İçeriğe atla

Malthusçuluk

Thomas Robert Malthus

Malthusçuluk, 1766-1834 yılları arasında yaşayan İngiliz ekonomisti Thomas Malthus tarafından ortaya atılan ekonomik doktrin. Bu teoriye göre, nüfus katlanarak artarken, nüfusu besleyen kaynaklar aritmetik oranla artış gösterecektir. Bu dengesizlik büyük bir nüfus artışını beraberinde getirerek, kıtlık, savaşlar, salgın hastalıklar gibi nedenler sonucunda fazla nüfusun yok olması kaçınılmaz olacaktır. Malthus, öngördüğü bu soruna karşı ahlakî çözümler önermiştir. Bu teori Charles Darwin’i etkilemiş, Sosyal Darwinizm Malthusçu ilkeyi biyoloji ve toplumun ortak bir yasası olarak ele almıştır. Marksistler Malthus’un ekonomi ve toplumla ilgili savlarını, doğa bilimci Kropotkin ise Darwin’in kuramının Malthusçu ve rekabet odaklı temellerini yoğun bir şekilde eleştirmiştir.[1]

Hakkında

Thomas Robert Malthus, nüfusun halkın kullandığı geçim araçlarından daha hızlı geliştiğini ve kapitalizm koşullarında işçi sınıfının yoksulluğunun, işçilerin kapitalist sömürüsü nedeniyle değil, nüfusun hızlı gelişmesi sebebiyle meydana geldiğini iddia etmiştir.

Eleştiriler

Kimi marksist yorumculara göre malthusçuluk, kapitalizmi suçsuz çıkarmak ve herhangi bir sosyal sistemde, işçi sınıfı için yoksulluğunun kaçınılmazlığını ispat etmek için burjuva ideologlarının yanında bir çabadır. Aynı zamanda bu kişilere göre bu doktrinin amacı, kötü koşuların nedenlerini gizlemek ve kitleleri kapitalist sisteme karşı mücadeleden saptırmaktı.

Marx, Malthus'un bu teorisini kıyasıya eleştirdi ve bu teoriye karşı yığınların yoksulluğunun kapitalizmin ürünü olduğunu ve buna işçilerin ödenmeyen emeklerine kapitalistler tarafından el koyulmasının sebep olduğunu söyledi. Aynı zamanda kapitalizmin yıkılmasının ve sosyalizme geçişin işçi sınıfının sefaletine bir son vereceğini belirtti. Ayrıca Marx, Thomas Malthus'un aksine, nüfusun gelişmesine dair kapsamlı hiçbir kanunun aslında var olmadığını ve her sosyo-ekonomik düzeninin kendine özgü nüfus gelişmesi kanununun olduğunu belirtmiştir.

Marksist düşünür ve SSCB'nin kurucusu Vladimir Lenin de, 1913 yılında kaleme aldığı İşçi Sınıfı ve Yeni-Maltusçuluk adlı makalesinde Marx'a benzer olarak, bu akımın son derece gerici nitelikte olduğundan bahsederek, işçi sınıfının bu zararlı akımlardan arındırılması gerektiğini ve özellikle gebeliği önleme vb. konularda tıbbi yayınların dağıtılmasına karşı bütün yasaların kayıtsız şartsız kaldırılmasını talep edilmesini dile getirmiştir.[2]

Neo-Malthusçuluk

1870'lerde bu görüş yeniden ortaya çıkmıştır. Neo-Malthusçuluk olarak isimlendirilen bu doktrine göre, toprağın azalan verimliliği gibi "mutlak fazla nüfus" teorileriyle emekçi halk yoksullaşmaktadır.

Neo-Malthusçuluk, doğum kontrolünü, savaşları ve salgın hastalıkları kapitalizmi destekleme ve yığınların sefaletini yatıştırma araçları olarak kabul eder. Temsilcilerinin çoğu, ırk ayrımını savunurlar.[3]

Ayrıca bakınız

  • Malthusçu Büyüme Örneği
  • İşçi Sınıfı ve Yeni-Maltusçuluk (Lenin)

Kaynakça

  1. ^ Karaca, Ç. (2022). Malthus’un Nüfus Teorisinin Biyoloji-İdeoloji Ekseninde Eleştirisi 13 Temmuz 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Dört Öge (22), 99-117.
  2. ^ Lenin Collected Works, Progress Publishers, 1977, Moscow, Volume 19, s. 235-237
  3. ^ Krupskaya, N. V. İ. Lenin - Kadınların Kurtuluşu, Akademi Yayın, Üçüncü baskı

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Robert Malthus</span> İngiliz ekonomist (1766-1834)

Thomas Robert Malthus, İngiliz nüfus bilimci ve politik iktisat teorisyeni. Karamsar kuramlarıyla ünlenen Malthus, her ne kadar daha çok "Thomas Malthus" olarak anılsa da kendisi "Robert Malthus" olarak tanınmayı daha çok tercih etmiştir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Proletarya</span> alt sosyal sınıf

Proletarya alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılan terim, bu sınıfa mensup kişilere proleter denir. İlk olarak oğullarından başka malı olmayan insanları tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı bir kelime iken, Karl Marx'tan sonra işçi sınıfını tanımlamak için kullanılan sosyolojik bir terim halini almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Stalinizm</span> Marksist-Leninist ideolojinin teori ve pratiği

