genç yaşta dine ve Allah'a adamıştır. Son yıllarını ise odadan dışarı çıkmayarak geçmişten ve gelecekten haber vererek geçirmiştir. Fotika Matmazel Noraliya hakkında bildiği her şeyi anlatarak onun hatıra defterini Ferit'e verir. Hatıra defterini Yahya Aziz ile beraber okuyan Ferit daha sonra mistik bir eğilime yönelir. Birkaç gece sonra da Matmazel Noraliya'nın ruhuyla konuşarak yüksek bir moral ve iman gücüne erişir. Ferit artık inançlı ve diğer dinlere saygılı bir tutum içine girer. Sonradan barıştığı sevgilisi Selma ve iyileşmeye başlayan kardeşi Nilüfer de bu durumdan oldukça mesuttur.[2][3]

Zaman ve mekân

Romanın zaman dizini II. Dünya Savaşı'nın seyrettiği dönemlerdir. Fakat romanda savaşla alakalı bilgi verilmemektedir. Yalnızca karakterlerin okuduğu gazete haberlerine yönelik yorumlarından zaman dizini anlaşılmaktadır. Daha da özele inildiğinde roman zamanının 1943 yılının ilk altı ayı olduğu anlaşılmaktadır. Romanda Ferit'in pansiyonda geçirdiği vakitler genellikle gecelerdir. Sonraki süreç ise Ferit'in Matmazel Noraliya'nın evindeki ilk gecesinde gördüğü rüya hariç genellikle gündüz vakitleridir.

Romanda mekân unsuru oldukça önemli bir noktadır. Çünkü yazar, karakterlerin ruhsal durumlarını daha net tasvir edebilmek adına mekân unsurundan faydalanmıştır. Romandaki olaylar iki farklı yerde geçmektedir. Bunlardan ilki Vafi Bey yönetiminde bulunan Yüksekkaldırım'daki pansiyondur. Diğeri ise Büyükada'da bulunan Matmazel Noraliya'nın evidir. Yüksekkaldırım'daki pansiyon insanı yoran ve mide bulandıran bir mekândır. Pansiyon güneş almayan bir yerdedir ve sarhoşların gezindiği bir sokağa bakmaktadır. Pansiyon bu özellikleri sonucunda insanı zihin olarak yoran kasvetli bir yapıya sahiptir. Ferit'n Büyükada'da kaldığı yer Yüksekkaldırım'daki pansiyona nazaran daha iyi özelliklere sahiptir. Buradaki görsel dekor ve manzara Yüksekkaldırım'dakinin tam tersidir. Ada'nın verdiği huzur ve iç rahatlama romanda bahsi geçen konular arasındadır. Peyami Safa genel olarak iki farklı mekân unsuru ile Ferit'in ruh halindeki değişimleri aktarmıştır.[2][3]

Roman kadrosu

Ferit romandaki ana karakterdir. Tıp eğitimini bırakıp felsefeye başlamış fakat devam etmemiştir. Kendisinin fizyolojik ve ruhsal anlamdaki insan tahlileri güçlüdür. Ayrıca ciğerlerinden de sorunu vardır. Tüm bunların dışında temizlik ve titizlik hastalığı kendisinde devam etmektedir. Romanda kendisinden ve ailesinden bahsettiği kısımlar da bulunmaktadır. Sosyal ve fiziksel çevresinden dolayı zamanla nihilizmden mistisizme yönelmiştir. Yayha Aziz Bey karakteri ise bir lisede felsefe öğretmenliği yapmaktadır. Kitap okumayı oldukça sevmektedir. Odasında oldukça fazla kitap sandığı bulunmaktadır. Etrafındaki isanlarla pek fazla iletişim kurmayan asosyal bir insandır. Ferit'in mistisizme yönelmesinde etkili olmuş birisidir.

Matmazel Noraliya'nın babası Mecit Bey Abdülaziz'in himayesindeki subaylardan biridir. Babaannesi kazasker soyundan gelen Noraliya, oldukça mutsuz bir yaşam geçirmiş, otuz iki sene aynı koltukta oturmuş bir insandır. Noraliya'ya babası Nuriye adını vermiş fakat İtalyan annesinin bu ismi telaffuz edememesi sonrasında zamanla Nurya ve Nuralya, en sonunda ise Noraliya ismi hakim hale gelmiştir.

