İçeriğe atla

Maksiller yan kesici diş

Maksiller yan kesici diş
Tanımlayıcılar
Microsoft Academic2778126087
FMA290194

Maksiller yan kesici dişler ya da maksiller lateraller, maksiller orta kesici dişin distalinde (yüzün orta hattından uzağa) ve maksiller köpek dişinin meziyalinde (yüzün orta hattına yakın) yerleşmiş bir çift üst (maksiller) diştir. Diğer kesici dişler gibi bu dişin de görevi çiğneme esnasında besinleri kesmektir. Bu dişlerde genellikle tüberkül bulunmaz ancak Talon tüberkülü olarak bilinen bir anomali en çok bu dişte görülür. Dişin besini kesen yüzey alanına insizal kenar ya da kesici kenar denir. Maksiller yan kesicinin süt dişi ile kalıcı dişi arasında küçük de olsa bazı farklılıklar vardır. Maksiller yan kesici dişler kapanışta mandibular yan kesici dişlerle temas kurar.

Kaynakça

  • Ash, Major M. and Stanley J. Nelson, 2003. Wheeler's Dental Anatomy, Physiology, and Occlusion. 8th edition.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Maksilla</span>

Üst çene kemiği, maksilla veya maxilla, iskeletin yüz bölümünde Altçene kemiğinden sonraki en büyük alanı kaplayan ve çift olan bu kemik, göz çukuru, burun boşluğu ve ağız boşluğu gibi boşlukların meydana gelmesine yardım eder. Üst çene kemiğinin içinde üstçene kemiği giriti denilen büyük bir boşluk vardır. Üst çene kemiğinde, tabanı burun boşluğuna bakan bir piramit şeklinde üstçene kemiği gövdesi denilen bir cisim vardır. Ayrıca kemiğin elmacık çıkıntısı, alın çıkıntısı, diş yuvası çıkıntısı ve damak çıkıntısı denilen dört çıkıntısı, üst, ön, alt ve arka olmak üzere dört kenarı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Diş sürmesi</span>

Diş sürmesi ya da diş çıkması, dişlerin ağza girip görünür hale geldiği diş gelişimi sürecidir. Günümüzde periodontal ligamentlerin diş sürmesinde önemli bir rol aldığı düşünülüyor. Görünen ilk insan dişleri, süt dişleri, "diş çıkarma" adı verilen bir süreçle 6-24 aylar arası ağza sürülür. Bunlar kişi 6 yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir, bu süt dentisyon aşaması olarak tanımlanır. 6 yaşlarında ilk kalıcı diş sürer ve süt dişleri ile kalıcı dişlerin bir birleşimi olan ve karma dentisyon aşaması olarak bilinen bir süreç başlar. Bu süreç son süt dişin dökülmesine kadar devam eder. Daha sonra, kalıcı dentisyon aşaması süresince, kalan kalıcı dişler sırasıyla ağza sürer.

<span class="mw-page-title-main">Hiperdonti</span>

Hiperdonti, artı dişlere, sürnümerer dişlere veya süpernümerer dişlere sahip olma veya başka bir deyişle olağandan fazla sayıda diş görünmesi durumudur. Diş arkının herhangi bir bölgesinde görülebilirler ve herhangi bir dişsel organı etkileyebilirler.

Diş uzmanları, yazarken ya da konuşurken, belirli bir diş hakkında bahsetmek için birkaç farklı diş numaralandırma sistemi kullanırlar. En yaygın olan sistemler ISO Sistemi, Üniversal Numaralandırma Sistemi ve Palmer numaralandırma yöntemi. ISO sistemi tüm dünya genelinde kullanılırken üniversal sistem Birleşik Devletler genelinde kullanılır. ISO sistem bilgisayarlı işlemlere kolayca adapte olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Üniversal Numaralandırma Sistemi</span>

Üniversal Numaralandırma Sistemi belirli bir dişi belirtmek için kullanılan diş numaralandırma sistemidir. Yaygın olarak Birleşik Krallık'ta ve Birleşik Devletler'de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kalıcı dişler</span> Diş takımı

Kalıcı dişler ya da yetişkin dişleri difiyodont memelilerde oluşan ikinci diş takımıdır. İnsanlarda ve eski dünya maymunlarında, altı maksiller ve mandibular azı dişleri, dört maksiller ve mandibular küçük azı dişleri, iki maksiller ve mandibular köpek dişleri, dört maksiller ve mandibular kesici dişler olmak üzere toplamda otuz iki adet kalıcı diş vardır.

