I. Viyana Kuşatması veya 1529 Viyana Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olan Avusturya Arşidüklüğü'ndeki Viyana şehrini ele geçirmek için yaptığı ilk girişimdi. Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, 100.000'den fazla askeriyle şehre saldırırken, Niklas Graf Salm liderliğindeki savunmacıların sayısı 21.000'i geçmiyordu. Buna rağmen Viyana, 27 Eylül 1529 ile 15 Ekim 1529 tarihleri arasında, iki haftadan biraz fazla süren kuşatmadan sağ çıkmayı başardı.
II. Viyana Kuşatması, 1683 Viyana Kuşatması veya Viyana Bozgunu, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olan Avusturya Arşidüklüğü'ndeki Viyana şehrini ele geçirmek için yaptığı ikinci girişimdi. Viyana Savaşı, şehrin iki ay boyunca Osmanlı İmparatorluğu tarafından kuşatılmasının ardından 12 Eylül 1683 tarihinde Viyana yakınlarındaki Kahlenberg Dağı'nda gerçekleşti. Savaş, Habsburg monarşisi liderliğindeki Kutsal Roma İmparatorluğu ve Polonya-Litvanya Birliği tarafından, her ikisi de Kral III. Jan Sobieski komutasında, Osmanlılara ve onların vasal ve haraç devletlerine karşı yapıldı. Bu savaş, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Osmanlılara karşı ilk kez askerî işbirliği yaptığı savaş oldu. Osmanlıların yenilgisi, Avrupa'ya yayılmasında bir dönüm noktası oldu ve bundan sonra Osmanlılar daha fazla ilerleme kaydedemedi. Bunu takip eden ve 1699 yılına kadar süren savaşta Osmanlılar, Osmanlı Macaristanı'nın büyük bir kısmını Kutsal Roma İmparatoru I. Leopold'a bıraktı.
Budin, bugünkü Budapeşte'nin Tuna Nehri'nin batısında kalan kısmı. Bir dönem, Macaristan Krallığı'na başkentlik yapmıştır.
Konstantinopolis'in ilk tam teşekküllü Osmanlı kuşatması, Bizans İmparatoru II. Manuil'un Osmanlı Padişahı I. Mehmet'in 1421 yılında ölümü üzerine Osmanlı Sultanlarının ardıllık işlerini karıştırmak üzere araya girmesinin bir sonucu olarak 1422 yılında meydana gelmiştir. Bu politika Bizanslılar tarafından komşularını zayıflatmak için başarıyla uygulanıyordu.
Duraklama dönemi, Sokollu Mehmed Paşa'nın ölümüyle başlayıp, ilk kez büyük çapta toprak kaybı yaşanılan Karlofça Antlaşması'na kadar olan dönemi kapsamaktadır. Osmanlı Devleti bu dönemde Ferhat Paşa Antlaşması ile doğudaki en geniş sınırlarına, Bucaş Antlaşması ile de batıdaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Yaklaşık 120 yıl süren bu dönemde 12 padişah ile 61 sadrazam görev yapmıştır. Bu dönemde deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşişi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır. Bu dönemde benimsenen beşik ulemalığı sistemi de Osmanlı eğitiminin bozulmasına yol açmıştır. Osmanlı duraklama dönemi XVII yüzyılı kapsamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu döneminde saltanat hukukunda düzenlemeler yapılmış, ekber ve erşed sistemine geçilmiştir. Ekber ve erşed sisteminde hanedan ailesinin en yaşlı üyesinin padişahlık makamında bulunması söz konusu olmuştur.
İzmit Kuşatması, Osmanlı Devleti'nin Bursa ve İznik'i ele geçirmesinden sonra Bizans İmparatorluğu'nun Anadolu'daki son toprağı olan İzmit'in kuşatılmasının başarılı olması sonucu şehir Osmanlı hakimiyetine girdi. Böylece Anadolu'daki Bizans hakimiyeti tamamen sona erdi. Osmanlı Devleti İzmit'in alınmasından sonra Boğazlara kadar ilerledi.
Budin Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Macaristan Krallığı'nın elindeki Budin'in Avusturya Arşidüklüğü tarafından, 4 Mayıs ile 21 Ağustos 1541 tarihleri arasında gerçekleştirilen kuşatılması. Kuşatma devam ettiği sırada Osmanlı Padişahı I. Süleyman'ın bölgeye hareket ettiğinin Avusturya kuvvetleri tarafından duyulmasının ardından üç aydan fazla süren kuşatma kaldırıldı. Süleyman'ın bu seferi sonrasında Budin Eyaleti kuruldu ve şehir direkt olarak Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı.
Belgrad Kuşatması, 30 Temmuz-8 Eylül 1688 tarihleri arasında, Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Belgrad'a, Kutsal İttifak kuvvetleri tarafından yapılan kuşatma. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu önderliğindeki kuşatma sonrasında şehir Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu hakimiyetine girdi.
