İçeriğe atla

Mahalle baskısı

Kontrol Edilmiş

Mahalle baskısı, Şerif Mardin’in 2007 yılında ortaya attığı sosyolojik kavram. Özgünlük ve işlevselliği tartışmalı durumda olan bu kavram Mayıs 2007 sonrasında Türkiye’de geniş bir şekilde tartışılmıştır fakat sosyal bilimcilerce ortak bir tanımı yapılamamıştır. Kavram olarak yeni ortaya çıkmış fakat olgusal olarak süreçsel bir geçmişe sahip olduğu düşünülmektedir. Genel olarak büyük gelenek ve küçük gelenek kavramlarının Türkiye’deki yansımalarını baskı unsuru açısından ele alan Mardin’in bu düşüncesiyle “Türk küçük geleneğinde normlardan sapmalara karşı hoşgörünün olmadığını, bu durumdaki bireylere karşı bir göz baskısı uygulandığını ve bunun yeni olmadığını” ifade etmek istediği düşünülmektedir.[1]

Mardin bu kavramı ilk olarak Religion, Society and Modernity in Turkey adlı kitabı üzerine 2 Mayıs 2007 tarihinde gazeteci Ruşen Çakır'ın yaptığı röportajda kullanmıştır.[2] Kavram bu tarihten sonra kamuoyunda sıkça tartışılmış, eleştirilmiş, sentez veya antiteze uğramıştır. Derya Sazak 8 Ekim 2007 tarihinde Milliyet gazetesindeki yazısında kavramın dört günde otuz bir gazetede toplam 630 habere konu olduğunu, 255 köşe yazarı tarafından 400 kez ele alındığını bilgisini paylaştı. Çakır da bu tartışmaları derleyerek Türkiye Tartışıyor 1: Mahalle Baskısı adlı kitapta yayımladı.[3]

Mardin kavramın AK Parti dönemindeki serüvenine yönelik olarak Türkiye'de AK Parti'den bağımsız bir mahalle baskısının olduğunu belirtti. Muhafazakârlığın ülke içinde arttığını belirtip bunun orantısız bir şekilde cereyan etmesinin kötü sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.[3]

Kaynakça

  1. ^ Çetin, Adnan (2010). "Bir Kavramın Kısa Tarihi: Mahalle Baskısı". Mukaddime, 3. ss. 81-92. 26 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2018. 
  2. ^ Çetin 2010, s. 85.
  3. ^ a b Çetin 2010, s. 86.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Michel Foucault</span> Fransız filozof (1926 – 1984)

Michel Foucault, Fransız filozof, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Çetin Altan</span> Türk yazar, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, siyasetçi

Çetin Altan, Türk yazar, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, siyasetçidir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

Derin devlet, Anayasa'da belirlenmiş devlet yapısı dışında oluşturulan devlet yapısını ifade eden siyasi terim.

Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen sosyal bilim dalı ise siyaset bilimi olarak adlandırılır.

<i>Bin Dokuz Yüz Seksen Dört</i> George Orwellin kaleme aldığı politik roman

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, İngiliz yazar George Orwell tarafından kaleme alınmış olan alegorik, distopik ve politik bir romandır. Romanın hikâyesi distopik bir dünyada geçer. Distopya romanlarının en ünlülerindendir. Özellikle kitapta tanımlanan Big Brother kavramı günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır. Aynı zamanda kitapta geçen "düşünce polisi" gibi kavramları da yazar George Orwell günümüze kazandırmıştır.

Garip hareketi, garipçiler ya da birinci yeni; Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'ın kurduğu ve Türk şiirinde yer etmiş anlayışları reddeden ve söyleyiş güzelliğini esas alan edebiyat akımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Devrimci Sosyalist İşçi Partisi</span> Türkiyede bir siyasi parti

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, 1997 yılında Türkiye'de kurulmuş devrimci Troçkist siyasi partidir. Şu ana kadar hiçbir seçime katılmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüsçülük</span> Çin merkezli etik ve felsefi sistemi

Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.

<span class="mw-page-title-main">İdris Naim Şahin</span> Türk siyasetçi

İdris Naim Şahin, Türk siyasetçi ve eski içişleri bakanıdır.

