İçeriğe atla

Müezzin

Saraybosna'daki bir müezzin
Bir müezzin çizimi 19. yüzyıl

Müezzin, camilerde ezan okuyan, sala getiren, namazlarda selam ve tesbih dualarını okuyan kişidir. Ezancı da denilir.[1] Müezzinlik makamı, İslam peygamberi Muhammed zamanından beri vardır. İlk müezzin Bilal-i Habeşi'dir. Müezzin olacak kişinin Kur'an okuyabilmesi ve güzel sesli olması genel olarak kabul edilir.[2]

Müezzinler, Türk camilerinde, Türk Devleti tarafından devlet memuru kadrosu ile atansalar da, namaza başlamadan önce cemaatten bir kişi müezzin olabilir. Genelde küçük camilerde böyledir. Müezzin imamın olmadığı zaman imamete geçer.

Müezzin, ezan okurken kıbleye döner. İbadet sırasında, müezzin bazı camilerde bulunan, müezzin mahfili denilen özel bir platform üzerinde bulunur. Müezzin, namaz aralarındaki duaları buradan sesli bir şekilde okur. Güzel sesin önemli olduğu müezzinlik, zamanla sanatlaşmıştır. Ezanın makam ile okunması, müezzinlerin güzel sesli olmaları gerektiği düşünülmesi, müezzinliği sanat haline getirmiştir.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2023. 
  2. ^ "MÜEZZİN". TDV İslâm Ansiklopedisi. 6 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Ezan, İslâm dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir. Ezân-ı Muhammedî olarak da adlandırılır. Ezan okuyan kişiye müezzin denir.

<span class="mw-page-title-main">Cami</span> Müslümanların ibadet mekânı

Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir.

<span class="mw-page-title-main">Minare</span>

Minare, İslam dininin ibadet yeri olan camilerde namaza çağrıyı bildirmek ve sala okumak için inşa edilmiş ana yapıdan yüksek tasarlanan yapılardır. Namaza çağrının o mahaldeki herkesin işitebileceği yüksek bir yerden okunması, ibadethanelerde minare inşasının esasını teşkil etmektedir.

Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

Türkçe ezan, Türkiye'de bir dönem resmî olarak ezan okumak için Türkçenin kullanılmasıydı. Arapça kullanımı 1932 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Diyanet tarafından yasaklandı ve 18 yıl sonra 16 Haziran 1950'de yasak kaldırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Sultanahmet Mitingleri</span> 1919da İzmirin İşgali üzerine düzenlenen mitingler

Sultanahmet Mitingleri, 15 Mayıs 1919'da İzmir'in İşgali üzerine Türk Ocağı ve Karakol Cemiyeti tarafından İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda ilki 23 Mayıs 1919'da düzenlenen, her birine yaklaşık 150-200 bin kişinin katıldığı dört mitingdir.

Gülbank, gülbenk, gulvang, gulbang ya da gulweng Farsça gül + ses anlamına gelen bang'tan "gül sesi" anlamındadır. Abdülbaki Gölpınarlı ayrıca bülbül sesi biçiminde Türkçeleştirilmiştir. Terim olarak ise Mevlevilik, Bektaşilik, Halvetilik, Kadirilik, Rufailik gibi tarikatlarda hep bir ağızdan yüksek sesle söylenen alkış, dua içerikli sözlü edebiyat ürünü anlamı taşır. En eski örnekleri Mir’âtü’l-Mekâsıd fî Def’i’l-Mefâsid'de kayıtlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Ümmü Mektum</span> İslam peygamberi Muhammedin sahabesi (? - 636)

Abdullah bin Ümmü Mektum, İslam peygamberi Muhammed'in gözleri görmeyen sahabesidir.

Tekbir, Arapça Allahu ekber şeklinde ifade edilen İslamî kavram. Allah'ın her şeyden üstün, yüce ve ulu olduğunu ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Besmele</span>

Kur'an'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetinde de geçmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. Genellikle Türkçe olarak "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" şeklinde tercüme edilir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah şeklinde kısaltma olarak kullanılır. İslami inanışta Rahmân ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

Darülkurra, Orta Çağ İslam ülkelerinde, Kur'an okuma yöntemlerini (tecvidi) öğreten medrese bölümüdür. Ayrıca, Cami, mescit gibi yerlerin hemen yanında yapılan kuran okuma yeridir. Bir tek kubbesi olan, iki göz revaklı, fevkâni bir yapı olan Darül-kurra'nın kubbesi medrese kubbelesiyle aynı düzeydedir. Bu tür mimarî özelliklerinin yanı sıra Darül-kurra bir Kur'an ezberleme yeridir. Hafızların Kur'an ezberi yaptırmalarının yanı sıra Arapça ve Tilavet derslerinin de verildiği bir yerdir Darül-kurra.

<span class="mw-page-title-main">Bilâl-i Habeşî</span> İslam’ın ilk müezzini

Bilal-i Habeşî, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesi ve ilk müezzini. Habeşistanlı köle bir ailenin çocuğu olarak Mekke'de dünyaya geldi. Annesinin adı Hamâme, babasının adı Rebah'tır.

