Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.
Âyin ya da ritüel (Fransızca:rituel), genellikle önceden belirlenmiş kimi kurallara göre yapılan dinî tören. Ayinlerde çoğunlukla sembollerden ve tanrısal kavramlardan faydalanılır. Genellikle tapınaklarda, özel giysilerle ve bazı dinlerde özel makyajlarla yapılır. Yanlış bir kanı olarak genellikle Hristiyanlığa yüklenir. Türk Tasavvuf Teriminde kullanım alanı vardır. Örneğin: Mevlevî Âyin-i Şerîfi.
Paşa, Osmanlı Devleti zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan. Bunun yanında Osmanlı himayesindeki Mısır baş yöneticilerine de paşa unvanı verilmiştir.
Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.
Fırın, malzemeleri sıcak bir ortama maruz bırakmak için kullanılan bir araçtır. Fırının içi boş bir bölümü vardır ve bu bölüm kontrollü şekilde ısıtılır. Antik çağlardan beri kontrollü ısıtma gerektiren çeşitli işlerde fırın kullanılır.
Arife ya da ön gün, herhangi bir dinî bayramdan önceki gün. Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Ancak zamanla Ramazan Bayramı için de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir şeyden önceki gün anlamında da kullanılır.
Izgara, yiyeceklerin yüzeyine genellikle yukarıdan, aşağıdan veya yandan uygulanan kuru ısıyla pişirme şeklidir. Izgara genellikle önemli miktarda doğrudan, radyan ısı içerir ve et ve sebzeleri hızlı bir şekilde pişirmek için kullanılır. Izgara yapılacak yiyecekler tel ızgara, döküm demir tava veya ızgara tavası kullanılarak pişirilir.
Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.
Öksüz, annesi ölmüş, yetim ise babası ölmüş çocuk. Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır. Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır. Bu yazıda öksüz kelimesi hem annesini hem de babasını kaybetmiş çocuk anlamında kullanılmıştır.
Şer ya da kötü, birçok din ve kültürde tanımlanan, kötü davranış, düşünce, bencillik ve fenalıklar. Şer sözcüğü sıklıkla "hayır" sözcüğü ile karşılaştırmalı ve zıt anlamlı olarak kullanılır. Bazı dinlerde şer, evrende hüküm süren kötü bir güç olarak tanımlanır ve şeytan, ahriman gibi varlıklarda vücut bulur.
Kuzen veya böle, bir kimsenin ebeveynlerinin kardeşlerinin evlatlarından her biri. Kız kuzenler için kullanılan kuzin sözcüğü günümüzde yavaş yavaş kullanımdan kalkmaktadır.
Nakit, elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Nakit kavramı ile daha çok kâğıt ve metal paralar kastedilir. Bir mal veya hizmet teslim alınmadan önce veya teslim alınırken yapılan ödemeye, peşin ödeme denir.
Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.
Karı, bir erkeğin evlenmiş olduğu kadının o erkeğe (kocaya) göre alan akrabalık durumu. Türkçede hanım sözcüğü, nadiren de Arapça kökenli zevce sözcüğü aynı anlamda kullanılır.
İsim tamlaması; aralarında anlamca ilgi bulunan, biri diğerini iyelik (sahiplik) yönünden bütünleyen, en az iki farklı isimden meydana gelmiş kelime grubu. İsim tamlamalarında birinci sözcük grubuna tamlayan, ikinci sözcük grubuna tamlanan denir. Aşağıdaki tabloda isim tamlamalarına çeşitli örnekler verilmiştir:
Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.
Barbekü veya barbekü ızgarası bir et pişirme yöntemidir, bir yemek tarzı ve bu tarz yemeklerin pişirildiği ve servis edildiği bir yemek ya da aktivitedir. Mangal, kebap, biftek, steak ile benzer özellikleri vardır. Barbekü sosu, sebze, baharat gibi ürünler de eklenebilir.
Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma. Antrenman ve idman sözcükleri Türkçede genellikle "herhangi bir spor müsabakasına hazırlık yapma" anlamında kullanılır. Egzersiz sözcüğü ise bunun yanı sıra sağlık gibi gerekçelerle yapılan kısa süreli fiziksel alıştırmaları da kapsar. Türkçede akademik konulardaki hazırlık çalışmaları için daha çok alıştırma sözcüğü tercih edilir.
Evlat, herhangi bir kimsenin dünyaya getirdiği veya bakımını üstlenerek ebeveynlik yaptığı kimse. Türkçeye Arapçadan geçen sözcük Arapçada çoğul anlamda olmakla birlikte Türkçede tekil olarak kullanılır.
Ateş (ocak): Konaklama yerinde ısınma ve pişirme için yakılan ocak ateşidir.