İçeriğe atla

Marikana katliamı

Katliamın simge isimlerinden Mgcineni Noki'yi[1][2] resmeden anma ilanı

Marikana katliamı 16 Ağustos 2012 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Rustenburg Marikana'daki Lonmin şirketine ait platinyum madeninde sürmekte olan grev sırasında Güney Afrika Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler tarafından 34 işçinin öldürülmesini anlatır. Katliam apartheid rejiminin devrilmesinden sonra sivillere karşı yapılan ilk katliamdır.

Arka plan

Güney Afrika Cumhuriyeti üzerinde Marikana
Marikana
Marikana
Katliamın gerçekleştiği Marikana bölgesi

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kıtadaki en öne çıkan ve zengin ekonomilerden birisi olmasının arkasında ülkedeki madencilik sektörü vardır. 19. yüzyılda bölgede altın ve elmas madenleriyle başlayan madencilik bugün ülke ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Güney Afrika krom, mangan, platinyum, vanadyum ve vermikülit üretiminde dünya lideri konumundadır. Bunun yanı sıra ülke zengin ilmenit, paladyum, rutil ve zirkonyum kaynaklarına sahiptir. Ülke aynı zamanda önde gelen kömür, demir, kobalt, fosfat ve uranyum üreticisidir.

Hak arama mücadelesi kaya kırma işçilerinin öncülüğünde başlar. Madendeki yaklaşık 4 bin civarında olan bu operatörler yeraltında en tehlikeli konumda görev yapmaktaydı. İşçi güvenliğini sağlayan ekipmanlara erişimi olmayan bu işçiler çalıştıkları alanda düşen kayalara, yoğun sıcağa ve toza, aşırı gürültüye maruz kalmaktaydı. Bunun da ötesinde düşük maaş alan işçilerin akldıkları konutlardaki durum daha önce de sık sık eleştirilmişti. Ayrıca iş yerinde örgütlü olan National Union of Mineworkers sendikası iktidardaki Afrika Ulusal Kongresiyle doğrudan bağları olup işçi haklarını savunmayan sarı sendika konumundaydı. İşçilerin haklarını savunan Association of Mineworkers and Construction Union ise hızla üye kaydetmeye başlamış, rakip sendikayı patronla işbirliği yapmakla suçlayarak grev sürecini başlatmaya çalışmıştır.

Grev

8 Ağustos 2012 Çarşamba sabahı farklı Lonmin madenlerindeki kaya kırma işçileri biraraya gelerek maaş artış taleplerini gündem ederler. Toplantıya katılan iktidar yanlısı NMU sendika temsilcileri bu talebin sözcüsü olmayı reddeder. Ertesi gün resmî tatil olduğu için Lonmin şantiyesinde stadyumda biraraya gelen işçiler, sendikalarının kendilerini temsil etmeye yanaşmaması yüzünden doğrudan Lonmin yönetimine şikayetlerini ve taleplerini iletmeye karar verirler. 10 Ağustos günü işçiler Lonmin yönetimin şantiyedeki ofisinin önüne gitse de şirket temsilcileri işçilerle görüşmeyi kabul etmez. Bunun üzerine yaklaşık 3 bin işçi çalışmayacaklarını belirterek fiili olarak greve gider. Grevci işçiler çalışmak için madene giden işçileri de kendi saflarına çekmek için müdahil olunca şirkete ait özel güvenlik görevlileri duruma müdahale eder, gerilim artar. Gün boyunca çok sayıda karşı karşıya geliş sırasında özel güvenlik, grevci işçilere plastik mermiyle müdahale etmiş, işçiler de kendilerini korumak için geleneksel sopalara başvurmuştur. Lonmin tarafından yapılan ihbar üzerine 10 Ağustos akşamı şantiyeye Güney Afrika Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri intikal eder.

