İçeriğe atla

Masseter kası

Çiğneme kasları
Latince isimmusculus masseter, masseter
SistemÇiğneme kasları
Artermasseteric artery
Toplardamarmasseteric vein
Tanımlayıcılar
Microsoft Academic2908927796, 2910176466 2780880470, 2908927796, 2910176466
MeSHD008406
TA2105
FMA48996

Masseter kası (Latince: musculus masseter), insan ve memeli hayvanların anatomisinde çiğneme kaslarından biridir. Sadece memelilerde bulunan kas, bitkisel maddelerinin çiğnenmesini kolaylaştırmak için otoburlarda özellikle güçlüdür.[1] Ayrıca en belirgin, yüzeysel ve güçlü çiğneme kasını oluşturur.

Kasın ismi Yeni Latince'den gelmekte olup, bu dile Yunanca kökenli çiğnemek anlamına gelen masasthai (μασᾶσθαι) kelimesinden girmiştir.

Yapı

Masseter kasının görselini yansıtmaktadır.

Masseter, yüzeysel ve derin olmak üzere iki kısımdan oluşan kalın, dörtgenimsi bir kastır. Yüzeysel bölümün orjini elmacık kemiğinin prosesusunda yer alan bir aponöroz ile zigomatik kemerdir. Daha kaslı olan derin bölümün orjini ise elmacık kemiğinin medial yüzeyinin tamamıdır. Kasın derin kısmı, anterior olarak yüzeysel kısmı tarafından kısmen örtülüdür. Posterior olaraksa parotis bezi tarafından örtülmüştür.

Diğer üç çiğneme kası (temporalis, medial pterygoid ve lateral pterygoid) ile birlikte masseter, trigeminal sinirin mandibuler bölümünün (V3) ön bölümü tarafından innerve edilir. İnnervasyon yolu şudur: gyrus precentralis > genu capsula interna > nucleus motorius nervi trigemini > nervus trigeminus > nervus mandibularis > musculus masseter.

İşlev

Tüm kasın bilateral kasılması sonucunda çenenin ve alt çenenin yükseltilmesi sağlanır. Çene kemiğinin yükselmesi, çenenin kapanması sırasında meydana gelir. Masseter medial pterigoid kasıyla paralellik gösterir, ancak daha güçlüdür ve yüzeysel lifleri deride kendini çıkıntıyla belli edebilir.

Tıbbi önem

Ekstraoral muayene sırasında hastanın yanında durulur, kas görsel olarak incelenir ve bilateral olarak kas palpe edilir. Ellerin parmakları kasın üzerine yerleştirilerek hastadan dişlerini sıkması istenir.[2]

Masseter kasları, diş gıcırdatma veya sıkıştırma alışkanlığına (bruksizm) sahip hastalarda ve sürekli sakız çiğneyen kişilerde kaslar genişleyerek büyüyebilir. Bu asemptomatik ve sorunsuz masseterik hipertrofi, genellikle iki taraflıdır, ancak tek taraflı olabilir. Hipertrofi iki taraflı olsa bile, kasların eşitsiz büyümesi nedeniyle yüzde asimetri oluşabilir. Bu ekstraoral genişleme parotis tükürük bezi hastalığı, diş enfeksiyonları ve çene-yüz tümörleri ile karıştırılabilir, ancak bu hastalıklarla ilişkisi yoktur. Hastaların çoğu estetik kaygılar nedeniyle tıbbi yardım almaktadır.[2]

Ek resimler

Kaynakça

  1. ^ Romer, Alfred Sherwood; Parsons, Thomas S. (1977). The Vertebrate Body. Philadelphia, PA: Holt-Saunders International. s. 283. ISBN 0-03-910284-X. 
  2. ^ a b Illustrated Anatomy of the Head and Neck, Fehrenbach and Herring, Elsevier, 2012, p. 97

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İnsan sindirim sistemi</span> Gastrointestinal Kanal

İnsan sindirim sistemi, gastrointestinal kanal ile dil, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi sindirime yardımcı organlardan oluşur. Sindirim, yiyeceklerin giderek daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücut tarafından emilmesi ve kullanılmasına kadar süren bir süreçtir. Sindirim süreci üç aşamadan oluşur: sefalik faz, gastrik fazı ve intestinal fazı.

