Makbule Atadan
Makbule Atadan | |
---|---|
Doğum | Makbule 1885 Selanik, Selanik Vilayeti Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 18 Ocak 1956 (71 yaşında) Ankara, Türkiye |
Defin yeri | Cebeci Asri Mezarlığı, Ankara |
Meslek | Siyasetçi, yazar |
Önemli eser(ler) | "Ağabeyim Mustafa Kemal" (1952) |
Siyasi parti | Serbest Cumhuriyet Fırkası |
Evlilik | Mecdi Boysan (e. 1919; b. 1946) |
Ebeveyn(ler) | Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım |
Akraba(lar) | Mustafa Kemal Atatürk (ağabeyi) |
Makbule Atadan (1885, Selanik - 18 Ocak 1956, Ankara), Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kız kardeşidir.[1] Atatürk'ün Selanik, İstanbul ve Ankara'daki yaşamına tanıklık etmiş bir tarihsel kişiliktir.
Hayatı
Selanik dönemi
1885 yılında Selanik'te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi'dir. Fatma, Ahmet, Ömer ve Mustafa'dan sonra ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu.[2] O doğduğunda ağabeyi Mustafa dört yaşındaydı; Fatma, Ahmet ve Ömer ise küçük yaşlarda ölmüştü. Ağabeyi Mustafa ve kendisinden dört yıl sonra doğan kız kardeşi Naciye ile büyüdü.
Üç kardeş, babalarını erken yaşta kaybetti ve anneleri tarafından büyütüldü. Naciye'nin 12 yaşında vereme yakalanıp ölmesi üzerine Makbule ile ağabeyi Mustafa iki kardeş kaldılar.
Babalarının ölümünden sonra aile bir süre Zübeyde Hanım'ın kardeşi Hüseyin Efendi'nin Langaza'da kâhyalık yapmakta olduğu çiftlikte yaşadı. Ağabeyi Mustafa'nın okulu nedeniyle Mustafa, Naciye ve anneleri Zübeyde Hanım yeniden Selanik'e dönerken, Makbule bir süre daha dayısı ve anneannesi çiftlikte kalmaya devam etti; sonra Selanik'e dönen ailesinin yanına katıldı.[3]
Selanik'teki koşulların uygun olmamasından dolayı Makbule Hanım okula gidemedi, evde özel ders alarak eğitim gördü.[3] Annesinin ikinci evliliğini yapmasından sonra üvey babası Ragıp Bey ve annesi Zübeyde Hanım ile yaşadı.
Makbule Hanım, Selanik'te yaşadığı dönemde Lütfü Bey adında biri ile evlenmiştir. Bu evliliğin hangi tarihte gerçekleştiği, Makbule Hanım'ın Lütfü Bey'den hangi tarihte boşandığı veya eşinin ölümü hakkında bilgi yoktur. [not 1]
İstanbul dönemi
Osmanlı Devleti'nin Balkan Savaşları'nda yenilmesi ve Selanik'in Yunanistan'a bırakılmasından sonra yaşamını bir süre daha bu şehirde sürdüren Makbule Hanım, I. Dünya Savaşı sırasında annesi ve üvey kızkardeşi ile birlikte Selanik'i terk edip İstanbul'a yerleşti. [not 2]
Makbule Hanım ile Zübeyde Hanım, Ragıp Bey'in daha önce İstanbul'a gelip yerleşen kardeşi Albay Memduh Hayrettin Bey'in eşi Vasfiye ve kızı Fikriye ile yaşadığı evde bir süre misafir olduktan sonra Mustafa Kemal'in Haziran 1915'te kiraladığı Akaretler'deki 76 numaralı eve yerleştiler. I. Dünya Savaşı'nda Doğu Cephesi'nde görevlendirilerek Mart 1916'da Diyarbakır'a varan Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki görevi sırasında Abdürrahim adında bir yetim çocuğu evlat edinerek İstanbul'daki annesi ve kız kardeşinin yanına göndermiş ve Makbule Hanım'a "abla" diyen Abdurrahim de evin bir ferdi olarak yaşamıştır.[4]
Düşman donanmalarının İstanbul Boğazı'na demir attıkları 13 Kasım 1918 günü Mustafa Kemal cepheden İstanbul'a geldi. Birkaç gün Pera Palas'ta kaldıktan sonra Şişli'deki Halaskargazi Caddesi'nde bulunan Oseb Kasabyan'a ait üç katlı evi kiraladı. Makbule Hanım, 28 Kasım 1918'den itibaren annesi ile evin üst katına yerleşti.[3] Orta katta Mustafa Kemal, alt katta yaverleri yaşadı. Makbule Hanım Şişli'deki bu evde yaşadığı sırada sıklıkla ağabeyinin misafirlerini ağırladı. Millî mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal'i 16 Mayıs 1919 günü uğurladı.
Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başladığı dönemde Makbule Hanım, o sırada ticaretle uğraşan Mustafa Mecdi Bey (Boysan) ile evlendi.[5] Evliliğinin kesin tarihi bilinmez.
Aile, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışından sonra Şişli'deki evden ayrılıp yeniden Akaretler'deki eve döndü. Anadolu'daki bağımsızlık savaşında başarılar elde edilikçe aile, işgal kuvvetlerinin baskılarına maruz kaldı; eve baskın yapılması korkusu ile devamlı tetikte yaşadı.
1922'de Türk ordusunun Başkomutanlık Meydan Savaşı için hazırlık yaptığı dönemde, Fransız gazeteci ve yazar Claude Farrére ile görüşme yapmak için İzmit'e geldiği sırada Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Makbule Hanım, annesi ile 13 Haziran 1922'de İzmit'e gitti. Bu buluşmadan sonra Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal ile Ankara'ya giderken, Makbule Hanım İstanbul'a döndü.[3]
Ankara dönemi
Makbule Hanım'ın Ankara'ya ilk defa ne zaman gittiği hakkında kesin bilgi yoktur; 1922 yılı yaz aylarında gittiği düşünülür. Eşi Mecdi Bey ile Çankaya Köşkü'ne konuk oldu. Mecdi Bey işi için çeşitli illerde bulunduğu sırada Makbule Hanım, Çankaya'da kalmaya devam etti.
Annesi Zübeyde Hanım 15 Ocak 1923 akşamında İzmir'de öldü. O sırada İstanbul'da olan Makbule Hanım, annesinin ölümünde yanında olamadı ve 16 Ocak'taki cenazesine katılamadı. Orduların denetlenmesini ve basın toplantıları için yurt gezisine çıkmış olan ağabeyini 19 Ocak 1923'te İzmit'te ziyaret edip baş sağlığı diledi.
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yurt gezisini tamamladıktan sonra İzmir'de Latife Hanım ile evlenmesi ve eşi ile Ankara'ya dönmesinden sonra Makbule Hanım ve eşi Ankara'dan ayrılarak evlerine İstanbul'a geçtiler.[3]
Mustafa Kemal Paşa'nın evliliği 920 gün sonra boşanma ile sonuçlandı. Makbule Hanım, boşanmadan sonra Mustafa Kemal'in yanında daha uzun kalmaya başladı. Cumhurbaşkanının artık bekâr olması nedeniyle birçok davette ve törende protokolde onun yanında yer aldı.[3]
1930'da Atatürk'ün isteğiyle Fethi Okyar'ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası'na giren Makbule Hanım, birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi.
