Maskülizm esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine kurulmuş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin çoğu sözcüsü bir yandan toplumsal ilişkilerin eleştirisini yaparken bir yandan da toplumsal cinsiyet (gender) eşitsizlik ve erkeklerin hakları ve sorunları gibi konular üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Maskülizmi savunan kişiye "maskülist" denir. Tarihte bu adlandırmaya uygun görüşleri (maskülizmi) ilk kez ortaya koyan kişi sosyalist bir teorisyen olan Ernest Belfort Bax idi. Bununla birlikte zaman içinde maskülist çevrelere muhafazakâr kesimler de dahil olmuştur.

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Ekofeminizm, kadın hareketiyle çevre hareketinin eşitlik ve sömürü tartışmaları etrafında kesişimini içeren bir düşünce ve eylemlerdir. 1968 sonrası gelişen yeni toplumsal hareketlerin iki önemli örneği olan bu ekoller, sonraki süreçte çeşitli eksenlerde birbirine yakınlaşmıştır. Teori ve pratik açısından birlikte ilerleyen bu hareket, çevre ve kadın hayatında erkek egemen düzenin yarattığı normallere karşı köklü değişiklikler yaratmak için çabalamaktadır.
Liberal feminizm, kadının özel alan ile sınırlı kalmasına karşı çıkarak, birey olarak kendini geliştirecek potansiyele sahip olması gerektiğini savunan ideoloji. 1970’lerde Amerika’da ortaya çıkmıştır. Liberal feminist teorinin klasik savunucusu olarak Mary Wollstonecraft kabul edilmektedir. Mary Wollstonecraft, 3 Ocak 1792’de feminist teori tarihindeki ilk önemli çalışma olan A Vindication of the Rights of Woman adlı eserini tamamlamış, bu kitap daha sonraları feminist düşünce için başat eser olmuştur. Wollstonecraft’a göre, mademki erkekler ve kadınlar aynı ahlaki ve düşünsel öze sahipler, o zaman aynı zihinsel ve tinsel eğitimi almalıdırlar. Bu noktada temel liberal feminist duruşunu ortaya koymaktadır: akıl, her insanda aynıdır. 19. yüzyıl Amerikan kadın hakları hareketinin önemli iki lideri Elisabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony, selefleri Wollstonecraft tarafından ifade edilen Aydınlanma teorisini geliştirmiştir. “Cinsler aynıdır” diyen Stanton, sonuç olarak bunların eşit haklar hak ettiklerini iddia etmiştir. Stanton'un temel liberal tezi, birey olan kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için bazı haklara sahip olmaları gerektiğidir. Susan B. Anthony ise bazı önermelerinde doğal haklar doktrini üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur.

Inessa Fyodorovna Armand Fransız-Rus komünist bir siyasetçi, Bolşeviklerin üyesi ve hayatının çoğunu Rusya'da geçiren bir feministti. Devrim öncesi Rus komünist hareketinde ve komünist dönemin ilk günlerinde önemli bir rol olan Armand, 1990'larda Sovyet arşivlerinin kısmen açılmasına kadar neredeyse uzun zamandır neredeyse unutulmuştu. Tarihçi Michael Pearson onun hakkında şöyle yazdı: "Ona (Lenin) konumunu iyileştirmesi ve Bolşeviklerini çardan daha fazla güç elde edecek ve 1919'da Moskova'nın en güçlü kadını olacak bir güç haline getirmesi için yardım edecekti."

Ulusal Kurtuluş Cephesi, 1941–1945 yılları arasında Nazi Almanyası'nın Yunanistan'ı işgaline karşı oluşturulan antifaşist direniş örgütü. Önderleri arasında Georgios Siantos, Aleksandros Svolos ve Ilias Tsirimokos gibi isimler bulunmaktaydı.

Temistoklis Sofulis, Liberal Parti'nin merkez sol kanadında olan ve Sisam Adası'ndan önemli bir merkezci Yunan politikacı. Uzun yıllar parti liderliğini sürdürdü.
Alexandros Svolos, Yunanistan'ın Mihver işgali sırasında Direniş temelli bir hükûmet olan Ulusal Kurtuluş Siyasi Komitesi'nin başkanlığını yürüten tanınmış bir Yunan hukukçuydu.

