İçeriğe atla

Mülkiyet hakkı

Mülkiyet hakkı, kapitalist ekonomik kurallarının hakim olduğu bölge, sistem veya devletlerde;[1] taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır.[2] Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Bu hak mutlak nitelikte olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.[3][4][5]

Mülkiyet hakkı günümüz hukuk sistemlerinde pek çok sınırlamalara uğramıştır ve bu nedenle dokunulamaz değil sınırlandırılabilir bir hak olarak kabul edilir. Özellikle komünist devletler özel mülkiyeti kaldırmışlar ve bu mülkiyet türünü tüm halka yararlı olacak şekilde düzenlemişlerdir.[6]

Türkiye'de mülkiyet hakkı

Mülkiyet hakkı, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 35. maddesinde düzenlenmiştir. "Mülkiyet hakkı" başlılık madde şu şekildedir:

"Madde 35 – (1) Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. (2) Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. (3) Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

1982 Anayasası’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesinin ilk fıkrasında herkesin mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğu belirtilerek özel mülkiyet esas olarak kabul edilmiştir. Bundan dolayı 1982 Anayasası’nın mülkiyet anlayışı ister kapitalist mülkiyet anlayışı, isterse sosyal mülkiyet anlayışı olarak kabul edilsin, özel mülkiyetin tanınması Anayasa’nın en temel gereğidir.

Anayasa’nın 35. maddesinde koruma altına alınan mülkiyet hakkı sadece taşınır ya da taşınmazları değil; marka ve patent hakları, fikri mülkiyet hakları, alacak hakları gibi maddi bir varlığı olmayan hakları da kapsamaktadır. Bunlardan fikri mülkiyet hakları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, sınai mülkiyet hakları ise Sınai Mülkiyet Kanunu 24 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ile düzenlenmiştir.

Taşınmazlar açısından mülkiyet hakkı ise Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde ve devamında düzenlenmiştir.[7][8] Mülkiyet, hak sahiplerinin sayısına göre tek başına mülkiyeti ve birlikte mülkiyet olmak üzere ikiye ayrılır. Birlikte mülkiyet de kendi içinde paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti olarak ikiye ayrılmaktadır. Mülkiyet hakkı, Türk Medeni Kanunu'na göre ancak maddi varlıklar üzerinde kurulabilmekte olup taşınır ve taşınmaz mülkiyeti olarak ikiye ayrılır. Bu ayrımın önemi özellikle mülkiyet hakkının devrinde, rehninde kendini gösterir. Taşınmaz mülkiyetinin devri geçerli bir borçlandırıcı işlem ve tapu sicilinde tescil istemi ile tescilden oluşan tasarruf işleminin yapılması ile gerçekleşirken taşınır mülkiyeti geçerli bir borçlandırıcı işlem ve zilyetliğin devri ile gerçekleşir. Taşınmaz rehninin kurulması tapu sicilinde tescile bağlı iken taşınır rehni taşınır malın teslimine bağlıdır.[9]

Mülkiyet hakkı, Türk Medeni Kanunu'na göre mutlak bir hak olduğundan, malikin mülkiyeti altındaki nesneyi başkalarının haksız saldırılarından koruyabilmesi için malike bazı yetkiler tanımıştır. Kanunun 683. maddesine göre malik, "malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı" istihkak davası veya haksız el atmanın önlenmesi davası açabilir. Geçerli bir kamulaştırma yapılmaksızın mülkiyet konusu taşınmaz mala el atılması mülkiyet hakkının ihlali olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nda kamulaştırmasız el atmaya karşı etkili hukuksal yollar olmadığından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bu konuda sıklıkla başvuru yapılmaktadır.

Mülkiyet hakkını, hukuksal olarak korunan eylemli durum olan zilyetlik ile karıştırmamak gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 973. maddesine göre "Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir". Söz edilen fiili hakimiyetin hukuk düzeni sınırları içerisinde olması gerekmediği gibi (örn. bir hırsız eşya üzerinde fiili hakimiyeti bulunduğu sürece çalmış olduğu malın zilyetliğine sahiptir) nesnenin maliki de fiili hakimiyetten yoksun bırakıldığı sürece zilyetliği kaybeder. Örneğin bir hırsızın çaldığı eşyanın maliki bu kapsamda incelenir.

Bununla birlikte Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlere dair taşınmaz mülkiyetlerin hukuku, genel hukuka göre değişiklik göstermektedir.[10]

Yabancı uyruklu gerçek kişilerin 2644 sayılı Tapu Kanunu (“Tapu Kanunu”) uyarınca Türkiye'de taşınmaz edinimi mümkündür. Tapu Kanunu'nun eski 35. maddesi uyarınca, yabancı gerçek kişilerin taşınmaz edinimi için gereken karşılıklılık şartı 6302 sayılı Kanun ile kaldırılmıştır.[11]