Eşi Mustafa Mecdi Bey, 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu ile "Boysan" soyadını aldı; böylece Makbule Hanım "Boysan" soyadını taşımaya başladı.[2]
Sık sık İstanbul ile Ankara arasında gidip gelerek yaşayan Makbule Hanım, 1935'te Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi ve eşi için inşa edilen Camlı Köşk'e yerleşti. Mustafa Kemal, Çankaya Köşkü Nöbet Defterlerine göre Camlı Köşk'e 15 defa gitmiş; bu ziyaretlerin beşinde akşam yemeğini orada yemiştir.[3]
Makbule Hanım, 1938'de ağabeyinin rahatsızlandığı dönemde İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda kaldı ve doktorlar tarafından izin verildiği müddetçe Mustafa Kemal Atatürk ile görüşebildi. Nöbet defterlerine göre dokuz defa Atatürk ile görüştürüldü. Anılarında son ziyaretini ölümünden 13 dakika önce yaptığını ve doktorlar ona müdahale ederken odadan çıkarıldığını anlatır.[3]
Atatürk'ün cenaze töreni sırasında O'nun naaşını taşıyan top arabasının tam arkasında eşi Mustafa Mecdi Bey ile birlikte Makbule Hanım yer aldı.
Atatürk'ün ölümünden sonra
Ağabeyinin ölümünden sonra daha çok İstanbul'da yaşadı. Çeşitli hastalıklar geçirdi, maddi sıkıntılar yaşadı. 1946'da eşinden boşandı ve "Atatürk'ten yadigâr" anlamına gelen "Atadan" soyadını aldı.
Mustafa Kemal Atatürk, kendisine “yaşamını onurlu olarak sürdürmek” şartıyla İş Bankası'ndaki payının gelirlerinden ayda 1000 lira ödenmesini ve hayatta olduğu müddetçe Camlı Köşk'te oturabileceğini vasiyet etmişti.[6] Ağabeyinin ölümünden sonra geçim sıkıntısı çeken Makbule Hanım, sağlığında Atatürk'e sembolik olarak hediye edilmiş olan gayrimenkulleri mahkeme yolu ile üzerine alıp sattı. Bu gayrimenkuller, Atatürk'ün İstanbul'da vasiyetini yazdığı sırada vasiyeti dışı bıraktığı, Ankara'ya döner dönmez bağışlamayı düşündüğü arazi, köşk ve evlerdi. Ancak Atatürk, durumu ağırlaşınca Ankara'ya dönememişti.[6] Makbule Hanım'ın Atatürk'ten kalan bu gayrimenkulleri satması çok fazla tepki topladı. Camlı Köşk'ü kiraya vereceği iddiası üzerine Camlı Köşk'ün kullanım hakkını Cumhuriyet Halk Partisi, bu ihtimali ortadan kaldırmak için Makbule Hanım'dan satın aldı.[3]
Satılan gayrimenkule rağmen Makbule Hanım ekonomik zorluk yaşamaya devam etti. Atatürk'ün kişisel mirasından kendisine bıraktığı aylık 1.000 lira ile geçinmekteydi. 1947 ve 1948'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Meclis Başkanlığına, Cumhurbaşkanlığı'na, Başbakanlığa, Demokrat Parti Başkanlığına gönderdiği mektuplarda geçim sıkıntısı yaşadığını belirterek vatana hizmet tertibinden kendisine bir maaş bağlanmasını talep etti. 18 Şubat 1948'de yapılan meclis oylaması sonucu hayatta olduğu müddetçe ve zam yapılmamak koşuluyla kendisine 1.000 lira maaş verilmiştir. Böylece Makbule Hanım'a, vefatına kadar toplamda aylık 2.000 lira maaş ödendi.[3]
Makbule Hanım'ın ağabeyi ile ilgili anıları Büyük Kardeşim Atatürk (1952) ve Ağabeyim Mustafa Kemal (1952) adlarıyla yayımlandı.
1953'te Anıtkabir'in inşasının tamamlanmasından sonra Atatürk'ün cenazesinin Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrinden alınıp Anıtkabir'e defnedilmesi sırasında Makbule Hanım, ağabeyinin geleneklere uygun olarak defnedilmesini istedi. Atatürk'e ölümünden sonra uygulanmış olan tahnit onun isteği üzerine bozuldu, naaş, İslami geleneğe göre kefenle sarılarak naaş mezar odasına defnedildi.
