
Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir.

Kubbetü's-Sahre, geçmişte Ömer camii olarak bilinen yapı, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Tapınak Dağı'nda bulunan bir ibadethanedir. İlk olarak 691-692'de Emevî Halifesi Abdülmelik'in emriyle, MS 70'te Roma'nın Kudüs Kuşatması sırasında yıkılan İkinci Yahudi Tapınağı'nın bulunduğu yerde İkinci Fitne sırasında yapıldı. Orijinal kubbe 1015'te yıkılmış ve 1022-23'te yeniden inşa edilmiştir. Kubbetü's-Sahre, kubbe iç süslemelerinde İslam inancını yansıtan ilk tarihî eser ve İslam mimarisinin günümüze ulaşmış en eski eserlerinden biri kabul edilir.

Gül Camii veya Azize Teodosya Kilisesi, İstanbul'un Ayakapı semtindeki Bizans İmparatorluğu döneminden kalma ve fetihten sonra camiye dönüştürülmüş bir dinî yapıdır. Eski adı ve yapım tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte 10. ya da 11. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.Bu kilise, Bizans tarafından inşa edilen en yüksek kilise olarak bilinir. İkonoklazm akımı sırasında Büyük Saray'ın ana girişi Halki Kapısı üzerindeki İsa ikonasının indirilmesine karşı çıktığı için öldürülen Theodosia adlı kadının kutsal emanetlerinin bu kiliseye konduğu ve bu kilisenin Aya Theodosia olduğuna inanılır.

Hacı Bayram Câmii, Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulus semtinde bulunan tarihi cami. Augustus (Ogüst) Tapınağı'nın bitişiğindedir. İlk zaviye olarak yapılış tarihi hicri 831 yılı (1427-1428) olan caminin ilk mimarı Mimar Mehmet Bey hakkında bilgi bulunmamaktadır. Günümüzdeki mimari yapısı XVII. ve XVIII. yüzyıl camilerinin karakterlerini taşımaktadır. Uzunlamasına dikdörtgen bir plana sahip yapı, taş kaideli, tuğla duvarlı ve kiremit çatılıdır.

Zengîler, 12. ve 13. yüzyıllarda Mezopotamya ve Suriye'de hüküm sürmüş Türk devletidir. İlk hükümdarı İmâdüddin Zengî'dir.

Karaali Camisi, Uşak ilinin Mendepazarı mevkiinde bulunmaktadır. İnşa tarihi tam olarak bilinmeyen camiyi Kara Ali adlı şahsın yaptırdığı söylenmektedir. Binada hicri 975, miladi 1567-1568 tarihli bir kitabe olsa da, yapının mimari özellikleri 16. yüzyıl üslup özelliklerine sahip değildir. Bu durumda minarenin daha önceki bir camiden kaldığı, şimdiki caminin de 19. yüzyılın ilk yarısında büyük bir onarımla günümüzdeki görünümüne kavuştuğu ileri sürülmektedir.

Kuba, Azerbaycan'ın Kuba Rayonu'nun bir şehri ve başkentidir. Şehir, Kudyal nehrinin sağ kıyısında, deniz seviyesinden 600 metre yükseklikte, Şahdağ dağının kuzeydoğu yamaçlarında yer almaktadır. 46.300 (2023) nüfusa sahiptir.

İçerişehir ya da Eskişehir, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün tarihî çekirdeği olarak bilinmektedir. Haydar Aliyev Vakfı'nın çalışmaları sonucunda UNESCO'nun Dünya Miras Komitesi'nin 2000 yılında Avustralya'nın Cairns kentinde yaptığı 24. oturumda Şirvanşahlar Sarayı ve Kız Kulesi ile birlikte Dünya Mirası olarak kabul edilen İçerişehir, Azerbaycan'dan listeye dahil olan ilk yapıdır. Bakü'nün en eski kısmı olan İçerişehir, iyi korunmuş kale duvarları ile çevrilidir. 221.000 m² alana sahip olan koruma alanında 1300'den fazla aile yaşamaktadır.

Çorakkapı Camii, İzmir'in Konak ilçesinde, Basmane semtinde bulunan, Basmane Garı'nın karşısındaki cami.

Bibi Hanım Camii, Semerkant'ın en önemli anıtlarından biridir. 15. yüzyılda İslam dünyasındaki en büyük ve görkemli camilerden biriydi. 20. yüzyılın ortalarında sadece görkemli bir harabe ayakta durmaktaydı, ancak caminin büyük bir bölümü Sovyet döneminde restore edildi.

Hallaç Mahmut Cami veya Hallaç Mahmut Mescidi; Ankara'nın Ulus semtinde bulunan bir camidir. Tek kubbeli ve minaresiz bir şekilde inşa edilmiş olan bu Osmanlı İmparatorluğu yapısı, başlarda mescid olarak tasarlanmış ve kullanılmıştır. Yakın bir zamanda geçirdiği onarımdan sonra içine ahşap minber eklenmesiyle birlikte artık cami halini almıştır.

Muğdat Camisi Mersin'in en büyük camisidir. Cami adını sahabelerden Mikdâd bin Amr 'dan alır.

Turakhan Türbesi Başkurdistan'ın Şişme rayonunda bulunan bir türbe. Anıt XIV-XV. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Türbe Şişme'den Aşağı Termi köyüne giden yol üzerinde, ilçe merkezinin 12 km güneybatısında yer almaktadır.

Po-i-Kalan veya Poi Kalan, Buhara, Özbekistan'daki Kalan Minaresi çevresinde bulunan bir İslami dini kompleksidir.