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

Çiğneme kasları, çene eklemini hareket ettirerek çiğnemeyi sağlayan dört adet kastır. Bu kasları masseter kası ve temporal kas ile medial ve lateral pterygoid kasları oluşturur. Abdüksyon hareketi yapan lateral pterygoid kası dışındaki tüm çiğneme kasları çenede addüksyon hareketini gerçekleştirir. Yüzdeki diğer kasların aksine bu kaslar trigeminal sinirin mandibuler kolları tarafından inerve edilir.

Yüzeysel grup sırt kasları üst eksteremiteleri gövdeye bağlar. Üst ekstremitelerin hareketleri ile ilgilidirler. Servikodorsal bölgede bulunurlar. Bölgenin yüzeyel fasyası kalın ve güçlü olup; yağ dokudan oluşur. Genel yüzeyel fasya ile devamlıdır. Bölgenin derin fasyası sıkı fibröz dokudur. Bu fasya ligamentum nuchae, tüm sırt omurlarının processus spinosuslarına ve ligamentum supraspinaleye tutunur. Lateralde ise scapulanın acromion ve spina scapula kısımlarına tutunur. Buradan itibaren fascia deltoidea ve fascia axillaris ile devam eder.Önde ise fascia pectoralis ile devamlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

<span class="mw-page-title-main">Bukkal yağ yastığı</span>

Bukkal yağ yastığı ve bukkal yağ yastığı, yanaktaki birkaç kapsüllenmiş yağ kütlesinden biridir. Buccinator kas ve birkaç daha yüzeysel kas arasında yüzün her iki tarafında bulunan derin bir yağ yastığıdır. Bukkal yağ yastığının alt kısmı bukkal boşluk içinde bulunur. Doğrudan yanak derisinin altında olan malar yağ yastığı ile karıştırılmamalıdır. Ayrıca çene yağ pedleri ile de karıştırılmamalıdır. İçi boş yanakların ve nazolabial katlantının oluşumunda rol oynar, ancak çene hattı oluşumunda rol oynamaz.

<span class="mw-page-title-main">Mimik kasları</span> Yüz kasları

Mimik kasları, fasiyal sinir tarafından kontrol edilen mimik hareketlerinin yapılmasını sağlayan bir grup çizgili iskelet kasıdır. Bu kaslara yüz kasları da denir.

<span class="mw-page-title-main">Geniohyoid kas</span>

Geniohyoid kas, mylohyoid kasın medial sınırının superiorunda bulunan dar bir kastır. Adını, çeneden hyoid kemiğine gitmesinden almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Milohiyoid kas</span>

Milohiyoid kas, mandibuladan hiyoid kemiğe uzanan, ağız boşluğunun tabanını oluşturan eşli bir kastır. İsmini, azı dişlerine (molar) yakın olan iki tutunma yerinden alır. Bu kasların embriyolojik orijini mezodermaldir. Milohiyoid kas birinci faringeal arktan gelişir.

<span class="mw-page-title-main">Glossofaringeal sinir</span> 9. kraniyal sinir, afferent duyusal ve efferent motor bilgi taşıyan karışık sinir

Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.