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller orta kesici diş</span> Diş

Maksiller orta kesici diş ya da maksiller santraller üst çenede, maksillada, ön bölgede yer alır. Ağızdaki dişler içinde en görünenidir. Maksiller yan kesici dişin meziyalinde konumlanmıştır. Tüm kesici dişler gibi, bu dişin görevi de mastikasyon (çiğneme) esasında besini kesmektir. Tipik olarak bir adet tüberkülü bulunur ve buna insizal kenar ya da kesici kenar denir. Dişin oluşumu süreci süt dişi olarak rahmin 14. haftasında, kalıcı diş olarak ise 3-4 yaşlarında başlar.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller köpek dişi</span>

Diş hekimliğinde, maksiller köpek dişi ya da maksiller kanin her iki maksiller yan kesici dişin lateraline ve her iki maksiller birinci küçük azı dişinin meziyaline yerleşmiştir. Hem maksiller hem de mandibular kaninler için ağzın "köşetaşı" denir. Çünkü kesici dişleri küçük azılardan ayıracak şekilde orta hattan üç diş uzağa yerleşmişlerdir. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve kılıç dişli kaplanlar gibi nesli tükenmiş etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, maksiller kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci küçük azı dişi</span>

Maksiller birinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller kaninlerin distalinde, maksiller ikinci premolarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi kaninlere besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller birinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Bukkal tüberkül, etçil hayvanlardaki tutucu dişlere benzer şekilde keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. 10-11 yaşlarında, öncelikle molar dişler çıkar ardından kalıcı premolarlar sürer. Bir premoların köküyle birlikte tamamen kalsifiye olması 3 yılı bulabilir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller ikinci küçük azı dişi</span>

Maksiller ikinci küçük azı dişleri ya da maksiller ikinci premolarlar üst çenede maksiller birinci premolarların distalinde, maksiller birinci molarların meziyaline yerleşmiştir. Bu premoların görevi molarlara besini koparmak açısından benzer. Bu işlev mastikasyon ya da çiğneme esnasında büyük bir öneme sahiptir. Maksiller ikinci premolarların iki adet tüberkülü bulunur. Ancak bu iki tüberkül de maksiller birinci premolara kıyasla daha az keskindir. Süt maksiller premolar dişler bulunmaz. Onun yerine, kalıcı maksiller premolarların önünde süren dişler süt maksiller molar dişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller birinci azı dişi</span>

Maksiller birinci azı dişleri ya da maksiller birinci molarlar üst çenede maksiller ikinci premolarların distaline ve maksiller ikinci moların meziyaline yerleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Maksiller ikinci azı dişi</span>

Maksiller ikinci azı dişi ya da maksiller ikinci molar, maksiller birinci molarların distaline ve maksiller üçüncü molarların meziyaline yerleşmiştir. Ancak bu yalnızca kalıcı dentisyonda doğrudur. Süt dişlerde, maksiller ikinci molar ağızdaki son molar diştir ve arkasında üçüncü molar bulunmaz. Bu moların işlevi de diğer molarlar gibi çiğnemenin önemli görevlerinden olan besini öğütmektir. Maksiller molarların dört adet tüberkülü vardır, bunların ikisi bukkalde ve ikisi de palatinalde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular orta kesici diş</span>