Kaynakça

  1. ^ Machan, T. R. (2004). Mülkiyet Hakları ve Kapitalizmi Savunmak. Çev. B. Akın). Piyasa, 9, 21-30.
  2. ^ van der Molen, P., & Parçasıdır, B. T. 4.5 Arazi Mülkiyeti Bilgisi. Mekânsal Olarak Etkinleştirilmiş Toplum, 60.
  3. ^ Proudhon, P. J. (2014). Mülkiyet Nedir. Nostalji.
  4. ^ Dülger, A. G. M. (2014). Homo Commoditus: “Sahip Olmak, Genetik Metalar ve Fikri Mülkiyet”. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 72(1), 507-530.
  5. ^ Ulusal Patent Birliği. 2012. “Fikri ve Sınai Mülkiyet Nedir?”, www.upb.org.tr
  6. ^ Turan, M. (2011). SSCb’de Toprak Mülkiyeti. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 66(03), 307-332.
  7. ^ Adaklı, G. (2006). Türkiye'de medya endüstrisi: Neoliberalizm çağında mülkiyet ve kontrol ilişkileri. Ütopya Yayınları.
  8. ^ Türk Medeni Kanunu 19 Kasım 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erişim tarihi: 5 Kasım 2016.
  9. ^ Türkiye’de Sınaî Mülkiyet Hakları 16 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erişim tarihi: 5 Kasım 2016.
  10. ^ Kurban, D., & Hatemi, K. (2010). Bir'yabancı'laştırma hikâyesi: Türkiye'de gayrimüslim cemaatlerin vakıf ve taşınmaz mülkiyet sorunu. S. Yolaçan (Ed.).
  11. ^ 2644 sayılı Tapu Kanunu

İlgili Araştırma Makaleleri

İpotek, rehin veya tutu bir alacağa karşı güvence oluşturan mal anlamına gelen iktisadi terim.

<span class="mw-page-title-main">Borç</span> geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Borç, geniş anlamda, bir borç ilişkisini, dar anlamda ise borçlu tarafın ödemekle yükümlü olduğu parasal değeri ya da yerine getirme taahhüdünde olduğu edimi ifade eder. Hukuki alanda kullanılışı, geniş anlamıdır. Borç ilişkisi, borçlu ve alacaklı olmak üzere iki taraf arasında bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bağdır. Edim, borçlu açısından bakıldığında borç, alacaklı açısından bakıldığında ise alacaktır. İki farklı kelime aynı davranışın iki farklı açıdan bakılması ile oluşturulmuş adlandırmalardır. Edim fiili, yapma, yapmama veyâ verme olarak üç şekilde tezâhür edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Telif hakkı</span> aklın orijinal bir eseri üzerinde gerçek veya tüzel bir kişinin sahip olduğu tüm özel ayrıcalıklar

Telif hakkı, bir kişi ya da kişilerin her türlü fikrî emeği ile meydana getirdiği bilgi, düşünce, sanat eseri ve ürününün kullanılması ve kopyalanması ile ilgili hukuken sağlanan haklardır. Telif hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar. Bununla birlikte eser sahibi isterse ülkenin ilgili tescil birimlerinde isteğe bağlı olarak kayıt tescili yaptırabilir. Telif hakları, genellikle belli bir süre için geçerlidir.

Deniz ticareti hukuku, deniz üzerinde yürütülen ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda deniz ticaretini konu alan bazı başlıklar şunlardır:

Tapu: Bir taşınmaz malın yüzölçümünü, numarasını, mahallesini ve sahibini gösterir belgedir. Eski Türkçedeki kapuk (sağlam) sözcüğünden gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Eşya hukuku</span>

Eşya hukuku, Medeni hukuk dalıdır ve Medeni Kanun'un 4. kitabında genel olarak düzenlenmiştir. Kişilerin eşya üzerindeki mutlak haklarını düzenler. Eşya, bağımsız nesne olarak maddi bir varlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Zilyetlik</span>

Zilyetlik, medeni hukukun eşya hukuku dalında incelenen bir hukuki kurumudur. En basit olarak bir kimsenin taşınır (menkul) veya taşınmaz (gayrimenkul) bir mal üzerindeki fiili hakimiyeti olarak tanımlanabilir.
Zilyetliğe sahip olan kişiye zilyet denir.
Mülkiyet bir kimsenin eşya üzerindeki hakkını ifade eder. Hâlbuki zilyetlik, bu haktan bağımsız olarak sadece eşya üzerinde var olan bir hakimiyet durumunu gösterir. Bu sebeple zilyetlik mülkiyet hakkına bağlı değildir. Zilyet olan kimsenin malik olması şart değildir.
Mesela, bir arabanın sahibi olan kişi o arabanın hem maliki hem zilyedidir. Ama bu arabayı kullanan şoför, arabanın bir tamirhaneye bırakılmış olması halinde tamirci, hatta sadece park etmek üzere arabanın teslim edildiği park çalışanı gibi başka kişiler de, araba kendi hakimiyetleri altında iken, zilyet sayılırlar.