Belgrad Kuşatması, Macaristan Krallığı'nın elinde bulunan Belgrad'ın 1440'ta Osmanlı İmparatorluğu tarafından kuşatılmasıdır. Farklı kaynaklara göre üç ilâ yedi ay arasında süren kuşatma Osmanlı açısından başarısızlıkla sonuçlanmış ve şehir Macaristan Krallığı'nın kontrolünde kalmıştır.
Temeşvar Kuşatması, 1552 yılında Temeşvar'da Osmanlı İmparatorluğu ile Habsburg Monarşisi arasında gerçekleşen bir kuşatmadır. Kuşatma Osmanlı zaferi ile sonuçlanmış olup Temeşvar 164 yıl boyunca Osmanlı kontrolünde kalmıştır.
Diyarbakır Kuşatması; 1515 yılında Ustacalı Karahan komutasındaki Safevi ordusunun, yönetime karşı gelen Diyarbakır'ı ele geçirmek istemesiyle başlamıştır. Yaklaşık 9 ay süren kuşatma, Bıyıklı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun 10 Eylül'de bölgeye gelmesi üzerine son bulmuştur.
II. Kefe Kuşatması, 1469 senesi sonlarına doğru Ceneviz Cumhuriyeti kontrolündeki Kefe'nin Osmanlı İmparatorluğu tarafından ikinci kez kuşatmasıyla meydana gelmiştir.
Santa Maura kuşatması 21 Temmuz - 6 Ağustos 1684 arasında Venedik Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu güçleri arasında gerçekleşti ve Altıncı Osmanlı-Venedik Savaşı'nın açılış savaşıydı.
Koron kuşatması, 1532-1534'te gerçekleşti. Günümüz Yunanistan'daki Mesinya kentinde bulunan ve o dönemde Osmanlı'nın elinde olan Koroni (Coron) kalesi Habsburg İmparatorluğu güçleri tarafından kuşatıldı ve ele geçirildi. Ardından Osmanlılar tarafından yeniden ele geçirilmiştir.
Patras kuşatması veya Balyabadra kuşatması Yunan İsyanı'nında (1821-1830) meydana gelen ilk olaylarından birisiydi. İsyanın patlak vermesinden sonra, Patras Kocabaşlarının önderliğindeki Yunanlar, şehri ele geçirdi ve Müslüman mahallesini yok etti. Yunanlar şehrin ana kalesini de ele geçirmeye çalıştılar.
Estergon Kuşatması, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı'nda evre.
Kara Baba kuşatması veya Negroponte kuşatması,, Venedik Cumhuriyeti güçleri tarafından Temmuz-Ekim 1688 arasında yapıldı. Birkaç paralı asker ve müttefik birliklerden oluşan Venedik ordusu, önceki yıllarda Mora'yı ele geçirmeyi başarmıştı ve Atina'yı ele geçirmeye ve Orta Yunanistan'daki ana Osmanlı kalesi olan Negroponte'ye saldırmaya başladı. Kuşatma, Osmanlı askerlerinin direnişi sayesinde ve Venediklilerin şehri tamamen tecrit edememeleri nedeniyle başarılı olamadı. İsmail Paşa kuşatma altındaki garnizona malzeme taşımayı başarmıştı. Ayrıca Venedik ordusu, Venedik kampında meydana gelen veba salgını nedeniyle birçok kayıp verdi. Deneyimli general Otto Wilhelm Königsmarck ve 4000 asker öldü. Floransalı ve Maltalı birliklerin ayrılması Venediklileri daha da zayıflattı. Alman paralı askerlerinin orada kışlık alanlarda kalmayı reddetmesi üzerine Venedik komutanı Doge Francesco Morosini yenilgiyi kabul etmek ve Mora Yarımadası'na geri çekilmek zorunda kaldı.
1716 Korfu Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu ile Venedik Cumhuriyeti arasında gerçekleşen önemli bir deniz savaşıdır. 7 Temmuz - 22 Ağustos 1716 tarihleri arasında gerçekleşen bu kuşatma, Osmanlı'nın Venedik'e karşı başlattığı 1714-1718 Osmanlı-Venedik Savaşı'nın bir parçasıdır.
I. Mesalongi Kuşatması Osmanlı İmparatorluğu askerleri tarafından büyük öneme sahip bir liman şehri olan Mesalongi şehrinin kuşatılması olayıdır. Yunan İsyanı'nın başlarında gerçekleşmiştir.
Üçüncü Mesalongi Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu ile Yunan isyancılar arasında, Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında meydana gelen 15 Nisan 1825'ten 10 Nisan 1826'ya kadar süren savaştır. Osmanlı Devleti daha önce 1822 ve 1823'te şehri ele geçirmeye çalışmış ancak başarısız olmuştu. 1825'te daha güçlü bir piyade kuvveti ve piyadeyi destekleyen daha güçlü bir donanma kuvveti ile geri döndüler. Yunanlar, yiyecekleri bitene kadar neredeyse bir yıl boyunca dayanabildiler. Bu sürede kitlesel bir firar girişiminde de bulundular. Bu süre boyunca Yunanların büyük bir kısmı dayanamadı. Bu yenilginin ardından büyük devletler Yunanistan'ın yanında olmaya başladı.