Nuri Pakdil,, Türk şair, mütefekkir, deneme ve oyun yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Sol komünizm</span> Siyasi fikir

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.

Ruşen Çakır,, Türk gazeteci, yazar.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm-Leninizm</span> İdeoloji

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

<i>Pusuda</i>

Pusuda, Cahit Atay'ın 1961 yılında yazdığı komedi tarzında tek perdelik tiyatro oyunudur.

Kendi kaderini tâyin hakkı, alışılmış anlamda ulusların kendi geleceklerini belirlemesi kavramıdır. Genel olarak, milletlerin kendi siyasal durumlarını, ekonomik, sosyal ve kültürel manada izleyecekleri yolu kendi istençleriyle belirlemeleri şeklinde tarif edilir. Buna göre; kendi geleceğini belirleme hakkı yalnızca ulusun kendisine aittir; kimse ulusun hayatına zorla müdahale etme, okullarını ve diğer kurumlarını yok etme, gelenek ve göreneklerine saldırma, dilini baskı altına alma ve özgürlüklerini kısıtlama hakkına sahip değildir. Kelime İngilizce Self determination kelimesinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslami demokrasi</span> seküler veya dini olabilen siyasi ideoloji

İslami demokrasi veya İslam ve demokrasi, 21. yüzyılda İslam dünyasında ortaya çıkan bir ideolojik akımdır. İslami demokrasi, "Müslüman ülkelerin, dinlerini kaybetmeden demokratik, özgür, çoğulcu ve çağdaş yaşaması" olarak özetlenebilir. İslam'ın demokrasiyle ikiz kardeş gibi tutulması akımın bir görüşüdür. İnsan haklarına saygı, özgürlükçülük, çoğulculuk gibi fikirler İslami demokrasiden beslenir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de antikomünizm</span>

Türkiye'de antikomünizm, kapitalist görüşlere karşı olan ve aksinin gerçekleşebileceğini öneren komünizm düşüncesine karşı olarak komünist sistem ve görüşlerin Türkiye'de yayılımını engelleme çalışmalarıdır.

Öncü parti ya da öncücülük, klasik Marksizm'de yer alan sınıf mücadelesi teorisine, Lenin tarafından "Proletarya Partisi" kapsamında yaptığı katkıyı ifade eden terim. Bu kavram Lenin tarafından Ne Yapmalı? adlı eserinde detaylı olarak açıklanır. Sovyet Anayasası 6. maddesi bu teoriye göre hazırlanmıştır.

Modernleşme teorisi sanayileşmiş Batı toplumlarının ya da G-7 ülkelerinin sahip olduğu yapı, kurum, değer ve sistemlere sahip olmak amacı ile sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda gelişmekte olan ülkeler (GÖÜ) ve az gelişmiş ülkeler (AGÜ) tarafından yapılan tüm düzenlemelere modernleşme denir. Modernleşme teorisi ise gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin gelişmeleri için, gelişmiş ülkelerin keşfettiği yöntemleri izleme dışında bir yolunun olmadığını savunan uluslararası politik ekonomi görüşüdür. Avrupa şartlarında ortaya çıkmış olan bu durum, modern olarak adlandırılırken, buna karşılık "modern olmayan" bir öteki yaratılarak "gelenek" adı verilmiştir. Batı Avrupa'da "Rönesans ve Reform Hareketleri" ile ortaya çıkmış ve Fransız İhtilali ile devam etmiştir. Temeline bakıldığı zaman, " eski rejime " düşünce yapısına ve inanç sistemine zıt olarak geliştirilen bir tepki olduğu görülebilir. Bu süreçte ortaya çıkan yönetim şekli, düşünce yapısı ve fikir akımları gibi bazı unsurlar eski düzenin değişme vakti geldiğinin habercisidir. Bu sayede eski rejim değişerek modern rejime geçildi. Modernleşme, sürekli olan bir değişimi, farklılaşmayı temel alan dinamik bir süreçtir. Bu sebeple modern insanlar arasında iletişim çok hızlı ve mesafeli bir duruma gelmiştir. Nüfusun artması ile birlikte artan iş bölümü, herkesin ayrı bir işlevi olması sebebi ile aralarında bir bağımlılık ilişkisi olan yapı anlamında farklılaşmış bir toplumu meydana getirmiştir.