İçeriğe atla

Müdahalecilik

Müdahalecilik, hükûmetlerin diğer ülkelerin siyasi olaylara karışma eylemini, askerî veya ticari müdahaleleri içerir. Farklı bir terim olan ekonomik müdahalecilik ise ülkenin iç ekonomi politikasına müdahaleyi ifade eder.[1]

Müdahaleciliğin yaygın bir pratiği olan askerî müdahale; uluslararası ilişkiler bağlamında Martha Finnemore tarafından, "tanınmış sınırların ötesine askerî personelin konuşlandırılması, hedeflenen devletin siyasi otorite yapısını belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bir eylem" olarak tanımlanmıştır. Bu müdahaleler, insani amaçlar veya borç tahsilatı gibi farklı amaçlar doğrultusunda ya da siyasi otorite yapılarını değiştirmeye yönelik gerçekleştirilebilir.[2]

Müdahalecilik, özellikle Viktorya Dönemi ve sonrasında Batılı güçlerin dış politikalarında önemli bir rol oynadı. Yeni Sömürgecilik döneminde, Muz Savaşları da dâhil olmak üzere, Batılı ulusların Küresel Güney'e çok sayıda müdahalesine tanık olundu. Modern müdahalecilik, Soğuk Savaş dönemi politikalarının bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bu dönemde, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabet, her iki süper gücün kendi politik etki alanını genişletme ve rakibin etkisini dengeleme arayışlarını beraberinde getirdi. Her iki taraf da dünya genelindeki uluslara müdahale etti.[3] Tarihçiler, müdahale yapan ülkelerin kamuoyunda, müdahaleciliğin her zaman tartışmalı bir siyasi konu olduğunu belirtmiştir.[4]

Alexander Downes tarafından yapılan bir araştırmaya göre 1816 ile 2011 yılları arasında 120 lider, dış müdahaleyle rejim değişikliği yoluyla devrilmiştir.[5] Siyaset bilimci Dov Haim Levin'in 2016'da gerçekleştirdiği bir çalışma ise Amerika Birleşik Devletleri'nin 1946 ile 2000 yılları arasında 81 yabancı seçime müdahale ettiğini ortaya koymuştur. Bu müdahalelerin çoğunluğunun aleni eylemlerden ziyade gizli eylemlerle gerçekleştirildiği belirlenmiştir.[6][7] Doğu Timor ve Kosova gibi meseleleri de dâhil olmak üzere, yabancı kurumların bölgesel yönetimini öneren çok taraflı müdahaleler, Filistin toprakları için de önerilmiş ancak reddedilmiştir.[8] 2021 tarihli bir mevcut literatür tetkiki, II. Dünya Savaşı'ndan beri yapılan dış müdahalelerin; genellikle belirtilen amaçlara ulaşmada başarısız olduğunu ortaya çıkarmıştır.[9]

Dış müdahaleyle rejim değişiklikleri

Alexander Downes, Lindsey O'Rourke ve Jonathan Monten'ın çalışmaları gösteriyor ki, dışardan dayatılan rejim değişiklikleri genellikle iç savaş olasılığını ve yeni gelen liderin şiddetle görevden alınma olasılığını azaltmaz.[5] Ayrıca, müdahale eden devlet ile düşmanları arasındaki çatışma olasılığını düşürmez[10] ve demokratikleşme olasılığını artırmaz. Ancak, bazı koşullar altında, rejim değişikliği demokratikleşme için olumlu kurumsal değişikliklerle birlikte geldiği takdirde demokratikleşme olanağı artar.[11] Downes şunu savunmaktadır:[5]

"Karşıt yahut başına buyruk rejimleri zorla devirmeye yönelik stratejik dürtü, iki temel gerçeği gözden kaçırmaktadır. Birincisi, yabancı bir hükûmeti devirme eylemi ordusunun dağılmasına sebep olabilir ve bu binlerce silahlı adamı kırsala yönlendirir, burada ise sıklıkla hükûmete karşı isyan başlatmaktadırlar. İkincisi, dış destekli liderler, hem dışarıyla hem de ülke içinde bir kitleyle muhataptır ve ikisi tipik olarak farklı şeyler ister. Bu farklı tercihler, dış destekli liderleri ikilemde bırakır; birini memnun eden eylemlerde bulunmak, her zaman diğerini ötekileştirir. Bu nedenle, rejim değişikliği; dış güçler ile dış destekli yerel yönetim [domestic protégés] veya dış destekli yöneticilier ve halkları arasında bir ikilik yaratır."

