İçeriğe atla

Müreysî Muharebesi

Müreysî Muharebesi
Muhammed'in askerî harekâtları
TarihAralık 627 (8. ay, 6 AH)
Bölge
Müreysî , Mekke ile Medine arası bir vadi
Sonuç
  • Müslümanların zaferi[1]
Taraflar
MüslümanlarBenî Mustaliḳ
Komutanlar ve liderler
Muhammed
Ebû Bekir
Ali bin Ebi Talib
Ömer
Ubade bin Samit
Sa'd bin Ubade
Haritha bin Abi Dirar (ölü)
Güçler
Bilinmiyor Bilinmiyor
Kayıplar
1 kişi; Hişam ibn Subabah isimli bir Ensari Ubade bin Samit tarafından yanlışlıkla öldürülmüştür[2] 10 kişi
200 aile esir alındı[1][3]

Müreysî Seferi (Arapçaغزوة المريسيع) Aralık 627'de Benî Mustaliḳ kabilesine karşı Müslümanların ilk seferidir.[4][5]

İlk saldırı

İslami kaynaklara göre Benî Mustaliḳ, Müslümanlara karşı yapılan Uhud Muharebesi sırasında Kureyş'i desteklemişlerdir. Müslümanlar için Mekke'ye ulaşmalarını engelleyen güçlü bir bariyer görevi gören ana yolu yönetiyorlardı.[6]

Muhammed, Zû Karad seferinden döndükten iki ay sonra Benî Mustaliḳ'in kendisine saldırmaya hazırlandığına dair söylentiler duymaya başladı ve bunu doğrulamak için Büreyde ibn el-Hasîb el-Eslemî adında bir casus gönderdi. Benî Mustaliḳ de Muhammed'in onlara saldırmaya hazırlandığına inanıyordu. Bunun üzerine onlar da Müslümanların konumlarını araştırması için bir casus keşif görevlisi gönderdiler ama o da onlar tarafından yakalanıp öldürüldü.[6]

Muhammed, Benî Mustaliḳ'e, onlar dikkatsizken ve sığırları su içerken saldırdı.[7] Bunu bilen Araplar da yanlarına gelerek canlarını kurtarmak için kaçtılar. Ebû Bekir, Muhacirun komutanı olarak görevlendirildi ve Sa'd bin 'Ubādah, Ensar'ın komutanıydı. İki ordu, Mekke'ye kısa bir mesafede, denize yakın, Müreysî adlı bir kuyuda konuşlanmıştı. Bir saat boyunca yay ve oklarla savaştılar ve sonra Müslümanlar o kadar hızlı ilerlediler ki, Benî Mustaliḳi kuşattılar ve aileleri, sığırları ve sürüleriyle birlikte tüm kabileyi esir aldılar. Muharebe, Müslümanların tam zaferiyle sonuçlanmıştır.[3][8]

Ali bin Ebi Talib aralarında Mâlik ve oğlunun da olduğu birkaç yaralı Benî Mustaliḳ'i öldürdü.[9]

İki yüz aile esi alınmış, iki yüz deve, beş bin koyun ve keçinin yanı sıra çok sayıda ev eşyası da ganimet olarak ele geçirilmiştir. Ev eşyaları açık artırmayla en yüksek teklifi verene satılmıştır.[3]

Ancak muharebe sırasında Ubade bin Samit, Hişam'ın düşman olduğunu düşündüğü için Ensari aşiretlerinden biri olan Hişam ibn Subabah'ı yanlışlıkla öldürdüğü bir kaza meydana gelmiştir.[2]

