Neptün, Güneş Sistemi'nin sekizinci, Güneş'e en uzak ve katı yüzeyi bulunmayan gezegenidir. Gaz gezegenler sınıfında yer alan Neptün, Jüpiter ve Satürn'e kıyasla farklı yapısından ötürü buz devi olarak da sınıflandırılır. Güneş sisteminin Uranüs ile beraber en soğuk iki gezegeninden biridir. Katı yüzeye sahip olmamakla birlikte gezegenin dış katmanı genel olarak hidrojen ve helyumdan oluşur. İç katmanında ise gezegenin kütlesinin çoğu kayalık bir çekirdeğin üzerindeki sıcak ve yoğun maddelerden oluşur. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'ten alan gezegen, Güneş Sistemi'nde çapına göre en büyük dördüncü, kütlesine göre ise en büyük üçüncü gezegendir. Dünya'dan 17 kat fazla kütlesiyle, ikizi sayılabilecek Uranüs'ten biraz daha büyük ve daha yoğundur. Güneş'e olan uzaklığı ortalama 30 Astronomik birimdir.
Uranüs, Güneş'e yakınlık bakımından yedinci gezegendir. Gazlı, camgöbeği renginde bir buz devidir. Gezegenin büyük bir kısmı, astronominin "buz" ya da uçucu maddeler olarak adlandırdığı maddenin süperkritik fazındaki su, amonyak ve metandan oluşur. Gezegenin atmosferi karmaşık katmanlı bir bulut yapısına sahiptir ve tüm Güneş Sistemi gezegenleri arasında 49 K ile en düşük minimum sıcaklığa sahiptir. Gezegenin 82,23°'lik belirgin bir eksenel eğimi ve 17 saat 14 dakikalık bir geriye dönüş periyodu vardır. Bu, Güneş etrafındaki 84 Dünya yıllık bir yörünge döneminde kutuplarının yaklaşık 42 yıl sürekli güneş ışığı aldığı ve ardından 42 yıl sürekli karanlık olduğu anlamına gelir.
Dış gezegen, Güneş Sistemi'nin en dıştaki yörüngelerde bulunan gezegenlere verilen isimdir. Dev gezegenler veya Jovian gezegenleri olarak da adlandırılan bu dört dış gezegen: Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Toplu olarak Güneş'in yörüngesinde olduğu bilinen kütlenin %99'unu oluştururlar. Bu gezegenler, Güneş'e en yakın ilk 4 gezegenden farklı olarak gaz yapıdadırlar. Jüpiter ve Satürn gaz devi, Uranüs ve Neptün ise buz devi olarak sınıflandırılır. Dört dev gezegen de halkalara sahiptir, fakat yalnızca Satürn'ün halka sistemi Dünya'dan kolayca gözlemlenebilir. Jüpiter, Satürn ve Uranüs'ün halka-uydu sistemleri Güneş Sistemi'nin adeta minyatür versiyonları gibidir. Neptün'ün halka sistemi, en büyük uydusu Triton'un yakalanmasıyla dağıldığı için önemli ölçüde farklıdır.
Gezegen; genellikle bir yıldız, yıldız kalıntısı ya da kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.
Rhea, Satürn'ün ikinci en büyük ayı ve Güneş Sistemi'ndeki çapına göre dokuzuncu en büyük uydudur. Güneş Sistemindeki kesin ölçümlerin hidrostatik denge ile uyumlu bir şekli doğruladığı en küçük cisimdir. 1672'de Giovanni Domenico Cassini tarafından keşfedildi.
Gliese 876, Kova takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 15 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir kırmızı cüce yıldızdır. 2011 yılında yıldızı yörüngeleyen dört güneş dışı gezegen onaylanmıştır. Orta gezegenlerin ikisi Jüpiter benzeri iken, en yakın gezegenin küçük bir Neptüne ya da geniş bir karasal gezegene benzediği, en dıştaki gezegeninse kütlece Uranüs'e benzediği düşünülmektedir.