<span class="mw-page-title-main">Otosefali</span>

Agnati-Otosefali kompleksi, öncelikle mikrognatiye neden olan malformasyonlardan biridir; altçene yokluğu anlamına gelse de, altçenenin tümü değil ancak bir bölümünün eksikliği ya da oldukça aşırı bir hipoplazisi söz konudur. Ender görülen bu kompleksin kalıtsal olabileceği gibi, gen mutasyonlarının ve teratojenlerin etkisini gösteren olgular da bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Farengeal arklar</span>

Faringeal (farengeal) arklar ya da Brankiyal arklar, baş-boyun gelişmesindeki başlangıç noktalarıdır. Baş-boyun oluşmasında birincil etkinliği olan faringeal arklar, intrauterin yaşamın 4. haftasında, nöral krest hücrelerinin bölgeye göçüyle birlikte birlikte belirmeye başlar. Kafa tabanı ve boyun bölgesi 7.haftada şekillenir. Embriyonun kafa bölgesindeki mezenkimal doku, birbirlerinden yarıklarla ayrılmış olan arklar (tümsekler) oluşur. Mezodermden oluşan arkların iç yüzlerinde endoderm, dış yüzlerindeyse ektorderm bulunur. Nöral krest hücrelerinin proliferasyonu ve mezodermal hücrelerin yoğunlaşmasıyla, her arkın ortasında kıkırdak dokusu oluşur. Tümsek niteliğindeki oluşumlara faringeal ark, bunları birbirinden ayıran dış yüzdeki çöküntülere ise faringeal yarık adı verilir. İç yüze bakıldığında, faringeal arkları birbirlerinden ayıran oluşumların farinksin yan duvarlarında beliren keseler olduğu görülür. İlk evrede 6 ark vardır. Beşinci ark ortaya çıkısından kısa bir süre sonra involüsyon geçirerek silinir. Her arkta, o arka özgü biri motor, öteki sensitif iki sinir dalı, arter-ven ikilisi, kıkırdak dokusu ve kas bileşenleri vardır. Bu bileşenlere, yüz dokuları, dil, dudaklar, çeneler, damak, farinks, salgı bezleri ve bu bölgeleri innerve eden sinirler de katılır. Çene-yüz (maksillofasiyal) malformasyonların büyük bir bölümü 1. ve 2. faringeal arklardaki sapmalardan kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Kraniyofasiyal yarıklar</span>

Kraniyofasiyal yarıklar, kraniyofasiyal malformasyonların en önemlilerinden biridir; baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozuklukların önemli bir bölümünü oluştururlar. Embriyolojik kökenlerine göre; nöral tüp kökenli anomaliler, 1. ve 2. farengeal ark kökenli malformasyonlar, ektodermal displaziler söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Hiperparatiroidizm</span>

Hiperparatiroidizm, paratiroid bezlerinin aşırı hormon üretmesi (hiperfonksiyonu) sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Temel bulgu, hiperkalsemi olarak tanımlanan kandaki kalsiyum düzeyinin yüksek olması olgusudur. Hastaların bir bölümünde herhangi bir yakınma yoktur; yakınmalarından birinin nedeni için yapılan serolojik testlerde rastlantı olarak saptanabilir. Belirtilerin ortaya çıkması, bulguların sayısı ve gücü hiperkalseminin düzeyi ile koşuttur.

<span class="mw-page-title-main">Göz çukuru</span>

Göz çukuru veya orbita, anatomide gözün ve uzantılarının bulunduğu kafatasının boşluğu veya soketidir. "Orbit", kemik soketi ifade etmek için veya içindekileri belirtmek için kullanılabilir. Yetişkin insanda yörüngenin hacmi 30 mililitre, göz 65 mililitre dir. Göz çukurunun içeriği göz ihtiva orbital ve retrobulber fasya, ektraoküler kaslar, II, III, IV, V ve VI numaralı kranyal sinirler, kan damarları, yağ, gözyaşı bezi, kesesi ve kanalı, göz kapakları, orta ve yanal palpebral bağlar, kontrol bağları, suspensor bağ, septum, siliyer ganglion ve kısa siliyer sinirlerdir.