Benî Mustaliḳ şefinin kızı Cüveyriye bint Haris esirlerden biriydi ve Muhammed ile evlenmeyi kabul etmiştir. Hadis'te şöle geçer; El-Hâris ibn el-Mustalik'in kızı Cüveyriye, Sabit ibn Kays ibn Şemmas'ın veya kuzeninin hissesine düştü. Özgürlüğünü satın almak için bir anlaşma yaptı. Çok güzel, göze çok çekici gelen bir kadındı. Aişe şöyle dedi: Daha sonra Resûlullah'a geldi ve ondan özgürlüğünün satın alınmasını istedi. Kapının önünde durduğunda ona onaylamayan gözlerle baktım. Benim baktığım gibi Resûlullah'ın da ona bakacağını anladım. Dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, ben Hâris'in kızı Cüveyriye'yim ve bana senden gizli olmayan bir şey oldu. Sabit ibn Kays ibn Şemmas'ın hissesine düştüm ve özgürlüğümü satın almak için bir anlaşma yaptım. Özgürlüğümü satın almak için yardım istemeye geldim. Allah Resulü (s.a.v): "Daha iyi olana mı yöneldin?" buyurdu. Şöyle sordu: Bu nedir ya Resulullah? Cevap verdi: Senin adına özgürlüğünün bedelini ödeyeceğim ve seninle evleneceğim. Dedi ki: Bunu yapacağım. Aişe şöyle dedi: İnsanlar Resûlullah'ın (s.a.v.) Cüveyriye ile evlendiğini duydular. Ellerindeki esirleri serbest bıraktılar ve şöyle dediler: Bunlar Resûlullah (s.a.v.)'in nikâhlı akrabalarıdır. Kavmine bereket getiren, Cüveyriye'den daha üstün bir kadın görmedik. Onun yüzünden Benî Mustaliḳ'tan yüz aile serbest bırakıldı[10]

Medine'ye dönüşte savaşçılar arasında tartışma

Ordu birkaç gün Müreysî'nin kuyusunda kaldı, bu sırada Muhacirun ile Ensar arasında tartışma çıkmıştır. Muhacirun Jahja, bir Ensar'a saldırdı ve iki grup hemen çatışma çıktı, ancak tartışma Muhammed tarafından sona erdirilmiştir.[1]

Müslüman tarihçiler tarafından Münafıkların başı olarak anılan Abdullah ibn Ubeyy, Müslümanların kapalı kapılar ardında örülmüş düşmanca planlara ve hain entrikalara karşı gösterdikleri meydan okuma karşısında öfkelenmiş ve " En şerefli, en aşağılık olanı Medine'den kovacaktır" diyerek şöyle devam etti: "Onlar (Müslümanlar) sayıca üstün oldular ve topraklarımızı paylaştılar. Eğer köpeğini semirirsen seni yer." Bu konuşma Muhammed'e bildirildiğinde Ömer, İbn Ubeyy'i öldürmek için izin istedi. Muhammed, bir peygamberin kavmini öldürmekle suçlanmasının yakışmadığı gerekçesiyle teklifini geri çevirdi.[1]

'Abdullah ibn Ubeyy'in 'Abdullah' olarak da adlandırılan oğlu, gösterdiği saygısızlıktan dolayı babasına kızmıştı. Ordu Medine'ye ulaştığında babasına kılıcını çekti ve kendisinin Medine halkının en aşağılık ve Muhammed'in de en şereflisi olduğunu itiraf edip ilan edinceye kadar babasının şehre girişini yasakladı. Oğul, eğer isterse babasının kafasını kesip Muhammed'e getirmeye hazırdı.[1]

Müslüman Tarihçi Taberî'ye göre şöyle dedi:

“Ey Allah'ın Resulü, bana, onun hakkında sana bildirilenler yüzünden Abdullah ibn Ubeyy'i öldürmek istediğin söylendi. Eğer bunu yapacaksan, bana emret ki, sana onun kellesini getireyim. Vallahi Hazreç biliyor ki, aralarında babasına karşı benden daha sorumlu bir kimse yoktur. Senin bunu başkasına emretmenden ve onun da onu öldürmesinden korkuyorum; ve o zaman nefsim, Abdullah ibn Ubeyy'i öldüren kişinin halk arasında yürümesine bakmama izin vermiyor: Onu öldürürüm, bir kafirin intikamını almak için bir mümini öldürürüm ve böylece ateşe (cehennem) girerim.”

[Taberî, Cilt 8, İslam'ın zaferi, s. 55][11]

[12]

Muhammed, Abdullah ibn Ubeyy'i kamu yararına cezalandırmadı. Ömer, Muhammed'e kendisini öldürme teklifini neden kabul etmediğini sordu ve o da şu cevabı verdi:

"Görmüyor musun, eğer ben Ömer'i (Abdullah ibn Ubeyy) öldürseydim, çok sayıda ileri gelen onun için savaşmak için hızla harekete geçerdi. Şimdi tam tersine, eğer onlardan onu öldürmelerini istersem, bunu kendi iradeleriyle yaparlar." Ömer şöyle cevap verdi: "Allah'a yemin ederim ki, Peygamber'in hükmü benimkinden çok daha sahihtir."
[Ibn Hishām 2/293, referenced in The Sealed Nectar]'[1]

İslami birincil kaynaklar

Hadis kaynakları

Bu olay birçok hadis külliyatında zikredilmektedir.