"Büyük cami" anlamına gelen Kalon veya Kalan Camii, Özbekistan'daki Buhara'nın eski ana camisidir. 1924 yılında ibadete kapatıldı. UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenen şehrin tüm tarihi merkezi gibi, 16. yüzyılın başlarında Şeybanîlerin hükümdarlığı döneminde 12. yüzyıldan kalma eski bir caminin bulunduğu yere inşa edildi. On iki bin kişi kapasiteliydi. Semerkant'taki Bibi Hanım Camii'nden (1399-1404) sonra en önemli Mâverâünnehir camisidir. Mir-i Arab Medresesi'nin karşısındadır. UNESCO tarafından restore edilmiştir.

Leb-i Havuz veya Lyab-i Khauz, Buhara şehrinde hayatta kalan birkaç havuzdan (gölet) birini çevreleyen alanın adıdır. Sovyet dönemine kadar, şehrin ana su kaynağı olan birçok gölet vardı ancak hastalık yaydığı gerekçesiyle çoğunlukla 1920'ler ve 1930'larda dolduruldu. Leb-i Havuz, 16. ve 17. yüzyıllarda kurulan ve o zamandan beri önemli ölçüde değişmemiş olan muhteşem bir mimari topluluğun merkezi olduğu için hayatta kaldı. Üç tarafı göleti çevreleyen Lebb-i Havuz topluluğu, Kukeldaş Medresesi'nden (1568-1569) ve Nadir Divan Bey tarafından inşa edilen iki dini yapıdan oluşur. Beghi: bir tekke (1620) ve medrese (1622). Küçük Qazi-e Kalyan Nasreddin medresesi (yıkılmıştır) daha önce Kukeldaş Medresesi'nin yanındaydı.

Sâmâni Türbesi, Özbekistan'ın Buhara ilinin kuzeybatı kesiminde, tarihi merkezin hemen dışında yer alan, 10. yüzyılda inşa edilmiş bir türbedir. Türbe erken İslam mimarisinin ikonik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Orta Asya mimarisinin en eski mezar binası olarak bilinir. Yaklaşık olarak 900'den 1.000'e kadar hüküm süren güçlü ve etkili İslami Samani aile hanedanının mezar alanı olarak inşa edilmiştir. Samaniler fiilen bağımsızlıklarını Bağdat merkezli Abbasi Halifeliği'nden elde etti ve günümüzün Afganistan, İran, Özbekistan, Tacikistan ve Kazakistan'ını kapsayan bazı bölgelere hükmetti. Mükemmel simetrik, boyutu açısından karmaşık, ancak yapısı ile anıtsal olan türbe, sadece Soğd, Sasani, Fars ve hatta Klasik gibi çok kültürlü bina dekoratif gelenekleri birleştirmekle kalmadı, aynı zamanda yenilikçi kubbe destek sistemi ve geleneksel Orta Çağ İslami bina özellikleri - dairesel kubbe ve mini kubbeler, sivri kemerler, ayrıntılı kapılar, sütunlar ve karmaşık geometrik tasarımları da sergilemiştir.

Chor Minor, alternatif olarak Halife Niyaz-kul Medresesi olarak bilinir, Özbekistan'ın Buhara şehrinde yer alan ve günümüzde mevcut bulunmayan yıkılmış bir medrese için inşa edilmiş tarihi bir binadır. Lyab-i Hauz Külliyesi'nin kuzeydoğusunda bir kesimde yer almaktadır. Kültürel miras anıtı olarak korunmaktadır ve aynı zamanda Dünya Miras Alanı Buhara Tarihi Merkezi'nin bir parçasıdır.
Rüstem Paşa Şifa Hamamı, Konya'nın Ereğli ilçesinde, 15. yüzyılda Karamanoğlu Döneminde İbrahim Bey (1423-1464) tarafından inşa ettirilmiş ve banisi bilinmemektedir. Rüstem Paşa Şifa Hamamı, 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tescillenmiştir ve günümüzde ise restorasyonu tamamlanmıştır. Konum olarak ilçe merkezinde, Ulu Camii ve Rüstem Paşa Kervansarayı'nın güney doğusunda yer almaktadır. Yıldızvari plan düzenlenmesi ve mimari genel özellikleri bakımından XV. yüzyıl hamamlarında görülen özellikleri ile benzerlik göstermektedir. Yapısı, kuzey-güney istikametinde dikdörtgen şeklinde inşa edilmiştir ve Hamamın kuzeyinde dükkanlar sıralanmaktadır. Hamamın yapısı çifte planlı olmadığı için kadınlar ve erkekler için dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. Hamam inşa edilirken kullanılan malzemeler; Kesme taş, moloz taş ve tuğladır. Giriş kısmı güney yönündedir.

Herat Ulu Camii veya "Herat Cami Mescidi", Afganistan'ın kuzeybatısındaki Herat ilinin Herat şehrinde bir camidir. 1200 yılında temelini atan Sultan Gıyaseddin Muhammed Guri yönetimindeki Gurlular tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra, Herat'ın yüzyıllar boyunca Kartidler, Timurlular, Babürlüler ve ardından da camiyi destekleyen Özbek hükümdarlarını değiştirmesiyle birkaç kez genişletilmiştir. Caminin Gurlu dönemine ait temel yapısı korunmuş, ancak bazı kısımlar eklenmiş ve değiştirilmiştir. Herat'taki Cuma Camisi bugünkü görünümüne 20. yüzyılda kavuşmuştur.