İçeriğe atla

Mark Sykes

Sir Mark Sykes
1918'de çekildiği zannedilen fotoğraf
DoğumTatton Benvenuto Mark Sykes
16 Mart 1879(1879-03-16)
İngiltere
Ölüm16 Şubat 1919 (39 yaşında)
Paris, Fransa
Ölüm sebebiİspanyol gribi
Defin yeriSt Mary's Kilisesi, Sledmere
Milliyetİngiliz
VatandaşlıkBirleşik Krallık
EğitimÜniversite terk
MeslekSiyasetçi, yazar, seyyah
Tanınma nedeniSykes-Picot Anlaşması
Siyasi partiMuhafazakâr Parti
DinHristiyan (Katolik)
EvlilikEdith Gorst
İmza

Sir Mark Sykes (16 Mart 1879 - 16 Şubat 1919, Paris); İngiliz yazar, diplomat, asker ve gezgin. Varsıl bir ailenin oğluydu. Üç yaşındayken annesi Katolikliğe geçince o da Katolik oldu. Daha yedi yaşındayken babası onu Doğu' ya bir seyahate götürmüştü. Katoliklik ve Doğu' ya yaptığı yolculuklar yaşamına yön verecekti.

Cambridge' de Jesus College 'de iki yıl okumuş ama mezun olamamıştı. Doğu'da uzun yolculuklara çıkmış, dört yıl İstanbul'da elçilikte çalışmıştı. Anadolu'ya yaptığı seyahatleri yolculuk anıları şeklinde yayınlamıştı. 1911 yılında Avam Kamarası'na seçildi. Üyesi olduğu Muhafazakâr Parti'nin Osmanlı uzmanı olduysa da, partisi henüz iktidarda olmadığı için pek tanınmıyordu. I. Dünya Savaşı başladığında Ortadoğu uzmanlığından yararlanabileceği iş aramaya koyuldu. Savaş Bakanı Lord Kitchener'in çevresine dahil oldu. Kitchener 'in Ortadoğu'yu bilen politikacılara ihtiyacı vardı. Sykes, parlamentoda bölgeyi bilen çok az politikacılardan birisiydi. Kitchner onu De Bunsen Komitesi'ne atadı. Komite üyeleri arasında Osmanlı topraklarını gezmiş ve ilk elden bilgiye sahip tek kişiydi. Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarının akıbetiyle ilgili olarak, İngiltere 'nin önündeki alternatifleri açıklayan Sykes oldu:[1]

  • Osmanlı topraklarının İtilaf devletlerince ilhakı,
  • İlhak yerine, bölgeleri etki alanlarına bölmek,
  • Osmanlı İmparatorluğu'nu olduğu gibi bırakmak ama hükûmetini İngiliz yönetimine tabi kılmak.

Belki de en kolayı olduğu için son yöntemin parlamentoya tavsiye edilmesi kararlaştırıldı. De Bunsen Komitesi 30 Haziran 1915 tarihinde, savaş sonrası Ortadoğu konulu raporunu sunduktan sonra, hükûmet Sykes'ı komitenin tavsiyelerini askerlerle ve diğer yetkililerle yerinde görüşmek üzere Doğu'ya yolladı. Balkanlar'a, Mısır'a (iki kere), Mezopotamya ve Hindistan'a gitti. Yolculukları altı ay sürdü. Öğrendiklerini kabine üyelerine anlatmak için Londra'ya döndüğünde 1915 yılının sonuydu.

Sir Mark Sykes, İngiltere´nin Orta Doğu uzmanı olarak 1916 yılında adını Sykes-Picot Antlaşması´na veren İngiliz Muhafazakâr Parti üyesiydi. Bu antlaşma Sevr Antlaşması´nın ön versiyonu olarak bilinmektedir.

Kendisi Arap Yarımadası´nın kuzeyinde ve Türkiye´nin doğusunda geziler yaparak bölgelerin etnik ve dini yapısını, coğrafi bilgilerini öğrenmiştir. Bölgenin ileri gelen mensuplarıyla görüşmeler yaparak bölge ile ilgili izlenimlerini kitaplarına yansıtmıştır. Görüştüğü kişilerden birisi de Millî Aşireti´nin o dönemdeki reisi İbrahim Paşa´dır. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Araplık bilinci yaratmak amacıyla, bir Arap İsyanı bayrağı da, Sykes tarafından tasarlanmıştır.

Ölümü ve mezarının açılması

16 Şubat 1919 tarihinde, henüz 39 yaşında iken, Paris'te Tuileries Garden yakınlarında kalmakta olduğu, Hotel Lotti'deki odasında yakalandığı İspanyol gribi hastalığı sebebiyle hayatını kaybetti.