Yüksekkaldırım'daki pansiyonda odabaşı olan Vafi Bey oldukça titiz bir insandır. Mevlevi tarikatına mensuptur. Günde iki-üç saatten fazla uyumamaktadır. Pansiyon odalarında cinlerin gezindiğini düşünmekte, onlardan korunmak için de her gece Ayet-el Kürsi okumaktadır. Ayrıca pansiyondaki herkesi iyi bilmektedir.

Ferit'in sevgilisi olan Selma üniversite öğrencisidir. Babası Türk'dür annesi ise Selanik kökenlidir. Babası Tahsin Bey eşinin kendisini aldattığını öğrendikten sonra kızı Selma'yı yanına alarak ondan ayrılmıştır. Fakat Tahsin Bey kısa bir süre ölünce Selma annesiyle kalmak zorunda kalır ve onun kötü tesirinden kurtulmak istemektedir. Ferit'in kardeşi Nilüfer'inde sağlık sorunları vardır. Teyzesi Necmiye Hanım'ın yanında kalmaktadır. Kendisine yaptığı baskılardan dolayı teyzesinden nefret etmektedir. Romanda adı geçen diğer fon karakterler ise: Ahmet Tosun, Fatma, Eda Hanım, Zehra, Tahir Bey, Suzy, Cevat, Ferman, Muhtar, Saim ve hizmetçi Fotika'dır.[2][3]

Kaynakça

  1. ^ "Matmazel Noraliya'nın Koltuğu". Ötüken Neşriyat. 21 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2016. 
  2. ^ a b c d Aydın Sürmeli. "Peyami Safa'nın Romanlarında Değerler Eğitimi ve Türkçe". İnönü Üniversitesi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2016. 
  3. ^ a b c d Zübeyde Şenderin. "Ruhçu ve Maddeci Görüş Ekseninde "Matmazel Noraliya'nın Koltuğu"". Türkiyat Araştırmaları Dergisi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Cevdet Bey ve Oğulları</i>

Cevdet Bey ve Oğulları, Orhan Pamuk'un ilk kez 1982'de yayımlanmış; bir tüccar ailesinin 1905'ten 1970'e kadar yaşadıklarını ve bu hikâye etrafında Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal, ekonomik ve kültürel tarihinin de anlatıldığı ilk romanıdır. Romanın ilk baskısı Karacan Yayınları tarafından basılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Peyami Safa</span> Türk yazar ve gazeteci

Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Cingöz Recai tiplemesini Fransız yazar Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattı. Aynı zamanda çeşitli kurumlarda gazetecilik mesleğini sürdürdü ve ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Kültür Haftası gibi çeşitli dergiler çıkardı.

<span class="mw-page-title-main">Selim İleri</span> Türk yazar, senarist, eleştirmen

Ali Selim İleri, Türk yazar, senarist, eleştirmen.

<span class="mw-page-title-main">Kayahan</span> Türk müzisyen (1949–2015)

Kayahan Açar, Türk pop şarkıcısı-şarkı yazarı, müzisyen.

<span class="mw-page-title-main">Nilüfer (şarkıcı)</span> Türk şarkıcı

Nilüfer Yumlu ya da bilinen adıyla Nilüfer, Türk şarkıcı, söz yazarı ve yapımcıdır. Ayrıca UNICEF Türkiye'nin ilk iyi niyet elçisidir. 1970'li yılların başından itibaren Türk pop müziğinin önde gelen yorumcularından biri oldu. 1972 yılında yayımladığı ilk 45'liğinin ardından, 1973'te “Dünya Dönüyor” ile asıl çıkışını yakaladı. “Dünya Dönüyor”un yanı sıra, 70'ler boyunca yayımladığı “Göreceksin Kendini”, “Başıma Gelenler”, “Boşver”, “Kim Arar Seni” gibi şarkılar Türk pop müziği klasikleri arasına girdi. 1978'de Eurovision'a katıldı.Nilüfer '84 albümünde “Kar Taneleri” şarkısını söylediği ve 90'ların sonuna kadar birlikte çalıştığı Kayahan müzik kariyerinde önemli bir yer tuttu. Nilüfer, 80'ler ve 90'ların ilk yarısına kadar büyük satış yakalayan pek çok albümün ardından, zirvesini Nilüfer'le albümüyle yaşadı. Pek çok müzisyenle çalıştığı bu albüm, “Mavilim”, “Çok Uzaklarda”, “Namussuz Akşamlar” gibi hitlerin de etkisiyle 750 binin üzerinde satarak yılın en çok satan albümlerinden biri oldu. Bir sonraki albümüyle 1970'li yıllardaki hitlerini yeni düzenlemeleriyle yeni nesle taşıyan Nilüfer, 2000'lerdeki birkaç albümün ardından 2011'de yeni nesil rock müzik grup ve şarkıcılarıyla birlikte seslendirdiği 12 Düet albümü oldukça iyi tepkiler topladı. Bunun ardından bir devam albümü daha olan 13 Düet albümü geldi. Şarkıcı 2015 yılında DMC etiketiyle yayınlanan "Kendi Cennetim" albümünü piyasaya sürdü.

