İçeriğe atla

Marjinal tüketim eğilimi

Marjinal tüketim eğilimi, bir tüketicinin net gelirinde oluşan artışın harcamalarına ne derecede etki ettiğini gösteren bir parametredir.

Hesaplanışı

1-Marjinal tüketim eğilimi, tüketimdeki artış miktarının, net gelirdeki artış miktarına bölünmesiyle bulunabilir.

  • MTE= T / NG

MTE: Marjinal Tüketim eğilimi

T: Harcamalardaki artış miktarı

NG: Net Gelirin artış miktarı

2-Marjinal tüketim eğilimi, tüketimin net gelire göre türevinin alınmasıyla da bulunabilir.

  • MTE= dC / dY

C: Tüketim

Y: Net gelir

Örnek

Senelik 10000 TL maaş aldığınızı düşünün. Bir anda maaşınıza yapılan zamla senelik maaşınız 15000 TL'ye yükseldi. Marjinal tüketim eğilimini 0.5 olarak kabul edelim. Sonuç olarak maaşınızda yaşanan 5000 TL'lik yükseliş tüketiminizde 5000 X 0.5 = 2500 TL'lik bir artışa neden olacaktır.

Marjinal tasarruf eğilimi ile ilişkisi

Keynesçi bakış açısına göre, basit olarak ele aldığımızda kişiler elde ettikleri net gelirlerini iki şekilde kullanırlar: tüketim ve tasarruf. Bu bağlamda tüketimden sonra kalan para tasarruflar için kullanılır. Buradan yola çıkarak marjinal tüketim eğilimi ve marjinal tasarruf eğiliminin toplamı 1'dir.

  • MPC + MPS = 1

MPC: Marjinal Tüketim Eğilimi MPS: Marjinal Tasarruf Eğilimi

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Ekonometri</span>

Ekonometri İki veya daha fazla verinin, birbirleri arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiden yola çıkarak, matematik, istatistik ve bilgisayar bilimi aracılığıyla ekonomik ilişkilerin ampirik bir biçimde değerlendirilerek, bu veriler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır. Daha açık olmak gerekirse, "sonucu uygun metodlarla ilişkilendirilmiş, teori ve gözlemin eşzamanlı gelişimi tabanlı mevcut ekonomik olgunun nicel çözümlemesidir." Bir ekonomiye giriş ders kitabı ekonometriyi: "dağlarca verinin arasından basit ilişkileri çıkarmak için titizlikle araştırmak" olarak açıklamıştır. "Ekonometri" terimi ilk olarak Polonyalı ekonomist Pawel Ciompa tarafından 1910 yılında kullanılmıştır. Bugünkü kullanım şekline getiren ise Ragnar Frisch'dir. Günümüzde daha güçlü bilgisayar yazılımların varlığıyla ekonometrik analizlerin gücü artmıştır.

<span class="mw-page-title-main">John Maynard Keynes</span> İngiliz ekonomist (1883-1946)

John Maynard Keynes, radikal düşünceleriyle ekonomide yeni bir akım başlatan Britanyalı iktisatçı.

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon</span> mal ve hizmetlerin zaman içinde değerinin artması, hayat pahalılığı

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür. Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir. TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır. Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Deflasyon</span>

Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

Kardinal Fayda Teorisi, mikroiktisatta, tüketici dengesi analizi için geliştirilmiş analizlerden birisidir. Ordinal Fayda Teorisinden temel farkı, faydanın ölçülebilir olduğu varsayımına dayanmasıdır. Bu durum, faydanın ölçülebilir olduğu varsayımı, uygulamada aksaklıklara neden olduğu için Ordinal Fayda Teorisi kadar kullanım alanı bulamamıştır.

Millî gelir ile ilgili iki temel kavram vardır. Bunlar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Millî Hasıla (GSMH) kavramlarıdır. GSYİH, bir ülkenin sınırları içerisinde hem o ülkenin yurttaşları hem de yabancılar tarafından elde edilen gelir, GSMH ise bir ülkenin yurttaşları tarafından o ülkenin sınırları içerisinde ve sınırları dışında elde edilen geliri ifade eder.

Tüketim; üretilen mal ve hizmetlerin; gereksinim ve isteklerini karşılamaları amacıyla insanlar tarafından kullanılmasıdır. Keynesçi ekonomide tüketim, bireysel tüketim harcaması demektir ve tüketim fonksiyonu ile gösterilir. Tüketim fonksiyonunun en önemli kısmı marjinal tüketim eğilimidir. MPC elde edilen her yeni gelirin yüzde kaçının tüketim harcamaları için değerlendirildiğini gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Para politikası</span>

Para politikası, hükûmetin, merkez bankasının ya da para otoritesinin, ekonomiye, para arzı yönetimi ya da döviz piyasası işlemlerini kullanmak yoluyla yön vermesidir. Para teorisi, ekonomi için en uygun (optimal) para politikasının belirlenmesini sağlar.

Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.

Bir mal veya bir hizmetin marjinal faydası, ekonomi biliminde neoklasik değer kuramının ana kavramıdır. Bu kavram, eğer diğer her mal ve hizmet tüketiminin ve ilgili verilerin sabit kaldığı varsayılırsa, incelenmekte olan bir mal veya hizmetin tüketiminde bir marjinal çok küçük bir artışının, yani matematik notasyonla xi malının değişmesinin, toplam fayda seviyesine yaptığı etki, yani matematik notasyonla , arasındaki bağlantıya verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Gayrisafi yurt içi hasıla</span> Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin piyasa değeri toplamı

Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke veya ülkeler tarafından belirli bir zaman diliminde üretilen ve satılan tüm nihai malların ve hizmetlerin piyasa değeri’nin parasal bir ölçü’südür.

Granger nedensellik sınaması, bir zaman serisinin başka bir zaman serisini tahmininde kullanışlı olup olmadığının bir istatistiksel hipotez sınamasıdır. Normalde, bağlanımlar, "sadece" ilintileri yansıtırlar, ancak Ekonomi Nobel Ödülünü kazanan Clive Granger, belli bir sınamalar kümesinin nedensellikle ilgili bir şeyler ortaya çıkardığını savunmuştur.

Tüketici Güven Endeksi, TGE, tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir.

Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleridir.

<span class="mw-page-title-main">Kemer sıkma politikası</span> harcama kesintileri veya vergi artışları yoluyla hükümet bütçe açıklarını azaltmayı amaçlayan siyasi-ekonomik politika

Ekonomide kemer sıkma politikası, harcama kesintileri, vergi artışları veya her ikisinin bir kombinasyonu yoluyla hükümet harcamalarını azaltmayı amaçlayan bir dizi siyasi ve ekonomik politikadır. Başlıca üç kemer sıkma yöntemi vardır: harcamaları finanse etmek için daha yüksek vergiler, harcamaları kısarken vergileri yükseltmek, daha düşük vergiler ve daha düşük hükûmet harcamaları. Borçlanmakta veya borçlarını geri ödemek için mevcut yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan hükûmetler genellikle kemer sıkma önlemlerini kullanır. Bu önlemler, hükûmetin gelirlerini harcamalara yaklaştırarak bütçe açığını azaltmayı amaçlar. Bu önlemlerin savunucuları, kemer sıkma politikasının gereken borçlanma miktarını azalttığını ve aynı zamanda bir hükûmetin mali disiplinini alacaklılara ve kredi derecelendirme kuruluşlarına gösterebilmesinin bir yolu olacağını öne sürmektedir.

Tüketim bulmacası, J.M Keynes'in oluşturduğu mutlak gelir hipotezindeki varsayımlardan birine göre bir hane halkının gelirleri arttıkça tüketimin toplam gelir içerisinde payı düşmektedir. Bu varsayımın ekonometrik modellerle test edilmesi için ekonomistler farklı gelir gruplarındaki hane halklarını ve bunların tüketim eğilimleri arasındaki ilişkileri incelemeye başlamışlardır. Bu çalışmalardan ilki yatay kesit analizleridir. Yatay kesit analizlerine göre geliri daha yüksek hane halkları daha fazla tasarruf ederler ve tüketimin bütçe içerisindeki oranı gelirin artışıyla birlikte azalır.

<span class="mw-page-title-main">Kamu giderleri</span>

Kamu giderleri veya Devlet masrafları, Hükümet ve diğer kamu tüzel kişilerinin, kamu yararına çalışmalarını finanse etmek üzere yaptıkları harcamalardır. Kamu giderleri ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, adalet, ulaşım ve altyapı gibi alanlarda kullanılır. İnşa edilen köprüler, okullar, havalimanları veya herhangi bir devlet kurumu'nda çalışan bir memurun maaşı dar anlamlı kamu giderlerine örnek verilebilir. Devlet aynı zamanda büyüme ve kalkınma hızını artırmak, gelir dağılımını iyileştirmek, kaynak dağılımını düzeltmek için de çeşitli harcamalar yapar.

<span class="mw-page-title-main">Tüketim teorileri</span>

Tüketim teorileri, mikroekonomideki temel kavramdır. Tüketim teorilerinde çeşitli ekonomik kararlar incelenir. Fayda tüketim teorisinin temellerinden biridir. Tüketim sisteminde ana faktör imalatçılardır.Tüketim konusunda arz ve talep önemlidir.Tüketici talep eder.Üretici arza sunar.

Makroekonomi'de, ikiz açık hipotezi veya ikiz açıklar fenomeni, bütçe dengesi ve cari denge arasında güçlü bir nedensellik olduğunu ifade eder.