Boston, Amerika Birleşik Devletleri'nin Massachusetts Eyaletinin başkenti ve en büyük şehridir. Ayrıca New England olarak bilinen Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğu bölgesinin de resmî olmayan merkezidir. Harvard ve MIT gibi dünyaca ünlü üniversitelere ev sahipliği yapmaktadır.
New England veya diğer kullanımıyla Yeni İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğu köşesine verilen isimdir. Bölgeyi oluşturan 6 eyâlet Connecticut, Maine, Massachusetts, New Hampshire, Rhode Island ve Vermont'dur.
Kızılderililer ya da Amerika Yerlileri veya kısaca Yerliler, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Kızılderililer için kullanılan ortak birleştirici ad. Dilce birbiriyle akraba olmayan en az iki ayrı grupta toplanırlar: Sibirya kökenli olan Na-Dene dilleri ile Na-Dene dilleri dışındaki bütün Kızılderili dillerini içeren Amerind dilleri.
Çiçek hastalığı veya smallpox Orthopoxvirus cinsine ait olan variola virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Doğal olarak ortaya çıkan son vaka Ekim 1977'de teşhis edilmiş ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1980 yılında hastalığın küresel olarak yok edildiğini onaylayarak çiçek hastalığını yok edilen tek insan hastalığı haline getirmiştir.
Amerikan yerlilerinin asimilasyonu, 1790-1920 yılları arasında ABD Kızılderililerinin Amerika Birleşik Devletleri hükûmeti tarafından Batılı kültür uyarınca dönüştürülmesi için yapılan uygulamaların tümüdür. Konu ilk kez George Washington ve Henry Knox tarafından dile getirilmiştir. ABD'nin Avrupa'dan yoğun göç aldığı dönemde Amerikan yerlilerinin kültürel değerlerinin yükseltilmesi olarak tanımlanan süreç çok farklı alanlarda ilerlemiştir. ABD Kızılderili yatılı okulları bu kültürel asimilasyonda en etkili odaklardan biridir.
Kızılderili savaşları ya da ABD Kızılderili savaşları, Yeni Dünya'da Kuzey Amerika'nın yerlisi ABD Kızılderilileri ile Eski Dünya'dan gelen Avrupalı göçmen yerleşimciler arasında patlak veren ve 1622-1924 yıllarında aralıklı olarak asırlara yayılan Amerikan Bağımsızlık Savaşı öncesi ve sonrası bir dizi çatışmalar silsilesidir. Savaşın ana sebebi, keşfedildiği andan itibaren Amerika kıtasını doğudan işgal etmeye başlayan Avrupalı sömürgecilerin sürekli artması ve bu artış sonunda yerlileri batıya sürmeleridir. Bu savaşlar Amerika kıtasının doğu kıyısından batı kıyısına kadar genişlemenin mukadder olduğunu ifade eden Kader Manifestosu gibi ideolojiler tarafından teşvik edildiği gibi, politik kaygıyla zorla ya da antlaşmalarla Kızılderili Tehciri gibi etnik temizlik hareketleri de savaşların tetikleyici unsurlarıdır. Bu savaşlar sırasında ABD Kızılderili katliamları da görülür.
