İçeriğe atla

MT-TL1

MT-TL1 ya da mitokondriyal olarak kodlanmış tRNA lösin 1, insan mitokondri genomundan lösin (UUA/G) için kodlanan bir tRNA (taşıyıcı RNA) genidir.

Yapısı

MT-TL1 geni mitokondri DNA'sının 3230-3304 nükleotitleri arasında kalan bazlar tarafından kodlanır.[1] Bu genin kodladığı tRNA molekülünün yapısı üç firkete halkasından (saç tokası) meydana gelmiş bir üç yapraklı yoncaya benzer.[2]

İşlevi

Mitokondri genomunun transkripsiyonunun son aşamasında MTERF’ün (mitochondrial transcription termination factor) 13 bazlık terminasyon zincirine bağlanması gerekmektedir ve bu zincir MT-TL1 geninin 3237 ve 3249 nükleotidleri arasında bulunmaktadır.[2] Ayrıca bazı çalışmalarda MTERF1’in mtDNA’nın 3232 ve 3253. nükleotidleri arasında kalan dizisine yani tRNA-Leu terminasyon zincirinin de olduğu bölgeye bağlandığı gösterilmiştir.[2][3]

Klinik önemi

mtDNA’nın etkili bir tamir mekanizması olmadığı için MT-TL1 patojenik nokta mutasyonlarına oldukça açıktır ve bu durum bazı klinik vakalara sebebiyet vermektedir.[4]

Mitokondriyal miyopati, ensefalopati, laktik asidoz ve inme benzeri epizotlar (MELAS)

Mitokondriyal miyopati, ensefalopati, laktik asidoz ve inme benzeri epizotlar (MELAS), başta sinir sistemi ve beyin olmak üzere vücudun birçok bölümünü etkilediği bilinen nadir bir mitokondriyal bozukluktur. MT-TL1 geninde meydana gelen patojenik mutasyonlardan en sık görüleni m.3243A>G değişimi, MELAS hastalarında en çok rastalanılan mutasyondur.[5] Bu mutasyon aynı zamanda sağırlıkla birlikte görülen diabetes mellitus gibi mitokondri hastalıklarıyla da ilişkilendirilmektedir.[6]

Kompleks I eksikliği

MT-TL1 mutasyonları, mitokondriyal solunum zincirinin kompleks I eksikliğine yol açarak başta sinir sistemi, kalp ve hareket için kullanılan kaslar olmak üzere vücudun birçok organ ve sistemini etkileyen çok çeşitli semptomlara neden olabilir.[7] Bu belirtiler ve semptomlar doğumdan yetişkinliğe kadar herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Kompleks I eksikliği olan bir hastanın MT-TL1 geninde m.3302A>G değişimi olduğu daha önceki çalışmalarda belirtilmiştir.[8]

MT-TL1 geninde raporlanmış olan m.3271 T>C, m.3291 T>C, m.3303 C>T, m.3256 C>T ve m.3260 A>G nadir nokta varyantları da bazı klinik tablolarla ilişkilendirilmektedir.[5]

