İçeriğe atla

Mağara incisi

Mağara incisi, sığ mağara gölcüklerinde oluşan, gruplar hâlinde ya da tek olarak bulunabilen mağara oluşumlarıdır.[1] Şekilleri küresel, silindirik, kübik veya düzensiz olabilen mağara incilerinin çapları, bir kum tanesi boyutundan 15 santimetreye kadar değişir.[1] Renkleri genelde beyaz veya gridir.[1] Kırmızı, sarı, portakal rengi, kahverengi ve siyah olanlarına da rastlamak mümkündür.[1]

Oluşum Süreci:

Mağara incileri, mağara ortamlarında bulunan sığ su birikintilerinde oluşur. Genellikle damlayan suyun içindeki kalsit minerallerinin çökelmesiyle meydana gelirler. Su damlaları, biriken kalsit tabakalarının zamanla büyümesine neden olur ve bu da mağara incilerinin oluşmasını sağlar.[2]

Kimyasal Yapı:

Mağara incilerinin kimyasal yapısı genellikle kalsiyum karbonattan (CaCO3) oluşur. Bu yapı, mağara ortamında bulunan kireç taşı ve diğer karbonat kayaçlarının çözünmesiyle oluşan minerallerden kaynaklanır.[2]

Bulunduğu Yerler:

Türkiye'de mağara incilerinin en bilinen örneklerinden biri Mersin ilindeki Taşkuyu Mağarası'nda bulunur. Bu mağara, damlataş mağaraları arasında yer almakta olup, mağara incileri gibi nadir oluşumlara ev sahipliği yapmaktadır.[2]

Kaynakça

  1. ^ a b c d "Mağara Oluşumları" (PDF). humak.hacettepe.edu.tr. s. 4. 11 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Eylül 2016. 
  2. ^ a b c "Mersin Taşkuyu Mağarası". 8 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kireç taşı</span> genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaç

Kireç taşı genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaçtır. Başlıca maddeleri kalsiyum karbonatın farklı kristal formları olan kalsit ve aragonit minerallerdir. Yakından ilişkili bir kaya, yüksek oranda mineral dolomit içeren dolomittir. Eski USGS yayınlarında, dolomit magnezyum kireç taşı olarak anılırdı, artık magnezyum eksikliği olan dolomitler veya magnezyum açısından zengin kalkerler olarak ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dolomit</span> kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde mineral

Dolomit, kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde meydana gelen bir mineral.

<span class="mw-page-title-main">Kumtaşı</span>

Kumtaşı, kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. Bir kumun doğal çimentolaşmasından doğan ve kuvars taneleri oranı yüksek olan tortul kayaç; kumtaşı inşaatta, yol ve kaldırımlara taş döşemede, çok ince olanları da bileme taşı olarak kullanılır. Kalkerli kumtaşı ise içinde kireçtaşı taneleri bulunan yeşilimsi bir tür kumtaşı.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Kalsit</span>

Kalsit, kimyasal formülü CaCO3 olan kristalleşmiş kalsiyum karbonat. Saydam, beyaz, sarı, rustik yeşil ve mavimsi renkte olabilir. Sertliği 3, özgül ağırlığı 2.71'dir. Soğuk ve seyreltik hidroklorik asitte (tuz ruhu) şiddetli bir köpürme ile ayrışır. Çakı ile çizilir. CO2'li sularda çözünerek Ca(HCO3)2 yapar.

<span class="mw-page-title-main">İnci</span> canlı kabuklu yumuşakçanın yumuşak dokusunda üretilen sert nesne

İnci, istiridye gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarının içinden çıkarılan, genellikle süs eşyası olarak kullanılan küçük tane. Bunlar, küçük, yuvarlak, yüksek değerli, sert, sedef rengindedirler. Hayvanın vücuduna bir kum tanesi, bir parazit veya yapay olarak bir sedef parçası girince etrafında bunu kaplayan sedefimsi bir madde oluşur. Böylece tabaka üst üste gelerek küresel inci meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Mermer</span> heykel ve yapı malzemesi olarak yaygın olarak kullanılan katmansız metamorfik kaya

Mermer, metomorfizma olayı sonucunda kalker ve dolomitik kalkerlerin yeniden kristalleşmesiyle meydana gelmiş bileşimdir. Bileşimlerinin %90-98'i CaCO3'ten (Kalsiyum karbonat) oluşmaktadır. Düşük oranda MgCO3 (Magnezyum karbonat) içermektedir. CaCO3 kristallerinden oluşan mermerlerde esas mineral “Kalsit” tir. Aynı zamanda az miktarda silis, silika, feldspat, demiroksit, mika, fluorin ve organik maddeler bulunabilir. Renkleri genellikle beyaz ve grimsidir. Fakat yabancı maddeler nedeniyle sarı, pembe, kırmızı, mavimtırak, esmerimsi ve siyah gibi renklerde de olabilirler. Mikroskop altında incelendiğinde, birbirine iyice kenetlenmiş "Kalsit Kristalleri"nden oluştuğu görülür.

