İçeriğe atla

Marshmallow deneyi

Marshmallow deneyi ya da zevki erteleme becerisi testi,[1] 1972 yılında Stanford'lu psikolog Walter Mischel tarafından uygulanan bir çalışmadır.[2] Bu çalışmada, katılımcı çocuklara bir ödül sunulur, eğer bu ödülü o anda tüketmez de belirli bir süre beklerlerse aynı ödülden bir tane daha kazanacakları söylenir. Bu süre içinde, araştırmacı odayı terk eder ve 15 dakika sonra geri gelir. Ödül, çocuğun tercihine göre bir marshmallow ya da bir pretzeldir. Çalışmayı takiben yapılan uzun vadeli araştırmalarda, ikinci ödüle kadar bekleyebilen çocukların SAT puanlarına,[3] eğitime devam etmelerine,[4] vücut kitle endekslerine[5] ve başka kriterlere bakılarak daha başarılı oldukları belirlenmiştir.[6] Deney daha geniş katılımla (ilk çalışmanın 10 katı) yeniden yapıldığında, etkilerin ilk çalışmanın yarısı kadar olduğu görülmüştür. Yenilenen deney, iradenin açıklayamadığı diğer yarımın ekonomik temelden kaynaklanabileceğini göstermiştir.[7][8]

Kaynakça

  1. ^ Aytun, Özge Altan (14 Nisan 2013). "Marshmallow Testi". Psikoloji İstanbul. 10 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2020. 
  2. ^ Mischel, Walter; Ebbesen, Ebbe B. (1970). "Attention In Delay Of Gratification". Journal of Personality and Social Psychology. 16 (2): 329-337. doi:10.1037/h0029815. ISSN 0022-3514. []
  3. ^ Mischel, Walter; Shoda, Yuichi; Rodriguzez, Monica L. (1989). "Delay of gratification in children". Science. 244 (4907): 933-938. Bibcode:1989Sci...244..933M. doi:10.1126/science.2658056. PMID 2658056. []
  4. ^ Ayduk, Ozlem N.; Mendoa-Denton, Rodolfo; Mischel, Walter; Downey, Geraldine; Peake, Philip K.; Rodriguez, Monica L. (2000). "Regulating the interpersonal self: Strategic self-regulation for coping with rejection sensitivity". Journal of Personality and Social Psychology. 79 (5): 776-792. CiteSeerX 10.1.1.334.5423 $2. doi:10.1037/0022-3514.79.5.776. PMID 11079241. 
  5. ^ Schlam, Tanya R.; Wilson, Nicole L.; Shoda, Yuichi; Mischel, Walter; Ayduk, Ozlem (2013). "Preschoolers' delay of gratification predicts their body mass 30 years later". The Journal of Pediatrics. 162 (1): 90-93. doi:10.1016/j.jpeds.2012.06.049. PMC 3504645 $2. PMID 22906511. 
  6. ^ Shoda, Yuichi; Mischel, Walter; Peake, Philip K. (1990). "Predicting Adolescent Cognitive and Self-Regulatory Competencies from Preschool Delay of Gratification: Identifying Diagnostic Conditions" (PDF). Developmental Psychology. 26 (6): 978-986. doi:10.1037/0012-1649.26.6.978. 13 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2020. 
  7. ^ Calarco, Jessica McCrory (1 Haziran 2018). "Why Rich Kids Are So Good at the Marshmallow Test". The Atlantic (İngilizce). 2 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2018. 
  8. ^ Jason, Collins. "The marshmallow test held up OK – Jason Collins blog". The marshmallow test held up OK. 30 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Piyango</span> Bir ödül için sayıların rastgele seçilmesini içeren kumar

Piyango, bir ödül için rastgele sayıların çekilmesini içeren bir kumar türüdür. Bazı hükûmetler piyangoları yasaklarken diğerleri bunu ulusal veya eyalet piyangosu organize edecek kadar onaylıyor.

<span class="mw-page-title-main">Yalnızlık</span>

Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken bir insan içindeki boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur. Ayrıca yalnızlığın farklı türleri vardır. Örneğin bir kişi kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. Yalnızlık, sadece etrafında kimsenin olmaması değildir.

