Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.
Bursa Ormancılık Müzesi, Bursa'da 1989 yılında hizmete girmiş ihtisas müzesi.
Yılanlar, Pullular takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.
Gerçekçeneliler ya da çeneliler, gerçek çeneleri ve çift halde üyeleri bulunan omurgalı grubudur. Gnathostomata, yaşayan tüm omurgalıların %99'unu oluşturan yaklaşık 60.000 türden oluşur.
Çift toynaklılar, memelilerin eteneliler (Placentalia) infra sınıfına ait bir takım. Takım, su aygırları, domuzlar, pekariler, geyikler, koyun ve keçiler gibi karasal canlıların yanında balinaları da içerir. Yaklaşık 270 adet karada yaşayan çift toynaklı türü mevcuttur. Bunlardan özellikle boynuzlugiller familyasına ait türler, insanlar için ticari açıdan çok önemlidir. Çift toynaklılar, günümüzün en başarılı otçul kara canlılarındanlardır.
Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.
Muğla Müzesi 1994 yılında açılmıştır. Yapı olarak eski bir cezaevi binası seçilmiş ve restorasyonundan sonra müze binası olarak hizmete sokulmuştur. Müzeye antik kalıntılarla, heykellerle dolu avludan etrafında toplanmış 3 ana bölümden ve 1 adet sanat galerisinden oluşmaktadır. Türkiye'deki ilk Doğa Tarihi Müzesi burada bulunmaktadır.
Beyler Barajı, Türkiye'nin Kastamonu ilinin Devrekani ilçesinde, İncesu üzerinde sulama amacıyla 1987-1994 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.
Wight Adası, Birleşik Krallık'ta İngiltere ülkesinin Güney Doğu bölgesinde bir "törensel kontluk" ve "bir tek seviyeli yerel idare birimi"dir. Tek seviyeli yerel idare biriminin yönetim merkezi Newport'dadır.
Diatom, ökaryotik su yosunlarının fitoplanktonları oluşturan temel gruplarındandır.
Daha fazla bilgi için: Yaşamın evrimsel tarihi
Britanya Kolumbiyası, Kanada Kayalık Dağları'nda bulunan Burgess Şeyl Oluşumu, dünyanın en ünlü fosil alanlarından biri olup türünün en iyi örneğidir. Bu fosil alanı, fosillerin özellikle yumuşak parçalarının olağanüstü derecede korunmuş olması ile ünlüdür. 505 milyon yıl2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. öncesi Orta Kambriyen devrine ait olan ve eski yumuşak parça izleri içeren eski fosil yataklarından biri olup bu fosiller, tüm fosil kayıtlarının en zenginlerindendir.
Dinozorlar, 232-234 milyon yıl önce orta Triyas devrinin son zamanı olan Ladinyan döneminde arkozorlardan evrildiler. Dinozorlar iyi araştırılmış bir grup olup kafatası alnının üst kemiğinin mevcut olmaması, ön kol ile omuz eklemi arasındaki uzun kol kemiği olan humerus üzerinde deltopektoral aralık çıkıntısının eksikliği gibi birçok özellikler incelenerek tanımlanırlar.
İnsanlığın beşiği, 1999 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine dahil edilen, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Gauteng il sınırları içerisinde bulunan, Johannesburg şehrinin yaklaşık 50 kilometre kuzeybatısında yer alan bir mevkidir. Kapladığı alan 470 km²'dir. Bölgede bir dizi kireçtaşı mağarası bulunmaktadır, aralarında Dr. Robert Broom ve John T. Robinson tarafından 1947 yılında keşfedilen 2.3 milyon yaşındaki Australopithecus africanus fosilinin bulunduğu Sterkfontein Mağarası da vardır.
Homo heidelbergensis, Pleyistosen'de yaşamış, soyu tükenmiş insan (Homo) türü. Kalıntıları ilk kez 1907 yılında Heidelberg yakınlarında bir taş ocağındaki çene kemikleri ile keşfedilmiştir. Bulunan çene, modern insanlar gibi küçük dişli olsa da modern insanın aksine çene kemikleri fazlasıysa geniş ve ağırdır.