11 Ağustos günü eylemci işçiler Wonderkop'taki sendika binasına toplu şekilde giderek National Union of Mineworkers sendikasının kendilerini temsil etmesi için baskı yapmaya girişirler. Ancak tam bu sırada içeriden çıkan sendika temsilcileri hiç uyarıda bulunmadan kalabalığın üzerine ateşli silahlarla ateş açar ve iki kişinin ağır yaralanmasına sebep olur. Olayın ardından dağılan kalabalık şantiyedeki hakim bir tepeyi (yerli dilinde koppie) kendilerine üs olarak seçip burada toplanırlar. Böylece hem tüm madenlerle kolay iletişim sağlanacak hem de bir saldırı olasılığına karşı hazırlıklı olunacaktır. 11 ila 15 Ağustos günleri arasında şantiye kampüsüne polis yığınağı yapılır ve küçük çaplı olaylarda polis kuvvetleriyle eylemci işçiler ve sendikacılar arasında çatışmalar yaşanır. Tepede bulunan binlerce işçinin güvenlik sorunu olarak değerlendiren şirket yetkilileri ve emniyet güçleri 16 Ağustos günü buraya müdahale kararı alır.[3]

Katliam

16 Ağustos günü sabahleyin müdahale kararı aldıklarını emniyet yetkililerinin açıklamalarının ardından işçilerin bulundukları tepeler dikenli tellerle çevrilmeye başlanır. Bölgeye çok sayıda zırhlı araç sevk edilmiştir. Olayın barışçıl şekilde çözülmesi için yapılan arabuluculuk girişimleri sonuç vermez, şirket yetkilileri de işçilerin silahlı olduklarını ve ancak eylemcilerin silahlarını bırakıp işbaşı yapmaları şartıyla görüşmelerin başlayacağını söyler. İşçiler ise sadece kendilerini ateşli silahlara karşı korumak amacıyla taş ve sopa bulundurduklarını belirtmiştir. Akşamüstü saat 15:40 itibarıyla polis müdahalesi başlar. İşçilerin dağıtılması sırasında ağırlıklı olarak iki bölgede açılan ateş sonucunda 34 kişi öldürülmüş, 78 kişi de ağır yaralanmıştır.

Tepkiler

Dönemin Cumhurbaşkanı Jacob Zuma olaylara inanamadığını ve sorunların diyalog halinde çözülmesi gerektiğini söyleyip 19 Ağustos'tan itibaren bir haftalık ulusal yas ilan etse de, dönemin ANC önde gelen isimlerinden, sendikacı ve aynı zamanda Lonmin yönetim kurulu üyesi Cyril Ramaphosa'nın işçilerin talepleriyle ilgilenmemiş olması dikkat çekicidir. Ramaphosa 15 Şubat 2018 tarihinden bu yana Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevindedir.

Sonrası

İşçilerin ekonomik taleplerinin Güney Afrika'da nefret edilen apartheid rejimi benzeri yaklaşımla şiddetle bastırılması ülke kamuoyunda büyük tepki çekmiştir. Protestoların yanı sıra hükûmete yakın çevreler ve kurumlar katliamın Association of Mineworkers and Construction Union tarafından kışkırtıldığını öne sürmüştür. Ancak kamuoyu katliamdan NMU sendika yönetimi, Lonmin şirket temsilcileri ve emniyet güçlerinin sorumlu olduğundan emindir.[4] Grevin bastırılmasından sonra işçilerin ekonomik hak talepleri farklı sektörlere yayılmış özellikl platinyum, altın başta olmak üzere demir, krom madenlerindeki yüzbinlerce işçi eylem yapmış, fiili greve gitmiştir. Yıllar süren davaların ardından sadece birkaç polis memuru hüküm giymiş, hiçbir emniyet amiri kovuşturmaya uğramamıştır. Katliamın ardından gözaltına alınan ve polis şiddetine maruz kalan işçiler ve ailelerine tazminat ödenmiştir. Katliamın yıldönümlerinde AMCU sendikası şantiyede anma törenleri düzenlemektedir.[5]