Nâfi'ye bir mektup yazdım ve Nâfi' de mektubuma cevaben, onlar gaflet içindeyken ve sığırları su yerlerinde sulanırken, Peygamber'in Benû'l-Muṣṭalik'e hiçbir uyarıda bulunmadan aniden saldırdığını yazdı. Savaşan erkekleri öldürüldü, kadınları ve çocukları esir alındı; Peygamber o gün Cüveyriyye'ye kavuştu. Nâfi', İbn Ömer'in yukarıdaki rivayeti kendisine anlattığını ve İbn Ömer'in o orduda olduğunu söyledi.Sahih-i Buhârî, 76:1:422

  • Sahih-i Müslim hadis derlemesi de seferin bazı kısımlarından bahseder:

İbn-i Avn şöyle dedi: Nâfi'ye yazarak, kâfirlere, onlarla savaşmadan önce (İslam'ı) kabul etmeleri için bir davette bulunmanın gerekli olup olmadığını sordum. Bana (cevap olarak) İslam'ın ilk günlerinde bunun gerekli olduğunu yazdı. Allah Resulü (sav), Benû el-Muṣṭalik'e, onlar habersizken ve sığırları sudan içerken baskın düzenledi. Savaşanları öldürdü, başkalarını da hapsetti. Tam o gün Juwayrīyah bint al-Ḥārith'i yakaladı. Nāfi', bu hadisin kendisine baskın birlikleri arasında bulunan Abdullah ibn Ömer tarafından nakledildiğini söyledi. Sahih-i Müslim, 19:4292

Biyografik kaynaklar

Bu olay İbn-i Hişam'ın Muhammed biyografisinde de geçmektedir; Müslüman hukukçu İbn Kayyim el-Cevziyye de Muhammed'in Zād al-Ma'ād adlı biyografisinde bu olaydan bahsetmiştir.[13]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f Mubarakpuri, Saifur Rahman Al (2005), The Sealed Nectar: biography of the Noble Prophet, Darussalam Publications, ss. 386-387, ISBN 9789960899558  (online 26 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.)
  2. ^ a b Ahmed Ali Abdel-Qader Muhammad al-Maqrizi, Taqi al-Din. "Battle with Banu Mustaliq". With prophet. 14 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2020. 
  3. ^ a b c William Muir (2003), The life of Mahomet, Kessinger Publishing, s. 310, ISBN 978-0-7661-7741-3 [] (original)
  4. ^ Watt, W. Montgomery (1956). Muhammad at Medina. Oxford At The Clarendon Press. s. 341. 
  5. ^ J. M. B. Jones (1957). "The Chronology of the "Mag̱ẖāzī"-- A Textual Survey". Bulletin of the School of Oriental and African Studies, University of London. 19 (2): 251. doi:10.1017/S0041977X0013304X. JSTOR 610242. 
  6. ^ a b "The Battle of Banu Al-Mustaliq – I". Islamweb. 23 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2016. 
  7. ^ "Sunan Abi Dawud 2633 – Jihad (Kitab Al-Jihad) – كتاب الجهاد – Sunnah.com – Sayings and Teachings of Prophet Muhammad (صلى الله عليه و سلم)". sunnah.com. 19 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 
  8. ^ Watt, W. Montgomery (1956). Muhammad at Medina. Oxford University Press. s. 35. ISBN 978-0-19-577307-1.  (free online)
  9. ^ Al Tabari (1997), Volume 8, Victory of Islam, Michael Fishbein tarafından çevrildi, State University of New York Press, s. 56, ISBN 978-0-7914-3150-4 
  10. ^ "Sunan Abi Dawud 3931 – The Book of Manumission of Slaves – كتاب العتق – Sunnah.com – Sayings and Teachings of Prophet Muhammad (صلى الله عليه و سلم)". sunnah.com. 18 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  11. ^ Al Tabari (1997), Volume 8, Victory of Islam, Michael Fishbein tarafından çevrildi, s. 55, ISBN 9798694145923 
  12. ^ Sir William Muir (1861), The life of Mahomet and history of Islam (to the era of the Hegira: with introductory chapters on the original sources for the biography of Mahomet and on the pre-Islamite history of Arabia), 3, Smith, Elder & Co, s. 240  (see also, abridged version[] republished in 2009)
  13. ^ Mubarakpuri, Saifur Rahman Al (2005), The Sealed Nectar, ss. 386-387, ISBN 9789960899558 , Footnote 1.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ömer</span> İslam Devletinin ikinci halifesi, sahabe