<i>Sessiz Ev</i>

Sessiz Ev, Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları'ndan sonra yayımladığı ikinci romanıdır (1983). Roman, üç kardeşin babaannelerini ziyaret etmek üzere gittikleri İstanbul yakınlarındaki Cennethisar Kasabası'nda geçirdikleri bir haftayı anlatır.

<i>Ruhsar</i> Türk televizyon dizisi

Ruhsar, ANS Productions tarafından, 1998-2001 yılları arasında Kanal D'de yayımlanan fantastik ve komedi türündeki Türk televizyon dizisidir. Dizi, Ruhsar ve Mazhar adında iki insanın ölümsüz aşklarını ve başlarından geçen tuhaf olayları anlatır. Toplam 5 sezondan oluşan dizi, 29 Aralık 2001 tarihinde yayımlanan 108. bölümü ile sona erdi. Ayrıca bu diziden esinlenerek yine Gani Müjde'nin senaristliğini üstlendiği 2007 yapımı Hayal ve Gerçek adında bir dizi daha bulunmaktadır.

<i>İntibah</i> 1876da basılmış Namık Kemal romanı

İntibah ya da diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey, Namık Kemal'in, Gazimağusa'da sürgündeyken yazdığı, ilk kez 1876'da yayımlanan bir romanı. Romanda iyi yetişmiş Ali Bey'in, uygunsuz bir kadın olan Mahpeyker'e aşık olması ve bu aşkın Ali Bey'e maddi ve manevi olarak yıkım şeklinde sonuçlanması anlatılır. Ali Bey olayın farkına varana kadar iş işten çoktan geçmiştir.

<i>Aşk-ı Memnu</i> Halid Ziya Uşaklıgilin eseri

Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil'in realist-naturalist bir romanıdır. İlk olarak 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edildikten sonra 1901'de kitap olarak yayımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Fikriye Hanım</span> Atatürke olan aşkıyla tanınmış tarihi kişilik (1887–1924)

Fikriye Hanım ya da ölümünden sonra nüfus kayıtlarına geçen adıyla Zeynep Fikriye Özdinçer, Mustafa Kemal Paşa ile ilişkisi ve Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara'da Milli Mücadele karargâhındaki hizmetleri ile bilinen tarihî kişiliktir.

Aşk-ı Memnu, 4 Eylül 2008 ile 24 Haziran 2010 tarihleri arasında Kanal D'de yayımlanan romantik ve drama türündeki Türk televizyon dizisidir. Başrollerini; Beren Saat, Kıvanç Tatlıtuğ, Selçuk Yöntem, Nebahat Çehre ve Zerrin Tekindor paylaşmaktadır. Dizi, final bölümüyle Türk dizi tarihinin en yüksek izlenme oranına sahip dizi olarak tarihe geçmiştir. Kerem Çatay tarafından yaratılan dizi İstanbul'da aynı evde yaşayan iki insanın yasak aşkını ve etraflarındaki hayatı konu alır. Dizi, Halid Ziya Uşaklıgil'in 1899 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Aşk-ı Memnu, 2008 yılının en popüler ve en çok izlenen drama dizilerinden biri olmuştur. Final bölümünde dizi, izleyicilerin yaklaşık %73,7'sini ekran başına çekmiştir. 2 sezondan oluşan dizi 24 Haziran 2010 tarihinde yayımlanan 79. bölümü ile final yaparak sona erdi. Her yaz sezonunda Kanal D'de yayımlanmasıyla popülaritesini koruyan ve çok izlenen Aşk-ı Memnu, Türk televizyon tarihinin en çok tekrarı yayımlanan televizyon dizilerinden biridir. Dizi, babasının ölümünden sonra Adnan Bey ile evlenen Bihter Yöreoğlu'nu ve eşinin manevi yeğeni Behlül ile yaşadığı yasak aşk üzerinde yoğunlaşır. Bihter ve henüz üniversitede okuyan eğlence düşkünü Behlül'ün, Adnan Bey'den ve evde yaşayan diğer insanlardan gizli bir ilişkisi olur. Onların hayatlarına ve yaşadıkları dramatik olaylara Mademoiselle De Courton (Deniz), Firdevs Yöreoğlu, Peyker Önal, Nihal Ziyagil ve Bülent Ziyagil ile diğerleri de dâhil olur.