Plüton, 5 uyduya sahiptir. En büyüğü Charon'dur. Charon ve Plüton arasındaki mesafe, Güneş Sistemi'nde bilinen bütün gezegen-uydu ya da cüce gezegen-uydu arasındaki mesafeden çok daha küçüktür. Diğer uyduları Nix, Hydra, Kerberos ve Styx'tir. Bunlar, Charon'a göre daha küçüktür.
Styx, Plüton'un en küçük doğal uydusudur. Keşfiyle 11 Temmuz 2012'de açıklanan Styx, New Horizons uzay aracı tarafından Temmuz 2015'te, Plüton ve gezegenin diğer uydularıyla birlikte görüntülenerek tek bir fotoğrafı çekildi. Gezegene en yakın ikinci uydu olup keşfi Temmuz 2011'de açıklanan Kerberos'un ardından gezegenin keşfedilen beşinci uydusudur. En uzun ekseninin uzunluğu yaklaşık 16 km olan Styx'in yörünge periyodu 20,1 gündür.
Uranüs, güneş sisteminin yedinci gezegenidir ve bilinen 28 doğal uydusu vardır. Bu uydulara William Shakespeare ve Alexander Pope'un eserlerindeki karakterlerin isimleri verilmiştir. Titania ve Oberon adı verilen ilk iki uydu 1787 yılında İngiliz astronom William Herschel tarafından keşfedilmiştir. Bu keşifleri 1851 yılında William Lassell tarafından ve 1948 yılında Gerard Kuiper (Miranda) tarafından keşfedilen üç hidrostatik dengeye sahip uydu izlemiştir. Bu beş uydu gezegensel kütleye sahiptir ama güneşin etrafında dönmedikleri için cüce gezegen kategorisine alınmazlar. Kalan uydular 1985 sonrasında Voyager 2 uzay aracı ve dünya merkezli teleskoplar tarafından keşfedilmiştir.
Portia, Uranüs'ün iç uydusudur. 3 Ocak 1986'da Voyager 2 tarafından çekilen görüntülerden keşfedildi ve S/1986 U 1 geçici adı verildi. Uydu, adını William Shakespeare'in Venedik Taciri adlı oyununun kahramanı Portia'dan almıştır. Ayrıca Uranüs XII olarak da adlandırılır.
Despina, Neptün'ün üçüncü en yakın iç uydusudur. Adını Yunan mitolojisindeki Poseidon ve Demeter'in kızı olan nemf Despoina'dan almıştır.
Ophelia Uranüs'ün düzensiz bir uydusudur. Voyager 2 tarafından 20 Ocak 1986'da çekilen görüntülerden keşfedildi ve geçici olarak S/1986 U8 olarak adlandırıldı. Hubble Uzay Teleskobu 2003 yılında düzeltilinceye kadar görülmedi. Ophelia adını, William Shakespeare'in Hamlet oyunundaki Polonius'un kızı Ophelia'dan aldı. Ayrıca Uranüs VII olarak adlandırılmıştır.
Naiad, Neptün'ün en içteki uydusu ve gezegenin merkezinden 48.224 km uzaklıktaki uydularla herhangi bir gaz devinin merkezine en yakın olanıdır. Adını Yunan mitolojisinin naiadlarından almıştır. Uydu, kütle çekimsel etkiyle Neptün'e kilitlidir ve yedi saat dört dakikanın biraz altında, Güneş Sistemindeki bir gezegensel uydunun en kısa yörünge zamanına sahiptir.
Thalassa, Neptün'ün en içteki ikinci uydusudur. Thalassa, Yunan mitolojisinde Aether ve Hemera'nın kızı olan deniz tanrıçası Thalassa'nın adını almıştır. "Thalassa", aynı zamanda "deniz" anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.