Kaynakça

  1. ^ Bu işçi önderini ünlü yapan fotoğrafın bulunduğu 20 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 19 Mayıs 2015 tarihli The Guardian haberi (İngilizce) 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  2. ^ Mambush adıyla tanınan işçinin hayat hikayesi 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 2 Haziran 2015 tarihli soL portal haberi, 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  3. ^ Müdahale yapılan tepelerin konumları (OpenStreetMap) 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  4. ^ 18 Ağustos 2012 tarihli 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. soL portal haberi, 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
  5. ^ 16 Ağustos 2023 tarihinde düzenlenen anma töreni videosu 24 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 24 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kemal Türkler</span> Türk aktivist ve sendikacı

Kemal Türkler, Türk sosyalist sendikacı ve siyasetçi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun kurucusu ve ilk genel başkanıdır, Türkiye İşçi Partisinin kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu</span> Türkiyede bir işçi sendikaları konfederasyonu

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 13 Şubat 1967 tarihinde Türk-İş'ten ayrılan Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve bağımsız Gıda-İş, Türk Maden-İş (Zonguldak) sendikaları ve onların genel başkanları olan Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce, Mehmet Alpdündar ve Kemal Nebioğlu tarafından kurulan işçi sendikaları konfederasyonudur. 12 Eylül Askeri Darbesi ile kapatılmasının ardından 19 Ocak 1992 tarihinde yeniden kurulmuştur. DİSK, bağımsız bir sınıf ve kitle örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Afrika Ulusal Kongresi</span>

Afrika Ulusal Konseyi, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde çoğunluk yönetiminin kurulduğu Mayıs 1994'ten bu yana hükûmette bulunan merkez-sol çizgideki partidir. Parti Güney Afrika Sendikalar Birliği (COSATU) ve Güney Afrika Komünist Partisi'yle (SACP) birlikte bir üç parçalı ittifak içinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kanlı 1 Mayıs</span> 1977de İstanbulda İşçi Bayramı kutlamalarındaki saldırı

Kanlı 1 Mayıs veya 1 Mayıs Katliamı, 1 Mayıs 1977 günü Taksim Meydanı'nda kutlanan İşçi Bayramı'nda 34 kişinin hayatını kaybetmesi ve 136 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan olaydır.

Özyönetim ya da işçilerin özyönetimi genel olarak, işçi kooperatifleri, işçi konseyleri, katılımcı ekonomi ve iş yerinin patronsuz çalıştırıldığı benzer oluşumlarda kullanılan karar alma modelidir.

<span class="mw-page-title-main">Luiz Inácio Lula da Silva</span> 35. ve 39. Brezilya devlet başkanı

Luiz Inácio Lula da Silva veya tanınan kısa adıyla Lula, Brezilyalı siyasetçi, sendikacı ve Brezilya devlet başkanıdır. Daha önce iki dönem üst üste devlet başkanlığı görevini yürütmüştü. Siyasi kariyeri boyunca gelir eşitsizliği, yoksullukla mücadele ve Amazon ormanlarını korumak konusunda çalıştı.

<span class="mw-page-title-main">Allan Pinkerton</span>

Allan Pinkerton, İskoç dedektif ve casus, ABD'deki ilk dedektif ajansı olan Pinkerton Ajansını kurmasıyla bilinir.

CEPPWAWU ya da açık haliyle Chemical, Energy, Paper, Printing, Wood and Allied Workers' Union Güney Afrika'da bir sendika adıdır. 24 Şubat 1999 tarihinde Randburg Johannesburg'da faaliyete başlamıştır. Kimya İşçileri Sanayi Sendikası (CWIU) ve Kağıt Baskı Ahşap ve Müttefik İşçiler Sendikası (PPWAWU) adlı iki eski COSATU sendikasının birleşmesinden oluşmuştur. 1999'daki yönetimde Başkan Pasco Dyani, 1. Başkan Yardımcısı: Welile Nolingo ve 2. Başkan Yardımcısı: Joyce Pekani olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">TEKEL işçi eylemi</span>

TEKEL işçi eylemi, 15 Aralık 2009 tarihinde Türk-İş'e bağlı Tekgıda-İş Sendikası'na kayıtlı TEKEL işçileri tarafından Ankara'da başlatılan ve 4 Şubat 2010 tarihinde 1980 sonrasının en büyük toplu iş bırakma eylemiyle tüm Türkiye'ye yayılan işçi eylemidir. Eylem, ülke çapında gündemin ön sıralarında bulunmasının ve geniş bir kesim tarafından da desteklenmesinin yanı sıra uluslararası çapta destek de kazanmıştır.