Ölümünden 88 yıl sonra, 2007'de yaşayan tüm akrabaları, virolog John Oxford yönetimindeki bir ekibe, bilimsel bir araştırma için Sykes'ın mezarından çıkartılıp, bedeninin incelenmesi için izin verdiler.[2][3] Sykes öldüğünde, kurşun kaplı bir tabutta defnedildiği için, cesedinde bozulmadan kalan ve bilimsel incelemede kullanılabilecek İspanyol gribi virüsü bulunması ümit edilmekteydi. Alınan örnekler gelecekte ortaya çıkacak grip salgınlarında kullanılabilecekti. İspanyol gribi, H1N1 adı verilen ve mutasyona uğrayarak insanlara sirayet etmiş bir kuş gribi virüsüydü. Bilim adamlarının elinde, İspanyol gribi vürüsünden sadece beş adet örnek daha vardı. Profesör Oxford ve ekibi iyi korunmuş bir naaş bulmayı ümit etmişti.[4] Fakat Sykes'ın tabutu, üzerindeki toprağın ağırlığına dayanamayarak kırılmış ve ceset de çürümüştü. Sadece akciğer ve beyin dokusundan örnekler alındı. Ceset olduğu gibi bırakılarak, mezar kapatıldı.[5]

Kitapları

  • Beş Türk Vilayetinde, 1900
  • Darü´l İslam, 1904
  • Halifenin Son Mirası, 1911
  • Kıbrıslı Zade Binbaşı Osman Bey´in Hatıraları

Kaynakça

  1. ^ David Fromkin, Barışa Son Veren Barış' (Sabah Kitapları),sayfa 139
  2. ^ http://news.bbc.co.uk/2/hi/uk_news/england/humber/7617968.stm 29 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Body exhumed in fight against flu], BBC online, 16 September 2008.
  3. ^ http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/10832/Mezardan_cikan_tedavi_umudu.html 31 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mezardan çıkan tedavi umudu Cumhuriyet 18 Eylül 2008 Perşembe
  4. ^ Michael Hanlon Could digging up a general in a lead-lined coffin save the world? 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Daily Mail 11 April 2007.
  5. ^ BBC Four documentary. In Search of Spanish Flu

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sykes-Picot Anlaşması</span> Birleşik Krallık ve Fransa arasında 1916 yılında yapılan gizli anlaşma

Sykes-Picot Anlaşması 1916 yılında Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanan, Rusya ve İtalya tarafından onaylanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması durumunda karşılıklı olarak kabul edilen etki ve kontrol alanlarını tanımlayan gizli bir anlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">Sevr Antlaşması</span> Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve Ankara Hükûmetince fiilen ve hukuken geçersiz kılınan barış antlaşması

Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Ceneviz Cumhuriyeti</span>

Cenova Cumhuriyeti veya kısaca Cenevizliler, 1005 yılından 1797 yılına kadar İtalya Yarımadası'nın kuzey batısında, Ligurya olarak bilinen bölgede, bugünkü Cenova merkezli olarak hüküm sürmüş bir denizci cumhuriyeti. 1100 yılına kadar bir şehir devleti olarak varlığını sürdürmüş devlet, büyüyerek ve güçlenerek Avrupa'da önemli bir konuma gelmiş, Venedik Cumhuriyeti'nin büyük bir rakibi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İnka medeniyeti</span> Kolomb öncesi Amerikan uygarlığı

İnka medeniyeti, Güney Amerika'nın batı kıyısındaki And Dağları bölgesindeki Cuzco şehri civarında, efsanevi kralları ve ilk Sapa Inca olan Manco Capac'ın 11. yüzyılda Cuzco Krallığı'nı kurmasıyla başlamıştır. Manco Capac'ın soyunun egemenliğinde Krallık bölgedeki diğer Andlı topluluklar gibi büyümeye devam etmiş ve 1438 yılında adının birebir çevirideki anlamı yer sallayan olan Pachacutec liderliğindeki İnkalar sınırlarını genişleterek diğer Andlı toplulukları egemenlikleri altına almaya başlamışlardır. Böylece, Pachacutec Amerika kıtasında Kolomb öncesi var olan en büyük imparatorluk olan İnka İmparatorluğu'nu (Tawantinsuyu) kurmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Juan Ponce de León</span>

Juan Ponce de León, İspanyol konkistador. Santervás de Campos'da (Valladolid) doğdu. Gençlik döneminde Gırnata'yı fethetme savaşına katıldı. Ponce de León, Kristof Kolomb'un yeni dünyaya ikinci yolculuğunda yanındaydı. İspanya kraliyeti tarafından Porto Riko'nun ilk valiliğine atandı. 1513 yılında Florida'yı keşfetmesiyle, Kuzey Amerika kıtasında bugünün Amerika Birleşik Devletleri topraklarına ilk ayak basan Avrupalı olduğu düşünülüyor.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye tarihi</span> Anadolu, Doğu Trakya, Güneybatı Kafkasya ve Yukarı Mezopotamya tarihi

Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarını oluşturan bölgenin tarihi olarak anlaşılan Türkiye tarihi, hem Anadolu'nun hem de Doğu Trakya'nın tarihini içerir. Daha önce siyasi olarak farklı olan bu iki bölge, MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun kontrolü altına girdi ve sonunda Bizans İmparatorluğu'nun çekirdeği haline geldi. Osmanlı döneminden önceki zamanlar için, Türk halklarının tarihi ile şimdi Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan toprakların tarihi arasında da bir ayrım yapılmalıdır. Türkiye'nin bazı bölümlerinin Selçuklu Hanedanı tarafından fethedildiği zamandan bu yana, Türkiye tarihi Selçuklu İmparatorluğu'nun Orta Çağ tarihini, Osmanlı İmparatorluğu'nun Orta Çağ'dan modern tarihini ve 1920'lerden bu yana da Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Avusturya tarihi</span> Avusturyanın tarih öncesinden günümüze kadar geçmişi

Bu madde Avusturya'nın tarih öncesinden günümüze kadarki tarihi hakkında bilgi vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">İspanyol İmparatorluğu</span> Beş kıtada toprağı olan, dünyanın ilk küresel imparatorluğu

İspanyol İmparatorluğu, beş kıtada toprağı olan, dünyanın ilk küresel imparatorluğudur. İspanyol İmparatorluğu, İspanya veya İspanya hükümdarları tarafından fethedilen, miras kalan veya el konan arazileri kapsar. Bu arazilere Kuzey ve Güney Amerika'nın geniş kesimleri de dahildir. Hak iddia edilen ancak hiç ele geçirilemeyen topraklar da mevcuttur. Toplam arazilerin yüzölçümü 18. yüzyılın sonunda 18 milyon kilometre kare civarındadır. 16. ve 17. yüzyıllardaki kıtalararası yapısına rağmen koloni imparatorluğu deyimi 1768 yılı itibarıyla kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılda ise devlet yapısı tamamen kolonisel bir yapıya dönüşmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ruy González de Clavijo</span>

Ruy Gonzáles de Clavijo [Klaviho diye okunur] Papalık özel emri ile Timur'un sarayına elçi olarak gönderilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Trakya</span> Türkiyenin coğrafi olarak Güneydoğu Avrupanın bir parçası olan bölümü

Doğu Trakya veya yaygın olarak sadece Trakya, Trakya bölgesinin Türkiye sınırları içinde kalan kısmıdır. Türkiye'nin Avrupa'daki topraklarının tamamını oluşturur. Batısında Meriç nehri ve Yunanistan'a bağlı Batı Trakya, kuzeyinde Bulgaristan'da kalan Kuzey Trakya ve Karadeniz, doğu ve güneyde ise sırasıyla İstanbul Boğazı, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı ve Saros Körfezi ile çevrilidir. İstanbul kentinin tarihsel merkezi ve Edirne gibi önemli eski kentler bu bölgededir. Aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa ile olan kara yolu ve demiryolu bağlantıları Doğu Trakya'dadır.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

De Bunsen Komitesi, Britanyalı hükûmeti tarafından, I. Dünya Savaşı esnasında ve savaş sonrasında, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı izlenecek politikaları belirlemek üzere, 8 Nisan 1915 tarihinde İngiltere Başbakanı H. H. Asquith tarafından ihdas edilen ve Sir Maurice de Bunsen tarafından başkanlığı yürütülen ilk komitedir. Birleşik Krallık'ın Orta Doğu politikaları bu komitenin yazdığı raporlarla şekillendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Megrelya Prensliği</span> Eski bir devlet

Megrelya Prensliği ya da Samegrelo Prensliği, Dadiani hanedanı tarafından Gürcistan'ın Megrelya bölgesinde kurulmuş eski bir devlettir. Bazı kaynaklarda adı Odişi Prensliği olarak da geçer.

<span class="mw-page-title-main">Suriye Arap Krallığı</span> 1919-1920 Batı Asyada fiili devlet

Suriye Arap Krallığı ; varlığı dört aydan biraz fazla sürmüş, Hicaz Krallığı'ndan sonra kurulmuş ikinci modern Arap devleti. Kısa süreli bu devletin yöneticisi, Mekke emiri Hüseyin'in oğlu I. Faysal'dı. Tüm Büyük Suriye'de hak iddia etmesine rağmen, Faysal hükûmeti ancak sınırlı bir bölgeyi kontrol ediyordu ve varlığı da Birleşik Krallık'ın desteğine bağlıydı. İngiltere ise, Fransa ile birlikte genel olarak, Büyük Suriye fikrine karşıydı ve Faysal'ı kral olarak tanımayı reddediyordu. Nihayetinde, Faysal'a bağlı birlikler, 25 Temmuz 1920'de, Fransız kuvvetlerine teslim oldular.