Stalinizm veya Stalincilik, Marksist-Leninist ideolojinin 1928-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin’in uyguladığı siyasi sistemde kullanılan teori ve pratiğine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Proletarya diktatörlüğü</span> Kapitalizmle Komünizm arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimi

Proletarya diktatörlüğü, Marksizmdeki tarihsel ve siyasalproleter düşünceye göre, kapitalizmle komünizm arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimini ifade eder. Sosyalizm dönemi, komünizme yani sınıfsız topluma geçiş dönemi olması itibarıyla proletarya diktatörlüğü dönemidir. Proletarya diktatörlüğü kavramı Marksist devlet anlayışına ve Marksist sınıf teorisine bağlı kesin bir önermedir. Marksizme göre, bu dönem zorunlu bir tarihsel dönemdir. Bu dönemde proletarya sınıf olarak iktidarı elinde bulundurur ve dünya sosyalizmine geçildiği durumda adım adım sönümlenerek sınıfsız topluma geçişi sağlar. Yani sanıldığının aksine proletarya diktatörlüğü sönümlenmez sosyalizm sönümlenerek komünizm yani sınıfsız sömürüsüz dünyaya geçiş yapılır.

<i>Devlet ve Devrim</i> Leninin 1917 yılının Ağustos ve Eylül ayları arasında yazdığı kitap

Devlet ve Devrim, Vladimir İlyiç Lenin'in 1917 yılının Ağustos ve Eylül ayları arasında yazdığı kitaptır. Lenin bu kitabında Devlet organının varlık nedenlerini ve sosyalist devrim sonrası kurulacak bir proletarya diktatörlüğünde devlet organının nasıl ve neden sönümleneceği üzerine var olan marksist teorileri geliştirmiştir.

<i>Felsefenin Sefaleti</i> Karl Marx tarafından yazılan kitap

Felsefenin Sefaleti, 1843 ile 1849 yılları arasında sürgünde yaşayan Karl Marx'ın 1847 yılında Paris ve Brüksel'de yayınlanan kitabın adıdır. Bu eserde Marx, Fransız sosyalist filozof Pierre-Joseph Proudhon'un 1846 tarihli "Sefaletin Felsefesi" adlı eserinde ortaya koyduğu sosyalizm teorisini ve felsefi düşüncelerine eleştirel bir yaklaşım sergilemektedir ayrıca kendi komünist felsefesini de savunmaktadır. Eser, Fransızca kaleme alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sol komünizm</span> Siyasi fikir

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm-Leninizm</span> İdeoloji

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

Devletçilik, devletin ekonomiyi veya sosyal hayatı ya da her ikisini de belirli bir dereceye kadar kontrol etmesi gerektiği inancıdır. Bu anlamıyla devletçilik, anarşizmin tersidir. Devletçilik totalitarist, refah devleti, minarşizm, büyük devlet gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Karl Marx'ın Das Kapital'ine göre, sermaye birikimi kuralı, kapitalist üretim biçiminde sermaye birikim sürecinin nasıl gelişmesi gerektiğine işaret eder.

Öncü parti ya da öncücülük, klasik Marksizm'de yer alan sınıf mücadelesi teorisine, Lenin tarafından "Proletarya Partisi" kapsamında yaptığı katkıyı ifade eden terim. Bu kavram Lenin tarafından Ne Yapmalı? adlı eserinde detaylı olarak açıklanır. Sovyet Anayasası 6. maddesi bu teoriye göre hazırlanmıştır.

<i>Anarşizm mi? Sosyalizm mi?</i> Stalinin Aralık 1906 - Ocak 1907 arasında yazdığı eseri

Anarşizm mi? Sosyalizm mi?, Josef Stalin'in Aralık 1906 - Ocak 1907 tarihleri arasında kaleme aldığı, anarşizmi Marksist metotlarla tahlil ettiği eserdir. Eserde Friedrich Engels'in Otorite Üzerine adlı eserindeki görüşlere atıflar bulunur. Türkçe baskısı ilk kez 1974 yılında Sol Yayınları tarafından yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

Neo-Marksizm, Marksizmi ve Marksist teoriyi tipik olarak eleştirel teori, psikanaliz veya varoluşçuluk gibi diğer entelektüel geleneklerden unsurları birleştirerek değiştiren veya genişleten 20. yüzyıl yaklaşımlarını kapsar.

Aşamalı devrim teorisi veya aşamacılık, Çarlık Rusyası gibi az gelişmiş ülkelerin, sosyalist rejime geçmeden önce ilk olarak burjuva devrimi ile Kapitalist üretim biçimine geçerek ardından sosyalist rejime geçmesi gerektiğini savunan Marksist-Leninist bir politik teoridir.

Marksist sınıf teorisi, bireyin sınıf hiyerarşisi içindeki konumunun üretim sürecindeki rolü tarafından belirlendiğini ileri sürer ve siyasi ideolojik bilincin sınıf konumu tarafından belirlendiğini savunur. Bir sınıf, otak ekonomik çıkarları paylaşan, bu çıkarların bilincinde olan ve bu çıkarları ilerletmek için kolektif eylemde bulunan kişilerdir. Marksist sınıf teorisi içinde, üretim sürecinin yapısı sınıf inşasının temelini oluşturur.