Ömer bin Hattab, İslâm peygamberi Muhammed'in sahâbesi ve İslâm Devleti'nin Ebû Bekir'den sonraki ikinci halifesidir. Ehl-i Sünnet, Ömer bin Hattab'ı zaman zaman "Ömer'ul-Farûk" diye anarlar. Şiiler ise Ömer'in hâlifeliğini tanımazlar. 23 Ağustos 634 tarihinde Râşidîn Halifeliği'nin ikinci hâlifesi oldu ve bu görevi, öldürüldüğü yıl olan 644'e kadar sürdürdü.

Şeytan ayetleri, Muhammed tarafından önce vahiy olarak açıklanıp sonrasında bu ayetlerin Şeytan isimli varlık tarafından kulağına söylendiği ifade edilerek Kur'an'dan çıkartıldığı belirtilen ayetlerdir. Bu ayetlerle ilgili rivayetler, Taberî, Vâkidî, İbn Sa'd, Ebu Cafer Taberi ve İbni İshak'ın eserlerinde yer almıştır. Şeytan ayetleri kavramı ilk defa İskoç tarihçi William Muir tarafından 1858'de kullanılmıştır.

Mute Muharebesi Eylül 629'da, Muhammed'in kuvvetleri ile Bizans İmparatorluğu ordusu ve onların Gassanî vasalları arasında gerçekleşmiştir. Ürdün Nehri'nin doğusundaki Palaestina Salutaris'in Mute köyünde ve günümüz Kerek'inde gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Abbas</span>

Abdullah bin Abbas, Tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet eden İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu olan sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Osman</span> İslam Devletinin üçüncü halifesi, sahabe

Osman bin Affan, Hulefâ-yi Râşidîn'den üçüncüsü, İslam peygamberi Muhammed'in cennetle müjdelenmiş sahâbelerinden birisidir. 644 yılından 656'daki öldürülmesine kadar, 12 yıl boyunca halifelik yapmıştır; Hulefâ-yi Râşidîn'den en uzun süre halifelik yapan odur. Şiâ'da halifeliği kabul edilmeyen sahâbedendir; zira Şîa inancına göre hüküm sürmesi gereken ilk halife Ali'dir. Sünni inanca göre Ali ve Osman arasında ayrım yapılmaz. Ümeyyeoğullarından (Emeviler) olan Osman'ın künyesi İslam peygamberi Muhammed'in kızı Rukiyye'den olan oğluna nispetle Ebu Abdullah'tır. Bunun dışında Ebu Leyla olarak anıldığı da olurdu.

Gerdanlık Olayı veya İfk Olayı, 627 yılının ilk günlerinde Arabistan'da gerçekleşen bir olaydır. İslam peygamberi Muhammed'in eşlerinden Aişe'nin, bir sefer dönüşü sırasında Muhammed'i genç bir Müslüman asker olan Safvan bin Muattal ile aldattığı iddiası ve sonrasında yaşanan gelişmeleri içerir.

