Macaristan, Orta Avrupa'da Karpatlarda kurulu olan ve denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Komşuları; batıda Avusturya ve Slovenya, kuzeyde Slovakya, doğuda Romanya ve Ukrayna, güneyde Sırbistan ve Hırvatistan'dır. Başkenti Budapeşte olan Macaristan, OECD, NATO, AB, Vişegrad Grubu ve Schengen üyesidir. Ülkedeki resmî dil, Fin-Ugor dillerinden olan ve Avrupa Birliği'nin 24 resmî dilinden biri olan Macarcadır. Bu bağlamda Macarca, Avrupa Birliği'nde Fince, Estonca ve Maltaca ile beraber Hint-Avrupa dillerinden olmayan dört dilden biridir.
Anadolu, Anadolu Yarımadası veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.
Asya veya Asya Kıtası, Avrupa'nın doğusunda, Büyük Okyanus'un batısında, Okyanusya'nın kuzeyinde ve Arktik Okyanus'un güneyinde bulunan kıta, yüz ölçümü olarak Dünya'nın en büyük kıtası, aynı zamanda nüfus açısından en kalabalık kıtasıdır. Sınırları değişkenlik gösterse de Avrupa ve Afrika kıtaları ile kara sınırı vardır. Avrupa ile birlikle Avrasya'yı, Avrupa ve Afrika kıtalarıyla birlikte Eski Dünya'yı oluşturur. İnsanlığın Afrika'dan çıktıktan sonra ayak bastığı ilk kıta olan Asya, aynı zamanda Dünya üzerindeki birçok dinin çıkış bölgesidir. Ortadoğu kökenli İslam, Hristiyanlık gibi İbrani dinler ile Hint Yarımadası kökenli Budizm ve Hinduizm gibi Dharmatik dinler buna örnektir. Kuzey Kutup Dairesi'nden Ekvator'a kadar uzanan Asya Kıtası, yeryüzünün en alçak noktası olan Lut Gölü ve en yüksek noktası olan Everest gibi çok farklı yeryüzü şekillerini içinde barındırır.
Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.
Turancılık veya Pan-Turanizm, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Macarlar, Finler, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Türkçü ve Turancı olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli eserinde Turancılığın; Macarları, Moğolları, Tunguzları, Finuvaları içine alan bir kavimler karması olmadığı görüşünü belirterek Turancılığı Türk halkları ile sınırlandırmış ve Türkçülük ile aynı anlamda kullanmıştır. Turancılık bugünkü Türkî devletlerde bu şekilde benimsense de esas olarak Fin tarihçi Matthias Alexander Castrén tarafından Ural-Altay kavimlerinin birliğini sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir görüştür.
Macarca (kendi dilinde
Orta Asya, dar anlamıyla geçmişte Sovyetler Birliği'nin parçası olan beş ülkeyi tanımlar. Geniş anlamda ise Afganistan, Pakistan'ın kuzeyi, Çin'in batısı, Moğolistan ve Rusya'nın bir kısmı ile kuzeydoğu İran'ı içeren bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan coğrafi terim. Asya'nın dünya okyanuslarından uzak iç kesimini belirtmek için kullanılır, bölgenin bu denizlere kapalı oluşu başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.
Orta Çağ, tarihçiler tarafından 5. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın sonlarına kadar sürdüğü söylenen tarihî dönemi ifade eden kavramdır. Orta Çağ dönemine verilen bir diğer isim olan "Klasik Sonrası Dönem" terimi, "Klasik Antik Çağ" döneminin adından türetilmiş olsa da, daha geniş bir coğrafi tanıma sahiptir. Orta Çağ, tarihçiler tarafından ihtilaflar olmasıyla birlikte, genel olarak MS 500–1500 aralığındaki dönemi kapsamaktadır ve Antik Çağ ile modern zamanlar arasında ayrı bir dönem olarak görülmektedir.
Güneydoğu Asya, Asya kıtasının bir parçasıdır ve Hindistan'ın doğusunda ve Çin'in güneyinde yer almaktadır. Güneydoğu Asya, Asya kıtasıyla Okyanusya arasında bulunan bölgeye verilen isimdir. Kesin sınırlarını çizmek oldukça zordur. Politik olarak batıya doğru Hint alt kıtası, kuzeye doğru Çin arasında uzanan bir kara parçası olarak görünür.
Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.
Peçenekler veya Beçenekler, Göktürk Devleti'nin yıkılmasıyla birlikte ana yurtları olan Batı Sibirya'dan ayrılarak geldikleri Volga ve Ural Nehri arasındaki bölgeyi merkez edip oradan da Kuzey Kafkasya, Karadeniz, Doğu Avrupa ve Balkanlar'a akınlar düzenleyen göçebe Türk halkı.
Çağatayca, Çağatay Türkçesi veya Doğu Türkçesi, 15. yüzyılda Timurluların idaresi altında gelişen ve 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına dek Orta Asya'daki Müslüman Türk halkları tarafından ortak yazı dili olarak kullanılan dildir.
Macarlar, ağırlıklı olarak Macaristan'da, ayrıca azınlık topluluklar halinde Orta Avrupa'da yaşayan ve Fin-Ugor dil ailesine bağlı Macarcayı konuşan halk.
Türkler, çoğunlukla Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski topraklarında yaşayan bir Türk halkıdır.
Suyu Arayan Adam, Şevket Süreyya Aydemir'in 1959 yılında Öz Yayınları'ndan çıkan özyaşam öyküsü.
Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.
Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Toplam 65 oturum sürmüştür. Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.
Anadoluculuk veya Anadolu milliyetçiliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı sırasında güçlenen ümmetçilik, Osmanlıcılık ve Turancılık gibi akımlara tepki olarak gelişmiştir. Irk esasına dayanmak yerine, Anadolu coğrafyasında yaşayan herkesi merkeze koymuştur. Genellikle Anadolu adı altında birleşilmesi gerektiğini düşünen kimseleri kapsar.
Polonya mutfağı, tarihte hem Avrupa-Asya arasındaki ticaret yollarının kesişim noktasında yer aldığından farklı ve komşu uluslardan gelen tüccarlar hem de Polonya'da yaşayan azınlıklar sayesinde içinde Rus, Alman, Avusturya, İtalyan, Litvanya, Çek, Yahudi, Fransız ve Macar yemek kültürlerinin izlerini taşımaktadır. Karbonhidrat ve protein ağırlıklı Polonya yemeklerinde sebzelerden genellikle tahıllar ile kök sebzeler kullanılsa dahi patates mutfağın baş tacıdır. Etlerden ise ördek, domuz ve balık tercih edilir. Polonya mutfağının en çok bilinen yemekleri; zapienkanka, pierogi, zurek, golabki, bigos, kielbasa, kanapka, uszka, rosol, barszcz, gzik, tatar ve tütsülenmiş ettir. İçecek olarak ise bira, votkalı ev yapımı bir çeşit likör olan nalewka, en ünlü Polonya votkası zubrowka, sütle karıştırarak içilen soplica votkası, bitki çayları ve kahveleri meşhurdur. Polonya'nın tatlılarıysa Macaristan-Avusturya İmparatorluğu'nun hamur işi lezzetlerinden gelmektedir. Yılbaşında tüketilen bir kek olan Mazurek, katmanları meyve veya meyve kabuklarıyla doldurulan Makowiec keki, Polonya'ya özgü bir puding olan Budyn ve donut benzeri bir tatlı olan Paczki örnek verilebilir.
Japon Turancılığı Japoncada 日本のツラニズム Nihon no tsuranizumu Turancılık görüşünün bir alt etnik kısmını temsil eder Macar Turancılığı, Fin Turancılığı, Türk Turancılığı, vb. Çoğunlukla İmparatorluk Japonya'sı tarafından Uzakdoğu Asya'daki yayılmacı politikalarının bir kılıfı olarak kullanılmış bir görüştür. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl tarihlerinde ortaya çıkan ve yükselen Turancılığın etkisiyle birlikte Japonya, batıda Turancılıktan etkilenebilecek Türkiye, Macaristan gibi ülkelerle ilişki kurmak ve Kore'de ve Tunguz-Mançu topraklarındaki işgallere bir zemin hazırlamak için bu terimi kullanmıştır.