Deniz kürk ticareti, deniz samuru ve diğer deniz memelilerinin kürklerinin Alaska yerlileri ile Pasifik Kuzeybatısı Kızılderilileri tarafından avlanılması yoluyla sürdürülen gemi temelli kürk ticareti sistemidir. Deniz kürk ticareti terimi karadaki kürk ticaretinden ayırt edebilmek için sonradan tarihçilerce türetilmiştir ve döneminde bu adla değil, Kuzey Batı Kıyısı ticareti ya da Kuzey Batı ticareti adlarıyla anılırdı. Bu ticarette elde edilen kürklerin çoğu Çin'e satılırken, ufak bir kısmı da Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ne ihraç edilmiştir. Çin'e verilen kürkler çay, ipek, porselen ve diğer gözde Çin mallarıyla değiş tokuş edilmiştir. Kürk ticaretinde arz ve talep dengesinde talep kısmını Çinliler, arz kısmını ise uzunca bir süre Rus promışlennikler yerine getirmiştir. Deniz kürk ticaretine öncülük eden Ruslar, Kamçatka'nın doğusundan Aleut Adaları boyunca Alaska'nın güney kıyılarına kadar uzanmışlardır. 1780 lerde bu ticarete dahil olan Britanyalılar ile Amerikalılar ise daha çok Britanya Kolumbiyası Kıyısı'na odaklanmışlardır. 19. yüzyıl başlarında birdenbire patlama yaşanan deniz kürk ticaretindeki düşüş ise 1810'larda yıllara yayılarak devam etmiştir. Kontrolsüz ve aşırı avlanmanın sonucu olarak deniz samuru kolonilerinin acımasızca yokedilmesi nüfuslarını tükenme noktasına getirmiş, ticaret bunun üzerine Pasifik Kuzeybatısı ile Çin'de samur dışı deniz memelilerinin kürküne yönelmiş ve 19. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Alaska kıyılarının kontrolü büyük ölçüde Rusların elindeydi. Alaska'nın güney kıyıları ise Britanyalılar ile Amerikalılar arasında rekabete sahne olmuştur. Güneyde faaliyete ilk başlayanlar Britanyalılardır ve 1790 lardan 1830 lara kadar dönemde Amerikan rekabetine karşı koyamamışlardır. 1820 lerde Britanyalı Hudson's Bay Company Amerikalılardan uzak durdular. 1840 larda ise Hudson's Bay Company ile Rus-Amerikan Kumpanyası ticareti yürütmüşlerdir.
Teksas-Kızılderili savaşları, Teksas'taki göçmen yerleşimciler ile yerli Güney Ova Kızılderilileri arasında patlak veren ve 1820 - 1875 arası aralıklı olarak yıllara yayılan bir dizi çatışmalar silsilesidir. Bu savaşların ilki Fransız Teksası'ndan (1684-1689) sonra İspanyol Teksası'na (1690-1821) gelen ve büyük ölçüde İspanyollardan oluşan Avrupalı yerleşimciler ile yerli Kızılderili kabileleri arasında çıkmıştır. Sonra da Teksas'ın Meksika'daki parçası olan Meksika Teksası'nda (1821-1836) devam etmiştir. Teksas Cumhuriyeti (1836–1845) döneminde de süren savaşlar 1845'te Amerika Birleşik Devletleri'nin 28. eyaleti olmasıyla da sona ermemiş ve 1875 yılına kadar devam etmiştir. Kızılderili savaşları sırasında Arizona'dan sonra en fazla ölüm görülen eyalet Teksas'tır.
Kızılderili soykırımları, Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika Kıtası'na ulaşmasından sonraki beş asır boyunca Avrupalılar tarafından kıtanın yerlileri olan Kızılderililere karşı yapılan soykırımlardır.
Amerika'nın kolonizasyonu, İskandinav denizcilerin 10. yüzyılda, bugünkü Grönland ve Kanada'nın belli bölgelerini keşfederek buralara yerleşmesiyle başladı. İskandinav folkloruna göre, kızılderililerle yerleşimciler arasında cereyan eden şiddetli çatışmalar neticesinde bu yerleşimler terk edilmek zorunda kalındı. Gerçek Avrupa kolonizasyonu, Christopher Columbus'un 1492 yılında Uzakdoğu'ya yeni ticaret rotaları bulmak için, İspanya sponsorluğunda, batıya doğru çıktığı keşif gezisinde, kazara Amerika Kıtası'nı keşfetmesiyle başladı. Hemen sonra Avrupalılar kıtanın derinliklerine inerek, fetih ve kolonizasyon hareketine giriştiler. Columbus, 1492-1493 yıllarında yaptığı ilk iki seyahatte, Bahamalar'a ve aralarında Hispaniola, Puerto Rico ve Küba'nın da bulunduğu bazı Karayip Adaları'na ulaştı. 1497 yılında İngiltere Krallığı adına Bristol'den yola çıkan John Cabot, Kuzey Amerika'da karaya çıktı. Bir yıl sonra Columbus, üçüncü seferinde Güney Amerika sahillerine ulaştı. Christopher Columbus'un seferlerinin sponsoru olan İspanyol İmparatorluğu, Kuzey Amerika'dan Güney Amerika'nın en aşağı noktasına kadar, Karayip Adaları da dahil olmak üzere, en büyük sömürgelere sahip ilk Avrupa ülkesi oldu. İlk İspanyol şehri, 1496 yılında kurulan, bugün Dominik Cumhuriyeti sınırlarında kalan Santo Domingo'dur. San Juan, Porto Riko 1508'de, Veracruz ve Panama City ise 1519 yılında kurulmuştur. 1565 yılında İspanyollar tarafından kurulan St. Augustine, Florida şehri, ABD'nin üzerinde yerleşim bulunan en eski şehridir.