1927 Adana Demiryolu Grevi, Mersin-Adana-Akçakale-Ceylanpınar-Nusaybin tren hattındaki işçilerin başlattıkları 10 Ağustos 1927'de başlattığı ve 13 gün süren, hükûmetin de araya girmesiyle işçilerin %7'lik maaş zammını kabul ettiği grevdir.

Sharpeville Katliamı, 21 Mart 1960 tarihinde Güney Afrikalı güvenlik güçlerinin siyahi protestoculardan oluşan bir gruba ateş açması sonucu 69 kişinin ölümüne neden olan olay. Katliam, bugünkü Gauteng eyaletinin sınırları içinde bulunan Sharpeville'de meydana gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">1918-1919 Alman Devrimi</span> devrim

1918–1919 Alman Devrimi ya da Kasım Devrimi, I. Dünya Savaşı'nın sonunda Friedrich Ebert önderliğinde anayasal monarşiden parlamenter demokrasiye geçiş sürecidir. Savaşın Almanya’nın aleyhine gelişmesinden dolayı Alman halkının üzerinde oluşan gerilim, ülkede yeni bir rejimin kurulması gerektiği düşüncesini ön plana çıkarmıştı. Devrimin amacı monarşi rejiminin yerine demokratik bir cumhuriyet kurmaktı. Bu hedef, İmparator II. Wilhelm’in tahttan çekilmesiyle sonuçlanan, 1 hafta, 4 gün süren ilk aşamada gerçekleşti. Almanya’daki radikal solcular komünist bir rejim kurmak istediği için bu devrim, komünist devrimciler ile anti-komünistler arasındaki bir iç savaşa dönüştü; bu durum, devrimin ikinci aşamasını yarattı. İkinci aşama tam olarak 9 ay, 1 hafta sürdü ve yönetim biçimi parlamenter demokrasiye dayanan Weimar Cumhuriyeti'nin zaferiyle sonuçlandı.

Emniyet-Sen Türkiye'deki Emniyet Genel Müdürlüğü çalışanı polislerin, sosyal medya üzerinden örgütlenerek 12 Kasım 2012 tarihinde kurdukları bir sendikadır. Sendika kuruluş aşamasında 7 bölge temsilciliği, il temsilcilikleri ve genel merkez olmak üzere 3 birim halinde örgütlenmiş ve sendikanın ilk oluşum aşamasında, 24 polis memuru yer almıştır. Genel kurul öncesinde, 24 polis memuru tarafından 7 kişi yönetim kurulu olarak belirlenmiş ve bu aşamadan sonra, sendikanın kuruluşunu bildirmek amacıyla 12 Kasım 2012 tarihinde Ankara Valiliği evrak arşiv bürosuna müracaat edilmiş, valiliğin talimatıyla dilekçenin dilekçe kanununa muhalefet edilerek usulsüz bir şekilde alınmaması sonucunda bu dilekçe kargo yoluyla valiliğe tekrar iletilmiş ve kayıt defterine işlenmiştir. Bu resmi işlemden sonra 12 Kasım 2012 tarihinde sendika resmiyet kazanmıştır. Sendikanın genel merkezi olarak Ankara'da belirlenmiştir.

1968 Mayıs olayları, Fransa'nın yakın tarihinin en önemli kırılma noktalarından birini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Garı Saldırısı</span> IŞİDin gerçekleştirdiği bombalı intihar saldırısı

Ankara Garı saldırısı ya da Ankara Garı Katliamı, 10 Ekim 2015'te yerel saatle 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısıdır. 109 kişinin ölmesi ile modern Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısı olmuştur. Saldırı sonrası RTÜK tarafından yayın kuruluşlarına geçici yayın yasağı getirildi ve internet servis sağlayıcıları tarafından bazı sosyal medya sitelerine erişim engeli uygulandı.