Kaynakça

  1. ^ "Entry - *590050 - TRANSFER RNA, MITOCHONDRIAL, LEUCINE, 1; MTTL1 - OMIM". www.omim.org. 18 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  2. ^ a b c Bulduk, Bengisu Kevser (2018). "Mitokondriyal Sitopati Öntanılı Hastalarda MT-TL1 Gen Mutasyonlarının İncelenmesi". www.semanticscholar.org (İngilizce). 14 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  3. ^ Yakubovskaya, Elena; Mejia, Edison; Byrnes, James; Hambardjieva, Elena; Garcia-Diaz, Miguel (11 Haziran 2010). "Helix Unwinding and Base Flipping Enable Human MTERF1 to Terminate Mitochondrial Transcription". Cell (İngilizce). 141 (6): 982-993. doi:10.1016/j.cell.2010.05.018. ISSN 0092-8674. PMC 2887341 $2. PMID 20550934. 
  4. ^ Lawless, Conor; Greaves, Laura; Reeve, Amy K.; Turnbull, Doug M.; Vincent, Amy E. (Mayıs 2020). "The rise and rise of mitochondrial DNA mutations". Open Biology (İngilizce). 10 (5): 200061. doi:10.1098/rsob.200061. ISSN 2046-2441. PMC 7276526 $2. PMID 32428418. 11 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  5. ^ a b Bulduk, Bengisu Kevser; Kiliç, Hasan Basri; Bekircan-Kurt, Can Ebru; Haliloğlu, Göknur; Erdem Özdamar, Sevim; Topaloğlu, Haluk; Kocaefe, Y. Çetin (Mart 2020). "A Novel Amplification-Refractory Mutation System-PCR Strategy to Screen MT-TL1 Pathogenic Variants in Patient Repositories". Genetic Testing and Molecular Biomarkers. 24 (3): 165-170. doi:10.1089/gtmb.2019.0079. ISSN 1945-0257. PMID 32167396. 11 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  6. ^ Mazzaccara, Cristina; Iafusco, Dario; Liguori, Rosario; Ferrigno, Maddalena; Galderisi, Alfonso; Vitale, Domenico; Simonelli, Francesca; Landolfo, Paolo; Prisco, Francesco; Masullo, Mariorosario; Sacchetti, Lucia (19 Nisan 2012). Aalto-Setala, Katriina (Ed.). "Mitochondrial Diabetes in Children: Seek and You Will Find It". PLoS ONE (İngilizce). 7 (4): e34956. doi:10.1371/journal.pone.0034956. ISSN 1932-6203. PMC 3334935 $2. PMID 22536343. 
  7. ^ "Mitochondrial complex I deficiency: MedlinePlus Genetics". medlineplus.gov (İngilizce). 19 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  8. ^ van den Bosch, B. J. C.; de Coo, I. F. M.; Hendrickx, A. T. M.; Busch, H. F. M.; de Jong, G.; Scholte, H. R.; Smeets, H. J. M. (Ekim 2004). "Increased risk for cardiorespiratory failure associated with the A3302G mutation in the mitochondrial DNA encoded tRNALeu(UUR) gene". Neuromuscular disorders: NMD. 14 (10): 683-688. doi:10.1016/j.nmd.2004.06.004. ISSN 0960-8966. PMID 15351426. 11 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 

[[Kategori:Genetik]]

İlgili Araştırma Makaleleri

Mutasyon ya da değişinim, bir canlının genomu içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir. Mutasyona sahip bir organizma ise mutant olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Mitokondri</span> Ökaryotik hücrelerde solunumdan sorumlu organel

Mitokondri, hücre organellerinden biridir. Yunanca mitos (iplik) ve khondrion (tane) sözcüklerinden türetilmiştir. Boyları 0,2-5 mikron arasında değişir. Şekilleri ise ovalden çubuğa kadar değişkenlik göstermektedir. Bazı hücreler tek bir büyük mitokondri içerebilse de mitokondriler hücrelerde çoğunlukla fazla sayılardadır. Sayıları hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir. Özellikle kas ve sinir hücreleri gibi enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde çok sayıda mitokondri bulunur. Bir karaciğer hücresinde sayıları 2500 civarına ulaşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ribozom</span> Tüm canlı hücrelerde bulunan zarsız organel.

Ribozom, tüm canlı hücrelerde bulunan karmaşık moleküler yapıya sahip ve protein oluşturma sürecinde hayati bir rol oynayan bir organeldir. Bu süreç, mRNA çevirisi olarak bilinen bir biyolojik mekanizma aracılığıyla gerçekleşir. Kısaca ribozomlar, haberci RNA (mRNA) molekülleri tarafından sağlanan talimatları takip ederek amino asitleri birbirine bağlar ve polipeptit adı verilen amino asit zincirlerini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Translasyon</span> Protein sentezine ilişkin hücresel süreç

Translasyon, transkripsiyon sonucu oluşan mRNA'lardaki koda uygun olarak ribozomlarda gerçekleştirilen amino asit zinciri veya polipeptit sentezi sürecidir, daha sonra üretilen amino asit zinciri veya polipeptit uygun bir şekilde katlanarak etkin bir protein haline gelmektedir. Translasyon, protein biyosentezinin ilk aşamasıdır. 4 harfli DNA dilindeki mesajın 20 harfli amino asid diline çevrilmesinden ötürü, İngilizce terminolojide "çeviri" anlamına gelen translation sözcüğü kullanılmaktadır. Bu terim Türkçeye translasyon olarak geçmiştir. Translasyon hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir. Sitoplazmada bulunan iki ribozom alt birimi translasyon sırasında mRNA zincirinin 5' ucuna bağlanır. Ribozom üzerindeki bağlanma bölgelerinde, mRNA'daki baz üçlülerini (kodon) tRNA'daki tamamlayıcıları olan antikodonlara bağlar. mRNA'daki kodonlara karşılık gelen antikodonu bulunduran tRNA'ların art arda eklenmesi sırasında tRNA'nın 3' ucuna bağlanmış olan amino asitler birbirine bağlanarak polipeptit zincirini oluşturur.