Massachusetts Körfezi Kolonisi (1628-1691), Massachusetts Körfezi çevresinde bir İngiliz yerleşimiydi. Yerleşimin toprakları güney New England'daydı ve ilk yerleşimler iki doğal limanda ve çevredeki arazide yaklaşık 154 mil (247,8 km) ayrı—önceden kurulmuş Plymouth Kolonisi'nin kuzeyindeki Salem ve Boston çevresindeki alanlardı. Sözde Massachusetts Körfezi Kolonisi tarafından yönetilen bölge, Massachusetts, Maine, New Hampshire ve Connecticut'ın bölümleri de dahil olmak üzere New England'ın merkezinin çoğunu kapsıyordu.
Siprianus Vebası, M.S. 250'den 262'ye kadar Roma İmparatorluğu'nu etkilemiş bir veba salgını.
Milano Büyük Vebası olarak da anılan 1629-1631 İtalya veba salgını, 1348'de Kara Ölüm ile başlayan ve 18. yüzyılda sona eren İkinci veba salgınının bir parçasıydı. 17. yüzyılda İtalya'daki iki büyük salgından biri, Kuzey ve Orta İtalya'yı etkiledi ve en az 280.000 ölümle sonuçlandı. Bir milyon ölümle nüfusun yaklaşık %35'inin öldüğü de tahminler arasındadır. 1629-1631 salgınının, İtalya ekonomisinin diğer Batı Avrupa ülkelerine göre geride kalmasına neden olduğu da iddia edilmiştir.
İkinci kolera salgını (1826-1837), ayrıca Asya kolera salgını olarak da bilinir, Hindistan'dan Batı Asya üzerinden Avrupa, Büyük Britanya ve Amerika'ya, ayrıca doğuya Çin ve Japonya'ya ulaşan bir kolera salgınıdır. Kolera, 19. yüzyılda diğer tüm salgın hastalıklardan daha hızlı bir şekilde daha fazla ölüme neden olmuştur. Tıp topluluğu o zamanlar kolera'nın yalnızca bir insan hastalığı olduğuna, zaman içinde birçok seyahat aracıyla yayıldığına ve sıcak dışkı bulaşmış nehir suları ve kontamine yiyecekler yoluyla bulaştığına inanıyordu. İkinci salgın sırasında bilim camiasının, kolera nedenleri hakkındaki inançlarında değişiklik görülmüştür.
1557'de öncelikle Asya'da pandemik olarak gözlenen grip türüdür. Sonrasında Afrika, Avrupa ve sonunda Amerika'ya yayıldı. Bu grip son derece bulaşıcıydı ve yoğun, bazen ölümcül semptomlarla kendini gösteriyordu. Thomas Short, Lazare Rivière ve Charles Creighton gibi tıp tarihçileri, modern tıp tarafından grip olarak kabul edilmiş nezle benzeri ateşli durumları derlediler. 1557 ve 1559 arasında bu ateşli hastalık o döneme dek en büyük yoğunlukta popülasyonları etkiledi. 1557 gribi, hükûmetlerin muhtemelen ilk defa doktorları salgına müdahale için bürokratik örgütlenme dışında hareket etmeye davet ettiği bir salgın oldu. Aynı zamanda, influenzanın patolojik olarak düşüklerle ilişkilendirildiği ve ilk kez İngilizce terminolojinin kullanıldığı, küresel olarak yayılan bir pandemiydi. Grip, tekrarlanan dalgalar halinde geri döndüğü için daha yüksek ölüm oranlarına, neredeyse evrensel enfeksiyona ve ekonomik kargaşaya neden oldu.