<span class="mw-page-title-main">Nuit debout</span>

"Nuit debout" protestoları protestoları olarak bilinen Fransa'da içerisinde "Yeni İş Yasası" adıyla yer alan kısıtlayıcı kanunlarında yer aldığı çalışma reformlarına karşı gösteri ve grevlerinde yer aldığı, 31 Mart 2016'da Fransa hükûmetine karşı başlatılan, Fransa geneline yayılan ve işçi sendikalarının da destek verdiği sivil halk ayaklanması. "Yeni İş Yasası" adıyla Fransa Hükûmeti tarafından çıkarılan kanunla günlük çalışma saatleri artırılmış, çalışan işçilerin sosyal hakları kısıtlanmış ve işverenlere, çalışanlar aleyhine ek haklar tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cyril Ramaphosa</span> 5. Güney Afrika cumhurbaşkanı

Cyril Ramaphosa, Güney Afrikalı siyasetçi. Afrika kıtasının güney ucunda yer alan Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 15 Şubat 2018 tarihinden bu yana devlet başkanlığı görevini yürütmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Havalimanı protestoları</span> 2018 işçi protestoları

İstanbul Havalimanı protestoları, İstanbul Havalimanı'nın yapımı aşamasında inşaat işçileri tarafından kötü çalışma koşulları sebebiyle 14 Eylül 2018 tarihinde başlatılan protesto eylemidir. 29 Ekim'deki açılışa yetiştirilmeye çalışılan havalimanı inşaatının şantiyesinde başlayan eylemi İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN), Twitter hesabından duyurdu. İşçiler sabah saatlerinde şantiye önünde toplanıp servislerin çıkışına engel olarak tepkilerini dile getirdi. Şantiyedeki yemek ve barınma olanaklarının kötü olduğu, çalışmalar sırasındaki iş kazalarında meydana gelen ölüm ve yaralanmaların kamuoyundan saklandığı dile getirildi. Eylem yapan işçiler, yönetime 15 maddelik bir talep hazırlayarak yönetime sundu.

Kömür Savaşları, Amerika Birleşik Devletleri'nde kabaca 1890 ile 1930 arasında gerçekleşen bir dizi silahlı işçi-işveren anlaşmazlıklarının bir sonucuydu. Çoğunlukla Doğu'da, özellikle Apalaş'da meydana gelmelerine rağmen, yüzyılın başından sonra Colorado'da önemli miktarda şiddet olayları gerçekleşmiştir.

Pullman Grevi 11 Mayıs 1894 günü başlayıp farklı şekillerde bir aydan çok süren grevleri anlatır. American Railway Union (ARU) sendikası düşük ücretler, şirketin sağladığı kalacak yerlerin yüksek kiraları, sendikal faaliyete izin verilmemesi gibi sebeplerle Pullman Şirketine karşı greve çıkar. Chicago'daki grev başarısız olunca ARU, Pullman tarafından işletilen vagonlara karşı tüm ülke çapında iş bırakılmasını örgütlemiştir. Detroit'in batısındaki tüm demiryolu taşımacılığını etkileyen grev oldukça büyük yankı yapar. Ancak ABD Başkanı Grover Cleveland'ın şirketten yana taraf alması ve ARU sendikasının diğer sendikalar tarafından yalnız bırakması sonucunda grevcilere geri adım attırılır. Bunda başkanın talimatıyla ordu birliklerinin grevin kırılmasında kullanılması belirleyici olur. Grevin lideri konumundaki Eugene V. Debs tutuklanıp, ARU yasadışı ilan edilse de 27 eyalette yaklaşık 250 bin işçinin katıldığı grev ABD işçi tarihi için belirleyici öneme sahip olmuştur. Grevin bastırılmasının ardından demiryollarında örgütlenme ve hak arama faaliyetleri artmış, Pullman Şirketinin yaptığı keyfi uygulamalar iptal edilmiştir.