Maanoğlu Fahreddin
Maanoğlu Fahreddin | |||||
---|---|---|---|---|---|
Doğum | 6 Ağustos 1572 Lübnan, Osmanlı İmparatorluğu | ||||
Ölüm | 13 Nisan 1635 (62 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu | ||||
Çocuk(lar)ı | Ali Hüseyin | ||||
| |||||
Babası | Emir Korkmaz | ||||
Annesi | Sit Neseb | ||||
Dini | Dürzî |
Maanoğlu Fahreddin (Arapça: فخر الدين بن معن; d. 6 Ağustos 1572 - ö. 13 Nisan 1635, İstanbul), Osmanlı'ya isyan eden Dürzi emir. Lübnan Dağlarındaki Dürzi ve Maruni halklarını birleştirmiştir.
Hayatı
Lübnan'ın ileri gelen ailelerinden olan Maanoğulları ailesinden Emir Korkmaz'ın oğlu olarak 1572'de doğdu. Ailesi I. Selim döneminde Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetini kabul etmiştir ve aileye sancak beyi statüsü tevdi edilmiştir. Aile üyeleri Osmanlı'nın onayından geçtikten sonra emirlik makamına geçebilmişlerdir.
Babasının 1585'te ölmesine üzerine Lübnan'da gücünü artırmaya başladı. Kuyucu Murad Paşa ile irtibat kurarak gücünü katbekat artırdı. Osmanlı kendisine Safed sancağını oğluna da Beyrut ve Sayda sancaklarını verdi. Zamanla rakiplerini bertaraf ederek topraklarını genişletti.
Osmanlı'nın İran ve Avusturya ile savaşlarını fırsat bilerek bağımsızlık girişiminde bulundu. Canbolatoğlu Ali Paşa'nın Şam'ı kuşatmasına destek vererek ilk isyan girişimini başlattı. Canbolatoğlu'nun 1607'de yenilgisi üzerine geri çekilerek Kuyucu Murad Paşa'dan af diledi. Affı kabul edilerek sancağı yeniden kendisine verildi. Emellerinden vazgeçmeyerek İtalya'daki Toskana Büyük Dükalığı ile ittifak arayışına girdi ve Marunilerle temasa geçti. Bu gelişmelerle birlikte verdiği vergiyi göndermemesi ve çevredeki sancakları itaati altına almaya çalışması üzerine 1613 yılında üstüne Hafız Ahmed Paşa gönderildi. Zor durumda kalan Fahreddin, emirliği oğlu ve kardeşine bırakarak İtalya'ya gitti.
İtalya'da Papa V. Paulus ile görüşmüş ve papadan büyük bir saygı görmüştür. 1618 yılında emirliğin oğlunda kalması ve hiçbir işe karışmaması şartlarıyla Lübnan'a dönmesine izin verildi. Geri döndükten sonra rakibi Ebu Seyf Yusuf ile anlaşma yaptı ve kızını kendisine nikahladı. Yusuf'un 1624'te ölümü üzerine gücünü daha da artırdı. Oğlu Hüseyin'i, Trablus beyliğine getirtti ve kendisi de Aclun, Nablus sancaklarını uhdesinde topladı. Osmanlı tahtının iç karışıklıklar ile çalkalandığı 1623 yılında Şam beylerbeyinin üzerine yürüyerek esir aldı ve daha sonra serbest bıraktı. Bu vaka ününü artırdı. Avrupa ülkeleri ile sıkı ticari ilişkiler geliştirdi.
Topraklarını Anadolu'ya kadar genişletmesi üzerine bölgenin ileri gelen Arap ailelerinin tepkisiyle karşılaştı. IV. Murad'un gücü eline almasıyla Fahreddin meselesiyle ilgilenmeye başladı. Üzerine Şam Beylerbeyi Küçük Ahmed Paşa gönderildi. Oğlu Ali ile yapılan savaşta oğlu mağlup oldu, kendisi dağlık bölgelere çekildi. Osmanlı'nın harekata devam etmesi üzerine saklandığı yerden çıkarak teslim oldu. Oğulları Mesud ve Hüseyin ile birlikte İstanbul'a gönderildi. 21 Şubat 1635'te ulaştığı İstanbul'da 13 Nisan 1635'te idam edildi. Oğlu Hüseyin İstanbul'da eğitim görerek ileride Osmanlı Devleti'nde önemli görevler ifa etmiştir.
Avrupa ile devamlı olarak dini, ticari ve siyasi ilişkilerini canlı tutmuştur. Fransa kralının isteğiyle manastır yapımına yardımcı olmuş ve eski bir kiliseyi tamir ettirmiştir. Hristiyan çiftçileri Lübnan topraklarına yerleştirerek tarımı canlandırmaya çalışmıştır. Hollandalı ve Fransız tacirlere geniş fırsatlar vererek Beyrut ve Safed'in gelişmesini sağlamıştır. Maruni bir aile yanında yetişmiş ve bir yardımcısı Maruni olmuştur. Marunilerle iyi geçinerek Dürzî Maruni siyasi birliğinin kurulmasını sağlamıştır.[1]
Kaynakça
- ^ Feridun Emecen, TDV İslâm Ansiklopedisi, cilt: 12, sayfa: 80-82