Hazar Denizi dünyanın en büyük gölü veya eksiksiz bir deniz olarak sınıflandırılan dünyanın en büyük iç su kütlesidir. Adını Hazar Kağanlığı'ndan almıştır. Güneydoğu Avrupa ve güneybatı Asya'dadır ve dünyanın en büyük tuzlu su gölüdür. Hem deniz, hem de göl özelliklerini taşımaktadır. Petrol yataklarınca zengindir. Tektonik göllere örnektir. Endoreik bir havza olarak, Avrupa ile Asya arasında, Kafkasya'nın doğusunda, Orta Asya'nın geniş bozkırlarının batısında ve Batı Asya'daki İran platosunun kuzeyinde yer almaktadır. Denizin yüzey alanı 371.000 km2 ve hacmi 78.200 km3'tür. Tuzluluk oranı yaklaşık %1,2 olup, bu oran çoğu deniz suyunun tuzluluğunun yaklaşık üçte biri kadardır. Kuzeydoğuda Kazakistan, kuzeybatıda Rusya, batıda Azerbaycan, güneyde İran ve güneydoğuda Türkmenistan ile sınırlanmıştır. Hazar Denizi çok çeşitli canlı türlerine ev sahipliği yapmaktadır ve en çok havyar ve petrol endüstrileriyle tanınmaktadır. Petrol endüstrisinden kaynaklanan kirlilik ve Hazar Denizi'ne akan nehirler üzerine inşa edilmiş barajlar, denizde yaşayan organizmaları olumsuz etkilemiştir.
Hazarlar, İdil (Volga) Nehri kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk halkıdır. Yahudi, Bizans ve Arap kaynaklarına göre, Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Uygur, Hazar, Ön Bulgar, Sabir ve Peçenek gibi Türk boyları olduğu bilinmektedir. Hazarların büyük bir bölümü 8. yüzyılda Museviliği benimsemiştir.
Ongun, Eski Türklerin Tengricilik inancında, içinde bir ruhu barındıran bir cisme verilen isimdir. Diğer eski inanç sistemlerinde de bulunan totem ile karşılaştırılabilir. Aynı Amerika yerlilerin totemleri gibi, eski Türk boylarının da her birisinin kendine özel bir ongunu vardır. Bu genellikle kendi boylarını koruduğuna inandıkları kutsal bir hayvan türü ya da büyük bir atalarının ruhunu barındırdığına inandıkları bir cisimdir.
Kızıl tilki, bayağı tilki olarak da bilinir, köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın tilkisidir. Avrupa'nın büyük bir farkla en sık rastlanılan vahşi köpekgildir. Bu yüzden Avrupa'da "tilki" denildiğinde neredeyse hep bu tür kast edilir.
Geyik, geyikgiller familyasında geviş getiren otobur memeli hayvanların ortak adıdır. Çift toynaklılar takımında bulunan akraba familyalardaki benzer hayvanlar da genel olarak geyik diye adlandırılmaktadır.
Kızıl geyik, dünya üstündeki en büyük geyik türlerinden biridir.
Karaca Avrupa, Anadolu ve Hazar Denizi'nin kıyılarında bulunan bir geyik türüdür. Ural Dağları'ndan doğuda Çin'e ve Sibirya'ya kadar dağılmış bulunan ayrı bir tür ise Sibirya karacası olarak bilinir. İki tür karaca Kafkas Dağları'nda bir araya gelir. Karaca bu dağların güney eteklerinde yer alırken, Sibirya karacası da kuzey eteklerinde bulunur. Karaca, kuzey İskandinavya ile İzlanda, İrlanda ve Akdeniz adaları dışında Avrupa'nın birçok bölgesinde görülür. Akdeniz bölgesinde yalnızca dağlık alanlarda bulunur, düzlüklerde ya ender görülür ya da hiç görülmez. Türkiye'de sıcak bölgelerde seyrek ağaçlı yerlerde görülür. Genellikle otsu bitki ve yapraklarla beslenirler.
Kariyaku, geyikgiller (Cervidae) familyasında bulunan Mazama cinsindeki geyik türlerine verilen ortak addır. Boyut olarak küçük olan bu geyikler ormanlarda yaşar ve Güney Amerika ile Yukatan Yarımadası'nda bulunur. Duiker antilop türlerine benzeseler de ilişkileri yoktur. Birbiriyle çok yakın ilişkide olan bilinen yedi kariyaku türü vardır.