Şam Protokolü, 23 Mayıs 1915'te İstanbul'daki Türk yetkililere danışma misyonu sırasında Şam'a yaptığı ikinci ziyarette Arap gizli toplumları el-Fatat ve Al-'Ahd tarafından Faysal bin Hüseyin'e verilen bir belgedir.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Kongresi</span> 1878de büyük Avrupa güçlerinin temsilcilerinin toplantısı

Berlin Kongresi, dönemin Avrupa'daki altı büyük gücünün, Osmanlı İmparatorluğu ve dört Balkan devletinin temsilcilerinin bir araya geldiği bir toplantıdır. 93 Harbi sonrası Balkan Yarımadası'ndaki devletlerin topraklarını belirlemeyi amaçlayan ve Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında üç ay önce imzalanan Ayastefanos Antlaşması'nın yerini alan Berlin Antlaşması'nın imzalanmasıyla sona erdi.

1977-1979 Rus gribi, Sovyetler Birliği tarafından ilk kez 1977'de bildirilen ve 1979'a kadar süren bir grip salgınıydı. Salgın Kuzey Çin'de Mayıs 1977'de başladı.Sovyetler Birliği'nden daha önce başladı. Salgın 25 yaş altında daha etkili oldu. Dünya çapında yaklaşık 700 bin ölümle sonuçlandı. 1946'dan 1957'ye kadar dünya çapında dolaşan bir virüs suşuna çok benzeyen bir H1N1 grip suşundan 1977-1979 Rus gribinin genetik analizi ve bazı olağandışı özellikleri, birçok araştırmacıyı virüsün bir laboratuvar kazası yoluyla halka yayıldığı veya canlılarda aşı denemesi sonucunda kazara yayıldığı yönünde spekülasyonlara neden oldu.

1510 influenza pandemisi, tıp tarihçileri ve epidemiyologlar genel olarak kabul edildiği şekliyle ilk bölgeler arası ve kronik influenza pandemisidir. Kuzey Afrika ve Avrupa'ya yayılmadan önce Asya'da ortaya çıkmıştır. Grip benzeri hastalıklar Avrupa'da en azından Charlemagne'den beri belgelenmiştir, 1357'de ilk defa influenza olarak adlandırılmıştır, ancak 1510'daki grip salgını, matbaanın neden olduğu iletişimdeki ilerlemelerden sonra patolojik olarak tanımlanan ilk salgındır. Grip, bu pandemi sırasında Fransa ve Sicilya'da daha yaygın olarak "coqueluche" ve "coccolucio" olarak bilinir hale geldi ve bu çeşidi erken modern Avrupa'da grip için en popüler isimler haline geldi. Pandemi hükûmet, kilise ve toplumda önemli bir aksamaya neden oldu; neredeyse evrensel enfeksiyon haline geldi ve yaklaşık %1 ölüm oranına ulaştı.

1889-1890'da, Asya gribi veya Rus gribi olarak bilinen bir salgın, dünya çapında yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne neden oldu. Tarihin en ölümcül salgınları arasında yer alan pandemi aynı zamanda 19. yüzyılın son büyük salgınıydı. Salgının en çok bildirilen etkileri Ekim 1889'dan Aralık 1890'a kadar gerçekleşti. Mart-Haziran 1891, Kasım 1891-Haziran 1892, 1893-1894 kışı ve 1895'in başlarında tekrarladı.

<span class="mw-page-title-main">1557 grip salgını</span> Pandemi

1557'de öncelikle Asya'da pandemik olarak gözlenen grip türüdür. Sonrasında Afrika, Avrupa ve sonunda Amerika'ya yayıldı. Bu grip son derece bulaşıcıydı ve yoğun, bazen ölümcül semptomlarla kendini gösteriyordu. Thomas Short, Lazare Rivière ve Charles Creighton gibi tıp tarihçileri, modern tıp tarafından grip olarak kabul edilmiş nezle benzeri ateşli durumları derlediler. 1557 ve 1559 arasında bu ateşli hastalık o döneme dek en büyük yoğunlukta popülasyonları etkiledi. 1557 gribi, hükûmetlerin muhtemelen ilk defa doktorları salgına müdahale için bürokratik örgütlenme dışında hareket etmeye davet ettiği bir salgın oldu. Aynı zamanda, influenzanın patolojik olarak düşüklerle ilişkilendirildiği ve ilk kez İngilizce terminolojinin kullanıldığı, küresel olarak yayılan bir pandemiydi. Grip, tekrarlanan dalgalar halinde geri döndüğü için daha yüksek ölüm oranlarına, neredeyse evrensel enfeksiyona ve ekonomik kargaşaya neden oldu.