Yannis Rallis, Yunanistan'ın Mihver kuvvetleri tarafından II. Dünya Savaşı sırasında işgal edilmesi sırasında Yunanistan'ın üçüncü ve son başbakandı ve 7 Nisan 1943'ten 12 Ekim 1944'e kadar görev yaparak, Atina'da Alman kontrolündeki Yunan kukla hükûmetinde Konstantinos Logotetopulos'u takiben görevli idi.

Vida Tomšič née Bernot, Sloven komünist politikacı ve aktivist. II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslav partizanları cephesinde savaştı ve Halk Kahramanı Nişanı'na layık görülü. Uzun yıllar Slovenya Sosyalist Cumhuriyeti'nde ve Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde pek çok hükûmet pozisyonunda bulundu. Tomšič, kadın haklarını ülkenin bütünüyle sosyal ve ekonomik kalkınmasına tamamen bağımlı olarak gören bir Marksist feministti.

Makedonya Antifaşist Kadın Cephesi II. Dünya Savaşı'nda, Makedonya'da ortaya çıkan feminist hareket. Kuzey Makedonya'da mevcut, bazı feminist örgütlerin de öncülü olan örgüt.
Feminist etik, geleneksel etik teorilerinin, çoğunlukla erkek egemenliğinde olduğu için, kadının ahlaki deneyimine az değer verildiği inancına dayanan bir etik yaklaşımdır ve bu nedenle etiği dönüştürmek için bütüncül bir feminist yaklaşımla yeniden şekillendirmeyi seçer.

Bertha Maria Júlia Lutz Brezilyalı zoolog, politikacı ve diplomat. Lutz, hem Panamerikan feminist hareketinde hem de insan hakları hareketinde önde gelen bir figür haline geldi. Brezilya'da kadınların oy hakkı kazanmasında etkili oldu ve ülkesini Birleşmiş Milletler San Francisco Konferansı'nda temsil ederek Birleşmiş Milletler Antlaşması'nı kendi adına imzaladı. Siyasi çalışmalarına ek olarak, Brezilya Ulusal Müzesi'nde zehirli ok kurbağaları konusunda uzmanlaşmış bir doğa bilimciydi. Onun anısına adlandırılmış,ç kurbağa türü ve iki kertenkele türü vardır.

Zofia Emilia Daszyńska-Golińska, evlilik öncesi soyadıyla Zofia Poznańska veya bilinen adıyla Zofia Golińska, Polonyalı bir sosyalist politikacı, oy hakkı savunucusu ve profesördür. Polonya Senatosu'ndaki ilk kadın senatördü.
Feminist sanat hareketi, feministler tarafından, kadınların yaşam ve deneyimlerini yansıtan sanat eserleri üretmenin yanı sıra; çağdaş sanat üretimi ve algısının temelini değiştirmek için uluslararası düzeyde gerçekleştirilen çalışmaları ifade eder. Sanat tarihi ve pratiği içinde kadınlara daha fazla görünürlük kazandırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda feminist hareketin iç düşüncelerini ve amaçlarını görselleştirerek sanat yoluyla herkese gösterme ve anlam verme amacıyla icra edilmektedir. Hareket, sanat dünyasının ana akım anlatısını baltalamaya devam edenlerin rolünü oluşturmasını sağlar.
Feminizm tarihi, kadınlara eşit hakların sağlanmasını amaçlayan hareketlerin ve ideolojilerin kronolojik veya tematik anlatılarını içerir. Dünyanın dört bir yanındaki feministlerin sebepleri, hedefleri ve niyetleri ; zamana, kültüre ve ülkeye bağlı olarak değişmiş olsa da çoğu Batılı feminist tarihçi, kadın haklarını elde etmek için çalışan tüm hareketlerin, feminizm terimini kendilerine uygulamamış olsalar bile feminist hareket olarak değerlendirilmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. Diğer bazı tarihçiler "feminist" terimini modern feminist hareket ve onun devamıyla sınırlandırır ve daha önceki hareketleri tanımlamak için "protofeminist" etiketini kullanır.

Yıllar boyunca çeşitli feminist ideoloji hareketleri gelişti. Hedefler, stratejiler ve bağlılıklar bakımından farklılık gösterirler. Sıklıkla örtüşürler ve bazı feministler kendilerini feminist düşüncenin çeşitli dallarıyla özdeşleştirirler.

Kalliroi Parren 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Yunanistan'da feminist hareketi başlatan bir gazeteci ve yazardır.
Bireyci feminizm, aynı zamanda ifeminizm olarak da bilinir, bireyciliği, kişisel özerkliği, devletin kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılıktan özgürlüğü ve toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulayan liberteryen bir feminist harekettir.