Copepoda, Maxillopoda sınıfına bağlı bir hayvan altsınıfıdır. Kopepodlar oldukça eski evrimsel tarihe sahip olan eklembacaklılardır. Vücutlarının oldukça küçük ve dayanıksız olmaları nedeniyle fosilleşmeleri oldukça zordur. Güney İngiltere'deki neolitik kazı alanında harpaktikoid bir kopepod olan Enhydrosoma garienis ’in bir erkek bireyi tanımlanmıştır; bu birey fosilden daha çok kurumuş durumda olup rehidrasyon işlemi ile incelenebilir duruma getirilip teşhis edilmiitir. Kopepodlara ait ilk gerçek fosil kayıtları Palmer tarafından Kuzey ve Güney Amerika’da Miyosen ve Pleistosen döneminden kalma bor mineralleri içerisinde bulunan bireylerden elde edilmiştir .Bu bireylerden bir tanesi Cletocamptus Schmankewitsch,cinsi olarak tanımlanırken diğeri takım seviyesine kadar teşhis edilebilmiştir.En dikkat çekici fosil kopepod hiç şüphesiz Kabatarina pattersoni dir. Brezilya’da Alt Kretase’ye ait kalker kayaçlarda bulunan bu tür parazitik olup yine fosil tür olan Cladocyclus gardneri,solungaçlarında tespit edilmiştir. Bu veriler kopepodlar'ın fosil kayıtlarının günümüzden 110-120 MY öncesine kadar geri çekilmesini sağlamıştır.Çok uzun evrimsel tarihleri boyunca kopepodlar denizler, yeraltı suları, sürekli ve geçici tatlı ve acı sular ile nemli karasal habitatları da içeren tüm sucul biyotoplarda başarılı bir şekilde kolonize olmuşlardır. Antarktik göllerin donmuş yüzeyleri altında ve Nepal Dağları’nda 5540 m yükseklikte dahi bulunmuşlardır. Bununla birlikte kopepodların yaşam alanları içine tatlısu ve denizel sedimentler, yeraltı suları, bataklıkların yanı sıra ağaç kovuklarındaki su birikintileri ve hatta atık araba tekerlekleri ve bromeliadların yaprakları arasında biriken su ortamları gibi kriptik habitatlar da bulunmaktadır. Ayrıca, serbest yaşayan siklopoid ve harpaktikoid kopepodlar orman tabanındaki nemli çürümüş bölge faunasının da önemli bileşenleridir. Derin hidrotermal kaynaklardan tespit edilen omurgasızların en baskın ve zengin grubunu da kopepodlar oluşturmaktadır
Margate, İngiltere'de Kent Kontluğu'na bağlı Thanet bölgesinde yer alan, Cliftonville, Garlinge, Palm Bay ve Westbrook'u içeren Canterbury'nin 15 mil (24.1 km) doğusundaki sahil kasabasıdır.
Batadombalena, Sri Lanka'daki Kolombo'dan 85 km uzaklıkta, Kolombo'dan iki saatlik bir sürüş mesafesinde bulunan, MÖ 8.000 yıllarına tarihlenen ve Balangoda İnsanına dair buluntuların elde edildiği bir arkeolojik alandır.
MTA Tabiat Tarihi Müzesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'ne (MTA) bağlı Ankara'da bulunan doğa tarihi, paleontoloji, madencilik, mineroloji ve jeoloji müzesi.
Bolt'un Çiftliği, Güney Afrika'nın Gauteng eyaletinde, İnsanlığın Beşiği Dünya Mirası Alanı'nda yer alan bir paleontolojik sit alanıdır. 4.5 milyon yıl öncesine tarihlendirilen 30'dan fazla fosil yatağıyla, İnsanlığın Beşiği'nde keşfedilen en eski yerlerden biridir. Mağaraların aşınarak fosilleşmiş iç kısımlarını açığa çıkardığı çok sayıda oyuk, çukur ve ocaktan oluşur. Sit alanından, İnsanlığın Beşiği'nde ortaya çıkarılan hominid fosilleri gibi fosiller ortaya çıkmış olmasa da, Bolt'un Çiftliği, primatlar ve büyük kediler de dahil olmak üzere, Erken Pliyosen ve Plio-Pleyistosen faunasının çeşitli türlerine ait önemli bir fosil kaynağıdır.