Doğrulama yanlılığı ya da teyit yanlılığı, kişilerin kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir. Bu yanlılığa sahip kişiler inançlarına, düşüncelerine ve varsayımlarına ters düşen, karşı duran, onlarla çelişen bilgileri ihmal etme, yok sayma eğilimi gösterir. Bilişsel eğilimin bir çeşidi ve tümevarımın sistematik hatasıdır. İnsanlar bilgiyi seçici olarak topladıklarında veya anımsadıklarında ya da belirli bir eğilime göre bu bilgiyi yorumladıklarında doğrulama yanlılığına eğilim gösterirler. Etkisi, duygusallıkla yaklaşılan konularla, iyice yerleşmiş ve değişmesi zor inanışlarla ilgili olduğu takdirde çok daha güçlüdür. İnsanlar aynı zamanda müphem ve belirsiz kanıtları da kendi görüşlerini destekleyici yönde yorumlamaya eğilimlidir. Yanlı araştırma, yorumlama ve bellek karşı tarafların aynı kanıtlara ulaşması durumunda bile anlaşmazlığın daha keskinleşmesi olan tutum kutuplaşmasını, doğru olmadığının kanıtları gösterilmesine rağmen inançlarda ısrar, ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla güvenme olan irrasyonel öncüllük etkisi ve iki olay ya da durum arasında bir bağlantı olduğuna dair yanlış algılama olan yanılsama korelasyonunu açıklamak için kullanılır.

Kolektivizm ya da ortaklaşacılık, bireyler arasındaki kaynaşmanın vurgulanması ve grubun birey üzerinde önceliklendirilmesi ile karakterize edilen bir değerdir. Toplumcu (Kolektivist) bir dünya görüşüne sahip olan bireyler veya gruplar, ortak değerleri ve hedefleri bilhassa dikkat çekici bulma eğilimindedirler ve grup dışına kıyasla grup içine daha fazla yönelim gösterirler. "Grup içi" teriminin, kolektivist bireyler için çekirdek aileden dini veya ırksal/etnik bir gruba kadar değişen toplumsal birimleri içerecek şekilde daha yaygın olarak tanımlandığı düşünülmektedir. Bireyciliğin tam zıttıdır.

Benlik kaynaklarının tükenmesi, öz-kontrol ya da özgür irade gücünün kullanılabilecek sınırlı kaynaklara dayandığı düşüncesini ifade etmektedir. Zihinsel aktivite için enerji düşük olduğunda, öz kontrol zayıflar ve bu durum benlik kaynaklarının tükenmesi olarak adlandırılır. Özellikle, benlik kaynaklarının tükenmesi durumunun deneyimlenmesi, kişinin daha sonraki aktivitelerde kendini kontrol etme becerisini zayıflatır. Öz-kontrol gerektiren benlik kaynaklarını tüketici bir görev, sonrasında gelen öz-kontrol görevi için, her ne kadar görevler birbiriyle ilişkisiz görünse de, engelleyici bir etki yaratır. Öz-kontrol benliğin hem birey hem de bireylerarası düzeyindeki işlevinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, benlik kaynaklarının tükenmesi, deneysel psikolojide ve spesifik olarak sosyal psikolojide önemli bir konudur, çünkü mekanizması, insanın öz-kontrol süreçlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.

Sosyal baskınlık yönelimi (SBY) sosyal ve politik tutumları yordayan bir kişilik faktörü ve yaygın olarak kullanılan bir Sosyal Psikolojik ölçektir. SBY, grup temelli ayrımcılık düzeylerinde bireysel farklılıkların ölçümü olarak kavramsallaşmıştır. Bir başka deyişle, bireyin herhangi bir sosyal sistem içinde hiyerarşi ve düşük statülü gruplar üzerinde otorite kurma tercihinin bir ölçümüdür. Bu, grup içi ve gruplar arası eşitlikçilik karşıtı bir eğilimdir. SBY, sosyal baskınlık kuramının ölçülebilir bir bireysel farklılık bileşenidir.

Sosyal karşılaştırma teorisi, 1954 yılında sosyal psikolog Leon Festinger tarafından geliştirilmiş bir sosyal psikoloji kuramı.