Mesûdî veya tam künyesiyle Ebu el-Hasan Ali bin el-Hüseyn bin Ali el-Mesûdî Irak, Bağdat doğumlu Arap tarihçi, coğrafyacı ve gezgin. "Arapların Herodotu" olarak da tanınan Mesûdî dünya tarihini konu eden eseri Murûc ez-Zeheb ve Ma'âdin el-Cevâhir ile tanınır. Bu eseriyle birlikte tarih ile coğrafyayı geniş çaplı ve ayrıntılı bir biçimde birleştiren ve aynı eserde sunan ilk Arap olmuştur. Irak başta olmak üzere, Orta Doğu'da Arabistan, Mısır, Suriye, İran, Ermenistan, Azerbaycan ve Hazar Denizi çevresindeki diğer bölgeleri gezmiş, ek olarak Hindistan, Sri Lanka ve Çin'e seyahat etmiştir. Bu ülkelerin yanı sıra Hint Okyanusu, Akdeniz, Kızıl Deniz ve Hazar Denizi'nde yelken açmıştır. Hayatının büyük bir bölümünü seyahate harcayan Mesûdî, 956 yılı Eylül ayında Mısır, Kahire'de öldü. Her ne kadar İslam dininden coğrafyaya kadar pek çok konuda eser vermiş olsa da eserlerinin birçoğu bugüne ulaşmamıştır.
Tehlikedeki türler, neslinin tükenme riski çok yüksek olan türlerdir.
Kafkas Dağları, Kafkas Sıradağları Kafkasya'da Karadeniz ve Azak Denizi ile Hazar Denizi arasında, kuzeybatı ve güneydoğu doğrultusunda uzanan sıradağlar ve dağ sistemi. Bu dağlar kuzeybatıda Taman Yarımadası yakınlarında başlar ve güneydoğuda Apşeron Yarımadasına değin uzanır. Kafkas Dağları, Kuzey ve Güney Kafkaslar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kuzeyde kalan sıra dağlara Büyük Kafkas Dağları, Güney Kafkas Dağlarına ise Küçük Kafkas Dağları denir.
Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.
İran, Güneybatı Asya'da, Umman Körfezi, Fars Körfezi, Hazar Denizi, Irak, Türkiye ve Pakistan arasında bir coğrafik konuma sahiptir. İran yeryüzündeki en dağlık ülkelerden biridir. Dağlar, üzerlerinde ana tarım ve yerleşim bölgelerinin yer aldığı çok sayıda dar havza veya platoyu çevrelemektedir.
İlk defa 11. yüzyıl Rus kaynaklarında Hazar Musevilerini tanımlamak için kullanılmış bir ifadedir. Bu ifadenin kullanılmasının nedeni Hazarların İbrani soyundan olmaması ve genelde saçlarının kızıl renge sahip olmalarından kaynaklanmıştır. Ayrıca bu ifade Orta Çağ Avrupasında biraz farklı kullanılmış olsa da genelde ortak görüşlerle tanımlanmaktadır.
Alasığın - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifade edilir.
Kabulgan – Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde “Şekil Değiştirme” kavramı. Metamorfoz, transformasyon. Kubulgan veya Kabulgak da denir. Moğollar Hubılgan olarak söylerler. Don bürünmek veya donuna girmek şeklinde de ifade edilmiştir.
Geyik Ana – Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde Geyik Tanrı. Değişik Türk dillerinde Keyik Ana olarak da söylenir. Burçın (Burçin) Ana veya Bulan (Bolan) Ana tabirleri de eşanlamlı olarak kullanılır. Moğollar Maral Ece derler. Bedenindeki lekeler yıldızların işaretleridir. Denizden çıkarak gelmiştir. Bazı Türk boylarına yol göstericilik yapar. Ak geyik kılığına girerek Göktürklerin atasıyla birleşmiş ve Göktürkler türemiştir. Görkemli çatal boynuzları ve kanatları vardır. İnsan biçimindeyken çok güzeldir. Vücut hatları ince ve orantılı olarak betimlenir. Maral sözcüğü Moğolcada geyik demektir.
Hirkan Millî Parkı, Azerbaycan'da millî park. Yüzölçümü 427.97 km²'dir.
Bakü Operasyonu, Nisan Devrimi, Nisan darbesi, Kızıl Ordu'nun Azerbaycan'ı işgali veya Azerbaycan'ın Sovyetleştirilmesi, Sovyet Rusya'nın 11. Ordusunun, 27 Nisan ile 11 Mayıs 1920 tarihleri arasında, bağımsız Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'ni Sovyet Rusya'ya katmak için gerçekleştirdiği askeri işgaldir. Kızıl Ordu'nun işgali, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin varlığının sona ermesi ve Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.
Pshu-Gumista Tabiatı Koruma Alanı, Gürcistan'da, Abhazya'nın Sohum Bölgesi'nde yer alan bir koruma alanıdır. Koruma alanının temel amacı, çevresindeki dağlık bölgedeki flora ve faunayı korumaktır.