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

<span class="mw-page-title-main">Zeyneb bint Cahş</span> İslam peygamberi Muhammedin eşlerinden biri

Zeyneb bint Cahş, İslam peygamberi Muhammed'in kuzeni ve yedinci karısıdır. Aynı zamanda Muhammed'in evlatlığı Zeyd'in eski eşidir. Müslümanlar arasında "Müminlerin Annesi" (Ümmü’l-Müminin) ve "Miskinlerin Annesi" (Ümmü’l-Mesâkîn) olarak anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Cüveyriye bint Haris</span> Muhammedin eşi

Cüveyriye bint-i Haris, İslam peygamberi Muhammed'in eşidir. Muhammed ile evlenmeden önce adı Berre idi. Muhammed tarafından kendisine "küçük kadın, kızcağız" anlamlarına gelen Cüveyriye adı verildi. Muhammed'den yedi hadis rivayet etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Ömer</span> Halife Ömerin oğlu, sahabe

Abdullah bin Ömer, ikinci İslâm Halifesi Ömer'in oğludur. Hadis ve hukukta önde gelen yetkili sahabedendi. Müslüman toplumunda çıkan İlk Fitne'de hiziplere karşı tarafsız tutumu ile bilinmiştir. Ebu Hureyre'den sonra ikinci en çok hadis rivayet eden sahabidir.

<span class="mw-page-title-main">Kur'an tarihi</span>

Kur'an tarihi, İslam kutsal kitabının yazılı derleme veya el yazmalarının zaman çizelgesi ve kökenidir. İslam'ın erken tarihinin önemli bir bölümünü oluşturur.

Kırtas Vak‘ası, Kalem kağıt hadisi veya Perşembe günkü felaket Muhammed'in ömrünün son günlerinde bir şeyler yazdırmasını istediği bir olayı ifade eder. Tarihi kayıtlarda tevatür haddinde yer alan bu hadis, Şii ve Sünni kaynaklarda nakletmiştir.

Muhammed'in devlet başkanlarına yazdığı mektuplar, İslam peygamberi Muhammed'in dünyanın siyasi liderlerine gönderdiği ve onları İslam'a davet ettiği bildirilen diplomatik mektuplardır. İslam tarihçiliğine göre Muhammed, Doğu Roma İmparatoru Herakleios'a, Pers Kralı II. Hüsrev'e, Etiyopya kralı Necaşi'ye, Mısır valisi Mukavkıs'a, Bizans Suriye'sinin vasal kralına ve Arap satrapına, ayrıca Doğu Arabistan'ın bazı aşiret despotlarına bu tür mektuplarla elçiler göndermişti.

<span class="mw-page-title-main">Sad bin Muaz</span>

Sad bin Muaz (590-627) Medine'deki Evs kabilesinin lideri ve İslam peygamberi Muhammed'in önde gelen sahabelerinden biriydi. Hendek Savaşı'ndan kısa bir süre sonra öldü.

Benî Mustaliḳ bir Arap kabilesidir. Kabile, Azdi Kahtani'nin soyundan gelen Banu Khuza'a'nın bir alt boyudur. Kızıldeniz kıyısında Cidde ile Rebiğ arasındaki Kadid topraklarında yer alırlar.

Abdullah bin Übey bin Selül, Medine'deki Hazreç kabilesinin reisiydi. İslam peygamberi Muhammed'in gelişiyle birlikte İbn Ubeyy görünüşte Müslüman oldu, ancak Müslüman geleneği onun ölümüne kadar İslam'a münafık olduğunu belirtir. Muhammed'le tekrarlanan çatışmalardan dolayı İslami gelenek onu Münafık (ikiyüzlü) ve "Münafikun lideri" olarak etiketlemiştir.

Hamne bint Cahş, İslam peygamberi Muhammed'in kadın sahabesi ve ilk müslümanlardan Mus'ab bin Umeyr'in eşi.

Ali bin Ebu Tâlib'in Hemdan Seferi, 631 yılında, Ali komutasındaki bir askerî birliğin Yemen'de bulunan Hemdan kabilesi üzerine yaptığı askeri seferdir. Ancak TDV'nın yayınladığı İslam Ansiklopedisi'nde "Hemdan" kabilesinin madde yazarı Mustafa Fayda, zaten kabilenin Tebük Seferi dönüşünde Medine'ye gönderdiği elçileriyle İslam'ı kabul edip bağlılılığını bildirdiğini, Taberi'nin naklettiği bu seferin Ali'yi yüceltmek için yapılan rivayetlerden biri olduğunu belirtir.

İbrahim bin Muhammed, İslam peygamberi Muhammed ve Mariye'nin oğludur.

Muhammed'in mucizeleri, İslam peygamberi Muhammed'e atfedilen mucizevi olayları içermektedir.