Proteus etkisi, çevrimiçi sanal oyun içindeki bireyin davranışlarının, kendi avatarının görsel özellikleri ile ilişkili olarak değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim, o sanal ortama dahil diğer kullanıcıların bu karakterlerle tipik bir biçimde eşleştirdiği davranışlar hakkındaki bilgiden kaynaklanmaktadır. Değişken (protean) sıfatına benzer olarak, kavramın ismi Yunan tanrısı Proteus'un şekil değiştirme yeteneğine yapılan bir imadır. Proteus etkisi ilk kez 2007 Haziranında Stanford Üniversitesi'nde Nick Yee ve Jeremy Bailenson tarafından kullanılmıştır.

Psikolojideki biyolojik modeller açısından en yaygın kabul gören kuramlardan birisi, 1970 yılında Jeffrey Alan Grey tarafından geliştirilen Biyopsikolojik Kişilik Kuramı'dır. Gray bu bağlamda davranışsal aktiviteyi kontrol eden, Davranışsal inhibisyon sistemini (BİS) ve Davranışsal aktivasyon sistemi (BAS) olarak adlandırdığı iki sistem öne sürmüştür. BİS'in cezaya karşı duyarlılık ve kaçınma motivasyonu ile ilişkili olduğu, BAS'ın ise ödüle duyarlılığa ve yönelme motivasyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir.

Kendine zarar verme, kişinin kendisine zarar verdiği veya potansiyel olarak verebileceği herhangi bir davranışın varlığıdır. Kendine zarar verici davranışlar yıllar boyunca birçok insan tarafından gösterilmiş bir davranış bozukluğudur. Bu davranış genellikle kasıtlı olabilir, dürtüden doğabilir veya bir alışkanlık olarak gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte bu davranış, ölümcül olan, potansiyel olarak alışkanlık oluşturan veya bağımlılık yapan dolayısıyla kendini yok etmeye veya öldürmeye yönelik olma eğilimi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle borderline kişilik bozukluğu veya şizofreni gibi akıl hastalıkları ile ilişkilendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Sıkıntı</span>

Yaygın kullanımda sıkıntı, bir bireyin özellikle hiçbir şey yapmadan durduğu, çevresiyle ilgilenmediği veya bir gün veya dönemin donuk veya sıkıcı olduğunu hissettiği, duygusal ve bazen de psikolojik bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">İç grup ve dış grup</span>

Sosyoloji ve sosyal psikolojide, iç gruplar, bir kişinin kendisini psikolojik olarak özdeşleştirdiği toplumsal gruplardır. Dış gruplar ise tersine, bireyin kendini özdeşleştirmediği toplumsal gruplardır. İnsanlar; akran grupları, aileler, spor takımları, siyasi partiler, cinsiyetler, dinler veya milletlerle kendini özdeşleştirebilir. Toplumsal gruplarla ve kategorilerle psikolojik olarak özdeşleşme ile çeşitli olgular arasında ilişkiler bulgulanmıştır.

Neal Elgar Miller, Amerikalı deneysel psikolog. Fizik, biyoloji ve yazarlık dahil olmak üzere çeşitli ilgi alanlarına sahip enerjik bir insan olarak tanımlanan Miller, bunların yanında psikoloji alanına da girdi. Bilimlerde bir arka plan eğitimi olan Miller, profesörlerden ve önde gelen psikologlardan davranışsal psikoloji ve fizyolojik psikolojinin çeşitli alanlarında, özellikle de davranışa organların tepkileri ilişkilendiren çalışmaları için ilham aldı.

