
Gemi dünya denizlerini, okyanuslarını, nehir, göl ve diğer yeterince derin su yollarını dolaşan, mal ve yolcu taşıyan veya savunma, araştırma ve balıkçılık gibi özel görevleri yapan büyük bir deniz taşıtı’dır. Gemiler genellikle boyut, şekil, yük kapasitesi ve amaca göre teknelerden ayrılır. Yelken çağı'nda "gemi", en az üç Kabasorta arma‘lı direkleri ve tam cıvadra yelken planıyla yelkenli gemi olarak tanımlanır.
Hidrojen ekonomisi, taşıtların ve elektrik dağıtım şebekesinin dengelenmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin, hidrojen (H2) olarak depolandığı, varsayılan bir gelecek ekonomisidir.
Temsa, 1968 yılında kurulan ve otobüs ve midibüs segmentinde üretim ve ihracat yapan, ayrıca Mitsubishi marka otomobillerin ithalat ve satışını gerçekleştiren Türkiye merkezli otomotiv şirketi.

Alışıla gelmiş elektrik üretim sistemleri yakıtın içindeki enerjiyi elektriğe dönüştürmek için ilk olarak yanma reaksiyonunu kullanır. Yanma reaksiyonunun verimli bir şekilde gerçekleşmesi için yakıtın ve oksitleyicinin (oksijen) tam olarak karışması gerekir. Bundan sonra elektrik enerjisi üretilene kadar bir dizi ara işlem gereklidir. Her ara işlem enerji kaybına yol açar dolayısıyla verimi düşürür.

Kojenerasyon, tercihen ısı tüketimi olan yerlerde kullanılan ve aynı zamanda bölge ısıtma ağını yararlı ısıyla besleyebilen elektrik enerjisi ve ısı üretebilen modüler yapılı bir sistemdir. Bu sistem kombine ısı ve güç sistemi ilkesine dayanmaktadır.
Katı oksit yakıt hücresi, yakıttan doğrudan elektrik üreten, elektrokimyasal bir dönüşüm aygıtıdır. KOYH nin elektrolit malzemesi katı oksit veya seramiktir. Seramik yakıt hücreleri, polimer esaslı olanlardan çok daha yüksek sıcaklıklarda çalışırlar.

Los Angeles sınıfı ABD Deniz Kuvvetleri'nde 1976 yılından bu yana görev yapan bir nükleer denizaltı sınıfıdır. İnşa edilen 62 üyesinin 36'sı halen hizmette olan sınıf, bu özelliğiyle dünyanın en kalabalık nükleer denizaltı filosunu oluşturmaktadır. ABD Deniz Kuvvetleri'nde Sturgeon sınıfı denizaltıların yerini alan Los Angeles sınıfı, Seawolf ve Virginia sınıflarıyla birlikte ABD'nin nükleer taarruz gücünün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Los Angeles sınıfı denizaltılar isimlerini ABD şehirlerinden almaktadır, bu özellikleriyle de ABD Deniz Kuvvetleri'nde denizaltıara deniz canlılarının isimlerinin verilmesi geleneğine son vermiştir.

Elektrikli araç veya elektronik taşıt tahrik için bir veya daha fazla elektrik motoru kullanan bir araçtır. Araç dışı kaynaklardan elektrikle bir toplayıcı sistemle çalıştırılabilir veya bir pille bağımsız olarak çalıştırılabilir. Bazen güneş panelleri tarafından yakıt hücreleri veya bir jeneratör kullanılarak yakıtın elektriğe dönüştürülmesiyle de olabilir. EV'ler arasında, bunlarla sınırlı olmamak üzere, karayolu ve demiryolu araçları, yüzey ve su altı araçları, elektrikli uçaklar ve elektrikli uzay araçları yer alır. Otonom sürüş, bağlantılı araçlar ve paylaşımlı mobilite gibi gelişmekte olan diğer otomotiv teknolojileriyle birlikte karayolu araçları için Connected, Autonomous, Shared ve Electric (CASE) Mobility adlı geleceğin mobilite vizyonunu oluşturur.
Hidroket, Ankara Üniversitesi Hidromobil takımı. Ankara Üniversitesi'ne bağlı olarak çalışmalarını yürüten Hidroket, 2006 yılında bilimsel araştırma projeleri kapsamında Ankara Üniversitesi'ni temsil etmek amacıyla kurulmuştur.
Alüminyum-hava pilleri, havadaki oksijenin alüminyum ile reaksiyonundan elektrik üretir. Tüm piller arasında en yüksek enerji yoğunluklarından birine sahiptirler, ancak yüksek anot maliyeti ve geleneksel elektrolitler kullanılırken çıkan yan ürün sorunları nedeniyle yaygın olarak kullanılmazlar. Bu durum, kullanımlarını esas olarak askeri uygulamalarla sınırlamıştır. Bununla birlikte, alüminyum pillere sahip bir elektrikli araç, bir lityum iyon pilin menzilinin sekiz katına kadar potansiyele sahiptir.

Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Dünya üzerindeki enerji kaynakları, klasik ve alternatif kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Birincil enerji kaynaklarından kullanım oranları; %33,1 petrol, %30,3 kömür, %23,7 doğalgaz, hidrolik ve diğer yenilenebilir %8, nükleer enerji %5.

SM UB-3, Alman İmparatorluğu'na ait UB I tipi bir denizaltıydı. 15 Ekim 1914'te sipariş edilmesinin ardından 3 Kasım 1914'te Kiel'deki Germaniawerft tersanesinde kızağa kondu. İnşası 5 Mart 1915'te tamamlandı ve ilk görevini aynı yıl 14 Mart'ta aldı. UB-3, sınıfının ilk sekiz denizaltısıyla aynı özelliklere sahipti. 28,09 m uzunluğundaki UB-3'ün deplasmanı, su yüzeyi ve su altında olmasına göre 127 ile 142 ton arasında değişiyordu. Pruvasında ikişer adet torpido tüpü ile torpido bulunduran denizaltının güvertesinde de bir makineli silah yer alıyordu.

Porsche 918 Spyder, Porsche tarafından tasarlanan ve ilk olarak Mart 2011'deki 80. Cenevre Otomobil Fuarı'nda kamuoyuna tanıtılan ortadan motorlu "plug-in hybrid" tipi süper spor otomobil. 918 Spyder'de 580 PS gücündeki içten yanmalı benzinli motor ile toplam 243 PS güç üreten iki fırçasız doğru akım elektrik motoru bulunmakta. 918 Spyder Porsche'nin ilk "plug-in hybrid" otomobilidir. 18 Eylül 2013 tarihinden itibaren 918 adet üretilecek olan 918 Spyder'ın satışı Aralık 2013'te başlayacak. Avrupa'daki başlangıç fiyatının ise 768.026 € olması öngörülüyor.

Kilkis veya USS Mississippi, 1904-08 yılları arasında Amerikan Donanması tarafından inşa edilen 13.000 tonluk Mississippi sınıfı zırhlı idi. Amerikan donanmasında Mississippi adıyla görev yapan gemi 1914 yılında kardeş gemisi Idaho ile beraber Yunanistan Deniz Kuvvetleri tarafından satın alındı; Mississippi'nin ismi Kilkis, Idaho'nunki de Lemnos olarak değiştirildi. Kilkis ismi İkinci Balkan Savaşı'nda Yunan zaferiyle sonuçlanan Kılkış Muharebesi'nden gelmektedir. Kilkis dört adet 305 mm'lik ana bataryayla donatılmıştı, kardeş gemisi Lemnos ile Kilkis Yunan donanmasındaki en güçlü gemiler idi.

Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.

Nikel-hidrojen pil Nikel ve hidrojene dayanan şarj edilebilir bir elektrokimyasal güç kaynağıdır. Bir nikel-metal hidrit pilinden (NIMH), 1200 psi basınca kadar basınçlı bir hücrede depolanan, gaz halindeki hidrojen kullanılarak farklıdır. Nickel-hidrojen pil, 25 Şubat 1971 tarihinde Alexandr Ilich Kloss ve Boris Ioselevich Tsenter tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde patentlendi.

Yakıt hücreli otomobil, elektrik motorunu çalıştırmak için bir yakıt hücresi kullanan veya bir akü veya süper kapasitörle birlikte kullanan bir elektrikli otomobil türüdür. Araçlardaki yakıt hücreleri, genellikle havadan oksijen ve sıkıştırılmış hidrojen kullanarak motora güç vermek için elektrik üretir. Çoğu yakıt hücreli araç, yalnızca su ve ısı yayan sıfır emisyonlu araçlar olarak sınıflandırılmaktadır. İçten yanmalı taşıtlarla karşılaştırıldığında, hidrojenli taşıtlar, hidrojenin tipik olarak reforme edilmiş doğalgazdan türetildiği hidrojen üretimi sahasında kirleticileri merkezileştirmektedir. Hidrojenin taşınması ve depolanması da kirletici maddeler yaratabilir.
SM U-33, Alman İmparatorluk Donanması'na ait U 31 tipi bir U-bot idi.
Hidrojen yakıtı, oksijenle yakılan sıfır karbonlu bir yakıttır. İçten yanmalı motorlarda ve yakıt hücrelerinde kullanılabilir. Uzun yıllardır yakıt hücreli otobüslerde kullanılmaktadır ve binek otomobiller gibi ticari yakıt hücreli araçlarda da kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca uzay araçlarının çalıştırılmasında da yakıt olarak kullanılmaktadır. 2018 itibarıyla hidrojenin büyük bir bölümü (~%95) buhar reformasyonu ya da kısmi metan oksidaysonu ve kömür gazlaştırma gibi fosil yakıtlardan elde edilir. Geriye kalan bölümü suyun elektrolizi, güneş termokimyası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elde edilir.
STM500, Türkiye merkezli STM tarafından keşif gözetleme, özel kuvvetler harekâtı, denizaltı harbi gibi taktik ihtiyaçlara cevap vermesi için özellikle sığ sular için tasarlanmış 500 ton sınıfında dizel-elektrik atak denizaltısıdır. 18 kişilik mürettebat kapasitesine ek olarak 6 kişilik Özel Kuvvetler ekibi ile birlikte 30 gün açık sularda kalış süresi ve 250 metreyi aşan dalış derinliğine sahiptir. Platform, 4 adet atışa hazır torpido kovanı ile toplamda 8 adet ağır torpido taşıma veya 4 adet ağır torpido ile 4 adet güdümlü füze atış gücüne sahiptir.