RNA polimerazlar, bir DNA veya RNA molekülündeki bilgiyi RNA molekülü olarak kopyalayan bir enzimler ailesidir. Bir gende yer alan bilginin RNA molekülü olarak kopyalanma işlemi transkripsiyon olarak adlandırılır. Hücrelerde RNAP genlerin RNA zincirleri halinde okunmasını sağlar. RNA polimeraz enzimleri, tüm canlılarda ve çoğu virüste bulunur. Kimyasal bir deyişle, RNAP, bir nükleotidil transferaz enzimidir, bir RNA molekülünün üç ucunda ribonükleotitlerin polimerleşmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Mitokondriyal DNA</span>

Mitokondriyal DNA (mtDNA), mitokondri organelinin sitoplazmaya benzer bir sıvı ile dolu olan matriks adı verilen bir kompartımanında bulunan, çift zincirden oluşmuş halkasal yapılı bir nükleik asittir. Her hücrede bir çift Kromozomal DNA bulunurken, mtDNA hücre başına 100-10.000 kopyaya sahip olabilir. Mitokondriyal DNA maternal kalıtım gösterir, bir başka deyişle anneden çocuklara aktarılır.

<span class="mw-page-title-main">Genetik kod</span> genetik materyal içinde kodlanan bilginin proteinlere çevrildiği kurallar

Genetik kod, genetik malzemede kodlanmış bilginin canlı hücreler tarafından proteinlere çevrilmesini sağlayan kurallar kümesidir. Kod, kodon olarak adlandırılan üç nükleotitlik diziler ile amino asitler arasındaki ilişkiyi tanımlar. Bir nükleik asit dizisindeki üçlü kodon genelde tek bir amino asidi belirler. Genlerin çok büyük çoğunluğu aynı kodla şifrelendiği için, özellikle bu koda kuralsal veya standart genetik kod olarak değinilir, ama aslında pek çok kod varyantı vardır. Yani, standart genetik kod evrensel değildir. Örneğin, insanlarda, mitokondrilerdeki protein sentezi kuralsal koddan farklı bir genetik koda dayalıdır.

Psödogenler işlevsel genlerin çalışmayan evrimsel akrabalarıdır, bunlar protein kodlama yeteneklerini kaybetmiş veya bir şekilde artık hücre içinde ifade edilmemektedir. Bazılarının intron veya promotörleri yoksa da, çoğunun gen-benzeri bazı özellikleri vardır, bunlar, protein veya RNA kodlamalarına engel olan çeşitli tip mutasyonlardan dolayı işlevsizdir. Bu terim 1977'de Jacq ve çalışma arkadaşları tarafından türetilmiş, sahte anlamına gelen "psödo-" öneki ve "gen" sözcüğünden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan genomu</span>

İnsan genomu Homo sapiens'in genomudur. 23 kromozom çifti üzerinde bulunur, bunlardan 22 çifti otozomal kromozomdur, kalan çift ise cinsiyeti belirler. Haploit insan genomu toplam 3 milyar DNA baz çiftinden biraz fazla uzunluktadır. İnsan Genom Projesi ile elde edilen ökromatik insan genom referans dizisi biyomedikal bilimlerde kullanılmaktadır.

Haplogrup, benzer haplotip gruplarının tümünde ortak atadan gelen aynı tek nükleotid polimorfizmi (SNP) mutasyonuna sahip gen serilerinin oluşturduğu grup. Bir haplogrup benzer haplotiplerden oluşur ve bu sayede bir haplogrubu haplotiplerinden tahmin etmek mümkündür. SNP testi bir haplogrubu doğrular. Haplogruplar harflerle adlandırılır. örneğin R1b1 çeşitli sayı ve harf kombinasyonlarından oluşur. Y kromozomu ve mitokondriyal DNA haplogrupları farklı haplogrupları temsil eder. Haplogrupların oluşumları binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.

Ökaryotik transkripsiyon, ökaryotik hücrelerin DNA'da depolanan genetik bilgiyi RNA replika birimlerine kopyalamak için kullandıkları ayrıntılı bir işlemdir. Gen transkripsiyonu hem ökaryotik hem de prokaryotik hücrelerde görülür. Tüm farklı RNA tiplerinin transkripsiyonunu başlatan prokaryotik RNA polimerazının aksine, ökaryotlardaki RNA polimerazlar, her biri farklı bir gen tipini kodlayan üç varyasyona sahiptir. Bir ökaryotik hücre, transkripsiyon ve translasyon işlemlerini ayıran bir çekirdeğe sahiptir. Ökaryotik transkripsiyon, DNA'nın nükleozomlara ve daha yüksek dereceli kromatin yapılarına paketlendiği çekirdeğin içinde meydana gelir. Ökaryotik genomun karmaşık oluşu, kompleks ve çok çeşitli bir gen anlatım kontrol mekanizmasının varlığını gerektirir.

Genetik çalışmalar, Rusların Polonyalılara, Belaruslulara, Ukraynalılara ve diğer Slavlara olduğu kadar Estonlara, Letonlara, Litvanlara ve Macarlara da yakın olduğunu göstermektedir.

Nükleer DNA (nDNA) veya nükleer deoksiribo nükleik asit , ökaryot organizmanın hücre çekirdeklerinin her birinde bulunan DNA'dır. Nükleer DNA ökaryotlardaki genomun çoğunu kodlar. Geriye kalan kodlama ise mitokondriyal DNA ve plastit DNA'sında işlenir. Nükleer DNA, Mendel genetiğinde gösterildiği gibi aktarılır. DNA'daki bilgiler biri dişi diğeri erkek olmak üzere iki atadan gelir, Mitokondriyal DNA'da ise genetik bilgiler sadece anneden geçer.

BRCA, meme ve yumurtalık kanseri yatkınlık genleri olarak bilinen ve 1990'lı yıllarda Mary-Claire King tarafından keşfedilen BRCA1 ve BRCA2 genleri meme ve yumurtalık kanseri ile ilgili DNA hasarının onarımında görevli tümör baskılayıcı genlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Santral dogma (moleküler biyoloji)</span> Biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının açıklanması

Moleküler biyolojinin santral (merkezi) dogması, biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının bir açıklamasıdır. Orijinal anlamı bu olmasa da, genellikle "DNA RNA'yı, RNA proteini yapar" şeklinde ifade edilir İlk olarak 1957'de Francis Crick tarafından ifade edilmiş, 1958'de ise yayınlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mitokondriyal ribozom</span>

Mitokondriyal ribozom veya mitoribosome, mtDNA'larda kodlanmış olan mitokondriyal mRNA'ların translasyonunu gerçekleştiren, riboprotein yapısında bir protein kompleksidir. Mmitokondri içerisinde aktiftir. Mitoribozomlar, sitoplazmik ribozomlar gibi iki alt birimden oluşur - büyük (mtLSU) ve küçük (mt-SSU). Ancak rRNA / protein oranı sitoplazmik ribozomlardan farklıdır. Mitoribozomlar, birkaç spesifik proteinden ve daha az rRNA'dan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu</span>

Gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu, polimeraz zincir reaksiyonuna (PCR) dayanan bir moleküler biyoloji laboratuvar tekniğidir. Hedeflenen bir DNA molekülünün amplifikasyonunu geleneksel PCR'da olduğu gibi sonunda değil, PCR sırasında izler. Real-time PCR, kantitatif ve yarı-kantitatif olarak kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">MELAS sendromu</span>

Mitokondriyal miyopati, ensefalopati, laktik asidoz ve inme benzeri epizotlar (MELAS), mitokondri DNA'sında (mtDNA) meydana gelen tek bazlık mutasyonlar sonucunda görülen nadir bir nörodejeneratif hastalıktır. MELAS sendromu, ilk kez Pavlakis ve arkadaşları tarafından 1984'te tanımlanmıştır. Tam olarak insidansı bilinmese de diğer mitokondriyal hastalıklarla birlikte görülme sıklığının 1/4000 olduğu tahmin edilmektedir.

Mitokondriyal hastalık ya da mitokondri hastalıklıkları, insanlarda kalıtım yoluyla aktarılan ya da sonradan edinilen, mitokondri hasarının sonucunda ortaya çıkan ve bu hasar nedeniyle hücrenin enerji üretim mekanizmasını olumsuz etkileyen, genetik heterojenitenin görüldüğü hastalık grubudur.

MERRF ya da uzun haliyle yırtılmış kırmızı liflerle görülen miyoklonus epilepsisi, toplumda prevalansının 100,000'de 0.9 olduğu düşünülen nadir bir mitokondri ilişkili ensefalomyelopatidir.