<span class="mw-page-title-main">Mağara</span>

Mağara, yüzeyle bağlantısı olan ve gün ışığı ile bağlantısı kaybolacak derinliğe ve en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Speleoloji mağaraları inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kaynak (coğrafya)</span> su kaynağı

Kaynak veya pınar, mağara ve yeraltı dehlizlerinde biriken suların hidrostatik basınç altında yüzeye çıktıkları alanlardır. Farklı bölgelerde göze, bulak, eşme veya memba olarak da bilinir. Topoğrafya yüzeyinin, yeraltı su yatağını kestiği nokta veya çizgi boyunca oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Konglomera</span>

Konglomera, kum ve çakılların basınçla birleşmesi ve zamanla sertleşmesi sonucu oluşan kütlelerdir. Konglomera, çapı 2 mm'den daha büyük kayaç türüdür, örneğin, granüller, çakıl taşları ve kayaçlar gibi, alt-köşeli çakıl boyutlarındaki yuvarlatılmış önemli bir fraksiyondan oluşan kaba taneli bir kırıntılı tortul kayaçtır. Çakılların konsolidasyonu ve

<span class="mw-page-title-main">Karaca Mağarası</span>

Karaca Mağarası, Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü içerisindedir. Mağarada damlataşı şekilleri, sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, mağara çiçekleri, mağara incileri ve traverten basamakları gibi birçok doğa harikasını bir arada görebilirsiniz. Ayrıca Karaca Mağarasının havası astım hastalığı başta olmak üzere birçok solunum hastalığına iyi gelmektedir. Karaca Mağarası, denizden 1550 m yükseklikte, şehir merkezine ise 17 km uzaklıktadır.

<span class="mw-page-title-main">Elazığ Buzluk Mağarası</span>

Buzluk Mağarası, Elazığ yakınlarındaki Harput antik kentinde bulunan mağaradır. Elazığ merkeze 12 km, Harput'a 6 km uzaklıkta, Harput Platosu üzerindeki Buzluk Tepe'nin kuzey yamacındadır. Buzluk Tepe'nin kuzeyinden geçen fayın etkisiyle oluşan dolinin kuzeyinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Traverten</span> bir çeşit kireç taşı

Travertenler, kalsiyum karbonat (CaCO3) bileşimindeki kimyasal tortul kayaçlardır. Yer altı sularının içlerindeki kalsiyum karbonatın belirli koşullar altında çökmesi sonucu meydana gelirler. Bu çökelme zamanla yumuşak hatları olan travertenleri oluşturur. Çökelmede rol oynayan koşullar; buharlaşma, suyun içerdiği karbondioksit (CO2) miktarının azalması, suyun üzerindeki basıncın azalması gibi koşullardır.

Ortorombik kristal sistemi kristal kafes yapılarından biridir. Bu sistemde a, b ve c eksenleri farklı boylarda, bunlar arasındaki açılar da 90o'e eşittir a≠b≠c ve α=β=γ=90° olmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Evaporit</span>

Evaporit, sulu bir çözeltinin buharlaşmasıyla kristalleşme ve yoğunlaşma sürecinde sonuçlanır. Evaporit suda çözünen mineral sedimentin (mineralin) ismidir. İki çeşit tuz taşı birikintisi vardır:

  1. Okyanus birikintisi olarak da bilinen marine ve göller gibi suyun ana bloklarında bulunmaktadır.
  2. Evaporit tuz taşları çökelti kayaları olarak bulunur.
<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

Taşkuyu mağarası, Mersin ili Tarsus ilçesinin yaklaşık 10 km kuzeybatısında, Taşkuyu Köyü'nde bulunan mağara. Taşkuyu Mağarası; permo-karbonifer yaşlı mermerler ile bunları örten miyosen yaşlı kireçtaşları dokanağında gelişmiştir. Mağaranın girişi deniz seviyesinden 214 metre yüksekte ve bilinen toplam uzunluğu 470 metredir. Yüzeye son derece yakın bulunan mağarada sıcaklık 19.5 °C-24 °C ve nisbi nem %77-%89 arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Aynalıgöl Mağarası</span> Mersin yakınlarındaki bir mağara

Gilindire veya Aynalıgöl Mağarası, Mersin'e bağlı Aydıncık ilçesinin 7,5 km güneydoğusunda, Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında yer alan mağara. Bir çoban tarafından tesadüf eseri bulunuştur. Giriş ağzı denize bakan ve hemen önünde küçük bir köy bulunan mağaraya denizden ve karadan gidilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mağara çökelleri</span>

mağara çökeli, genellikle mağara oluşumları olarak bilinir, bir mağarada oluşan ikincil maden yataklarıdır. mağara çökelleri tipik olarak kireçtaşı veya dolomit çözelti mağaralarında oluşur. İlk olarak Moore (1952) tarafından ortaya atılan "mağara çökeli" terimi, Yunanca "mağara" + " yatak " sözcüklerinden türetilmiştir. Çoğu yayındaki mağara çökeli" tanımı, özellikle madenlerde, tünellerde ve diğer insan yapımı yapılardaki ikincil maden yataklarını hariç tutar. tepe ve kuvvetli mağaralarda mağara çökelleri oluşturan "ikincil mineralleri" daha net bir şekilde tanımladı:

"İkincil" bir mineral, ana kaya veya döküntüdeki bir birincil mineralden bir fizikokimyasal reaksiyonla türetilen ve / veya bir mağaradaki benzersiz bir dizi koşul nedeniyle biriken bir mineraldir; yani, mağara ortamı mineralin çökelmesini etkilemiştir.