Ortognatik cerrahi; Düzeltici çene cerrahisi veya basitçe çene cerrahisi olarak da bilinen, çene ve alt yüzün yapı, büyüme, uyku apnesi dahil hava yolu sorunları, TME bozuklukları, özellikle iskelet uyumsuzluklarından kaynaklanan maloklüzyon sorunları, diğer ortodontik diş ısırıklarından kaynaklanan durumlarını düzeltmek, diş telleri ile kolayca tedavi edilemeyen problemlerin yanı sıra, düzeltmenin yüz estetiğini ve benlik saygısını iyileştirmek için düşünülebileceği çok çeşitli yüz dengesizlikleri, uyumsuzluklar, asimetriler ve yanlış orantıları düzeltmek tasarlanan cerrahidir.

<span class="mw-page-title-main">Thylacosmilinae</span> tarih öncesi keseli alt familyası

Thylacosmilinae, Güney Amerika'da Miyosen ve Pliyosen dönemleri arasında yaşayan modern keselilerle ilişkili, soyu tükenmiş bir metatherian yırtıcı alt familyasıdır. Büyük Amerikan Biyotik Değişiminden önce yaşayan diğer Güney Amerika yırtıcı memelileri gibi, bu hayvanlar da diğer kıtalardan Carnivora takımının birçok eteneli memelisinin ekolojik nişini işgal eden Sparassodonta takımına aitti. Familyanın en dikkate değer özelliği, Barbourofelis ve Smilodon gibi diğer kılıç dişli memelilerle dikkate değer bir yakınsak evrim olan, uzun, aşağı doğru uzanan dişleridir.

<i>Anomodontia</i> otçul terapsid kladı

Anomodontlar (Anomodontia), çeşitli kriterlere göre therapsidlerin en başarılı grubu, Permiyen döneminin son derece uzmanlaşmış otçul canlılarıydı. 40'tan fazla cins ile oldukça fazla takson içerirler ve bu sayı özellikle Rus ve Çin materyallerinin tanımlarından dolayı düzenli olarak artmaktadır. Geç Permiyen döneminde, bunlar, meydana geldikleri tüm fosil taşıyan bölgelerde en çok sayıda bireysel therapsid örneğiydiler ve karasal ekosistemde bol, genellikle sürüler halinde yaşayan birincil tüketiciler olarak, günümüzün toynaklı memelileriyle karşılaştırılabilir bir ekolojik rol işgal etmiş olmalılar. Antarktika ve Avustralya da dahil olmak üzere tüm kıtalarda henüz bulunan tek therapsidler – soylarının devamı olanlar hariç – olarak dünya çapında bir dağılıma sahiptiler.

<span class="mw-page-title-main">Gorgonopsia</span> etçil terapsid kladı

Gorgonopsiyenler (Gorgonopsia), Geç Permiyen'in baskın etçil terapsit grubu. Permiyen'de, kesit olarak oval olan ve tırtıklı bir arka kenar taşıyan büyük ölçüde genişlemiş üst ve alt köpek dişleri tarafından av üzerinde beslenmeye uyum sağlamış, nispeten nadir, küçük etoburlar olarak ortaya çıkarlar. Bununla birlikte, Geç Permiyen'in geri kalanında, gorgonopsiyenler baskın karasal etoburlardı ve aynı zamanda çağdaş Rus yataklarında da bulunurlar. Şimdiye kadar Güney Afrika ve Rusya dışında tamamen bilinmiyorlar ve diğer son Permiyen terapsit gruplarının aksine, tek bir gorgonopsiyenin bile Triyas'ın sonuna kadar hayatta kaldığı bilinmiyor.

<span class="mw-page-title-main">Mandibula (böcek ağız parçası)</span>

Böcek mandibulaları, böceğin ağzına yakın bir çift uzantıdır ve üç çift ağız uzantısının en öndeki kısmıdır. Genel olarak böceğin beslenirken yiyeceğini kavramasında, ezmesinde, kesmesinde veya kendini savunma amacıyla diğer canlılara karşı kullanılır. Evrimsel olarak bacaklardan oluşmuş gibi görünen böcek mandibulaları, çene altı kemerlerinden oluşmuş gibi görünen ve dikey olarak hareket eden omurgalıların çenelerinin aksine yatay düzlemde hareket eder.