Aynî hak, kişilerin eşya üzerinde doğrudan doğruya hakimiyetini sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardandır. Özellikle de eşya hukukunda, hak sahibinin, söz konusu eşya üzerindeki tasarruf yetkisini tespit etme bakımından, hakkın sınırının tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu hakkın aynî hak olması hâlinde farklı, olmaması hâlinde farklı hükümler uygulanabilecektir.

<span class="mw-page-title-main">Gayrimenkul</span>

Türk Dil Kurumu sözlüğünde Arapça kökenli olan gayrimenkul kelime anlamı taşınmaz olarak ifade edilmektedir. Emlak ve taşınmaz sözlük anlamı olarak aynı anlamda kullanılmaktadır. Gayrimenkul arazi ve arazi üzerinde su kaynakları, ağaç, mineral, bina, ev, çit, köprü gibi insan eliyle yapılmış ve/veya doğada kendisi var olan arazi üzerinde yer alan daimi eklentilerini kapsamaktadır. Gayrimenkul mali değere sahip varlıklardan olsa da diğer mali varlıklardan ayrıldığı husus taşınmaz olması ve araziye bağlılıktan ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tapu kütüğü</span>

Tapu kütüğü, tapu sicillinin aslî unsurlarının başında gelir. Türk Medeni Kanunu'na göre, her taşınmaz için tapu kütüğü denilen ve tapu memuru tarafından tutulan bu resmi defterde bir sayfa açılması esastır. Tapu kütüğünde taşınmaz ve gayrimenkuller için arsa ve kat mülkiyetine tâbi bağımsız bölüm, bağımsız ve sürekli haklar için yeni sayfa açılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Tescilli marka</span> ürün veya hizmetleri tanımlayan tanınabilir işaret, tasarım veya ifade

Tescilli marka, bir ticaret hukuku ve markalar hukuku terimi olup ticari bir malı diğer benzerlerinden ayırmaya yarayan işaret, özellik anlamına gelir. "Tescilli marka", "ticari marka" veya yalnızca "marka" gibi isimler de bu anlamda kullanılabilirler. İngilizcedeki ve uluslararası literatürdeki karşılığı ise "trademark"tır. Endüstrilere ve şirketlere değindir, kişilerin özel ürünlerini korumaz. Tescilli marka; bir ismin, kelimenin, cümlenin, logonun, sembolün, tasarımın, resmin ya da bunların karışımını temsil edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

İntifa hakkı, bir eşya üzerinde malikinin sahip olduğu kullanma, semerelerinden yararlanma ve tüketme yetkilerinden kullanma ve yararlanma yetkilerini bir başkasına tahsis etmesi ile kurulan hak tipidir. İktisabı bakımından tesisen halefiyetle, cüz'i olarak kurulan bir haktır. Bunun dışında egemenlik hakları kapsamında olan intifa hakkı bir sınırlı ayni hak tipi olup; sınırlı ayni haklar içerisinde irtifak hakları sınıfında yer alır. Aynı zamanda intifa hakkı bir egemenlik hakkı olmasından ötürü mutlak haklar sınıfında yer almaktadır.

Türkiye'deki sulh hukuk mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan hukuk mahkemelerinden biridir. Asliye hukuk mahkemeleriyle birlikte temel hukuk mahkemelerini oluştururlar. Her iki hukuk mahkemesi de bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır.

Egemenlik hakkı, medeni hukuk bağlamında ele alınırsa; sağladıkları yetki bakımından sınıflandırılmış hakların en başında gelir. Hak sahibine, hakkı üzerinde çok geniş yetkiler tanıyan egemenlik hakları üçe ayrılır:

  1. Kişilik Hakları
  2. Ayni Haklar
  3. Fikri Mülkiyet Hakları

Kamulaştırma, devletleştirme ya da istimlak, devletin kamu yararını gözeterek özel mülkiyete ait taşınmaz malları bedelini ödeyerek mülkiyetine geçirme işlemidir. Kamulaştırmanın temel dayanağı, kamu yararının gözetilmesidir. Devlet, toplumun genel çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla özel mülkiyeti kamulaştırabilir. Devlet, ekonomik ve sosyal düzeni sağlama, toplumsal refahı artırma ve kamu hizmetlerini geliştirme gibi sorumluluklarını yerine getirebilmek için kamulaştırma yetkisini kullanabilir.

Fikrî mülkiyet hukuku, iktisadi değer taşıyan fikrî emek ürünlerini koruyan bir hukuk dalıdır. Fikrî mülkiyet hukuku, telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki ana unsurdan oluşmaktadır.

Hukukî sebepten soyutluk ilkesi, borçlandırıcı işlemde meydana gelen bir iptal sebebinin, tasarruf işleminin iptal olmasına sebep olmayacağını ifade eder.

Türkiye'de kadastro mahkemeleri, genel mahkemelere ait olup da Kadastro Kanunu'nun uygulanması ile ilgili dava ve işlere belirlenen usul ve esaslara göre bakmak üzere kurulmuş mahkemelerdir. Her kadastro bölgesinde tek hakimli ve Asliye Mahkemesi sıfatını haiz yeter sayıda kadastro mahkemesi bulunmaktadır.