<span class="mw-page-title-main">Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası</span> Türkiyede bulunan UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan cami

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Sivas'ın Divriği ilçesindeki tarihi cami ve hastane. Cami 1228–29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, Ahmed Şah'ın eşi ve Erzincan beyi Fahreddin Behramşah'ın kızı olan Turan Melek tarafından Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah adlı bir mimara yaptırılmıştır. Darüşşifa caminin güney duvarına dayanmıştır. Orta bölümü bir ışıklık kubbesi ile örtülmüştür, giriş ile birlikte dört eyvandan oluşur. Darüşşifanın kuzeydoğu köşesinde türbe yer alır. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası 1985 yılında Dünya Mirası listesine alınarak Türkiye'den listeye giren ilk mimari yapı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Erzurum Ulu Camii</span>

Erzurum Ulu Cami, Türkiye'de Erzurum ili, Yakutiye ilçesinde bulunan ve şehrin en eski, en büyük camisi olma özelliğini taşıyan camidir.

<span class="mw-page-title-main">Salavat</span> İslamî bir dua

Salavat, İslam peygamberi Muhammed’e ve onun soyundan gelenlere saygı bildirmek için Müslümanlar tarafından okunan dualara denir. En yaygın biçimleri Allahüme salli âla seyyidina Muhammedin ve âla ali seyyidina Muhammed ile Sallallâhu aleyhi ve sellem şeklindedir. Kur'an’da Ahzab Suresi’nin 56. ayetinde Allah ve meleklerin Muhammed’e salâvat okuduğu belirtilerek, inanan kişilerin de ona salat ve selâm okumaları istenir. Müslümanlarda namaz içinde tahiyyata oturunca, namazdan sonraki dualarda, çeşitli dualarda (Mevlid) ve Muhammed’in adını söyleyince ya da yazınca ona salavat okurlar.

Alevîler'in dinî i'tikadı Siyâseten İslâmiyet’in “İmamiye-i İsnâ‘aşer’îyye / Onikicilik” fıkhî mezhebinden olan Alevîler, i’tikaden Horasan Melametîliği’nden köken alan Hoca Ahmed Yesevî’in kurduğu “Sünnîliğin Tasavvufî–Yesev’îyye Tarikâtı” ile Fâtımîler Halifeliği devrinde Orta Asya ve Türkistan’da çok önemli fa’aliyetlerde bulunan Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in kurucusu olduğu Pamir Alevîliği’nin de altyapısını oluşturan “Şiîliğin Bâtınî–İsmâilîyye” fıkhî mezhebinin şiddetli etkisi altında gelişimini tamamlayarak ortaya çıkan “Tasavvufî-Bâtın’îyye” i’tikadî mezhebi mensûplarıdır. Alevîlik içerisinde Kızılbaş, Dazalak, Kalender’îyye, Bedr’îyye, Bektâş’îyye, Câm’îyye, Şems’îyye, Edhem’îyye gibi farklı birçok bâtınî tarîkat (yol) yer almaktadır. 13. asırda Babâîlik’ten ve 14. asrın sonlarından itibaren de yoğun olarak Hurûfîlik’ten etkilenen Anadolu kaynaklı Bektaşilik Tarikatı bunların içlerinde en meşhur olanıdır. 14. ve 15. asırlarda “Fadl’Allah Ester-Âbâdî” tarafından Şiîlikten ayrılarak zuhur eden “Hurûfîlik” mezhebinin tesirleri altında kendisini yeniden yapılandırmış olan Bektâşîlik, Alevîliğin içinde yer aldığı varsayılan bir tarîkat (yol) olması itibarıyla Anadolu Alevîliği’nin tamamını tanımlamamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Cami (Selanik)</span>

Yeni Cami, Selanik’te yer alan 20. yüzyıl başında yapılan Osmanlı dönemi camilerinden biridir. Hamidiye semtinde kurulmuştur. Caminin mimari Sicilyalı İtalyan mimar Vitaliano Poselli’dir. Günümüzde sergi salonu olarak hizmettedir. Bu tarihî yapı Hamidiye Camii olarak da bilinir.

İslami dini lider, bir cemaat, grup veya toplum içerisinde liderlik eden entelektüel, geleneksel, memuri, idari veya itikadi önder olan kişilerdir. İster Müslüman nüfus yoğunluklu ister gayrimüslim nüfus yoğunluklu olsun, Müslüman cemaatin bulunduğu ülkelerde ve toplumlarda lider olan bu kişiler, dini düzene sahip ülkelerde, laik düzene sahip Türkiye gibi ülkelerde olduğundan çok daha fazla geleneksel silsile ve düzen içerisinde bir liderlik görevi üstlenmektedirler.

Sami Savni Özer, Türk tasavvuf müziği icrâcısı, müezzin, kasidehan.

<span class="mw-page-title-main">Müezzin mahfili</span>

Müezzin mahfili, camilerde müezzinlere ayrılan, etrafı tahta veya taş parmaklıkla çevrili mahfildir. Müezzin mahfilinde müezzinler; ezan ve Kur'an okur, kamet getirir ve tesbihat yaparlar. Bazen imamın tekbirlerini tekrarlarlar. Selâtin camilerinde ya da büyük camilerde bunların yüksekliği 3 metreye kadar çıkabilirken daha küçük camilerde genellikle yer seviyesinde ya da yer seviyesinin biraz üzerindedir. Her halükarda kısa parmaklıklarla caminin genel kısımlarından ayrılır. Yüksek olan müezzin mahfillerinin bazıları basamaklıdır, bazıları dayama merdivenlidir. Tavanları süsleme sanatıyla döşelidir. Genellikle minberin karşısında yer alır.