1924-1925 Minnesota çiçek hastalığı salgını en ölümcül çiçek hastalığı salgındır. Çiçek hastalığı nedeniyle ABD'nin Minnesota eyaletinde 500 kişi ölmüştür. Bunların 400'ü Minneapolis-Saint Paul metropol bölgesinde yaşamaktaydı. İkiz Şehirler olarak tanımlanan bu bölgede ölümlerinin neredeyse yüzde 90'ı Minneapolis'te gerçekleşti.
1721'de Boston kötü bir çiçek hastalığı (variola olarak da bilinir) salgını geçirdi. Nisan 1721 ile Şubat 1722 arasında Boston'daki yaklaşık 10.600 kişiden 5.759'u enfekte oldu. Salgın, Püriten bakan Cotton Mather ve Harvardlı doktor Zabdiel Boylston'u, on üç koloni'nin halka açık aşılama konusundaki ilk deneyiminin bir parçası olarak Bostonluları etkiledi. Onların çabaları insanları çiçek hastalığına karşı bağışıklamak için daha fazla araştırmaya ilham verdi. Massachusetts Körfezi Kolonisini ilk aşı tartışmasının merkezine yerleştirdi ve Batı toplumunun hastalığa yönelik tıbbi tedavi yaklaşımını değiştirmiştir. Boston gazeteleri aşı çabalarına karşı çıkan ve destekleyen çeşitli bilgiler yayınlarken, salgın hastalık hakkındaki sosyal ve dini söylemler de çeşitlenmişti.
1775-1782 Kuzey Amerika çiçek hastalığı salgını Batı Yarımkürenin Yeni Dünyası olarak kabul edilen bölgede gerçekleşen salgındır.Kolomb'un Amerika'ya ilk yolculuğunun, çiçek hastalığı virüsünün Amerika'ya ilk gelişine yol açtığı ve Kuzey Amerika kıtasının çoğuna yayılmasını sağladığı söylenebilir. 1775 yılında başlayan salgında en az 130.000 kişinin öldüğü tahmin ediliyordu.
Amerikanın ilk gazetelerinden biri olan New-England Courant (New England Courant olarak da bilinir), 1721'de James Franklin tarafından Boston'da kuruldu. Haftalık ve Boston'ın üçüncü gazetesiydi. Diğer ikisinin aksine, İngiliz sömürge hükûmeti ve diğer otorite figürleri hakkında daha eleştirel duruşa sahipti. Boston'daki 1721 çiçek hastalığı salgını sırasında, çiçek aşısına dair tartışmayı körükleyen çiçek aşısı hakkında eleştirel yorumlar yayınladı. Sonunda, 1726'da İngiliz sömürge makamları tarafından kışkırtıcı olarak gördükleri makaleleri yayınlamalarından dolayı kapatıldılar. Franklin, kardeşi Benjamin Franklin'i çırak olarak aldı ve bir noktada daha fazla kovuşturmayı önlemek için Courant'ın baskıları Benjamin Franklin imzasıyla yayınlanmak zorunda kaldı. Benjamin, Courant'a isimsiz başyazılar yazdı, bu da yayınlamaya başlamasıyla James'in hapse atılmasıyla sonuçlandı. Erken sömürge dönemi gazetelere yapılan bu Hükûmet sansürü, basında Amerikan İfade Özgürlüğü idealini büyük ölçüde besleymiştir. New England Courant, tarihçiler tarafından Benjamin'in yazılarını yayınlayan ilk gazete olarak çokça belirtilmektedir.