Öz-referans etkisi, insanların kendilerinin olayın içinde yer alıp almadıklarına bağlı olarak bilgiyi farklı şekilde kodlama eğilimidir. İnsanlardan kendileriyle ilgili olan bilgileri hatırlamaları istendiğinde, hatırlama ihtimalleri daha yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">Amy Cuddy</span>

Amy Joy Casselberry Cuddy Amerikalı bir sosyal psikolog, yazar ve konuşmacıdır. Bilimsel geçerliliği henüz kabul edilmemiş bir kendini geliştirme tekniği olan " güçlü duruş pozu nu ilk önerenlerden ve savunanlardan biridir. Rutgers Üniversitesi, Kellogg İşletme Okulunda ve Harvard İşletme Okulunda öğretim üyesi olarak görev yaptı. Cuddy'nin en çok alıntılanan akademik yazısında, Cuddy, insanların benzer kişiler ve gruplar hakkında düşündüklerini daha iyi anlamaları için buna yönelik bir çalışma yayımlamıştır. Ayrıca bu çalışmanın içinde Cuddy, stereotip içerik modelini kullanır. Ayrıca Cuddy, Harvard İşletme Okulundaki öğretim üyeliğinden 2017'nin bahar ayında ayrılsada yönetici eğitimi programlarına katkıda bulunmaya devam ediyor.

Sandra Ruth Lipsitz Bem, androjenlik ve cinsiyet alanında çalışmaları ile tanınan Amerikalı bir psikologdur. Cinsiyet rolleri, cinsiyet kutuplaşması ve cinsiyet hakkındaki klişeler üzerine öncü çalışmaları, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kadınlar için doğrudan ve daha eşit istihdam fırsatlarına yol açmıştır.

Gecikmiş tatmin veya ertelenmiş tatmin, uzun vadede değerli ve uzun süreli bir ödül elde etme umuduyla anlık bir zevkin cazibesine karşı dirençtir. Başka bir deyişle, gecikmiş tatmin, özne, daha sonraki bir ödülü tercih ederek hemen bir ödülün cazibesine direndiğinde öznenin maruz kaldığı süreci tanımlar. Genel olarak, gecikmiş tatmin, daha sonra daha büyük veya daha kalıcı bir ödül almak için daha küçük ama daha acil bir ödüle direnmekle ilişkilidir. Giderek artan bir literatür, hazzı erteleme becerisini akademik başarı, fiziksel sağlık, psikolojik sağlık ve sosyal yeterlilik dahil olmak üzere bir dizi başka olumlu sonuçla ilişkilendirmiştir.

Tecavüz fantezisi, bir başkasını cinsel aktiviteye zorladığını veya zorlandığını hayal etmeyi veya taklit etmeyi içeren bir cinsel fantezidir. Cinsel rol yapmada, zorlayıcı cinsiyet rollerinin oynanmasını içerir. Tecavüz pornografisi, cinsel uyarılma aracı olarak tecavüz ve bazen Stockholm sendromuyla ilişkilendirilen edebiyat veya görüntülerdir.

Aynalama, bir kişinin bilinçaltında bir başkasının jestini, konuşma şeklini veya tutumunu taklit ettiği davranıştır. Bir kişinin başka bir kişinin duruşunu; soluk alma hızının taklit edilmesi, ses modülasyonu, ritim, soluk almadaki duraklamalar ve devinimlerin yoğunluğu gibi ince ayarlamalar içerir.

Müzik tercihi psikolojisi, insanların farklı müzik tercihleri ile psikolojik faktörlerin arasındaki etkinin incelenmesidir. Son 50 yılda yapılan araştırmalar sonucunda müziğin 500'den fazla işlevi olduğunu ortaya çıktı. Müzik dünyanın birçok yerinde her gün insanlar tarafından duyulmakta, insanları duygusal düzenlemeden bilişsel gelişime kadar çeşitli şekillerde etkilemekte ve kendini ifade etme olanağı sağlamaktadır. Müzik eğitiminin entelektüel gelişimi ve yeteneği geliştirmeye yardımcı olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmış olsa da duygu düzenlemesini nasıl etkilediği konusunda çok az bilgi bulunmaktadır. Bireysel kişiliğin müzik tercihi üzerinde etkili olabileceğini göstermek için çok sayıda çalışma yapılmış olmasına rağmen yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, kişiliğin kişinin kendi başına müzik tercihlerindeki etkileşimi arasında çok az etki olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalar yalnızca Amerikan kültürüyle sınırlı değil; Japonya, Almanya, İspanya, ve Brezilya dahil olmak üzere dünyanın her yerindeki ülkelerde yapılan önemli araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.