Cupid, Uranüs'ün bilinen en küçük uydusudur ve sadece 18 km genişliğindedir. Geçici adı S/2003 U2'dir aynı zamanda Uranüs XXVII olarak da bilinir. Düzensiz bir uydudur ve gezegen etrafında 0,58 günde dolanır. 2003 yılında Mark R. Showalter ve Jack J. Lissauer tarafından keşfedilmiştir.
Stephano, Uranüs'ün ters yön yörüngeye sahip düzensiz uydusudur. 18 Temmuz 1999'da Brett J. Gladman, Matthew J. Holman, John J. Kavelaars, Jean-Marc Petit ve Hans Scholl tarafından Hawaii adasındaki Mauna Kea Gözlemevi'nde Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu kullanılarak keşfedildi ve geçici olarak S/1999 U 2 adı verildi. Prospero ve Setebos da aynı anda keşfedilmiştir.
Margaret Uranüs'ün düzensiz uydularından biridir. Uranüs XXIII olarak da bilinir. Geçici adı S/2003 U3 olan uydu, 2003 yılında Scoot S. Sheppard tarafından keşfedilmiştir.
Astronomide düzensiz uydu veya düzensiz doğal uydu, uzak, eğik ve genellikle dış merkezli, ters yön yörünge izleyen bir doğal uydudur. Bunlar, oluşumunu yörüngelerinde gerçekleştiren düzenli uydulardan farklı olarak ana gezegenleri tarafından yakalanmışlardır. Düzensiz uydular, genellikle benzer şekilde düzensiz yörüngelere sahip olan fakat sonunda uzaklaşarak ayrılacak olan geçici uyduların aksine sabit bir yörüngeye sahiptir. Terim, şekle atıfta bulunmaz; örneğin Triton yuvarlak bir uydudur, fakat yörüngesi nedeniyle düzensiz olarak kabul edilir.
Neptün, beş ana halkadan oluşan bir sisteme sahiptir. Başta "yaylar" olarak adlandırılan halkalar, 22 Temmuz 1984'te Patrice Bouchet, Reinhold Häfner ve Jean Manfroid'dan oluşan ekip tarafından Şili'deki La Silla Gözlemevi'nde ve William Hubbard liderliğindeki bir program kapsamında F. Vilas ve L. R. Elicer tarafından Cerro Tololo Amerikan Gözlemevi'nde keşfedildi. Halkalar, 1989'da Voyager 2 uzay aracı tarafından fotoğraflandı. Halkaların en yoğun kısımları, Satürn'ün ana halkalarının yoğunluğu nispeten az kısımlarıyla karşılaştırılabilir; ancak Neptün'ün halka sisteminin çoğu görece zayıf, soluk ve tozlu olup Jüpiter'in halkalarına daha çok benzemektedir. Neptün'ün halkalarına, gezegenle ilgili önemli çalışmalara katkıda bulunan gök bilimcilerin adları verilmiştir: Galle, Le Verrier, Lassell, Arago ve Adams. Neptün, uydularından Galatea'nın yörüngesine denk gelen ve isim verilmemiş soluk bir halkaya daha sahiptir. Diğer üç uydusu olan Naiad, Thalassa ve Despina halkalar arasındaki yörüngelerde dönmektedirler.
Jüpiter'in halkaları ya da Jüpiter halka sistemi, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter'in çevresinde bulunan halka sistemidir. Satürn ve Uranüs sistemlerinden sonra Güneş Sistemi'nde keşfedilen üçüncü halka sistemiydi. İlk olarak 1979'da Voyager 1 uzay aracı tarafından gözlemlendi ve 1990'larda Jüpiter yörüngesine giren Galileo uzay aracı tarafından araştırıldı. Hubble Uzay Teleskobu ve Dünya'dan da uzun süre gözlemlenmiştir. Halkaların Dünya'dan gözlemlenmesi, mevcut en büyük teleskopları gerektirir.