Mandibular orta kesici diş ya da mandibular santral, çeneye yüzün orta hattına bitişik olacak şekilde yerleşmiştir. Mandibular laterallerin meziyalinde bulunur. Diğer kesici dişler gibi, işlevi mastikasyon ya da çiğneme esnasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini kesen yüzey alanına kesici kenar ya da insizal kenar denir. Benzer olsalar kalıcı ve süt mandibular santraller arasında küçük farklar bulunur. Mandibular santraller genelde ağızda görünen ilk diştir. Yaklaşık 6-8 yaşlarında görülmeye başlanır.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular yan kesici diş</span>

Mandibular yan kesici diş ya da mandibular lateral, mandibular santralin distaline ve mandibular kaninin meziyaline yerleşmiştir. Diğer kesici dişler gibi, bu dişin görevi de çiğneme veya mastikasyon sırasında besini kesmektir. tüberkülü bulunmaz. Onun yerine besini yerken kullanılan yüzey alanına kesici kenar veya insizal kenar denir. Neredeyse aynı olmalarına rağmen süt ve kalıcı mandibular lateraller arasında küçük farklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular köpek dişi</span>

Mandibular köpek dişi ya da mandibular kanin, mandibular yan kesici dişlerin distaline mandibular birinci küçük azı dişlerinin ise meziyaline yerleşmiştir. Maksiller ve mandibular kaninlere ağzın "köşetaşı" denir çünkü orta hattan üç diş uzağa yerleşirler ve küçük azıları kesicilerden ayırırlar. Kaninin konumu gereği kesici ve küçük azı dişleri ayırdığı gibi mastikasyon ya da çiğneme esnasında her iki dişin işlevini gerçekleştirir. Yine de, kaninlerin en çok görülen işlevi besinleri koparmaktır. Kanin dişler çiğneme esnasında meydana gelen muazzam lateral (yan) basınçlara dayanabilmektedir. Kaninlerin tek bir tüberkülü vardır ve etçillerde tutma-kavrama görevi görür. Görece aynı olsalar da, mandibular kaninlerin süt dişleri ile kalıcı dişleri arasında küçük farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular ikinci küçük azı dişi</span>

Mandibular ikinci küçük azı dişi, mandibular birinci premoların distalinde ve mandibular birinci moların mezialinde konumlanmıştır. Bu premoların görevi çiğneme esnasında mandibular birinci molara yardım etmektir. Mandibular ikinci premoların üç adet tüberkülü vardır. Bukkalde bir büyük tüberkül vardır ve lingualdeki iki tüberkül iyi gelişmiş ve fonksiyoneldir, bu bakımdan çiğnemeye yardımcıdır. Mandibular birinci premolar küçük bir kanine benzerken mandibular ikinci premolar daha çok bir birinci molara benzemektedir. Mandibular premolarlar süt dentisyonda bulunmazlar. Süt dentisyonda daimi premolarların yerini tutan dişler premolar değil süt molar dişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Mandibular birinci azı dişi</span>

Mandibular birinci azı dişi veya altı yaş dişi, mandibular ikinci premoların distalinde ve mandibular ikinci moların mezialinde konumlanmıştır. Alt çenede bulunur ve normal sınıf I oklüzyonda maksiller birinci molar ve maksiller ikinci moları karşılar. Bu moların işlevi çiğneme esnasında besini öğütmektir. Mandibular birinci molarların genellikle beş adet iyi gelişmiş tüberkülü bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi bukkalde iki tanesi lingualde ve bir tanesi de distaldedir. Gelişimsel ve ikincil olukların şekilleri "M" harfini andırır. İşlevleri benzer olsa da süt mandibular birinci molar ile daimi mandibular birinci molar arasında büyük farklar vardır. Süt dişlenmede mandibular molarların yerini tutan diş yoktur. Molar denmesine karşın süt molarların arkasından daimi premolarlar sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kraniyofasiyal yarıklar</span>

Kraniyofasiyal yarıklar, kraniyofasiyal malformasyonların en önemlilerinden biridir; baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozuklukların önemli bir bölümünü oluştururlar. Embriyolojik kökenlerine göre; nöral tüp kökenli anomaliler, 1. ve 2. farengeal ark kökenli malformasyonlar, ektodermal displaziler söz konusudur.