<i>Yalancı Yarim</i> (film) 1973 yapımı Türk komedi filmi

Yalancı Yarim, Ertem Eğilmez tarafından çekilen 1973 yapımı Türk komedi filmi.

<i>Geniş Aile</i> Türk televizyon dizisi (2009–2011)

Geniş Aile, 2009-2011 yılları arasında ilk olarak Kanal D'de, daha sonra Star TV'de yayımlanan Türk yapımı komedi ve aile türündeki televizyon dizisi. Proje tasarımı Kamuran Süner ve Cüneyt İnay'a aittir. Yönetmenlik koltuğunda Ömer Uğur vardır. Yapımcı D Productions ve senarist Cüneyt İnay'dır. İlk sezon, 8 Temmuz 2009 ile 15 Haziran 2010 tarihleri arasında yayımlandı ve 49. bölüm ile sona erdi. 2. sezon, 10 Ağustos 2010 tarihinde yayına başlamış, 25 Haziran 2011 tarihinde sezon finali yapmıştır. 3. sezon ise, 10 Ağustos 2011 tarihinde yayına başlamış, 18 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan 108. bölümü ile final yapmıştır. D Productions tarafından İstanbul, Sarıyer ilçesi Boyacıköy Mahallesi'nde çekilmiştir. Dizi, 1'den 58. bölüme kadar Kanal D'de, 59'dan 108. bölüme kadar ise Star TV'de yayımlanmıştır. 3 sezondan oluşan dizi, 108. bölümü ile final yaparak ekranlara veda etti.

<span class="mw-page-title-main">Kenize Murad</span> Fransız gazeteci ve yazar (d. 1939)

Kenize Murad, Türk yazar.

<i>Kurt Kanunu</i> Kemal Tahirin yazdığı bir roman

Kurt Kanunu, ilk baskısı 1969 yılında yayımlanan Kemal Tahir romanı. 1926'da, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya yapılması planlanan suikast girişiminin arka planını konu alır. Yazar, eserde romanı eski iktidar partisi İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin gözüyle anlatırken İttihatçıların aralarında yaşanan çekişme ve hesaplaşmaları aktarır. Romanın adı, "Kurtlukta, düşeni yemek kanundur" sözünden gelir.

<i>Kağıt</i> (film) 2010 yapımı Türk filmi

Kağıt, yönetmenliğini Sinan Çetin'in yaptığı, 1977 yılında ilk filmini yapmaya çalışan genç bir yönetmenin hikâyesini ve başından geçen olayları anlatmaktadır. Film 2010 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Uzun Metraj Kategorisi Filmleri bölümünde yarışmış ve Ayşen Gruda En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanmıştır.

Bu maddede, Avrupa Yakası adlı Türk televizyon dizisinde yer alan karakterler listelenmiş ve karakter biyografilerine değinilmiştir.

Peyami Safa bibliyografyası Türk yazar ve gazeteci Peyami Safa'ya ait olan eserler ve gazete yazıları ile kendisi hakkında yazılmış kitap ve akademik çalışmaları içerir. Peyami Safa'nın toplamda 500'e yakın yazısı bulunmaktadır. Fakat günümüz itibarıyla kendisinin eksiksiz bir bibliyografyası hazırlanmamıştır.

Peyami Safa kronolojisi, Türk yazar ve gazeteci Peyami Safa'nın yıllara göre verilmiş yaşamını içerir. Kronoloji Beşir Ayvazoğlu'nun Peyami Safa hakkındaki eserinin kaynak alınmasıyla oluşturulmuştur. Tarih ve olaylar için ayrıntılı kaynaklar Peyami Safa maddesinde verilmiştir.

<i>Müsâmeretnâme</i> Emin Nihat Beyin kaleme aldığı hikâye kitabı

Müsâmeretnâme, Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur.