İçeriğe atla

Mısır'daki Yahudilerin tarihi

Mısır Yahudileri, dünyanın hem en eski hem en yeni cemaatini oluşturur. Tam bir nüfus bilgisi bulunmasa da Mısır'daki Yahudi nüfusunun 2004 itibarıyla 100'den az olduğu düşünülür,[1] bu sayı 1922'de 75 ila 80 bin arasındaydı.[2] Tarihi yerli cemaatin çekirdeğini Rabinik ve Karay Yahudileri oluşturur. İspanya'dan kovulmanın ardından Mısır'a daha çok Sefarad ve Karay yerleşmiştir. Nüfus, Süveyş Kanalının açılmasının ardından artan ticaret olanakları sebebiyle yükselişe geçti. Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı topraklarda yaşayan Yahudiler Mısır'ın ana şehirlerine yerleşip modern cemaatin ticari ve kültürel elit tabakasına girdiler. 19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da yaşanan pogromlardan kaçan Aşkenaz cemaati çoğunlukla Kahire'nin Darb el Barabira çeyreğinde toplanmıştı.

Antik çağ

Asvan papirüslerinde, saklı belgelerde ve Aramca yazılan mektuplarda, Ahameniş İmparatorluğu adına Mısır'ın cephe garnizonunda görev alan bolca Yahudi askerin varlığıyla ilgili bilgiler bulunur.[3] MÖ 650'de Kral Menaşe zamanında cemaat, Nubiya'ya sefer düzenleyen Firavun I. Psamtik'e destek sunmak için kuruldu. Dini sistemleri Babil politeizminden güçlü izler taşıdığı için, bazı uzmanlarca bu cemaat Yahudi-Samiri kökenlidir[4] ve kendilerine ait tapınakları, yerel tanrı Knum ile yan yanaydı. Bu belgeler MÖ 495 ila MÖ 399 yılları arasındaki bilgileri içermektedir.

Eski Ahit'te anlatıldığına göre, MÖ 597'de Yehuda Krallığı yıkıldıktan ve Yahudi vali Gedalya öldürüldükten sonra çok miktarda Yahudi Mısır'a sığınmıştır.[5][6] Atama yapıldığı duyulduğunda, Moav'a, Ammon'a ve Edom'a kaçan Yahudiler Yehuda'ya geri döndü[7] fakat Gedalya öldürümeden çok önce, bu topraklarda yaşayan Yahudiler veya sonradan geri dönenler Mısır'a kaçtı.[8][9] Mısır'a gidenlerin sayısı tartışma konusudur. Kaçanlar, Mısır'da Migdol, Tahpanhes, Nof ve Patros şehirlerine yerleşti.[10]

Her ne kadar Çıkış kitabında İbranilerin Antik Mısır'da köle olduğu anlatılsa da, bir asrı aşkın arkeolojik çalışmalar, ne dört asır boyunca Yahudilerin Mısır'da kaldığı, ne bir milyondan fazla İsrailoğlunun Kızıldeniz'i geçtiği, ne de Sina Çölü'nde geçen üç ay ile ilgili bir kanıt bulabilmiştir.[11][12] Çıkış hikâyesinin tarihi bir gerçeklik olduğunu savunan uzmanlar bugün bunun sadece bir olasılık olduğu görüşünde birleşmektedir.[13]

Ptolemaios ve Roma (MÖ 400 - MS 641)

Sonradan yaşanan göç dalgalarıyla Ptolemaios döneminde Yahudiler, başta İskenderiye olmak üzere Mısır'a göç etti. Bu dönemde Mısır'daki Yahudi tarihi İskenderiye merkezliyken Kafr ed-Davar gibi diğer şehirlerde de kardeş cemaatler kuruldu.[14] MÖ 3. yüzyılda Yahudi diasporasının büyük bir kısmı Mısır'ın şehir ve kasabalarında bulunmaktaydı. Josephus'un tarihine göre, Yahudiye'yi eline geçiren I. Ptolemaios Soter, Yehuda toprakları, Kudüs, Samarya ve Gerizim Dağı'ndan 120,000 Yahudi esiri Mısır'a gönderdi. Bu kişilerin yanı sıra, bereketli toprakların ve Ptolemaios'un liberalliğinin cazibesiyle birçok Yahudi kendi arzusuyla buraya göç etti. Ptolemaious ve Mısırlı annesi Berenis'e adanan sinagoglar 19. yüzyılda İskenderiye yakınlarında bulundu.[15] Josephus ayrıca bu 120,000 esirin II. Ptalemaios Filadelfus tarafından serbest bırakıldığını belirtir.[16]

İskenderiye'deki Yahudilerin tarihi, MÖ 332'de Büyük İskender tarafından şehrin kurulmasıyla başlar. Yahudiler, İskender ve ardılları döneminde nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmaktaydı. Yerli kült tesirlerinden etkilenmemek için Ptolemaioslar Yahudilere şehrin beş idari bölümünden ikisini tahsis etti. Bu zamanda İskenderiye'deki Yahudiler, dünyadaki herhangi bir Yahudiye göre bağımsız bir siyasi yaşam sürüyordu. Roma İmparatorluğu'ndaki Yahudiler dini amaçlı özel topluluklar kurarken veya Mısır ve Fenike gibi yabancı ticari kurumlara üye olurken İskenderiye Yahudileri, yerli halkla yan yana bağımsız siyasi bir cemaat oluşturuyordu.

Roma döneminde Nil nehrinin doğsusunda bugün Benheseh denen yerde önemli sayılabilecek bir Yahudi cemaati bluunuyordu. Şehirde Yahudilere ait sokaklar vardı. Buradaki Yahudilerin çoğu ahitsel isimlerini korumalarına rağmen bir ihtimalle Hristiyan olmuşlardır. 300'lerde bir Mısır tapınağında Aşil oğlu Yakov diye bir din görevlisi bulunmaktaydı.

İskenderiye'deki Yahudi cemaati Kitos Savaşı sırasında Trajan'ın orduları tarafından hemen hemen yok edildi ve Josephus'a göre[17] pogromda katledilenlerin sayısı 50,000'di.

Arap hakimiyeti (641 - 1250)

Arapların Mısır'ı işgaline ilk destek, Monotelitizmi yaymaya çalışmakla ünlü İskenderiyeli Patriark Kiros'un idari yolsuzluklarından rahatsız olan Yahudiler, Koptikler ve diğer Hristiyanlardan geldi.[18] Orada halihazırda yaşayan Yahudilerin yanı sıra diğer bazı Yahudiler Arap Yarımadası'ndan gelmiş olmalıdır. Muhammed'in Banu Canba'ya 630'da yazdığı mektubu[19] Al-Baladhuri, Mısır'da gördüğünü iddia etmiştir. Aynı mektubun İbranice harflerle yazılmış bir kopyası Kahire Genizası'nda bulunmuştur.

Yahudilerin, eski Mısır liderleri için hoş duygular beslemesi için bir sebebi yoktu. 629'da İmparator Herakleios, Yahudileri Kudüs'ten kovdu ve akabinde İmparatorluk genelinde Yahudilere karşı katliam başlattı. İmparator Anastasius zamanında (502) Amida'nın Persler tarafından ve İskenderiye'nin Pers general Şahin tarafından fethedildiği zamanlarda Yahudilerin Hristiyanlara karşı olması sebebiyle bu zamandan beri Koptiklerle Yahudiler arasında süre gelen bir anlaşmazlık mevcuttu; bu nedenle Roma İmparatorluğu'nun Yahudilere karşı uyguladığı katliamın Mısır ayağında katliamlar Koptikler tarafından destek gördü. İskenderiye Antlaşması'yla (8 Kasım 641) Mısır'ın Arapların eline geçişi resmîleşti. Bu antlaşmayla, Yahudilerin yaşadıkları şehirlerde kalmaları garanti altına alındı; Şehrin fethedildiği zamanda Amr Bin El-as halifeye bir mektup yazıp burada 40,000 Yahudinin bulunduğunu belirtmiştir.

Emeviler ve Abbasiler döneminde (641-868) Mısırlı Yahudilerin akıbetleriyle ilgili çok az bilgi mevcuttur. Tolunoğulları döneminde ise (863-905), Karay cemaati büyük ölçüde kalkındı.

Fatımiler hakimiyeti altında (969 - 1169)

Son dönemlerdeki El-Hakim bi-Amrallah hakimiyeti dışındaki zamanda Fatımiler dönemi Yahudiler için genelde olumlu geçmiştir. Mısır'da Talmud okullarının açılması genelde bu döneme denk gelir. Toplumda yüksek mevkilere gelen Yahudilerden birisi Yakub ibn Kilis'ti.

Helife el-Hakim (996-1020), II. Ömer Antlaşması'na sıkı sıkya bağlıydı; Yahudilere çıngırak takma ve toplum içinde tahtadan oyma bir buzağı taşıma zorunluluğu getirdi. El-Cevderiye'de bir sokakta yalnız Yahudiler yaşamaktaydı. El-Hakim, buradaki Yahudilerin ayinlerinde kendisiyle dalga geçildiğini duyunca mahalleyi yaktı.

12. yüzyılın başlarında Abu el-Münecce ibn Şayah isimli bir Yahudi tarım bakanıydı. En bilinen icraatı 1112'de Nil nehrinde bent kurmasıydı ve buraya "Bahr Abu el-Münecce" denmektedir. İşi gereği harcamalarının yüksek olması itibarını zedeledi ve İskenderiye'de hapse atıldı, fakat kısa bir süre sonra çıkmayı başardı. Bir banker ile yaptığı alışverişin belgesi bugün hala muhafaza edilmektedir. 1137'de vezir Al-Afdal Şahanşah altında maliyeden sorumlu fakat adı bilinmeyen Yahudi bir usta vardı. Düşmanları tarafından işine son verilen bu kişinin yerine, Yahudileri Krallık'tan kovmaya çalışan bir Hristiyan patriark getirildi. Önde gelen dört Yahudi bir araya gelip Hristiyanlara karşı komplo kurdular fakat bu komplonun sonucunda ne olduğu bilinmemektedir. Eski bakan, Konstantinapollü Yahudilere karmaşık şiirsel bir formda mektup yazıp kendilerine yardım etmeleri için yalvarmıştır. Bu mektup bugüne kadar korunmuştur.[20] Halife el-Hafız'ın doktorlarından biri Abu Mansur isimli bir Yahudiydi.[21] Abu el-Fedail ibn al-Nakid (ö. 1189) ünlü bir göz hekimiydi.

Bu asırda, Mısır cemaatleri üzerine gerek Yahudi uzmanların raporları gerekse seyyahlardan gelen bilgiler sayesinde biraz daha fazla ışık tutmak mümkündür. 1141'de İskenderiye'ye gelen Yehuda Halevi, arkadaşı Aaron Ben-Zion ibn Alamani ve onun beş oğluyla ilgili şiir yazmıştır. Halevi, Dimyat'ta İspanyol asıllı Abu Said ibn Halfon ha-Levi ile tanışıp arkadaş oldu. 1160'ta Mısır'ı ziyaret eden Tudelalı Benjamin buradaki Yahudi cemaatiyle ilgili genel bilgiler sunmuştur: Kahire'de 2000 birey; liderleri Fransız asıllı Phineas b. Meşaullam olan İskenderiye'de 3000 birey; Feyyum'da 20 aile; Dimyat'ta 200 birey; Nil'in doğusundaki Bilbeis'te 300 birey; ve Damira'da 700 birey Yahudi bulunmaktaydı.

Selahaddin dönemi ve Rambam (1169 - 1250)

Selahaddin'in Haçlılar ile yaptığı savaştan (1169-93) Yahudilerin etkilenmediği görülmüştür. Son Fatımi'nin doktoru olan Yahudi Abu al-Bayyan al-Mudavvar (ö. 1184), Selahaddin'in de doktorluğunu yapmaktaydı.[22] Rambam'ın kayın biyraderi Abu al-Maali de Selahaddin için çalışmaktaydı.[23] 1166'da Mısır'a gidip Fustat'a yerleşen Rambam, doktor olarak ün yapınca, Selahaddin'in ailesinin, vezir El-Kadı El-Fadıl'ın ve Selahaddin'in ardıllarının doktoru oldu. Kendisine Rais al-Umma (Ümmet reisi) veya Rais al-Milla (Millet reisi) unvanı verildi. Fustat'ta Mişna Tora'yı (1180) ve Şaşkınlara Kılavuz'u yazdı; her ikisi de dönemin Yahudi uzmanlarınca muhaleftle karşılandı. Bu mekandan responsa denen dini cevaplar içerikli mektuplar gönderdi. 1173'te esirlerin kurtarılması için Kuzey Afrika cemaatlerinden talepte bulundu. Bu talep Rambam'dan bugüne kalan son belgedir.[24] Karayların meclisten çıkarılmasına sebep oldu.[25]

Memlûkler (1250 - 1517)

Bahri Hanedanı altında (1250-1390) Yahudiler nispeten sessiz ve sakin bir hayat yaşadılar; zaman zaman ordu ekipmanlarının bakımıyla ilgilenen Yahudiler tutucu Müslümanların kadı ve ulemaları tarafından rahatsız edildiler. Al Makrizi'ye göre Memlukların ilk büyük sultanı Baybars (Al-Malik al-Tahir, 1260-77), "zimmi" vergisini ikiye katladı. Bir ara Yahudileri yakmaya niyetlenen ve bu sebeple kuyular kazdıran Sultan, fikrinden cayıp ağır vergiler uyguladı; bu dönemde Yahudiler ortadan kayboldu.

Sambari (135, 22)'de, Ömer Antlaşması'nın geçerli olduğu yerlerde bu kuralların katıca uygulandığı belirtilir. 1305'te Suriye'de Moğollara karşı zafer kazanan Sultan ülkesine geri döndü, Yahudilikten İslam'a geçen İskenderiyeli fanatik Said ibn Hasan, gayrimüslümlerin kilise ve sinagoglarından yaptığı aleni ayinleri kibirlik olarak nitelendirip kızgınlık duydu. On haham, on papaz ve on ulemadan oluşan dini bir meclis kurmaya çalıştı. Bunu başaramayınca kilise ve sinagogların kapatılması için çaba verdi. İskenderiyeli güruhlar tarafından bazı kiliseler yıkıldı; fakat Ömer Antlaşması gereğince sinagogların çoğunun ayakta kalmasına izin verildi. Sambari (137, 20)'de dediğine göre Barselona'nın Faslı kralından gelen mektupla (1309) yeni bir antlaşma yapıldı ve sinagoglar tekrar açıldı; bu mektup muhtemelen Ömer Antlaşması'nın tazelenmiş sürümüdür. Bu konuyla ilgili hala baki olan Müslüman doktorların fetvaları bulunur. Taki al-Din ibn Taimiyyah'a (d. 1263) göre Kahire'deki sinagoglar bunden önce de bir kere kapatılmıştı. Bu fanatik Müslüman, Yahudilere küfür eden fetvasında, sinagogların heterodoks Müslümanlar, İsmaili, Karmati ve Nusayriler zamanında kuruldukları için yıkılmasını buyurmuştur.[26] Fakat sinagogların ayakta kalmasına izin verildi.[27] Aynı sultan zamanında (1324) Yahudileri Fustat'ta ve Kahire'de kundakçılıkla suçlandı; temize çıkarılmak için 50,000 parça altın ödetildi.

Burci Hanedanı zamanında Franklar İskenderiye'ye tekrar saldırdı (1416), Yahudilere karşı kurallar Şeyh el-Muayyid (1412-21), nüfusu azaltan veba nedeniyle 1438'de Eşref Bars Bey, Al-Zahir Çakmak (1438–53) ve Kait Bey (1468–95) tarafından sertçe uygulandı. Kahire Yahudilerine 75,000 parça altın ödetildi.

Türk hakimiyeti (1517 - 1922)

22 Ocak 1517'de Türk sultan Yavuz Sultan Selim, son Memluklu Tomanbay'ı bozguna uğrattı. Yahudi ilişkileriyle ilgili kökten değişiklikler yapan sultan nagidi feshetti, her cemaati bağımsız kıldı ve David ibn Abi Zimra'yı Kahire'deki cemaatin başına getirdi. Ayrıca Abraham de Castro'yu darphaneye ustabaşı olarak atadı. Selim'in ardılı II. Süleyman zamanında, De Castro bağımsızlık planını ortaya çıkardığı zaman (1524) Mısır Genel Valisi Ahmed Paşa ondan intikam almaya koyuldu. Kaçışlarının anısına "Kahire Purim"i halen 28 Adar'da kutlanmaktadır.

16. yüzyılın sonlarına doğru, "Şita Mekubezet"in yazarı Bezaleel Aşkenazi tarafından Mısır'ın Talmud çalışmaları beslendi. Öğrencileri arasında, zengin mültezim amcasını ziyaret için Mısır'a gelen genç Isaac Luria[28] ve Avraham Monson (1594) bulunmaktaydı. İşmael Kohen Tanuci, "Sefer ha-Zikaron" isimli eserini Mısır'da 1543'te tamamladı. Joseph ben Moses di Trani de bir süre Mısır'da kaldı.[29] Ahit ve Talmud yorumcusu Hayim Vital Aaron ibn Hayim de Mısır'da bir süre kalanlardandı.[30] Isaac Luria'nın öğrencilerinden Yosef Tabul'un oğlu Yakov, yetkililer tarafından idam edildi.

Manasseh b. Israel (1656)'in dediğine göre, "Mısır Genel Valisi, vergilerin toplanması için yanında her zaman 'zaraf başı' veya 'haznedar' sıfatıyla bir Yahudi bulundurur. Şu anda bu görevi yapan Abraham Alkula'dır". Onun ardılı, Sabetay Sevi'nin arkadaşı ve hamisi Rafael Yosef Çelebi'ydi. İki kere Mısır'a gelen Sabetay'ın ikinci ziyareti 1660'ta gerçekleşti. Orada Leghorn'dan getirilen kötü unvanı bulunan Sara ile evlendi. Sabetaycı hareket doğal olarak Mısır'daki durumu karıştırdı. Sabetaycı peygamber ve doktor Miguel (Avraham) Cardoso 1703'te Mısır'a yerleşti ve Kara Muhammed Paşa'nın doktoru oldu. 1641'de Karay Samuel b. David Mısır'ı ziyaret etti. Seyahatinden gelen anılar mezheptaşlarıyla ilgili özel bilgiler sunar[31] İskenderiye'de üç, Raşid'de iki Rabinik sinagogun varlığını bildirir.[32] 1654'te, ülkeyi ziyaret eden Moses b. Elijah ha-Levi isimli ikinci Karay, benzer bilgileri sunup Karaylarla ilgili fazla özel bilgi aktarmamaktadır.

Sambari'de anlatılana göre, İstanbul'dan Mısır'a gönderilen "kadı al-asakir" Yahudilere şiddetli yargılamalarda bulunmuştur. Kadı, cemaat üzerinde baskı kurup halkı soydu.[33] David Conforte, 1671'de Mısır'da dayandı. 1844, 1881 ve Ocak 1902'de Yahudilere karşı kan iftirası gerçekleşti. Şam vakasının ardından Moses Montefiore, Crémieux ve Salomon Munk 1840'ta Mısır'ı ziyaret etti. Bunlardan son ikisi Rabbi Moşe Yosef Algazi ile temasa geçip Kahire okullarında dindaşlarının eğitim seviyesini yükseltmek için çaba sarf etti. Yeni yüzyıla girilirken Yahudi bir gözlemci şunları aktarmıştır: "Mısır Yahudilerinin çoğunun ruhani hoşgörüsü tatminkardır, bundan daha liberal veya diğer dinlere daha saygılı bir nüfus bulmak zordur".[34]

1898'de yayınlanan nüfus bilgilerine göre 9.734.405 nüfuslu Mısır'da 25.200 Yahudi bulunmaktaydı.[35]

Modern zaman (1919'dan bugüne)

1919 Mısır Devrimi'nde üzerinde hilal, haç ve Yahudi yıldızı bulunan bayrak taşınırken.

İngiliz hakimiyeti ve Kral I. Fuad altında Mısır Yahudilere karşı dostaneydi, fakat kaç nesil bu ülkede yaşadıklarına bakılmaksızın Yahudilerin %90'ına Mısır vatandaşlığı reddedildi. Ülkenin ekonomisinde önemli rol oynayan Yahudilere, Avrupa'nın artan zulmünden kaçan Yahudiler de eklenince nüfus 80.000'e yaklaştı. Geleneksel olarak birbirleriyle evlenmeleri dahi yasak olan Karay ve Rabinik cemaatler arasındaki bariz farklılıklar uzun süre devam etti. Kahirenin yan yana iki mahallesi olan harat al-yahud al-qara’in'de Karaylar ve harat al-yahud'da Rabinik Yahudiler yaşamaktaydı. Ayrılıklarına rağmen genelde birlikte hareket eden bu iki cemaatin nesilleri, iki grubun ilişkilerini geliştirmek için uğraş verdiler.[36]

Bireysel anlamda Yahudiler, Mısır milliyetçiliği konusunda önemli roller aldılar. Kahire Sefarad cemaati lideri René Kattavi, 1935'te 'Mısır vatanımızdır, Arapça dilimizdir' sloganıyla yola çıkan Mısır Yahudi Gençliği derneğinin kuruluşunu destekledi. Siyasi Siyonizm'e şiddetle karşı çıkan Kattavi, Dünya Yahudi Kongresi'ne 1943'te "Yahudi Sorunu" başlıklı bir mektup yazıp Filistin'in Avrupa Yahudilerini özümseyemeyeceğini belirtti.[36] Yine de, Siyonist hareketin Mısır'da da temsilcileri vardı. Karay Yahudi uzman Murad Beh Farag (1866–1956) hem bir Mısır milliyetçisiydi hem de Siyonist'ti. 'Anavatanım Mısır, Doğduğum Yer' isimli şiirinde Mısır'a sadakatini anlatırken al-Kudsiyyat[37] isimli kitabında Yahudilerin bir devlete sahip olma hakkını savunmuştur.[38] Al-Kudsiyyat belki de Siyonizmi savunan Arapça yazılmış en belagatli eserdir. Farag aynı zamanda 1923'te Mısır'ın ilk anayasasını yazanlardan biridir.

Bu dönemde yaşadığı bilinen bir başka Mısır Yahudisi de, İngilizlerin ülkeden çıkarılmasını savunan vatansever Mısır milliyetçisi Yakup Sanu'dur. Milliyetçi yayın yapan Abu Naddara Azra'nın sürgünden editörlüğünü yapmıştır. Bu dergi, Mısır Arapçası ile yazılan ilk dergilerdendir ve İngilizlerle İngilizlerin kuklası olan Monarşi ile dalga geçen hicivsel yazılar içermekteydi. Bir başka bilindik Yahudi ise, Mısır Komünist Partisi'nin çekirdeğini oluşturan Mısır Milli Kurtuluş Hareketi'nin kurucusu Henri Curiel'di.[36] Curiel, İsrail ile FKÖ arasındaki gayri resmi iletişimde önemli rol üstlenmiştir.[39]

1937'de hükûmet, başta Suriyeli, Yunan, İtalyan ve Ermenilerin sahip olduğu diplomatik dokunulmazlık kapitülasyonlarını kaldırdı, bu durumdan Yahudiler de etkilendi. Mısır içinde ticaret yapan yabancı azınlıklara vergi uygulanmaması onlara büyük ölçüde avantaj sağlamaktaydı.[40]

1936-1939 arası, Filistin'deki Arap-İsrail çatışmalarının medyada sıkça yer alması ve Nazi Almanyası'nın yükselişe geçmesi Mısır toplumu içindeki Yahudilerin ilişkilerini etkiledi.[41] Genç Mısır ve Müslüman Kardeşler Topluluğu gibi yerel milliyetçi militan grupların oluşması, bu grupların Avrupa'daki mihver güçlere sempati duyması ve onların yollarından gitmesi Yahudilere karşı düşmanlığı körükledi.

Mısır bankaları, Faşist rejimlerden kaçan Yahudilerin paralarını transfer ettiği yerdi.[42]

1940'larda durum kötüleşti. 1942'den sonra zaman zaman pogromlar yaşandı. 1945'te Kahire'deki Yahudi mahallesi hasar gördü. Filistin'in taksimi ve İsrail'in kuruluşu yaklaştıkça düşmanlık arttı. 1947'de Şirket Kanunlarıyla işçilerin %75'inin maaşlı ve %90'ının Mısırlı olma zorunluluğu getirildi. Yahudilere vatandaşlık verilmediğinden "%90 Mısırlı" kuralından faydalanamadılar ve birçoğu işlerinden çıkarıldı. Kanunlara göre şirket sermayesinin yarısından fazlası Mısır sermayesi olması gerekmekteydi.

1948 ve sonrası

İskenderiye'de Yahudi kızların Bat mitsva töreni.
İskenderiye'deki Samuel Menaşe sinagogunda Rabbi Moşe Kohen'in Yahudi korosu.

1948'de İsrail'in kurulmasıyla Mısırlı Yahudilerin durumu daha da kötüye gitti. Aynı yıl gerçekleşen bombalama eyleminde 70 Yahudi öldü ve yaklaşık 200'ü yaralandı; gerçekleşen ayaklanmalarla bu sayı gittikçe arttı.[43]

Cemal Abdünnasır'ı gözden düşürmek ve muhtemelen Moşe Şaret'in Mısır ile yaptığı gizli görüşmeleri bozmak için İsrail, sabotaj düzenleyip Batılı hedefleri bombaladı (ölüm gerçekleşmedi). Yahudilere olan güvenin daha da sarsılmasına sebebiyet veren bu olayın ardından 1954'te Lavon Davası gerçekleşti. Davacı Fuat al-Digvi davada şunları söylemiştir:

'Mısır Yahudileri aramızda yaşıyor ve onlar Mısır'ın oğullarıdır. Mısır, oğulları arasında, gerek Müslüman olsun, gerek Hristiyan, gerekse Yahudi ayrım yapmaz. Savunmacılar Mısır'da yaşayan Yahudilerdir. Mısır'ın oğulları olmalarına rağmen Mısır'a karşı suç işlemişlerdir.[36]

Olaylarda kimsenin ölmemiş olmasına rağmen örgütün iki üyesi olan Dr. Musa Marzuk ve Şmuel Azar idamla cezalandırıldı. Buna tezat olarak, Dr. Mazruk'un ailesinden 1948 katliamında altı kişi öldürüldü fakat kimse ceza almadı. 1953'te Dr. Marzuk'un kuzeni Kamal Massuda soğuk kanlı bir şekilde öldürülürken yetkililer kimseyi tutuklamadı. Örgüt üyelerinin ailelerinin bir kısmı 1947 Şirket Kanunu zamanında öldü.

23 Kasım 1956'da, Süveyş Krizi'nde İngiltere, Fransa ve İsrail tarafından işgal edilen Mısır bir bildiri yayınlayıp 'bütün Yahudiler Siyonisttir ve devletin düşmanlarıdır' dedi ve onları kovma sözü verdi. Cemaatin hemen hemen yarısını oluşturan yaklaşık 25.000 Yahudi, zorla imzalatılan "gönüllü ayrılık belgesi"nin ardından malvarlıklarını bırakarak Avrupa'ya, ABD'ye, Güney Amerika'ya ve İsrail'e göç etti. Yaklaşıp 1000 Yahudi hapise atıldı. İşgalde rol alan İngiliz ve Fransızlara da benzer kanunlar uygulandı.

1967'deki savaşın ardından yine malvarlıklarına el koymalar gerçekleşti. Bu zamanda Kahire'de yaşayan Rami Mangoubi'nin dediğine göre 17 ila 60 yaşlarındaki bütün Yahudi erkekler ya ülkeden anında kovuldu ya da üç yıldan fazla süreyle işkence gördükleri Abu Zabal ve Tura'daki ıslahevlerine konuldu.[44] En nihayetinde ülkedeki Yahudi cemaati neredeyse yok oldu ve bugün Mısır'da 100'den az Yahudi yaşamaktadır. Mısırlı Yahudilerin çoğu İsrail'e (35.000), Brezilya'ya (15.000), Fransa'ya (10.000), ABD'ye (9.000) ve Arjantin'e (9.000) göç etti. Bugün, Mısır toplumunda ve medyasında Yahudi karşıtı duygular hakimdir. Mısır'daki son Yahudi düğünü 1984'te gerçekleşti.

Cemaatlari hakkında Mısır Yahudilerinin çalışmaları

  • Ronit Matalon, Zeh ‘im ha-panim eleynu ('Bize Bakan') (Bir Mısırlı Yahudi ailesinin hayatı)
  • Yahudiya Misriya, Les juifs en Egypte: Aperçu sur 3000 ans d'histoire, Geneva: Editions de l'Avenir, 1971
  • Lucette Lagnado, "The Man in the White Sharkskin Suit" (Mısır'dan ABD'ye göç eden Mısırlı bir Yahudi ailesinin otobiyografisi)
  • Mangoubi, Rami, "My Longest 10 Minutes", The Jerusalem Post Magazine, 31 Mayıs 2007.
  • "Out of Egypt", Andre Aciman, Picador, 1994
  • "Growing Up Under Pharaoh", Maurice M. Mizrahi, 2004, [1]12 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Ayrıca bakınız

Antik tarih

  • Philon

Modern tarih

Enstitüler

Kaynakça

Özel
  1. ^ "Jewish Virtual Library". 26 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2011. 
  2. ^ The 1947 census gives 65,639, possibly too low. See Joel Beinin, The Dispersion of Egyptian Jewry: Culture, Politics, and the Formation of a Modern DiasporaIntrod.
  3. ^ "Ibrahim M. Omer, "Briefly Investigating the Origin of the Ancient Jewish Community at Elephantine: A Review."". 30 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2011. 
  4. ^ A. van Hoonacker, Une Communité Judéo-Araméenne à Éléphantine, en Egypte, aux vi et v siècles avant J.-C, London 1915 cited, Arnold Toynbee, A Study of History, vol.5, (1939) 1964 p125 n.1
  5. ^ 2 kral 25:22-24
  6. ^ jer 40:6-8
  7. ^ Jeremiah 40:11-12
  8. ^ 2 kral 25:26
  9. ^ Jeremiah 43:5-7
  10. ^ Jeremiah 44:1
  11. ^ James Weinstein, "Exodus and the Archaeological Reality", in Exodus: The Egyptian Evidence, ed. Ernest S. Frerichs and Leonard H. Lesko (Eisenbrauns, 1997), p.87
  12. ^ John Van Seters, "The Geography of the Exodus", in The Land I Will Show You: Essays on the History and Archaeology of the Ancient Near East in Honour of J. Maxwell Miller, ed. J. Andrew Dearman and M. Patrick Graham (JSOT 343, Sheffield Academic Press, 2001), pp. 255-76
  13. ^ James K. Hoffmeier, Israel in Egypt: The Evidence for the Authenticity of the Exodus Tradition, (OUP, 1999)
  14. ^ Aryeh Kasher The Jews in Hellenistic and Roman Egypt: The Struggle for Equal Rights, Mohr Siebeck, 1985 pp.107-8
  15. ^ Sir John Pentland Mahaffy The History of Egypt under the Ptolemaic Dynasty, New York 1899 p. 192.
  16. ^ Josephus, Antiquities of the Jews, in The Works of Josephus, Complete and Unabridged, New Updated Edition (Translated by William Whiston, A.M.; Peabody Massachusetts:Hendrickson Publishers, 1987; Fifth Printing:Jan.1991 Bk. 12, chapters. 1, 2, pp. 308-309 (Bk. 12: verses 7, 9, 11)
  17. ^ The Jewish War Book 2.495ff.
  18. ^ Runciman, Steven (1951). A History of the Crusades, Volume I: The First Crusade and the Foundation of the Kingdom of Jerusalem (İngilizce). Cambridge: Cambridge University Press. s. 18-19. 
  19. ^ Julius Wellhausen, Skizzen und Vorarbeiten IV = Medina vor dem Islam, Berlin 1889.p.119
  20. ^ J. Q. R. ix. 29, x. 430; Z. D. M. G. li. 444
  21. ^ Wüstenfeld, p. 306
  22. ^ B.A. § 153
  23. ^ B.A. ibid. § 155)
  24. ^ M. xliv. 8
  25. ^ J. Q. R. xiii. 104
  26. ^ R. E. J. xxx. 1, xxxi. 212; Z. D. M. G. liii. 51
  27. ^ Weil, l.c. iv. 270
  28. ^ Azulai, "Shem ha-Gedolim," No. 332
  29. ^ Frumkin, l.c. p. 69
  30. ^ 1609; Frumkin, l.c. pp. 71, 72
  31. ^ G. i. 1
  32. ^ G. i. 4
  33. ^ S. 120, 21
  34. ^ Aron Rodrigue, Jews and Muslims: Images of Sephardi and Eastern Jewries in Modern Times, University of Washington Press, 2003 p.163, quoting a document by S.Somekh of 1895
  35. ^ i., xviii.
  36. ^ a b c d Joel Beinin, The Dispersion of Egyptian Jewry: Culture, Politics, and the Formation of a Modern Diaspora,
  37. ^ Jerusalemica, 1923
  38. ^ Mourad El-Kodsi, The Karaite Jews of Egypt, 1882–1986, Lyons, NY: Wilprint, 1987.
  39. ^ "[[Uri Avnery]], 'Two Americas,' [[CounterPunch]] 24 March 2009". 27 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2011. 
  40. ^ Gudrun Krämer (1989) The Jews in modern Egypt, 1914-1952 I.B.Tauris, ISBN 1850431000 p 8
  41. ^ Joel Beinin, op.cit. Introduction
  42. ^ Gudrun Krämer (1989) The Jews in modern Egypt, 1914-1952 I.B.Tauris, ISBN 1850431000 p 158
  43. ^ Mangoubi, Rami, "A Jewish Refugee Answers Youssef Ibrahim", Middle East Times, October 30, 2004.
  44. ^ Mangoubi, Rami (31 Mayıs 2007). "My Longest 10 Minutes". The Jerusalem Post. 26 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2010. 
Genel
  • The Works of Josephus, Complete and Unabridged, New Updated Edition (Translated by William Whiston, A.M.) Peabody Massachusetts:Hendrickson Publishers, 1987 (Fifth Printing:Jan.1991): Antiquities of the Jews, Book 12, chapters 1 and 2, pp. 308–9
  • Gudrun Krämer, The Jews in Modern Egypt, 1914–1952, Seattle: University of Washington Press, 1989
  • Mourad El-Kodsi, The Karaite Jews of Egypt, 1882–1986, Lyons, NY: Wilprint, 1987.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yahudilik</span> tek tanrılı etnik bir İbrahimî din

Yahudilik, Yahudi milletinin kolektif inancını, kültürünü, hukukî kurallarını ve medeniyetini içeren etnik bir dindir. İlk İbrahimî din olmasının yanı sıra insanlık tarihindeki en eski dinler arasında da yer alan Yahudilik, monoteizm temelli dinlerin ilk örneğidir. Yahudilik, riayetkâr Yahudiler tarafından "Avraham'ın YHVH ile yaptıkları sözleşmenin bir ifadesi" olarak yorumlanır. Geniş metinleri ve uygulamaları, çeşitli teolojik pozisyonları ve örgütlenme biçimlerini kapsayan Yahudilik, bir İbrani felsefi görüşü olmakla birlikte aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Torah, Tanah'ın bir parçasıdır ve Midraş ile Talmud gibi ikincil metinlerle birlikte temsil edilen tamamlayıcı bir sözlü geleneğin parçasıdır. Dünya çapındaki toplam 14 ila 15 milyon takipçisi ile Yahudilik, en büyük onuncu dindir.

<span class="mw-page-title-main">Josephus</span> MS 1. yüzyılda yaşamış Yahudi tarihçi

Titus Flavius Josephus veya doğum ismiyle Yosef ben Matityahu, Kudüs'te dünyaya gelmiş ve Roma İmparatorluğu'nda, tarih alanında önemli bir etki yaratmış Yahudi tarihçi.

Karaim ya da Karayit bir Yahudi mezhebidir. Karaim terimi İbranice Ba'alei ha-Mikra eşanlamı ile bilinir. Karaimler, Yahudilerin ana din kitabı olan Tora Yazıtları'ndan başka bir kaynak tanımaz, sözel kuralları kendi inancı için bağlayıcı bulmazlar. Yahudiliğin diğer kutsal kitabı olan, ancak sözel gelenek ve kuralların bir derlemesini oluşturan Talmud, Karaimlerce tanınmamaktadır. Tek kaynakları Tevrat olduğundan bazı dinî bayramları farklı biçimde kutlarlar. Bir takım dinî gelenek ve göreneklere özellikle uymadıklarını belirtmelerinden dolayı diğer Yahudilerce ayrıksı bir mezhep olarak görülür.

Yahudilerin Arap topraklarından toplu göçü 20. yüzyılda, başta Sefarad ve Mizrahiler olmak üzere, Yahudilerin Arap ve Müslüman ülkelerden kovulması veya toplu olarak ayrılmasına atıfta bulunmaktadır. Göç, 19. yüzyılın sonlarında başlamışsa da özellikle 1948 Arap-İsrail Savaşı'nın ardından ivme kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bahreyn'deki Yahudilerin tarihi</span>

Bahreyn Yahudileri dünyanın en küçük Yahudi cemaatlerinden biridir. Bir zamanlar nüfusu 1500'e kadar ulaşan cemaatte bugün geriye elliden az üye, bir sinagog ve bir de küçük mezarlık kalmıştır.

Yahudilerin Arnavutluk'taki tarihi 1300 yıl öncesine dayanır. Arnavutluk Yahudileri ağırlıklı olarak Sefarad olmakla birlikte modern zamanlarda toplam ülke nüfusuna olan yüzdesi çok düşüktür. Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nda Yahudi nüfusu artan ender Avrupa ülkelerindendir. Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin Komünist diktatörü Enver Hoca aralarında Yahudiliğin de bulunduğu bütün dinleri yasaklayıp devlet ateizmini yürürlüğe soktu. Komünizm sonrası bu politikalar kaldırılıp ibadet serbestliği getirildi fakat Yahudilerin çoğunun İsrail'e göç etmesiyle Arnavutluk'taki Yahudi nüfusu azaldı.

Yahudilerin Hong Kong'daki varlığı 19.yy'ın ortalarından beri sürmektedir. Hong Kong'un finansal merkez olması sebebiyle maddi sebepler için geçici olarak gelen Yahudilerin cemaatinde ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinden Yahudiler bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Hindistan'daki Yahudilerin tarihi</span> Hindistanda bulunan dini bir azınlık

Hindistan Yahudileri Hindistan'da bulunan dini bir azınlıktır. Yahudiliğin, Hindistan'a giren ilk gayri-Dharma dinlerden olduğu tarihte kayıtlıdır. Antik çağlardaki cemaatler kültürel asimilasyona uğramıştır. Her Yahudi cemaati, Yehuda Krallığı ve Kayıp On Kabile gibi farklı kökenlerden geldiği için ülkedeki Yahudi sayısını kestirmek zordur. Toplam Yahudi nüfusunun yarısı Manipur ve Mizoram'da, çeyreği de Mumbai'de yaşamaktadır. Dünyadaki birçok ülkenin aksine Hintlerin kontrolündeki Hindistan'da antisemitizm olayları görülmemiştir. Bölgede görülen tek antisemitik olaylar, Portekiz'in Goa'yı işgal edip engizisyonları başlattığı dönemdir. Yahudiler Malabar kıyılarındaki Kodungallur'a yerleşip 1524'e kadar barış içinde ticaretle uğraştılar. Hem İngiliz hakimiyetinden önce hem de sonra Yahudiler Hint prensleri altında, hükûmette, orduda ve endüstride önemli mevkilere geldiler.

Pakistan Yahudileri Pakistan'ın küçük bir dini azınlığını oluşturmaktadır. Çeşitli hesaplamalar 20. yüzyılın başlarında Karaçi'de yaklaşık 2500 Yahudinin, Peşaver'de küçük bir Yahudi cemaatinin ve diğer şehir merkezlerinde sayısı bilinmeyen Yahudilerin olduğunu gösterir. Bu iki şehirde de birer sinagog bulunmaktaydı, raporlara göre Peşaver'deki sinagog hala aktiftir. Diğer hesaplamalara göre Orta Asya, İran ve Afganistan'dan gelen Yahudilerle bu nüfus daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Özbekistan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Özbek Yahudileri iki ana cemaate bölünmüştür; bunlardan biri dindar ve gelenekçi olan Buhara Yahudileri diğeri ise daha yenilikçi olan Avrupa kökenli Aşkenaz Yahudileridir. Özbekistan'da 1989'da 94,900 Yahudi bulunmasına rağmen bu sayı 2007'de çoğu Taşkent'te olmak üzere 5000'den de az kalmıştır. Özbekistan'da 12 sinagog bulunmaktadır.

Kahire Genizası, Eski Kahire'nin doğusunda Basatin mezarlığında, Fustat'ın Ben Ezra Sinagogu'nun genizasıdır. Burada 280.000 adet Yahudi el yazması parçalar bulunmuştur. Bu parçalar başta Cambridge ve Manchester olmak üzere üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır.

Ezra ve Nehemya Operasyonu, 1950 ile 1952 arasında yapılan yaklaşık 120-130 bin Irak Yahudisinin hava yoluyla İsrail'e getirilme harekâtıdır. Taşıma, Kıbrıs ve İran üzerinden yapılmıştır. Irak'ta 1968'de sadece iki bin, bugün ise hepsi Bağdat'ta yaşamak üzere yüzden az Yahudi kalmıştır.

Abhazya Yahudilerinin nüfusu, Aşkenaz, Gurjim ve diğer Yahudilerden oluşmaktaydı. Abhazya'nın 19.yy'ın ortasında Rus İmparatorluğu'na katılmasıyla bölgedeki Yahudi nüfusu arttı. 1992-1993 Gürcistan-Abhazya çatışması sebebiyle çoğu Yahudi bölgeyi terk etti veya çıkarıldı.

<span class="mw-page-title-main">Aden Yahudileri</span> Adendeki Yahudi topluluğu

Aden Yahudileri, Arap Yarımadası'nın güney ucunda, Hadramut'a sınırı olan Aden'de doğan veya Aden'de doğmuş kişilerin nesillerinden gelenlere denir. Aden, eskiden Birleşik Krallık'a ait bir liman şehriydi. Yahudilerin, burada ilk yerleşenlerden olmaları mümkündür. Bundan 500 yıldan uzun bir süre önce, Kudüs'e gelen Bartinuro'lu Rabbi Obadiah'ın yazdıklarına göre: "Eden topraklarından Yahudiler... Talmud ile pek tanışık değiller lakin sadece Rabbi Alfasi ve Rabbi Moşe ben Maymon ile [tanışıklar]". Aden Yahudilerinin hemen hemen hepsi Haziran 1947 ile Eylül 1967 arası ülkeyi terk etmişlerdir. Bugün çoğunluğu İsrail'de bir kısmı da başta Birleşik Krallık olmak üzere diğer yerlerde yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Lübnan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Lübnan Yahudileri geleneksel olarak bir Mizrahi cemaati olup genelde Lübnan'ın Beyrut şehrinde veya çevresinde yaşayan veya yaşamış olan Yahudilerdir. Cemaatin hemen hemen hepsi İsrail, Fransa ve Kuzey Amerika'ya göç etmiştir. Ülkede bugün 20 ila 40 arası Yahudi kalmıştır. Lübnan Yahudileri toplumla sıkıca entegre oldukları ve vatanlarını terk etme hissi duymadıkları için Lübnan'ın 1958'de yaşadığı iç savaşta dahi büyük oranda dış göç olmamıştır. Fakat, 1975'teki Lübnan İç Savaşı ve 1982'deki İsrail'in Lübnan'a girme harekâtıyla dış göçler hızlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Irak'taki Yahudilerin tarihi</span>

Irak Yahudileri Irak'ta doğmuş veya onların çocukları olan Yahudilerdir. Yahudilerin Irak topraklarındaki varlığı MÖ 586'daki Babil Sürgünü ile belgelenmiştir. Irak Yahudileri dünyanın en eski topluluklarından olup tarihi önemi en yüksek Yahudi cemaatlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Kim bir Yahudi'dir?</span> Yahudi kimliği ile ilgili temel soru

"Kim bir Yahudi'dir?", Yahudi kimliğinin temel sorusudur. Yahudi şahsın kültürel, dini, soyağacı ve kişisel boyutlarını irdeler. Bu soru, Almanya'da Nazi Partisi tarafından hazırlanan Nürnberg Yasaları'nda da ele alınmıştır.

Yahudiliğe geçiş, Yahudi cemaatinin üyesi olmayı arzulayan Yahudi olmayan birinin yaptığı dini işlemdir. Yahudiliği tercih etmek, Yahudilik ilkelerine uymayı istemektir. Yahudi milletinin bir parçası olunamaz, çünkü Yahudiler bir etnisitedir. Bu dini geçiş bazen Yahudilikleri şaibeli olanların Yahudiliğini tasdiklemek için de yapılmaktadır.

Latin Amerika'daki Yahudilerin tarihi, bazı bakış açılarına göre Christopher Columbus'un İspanya'dan yola çıkıp Atlantik Okyanusu'nu geçtiği tarih olan 3 Ağustos 1492'de başlar. Onun yola çıktığı tarih, Katolik Monarklar olan I. Isabel ve II. Fernando'nun İspanya'daki Yahudilere ya Katolisizm'e geçmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini emreden bildirgeyi yayınladığı tarihe denk gelir.

Suriye'deki Yahudileri, ilk çağlardan beri Suriye'de yaşayan Yahudiler ile 1492'de İspanya'dan kovulan Sefaradlar oluşturur. Halep, Şam ve Kamışlı'da asırlar boyunca büyük Yahudi cemaatleri var olmuştur. 20. yüzyılın başlarında Suriye Yahudilerinin büyük bir yüzdesi ABD, Orta ve Güney Amerika ve İsrail'e göç etti. Bugün Suriye'de çok az Yahudi yaşamaktadır. Suriye Yahudilerinin oluşturduğu en büyük cemaat 75.000 kişilik nüfusuyla Brooklyn, New York'tadır.