Makbule Hanım, hayatının son döneminde yalnız yaşadı. Abdürrahim Tuncak'ın eşi Mualla Tuncak'ı, kamuoyunun "Sığırtmaç Mustafa" olarak tanıdığı Mustafa Demir'i, Haymana doğumlu olması dışında hakkında bilgi bulunmayan Fikret Avcı ile Hatay'ın Dörtyol ilçesi nüfusuna kayıtlı Zeynelabidin adlı kişi bir kişiyi 1954 yılında evlat edindi. Son yıllarını İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay gibi illerde kalarak geçirdi.
1954 yılı Temmuz'unda kanser sebebiyle durumu ağırlaşınca Ankara'ya gitti, devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar onun Gülhane Hastanesi'nde tedavi görmesini sağladı. Biraz iyileştikten sonra tekrar İstanbul'a döndü. 1955'te durumu kötüleşince, Cumhurbaşkanı'nın daveti ile yeniden Ankara'ya gitti. 9 ay boyunca hastanede yatılı tedavi gördü. 18 Ocak 1956 tarihinde saat 12:55'te 64 yaşında öldü. 19 Ocak 1956'da düzenlenen resmî bir cenaze töreni ile Cebeci Asri Mezarlığında toprağa verildi.
Notlar
- ^ Makbule Hanım'ın ilk evliliği hakkındaki bilgiler; Mustafa Kemal'in askeri ataşe olarak Sofya'da bulunduğu dönemde arkadaşlarına yazdığı ve Kuleli Hastanesi'nde kâtip olan enişte Lütfü Bey'den bahsettiği mektuplar ile İzzet (Çalışlar) Bey'in Çanakkale Savaşı sırasında tuttuğu günlüğünde, eniştesinin Mustafa Kemal'i ziyaretine dair notlarından öğrenilir.[3]
- ^ Makbule ve Zübeyde Hanımların hangi tarihte Selanik'i terk ettikleri tarih konusunda kaynaklarda farklı bilgiler vardır. Mart 1912, 1913 ve Mart 1915 tarihleri ortaya atılmıştır. Ancak Makbule ve Zübeyde Hanımlar, İstanbul'a gelmek üzere olduklarını Mart 1915'te mektup ile Çanakkale'deki Mustafa Kemal'e haber vermişlerdir.[3]
Kaynakça
- ^ Uca, Alaattin (2006). "Atatürk'ün Doğumu ve Çocukluk Yılları (1881-1893)". Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 31. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. s. 5. ISSN 1300-9052. 28 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2018.
- ^ a b Elmacı, Mehmet Emin (18 Şubat 2021). "Makbule Atadan (1885-1956)". Atatürk Ansiklopedisi. 7 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2023.
- ^ a b c d e f g h i j k l Çoban, İbrahim (30 Aralık 2022). "Atatürk'ün Kız Kardeşi Makbule Atadan Hanımefendi'nin Hayatı". Tarih ve Tarihçi. 1 (2): 18-40. ISSN 2822-4930. 12 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2023.
- ^ Çoban, İbrahim (2023). "Bir Cumhuriyet kadını: Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan / A Republican woman: Ataturk's sister Makbule Atadan". Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 12 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Atatürk'ün kardeşi Makbule Hanım'dan CHP'ye mektup". Habertürk. haberturk.com. 8 Nisan 2018. 6 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2018.
- ^ a b Birlik, Gültekin Kamil (2015). "Makbule Atadan'ın Mustafa Kemal Atatürk'ün Mirasına Yaklaşımı". Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. 31 (92): 77-112. ISSN 1011-727X. 12 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2023.
Konuyla ilgili yayınlar
- Bardakçı, Murat (2024). Makbule. Turkuvaz Kitap. ISBN 9786256548169.