Nigel Lo, Barry Hashimoto ve Dan Reiter tarafından yapılan bir araştırmada, savaşın sonunda dışardan bir gücün müdahalesiyle gerçekleşen rejim değişikliğinin, devletler arasındaki barışın daha uzun süre devam etmesiyle neticelendiği belirtilmektedir.[12] Buna göre, bir savaşın sonunda bir ülkenin yönetiminde yapılan değişiklik, daha uzun bir barış dönemi getirebilir. Ancak, Reiter ve Goran Peic'in yaptığı araştırma ise dış müdahaleyle gerçekleşen rejim değişikliğinin, iç savaş olasılığını artırabileceğini ortaya koymaktadır.[13]

Afrika'da

Afrika ülkeleri arasında Nijerya, bağımsızlığından bu yana diğer Sahra altı Afrika ülkelerinin iç işlerine müdahale etme eğilimi göstermiştir. Yakubu Gowon'un görevden alınmasının nedenlerinden biri, Nijerya'nın kaynaklarını Grenada ve Guyana gibi uzak ülkelerde israf etmesidir ve bu müdahalenin Nijerya'ya ekonomik veya siyasi olarak bir geri dönüş sağlamadığı söylenmektedir. Nijerya'daki sonraki askerî hükûmetlerin düşüncesi ise giderek birbirine bağımlı hâle gelen dünyada bir ülkenin bir ada gibi olamayacağıdır. Yani, bu ülkelerin birbirlerine yardım etmesi ve işbirliği yapması gerektiği düşünülmektedir.[14]


Kaynakça

  1. ^ "Interventionism". Merriam-Webster. 19 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2022. 
  2. ^ Finnemore, Martha (2004). The Purpose of Intervention: Changing Beliefs about the Use of Force. Cornell University Press. ss. 9-10. ISBN 978-81-7049-205-4. 1 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  3. ^ Rabe, Stephen G. (2005). U.S. Intervention in British Guiana: A Cold War Story. University of North Carolina Press. ISBN 978-0807856390. 
  4. ^ Kinzer, Stephen (2017). The True Flag: Theodore Roosevelt, Mark Twain, and the Birth of American Empire. Henry Holt and Company. ISBN 978-1627792165. 
  5. ^ a b c Downes, Alexander B. (2021). Catastrophic Success: Why Foreign-Imposed Regime Change Goes Wrong (İngilizce). Cornell University Press. ISBN 978-1-5017-6115-7. 1 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  6. ^ Levin, Dov H. (Haziran 2016). "When the Great Power Gets a Vote: The Effects of Great Power Electoral Interventions on Election Results". International Studies Quarterly. 60 (2): 189-202. doi:10.1093/isq/sqv016. 
  7. ^ Agrawal, Nina (21 Aralık 2016). "The U.S. is no stranger to interfering in the elections of other countries". Los Angeles Times. 19 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2022. 
  8. ^ Pugh, Jeffrey D. (1 Kasım 2012). "Whose Brother's Keeper? International Trusteeship and the Search for Peace in the Palestinian Territories". International Studies Perspectives. 13 (4): 321-343. doi:10.1111/j.1528-3585.2012.00483.x. ISSN 1528-3577. 12 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  9. ^ Malis, Matt; Querubin, Pablo; Satyanath, Shanker (2021). "Persistent failure? International interventions since World War II". The Handbook of Historical Economics (İngilizce): 641-673. doi:10.1016/B978-0-12-815874-6.00038-1. ISBN 9780128158746. 9 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  10. ^ Downes, Alexander B.; O'Rourke, Lindsey A. (2016). "You Can't Always Get What You Want: Why Foreign-Imposed Regime Change Seldom Improves Interstate Relations". International Security (İngilizce). 41 (2): 43-89. doi:10.1162/ISEC_a_00256. ISSN 0162-2889. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  11. ^ Downes, Alexander B.; Monten, Jonathan (2013). "Forced to Be Free? Why Foreign-Imposed Regime Change Rarely Leads to Democratization". International Security. 37 (4): 90-131. doi:10.1162/ISEC_a_00117. ISSN 0162-2889. 1 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  12. ^ Lo, Nigel; Hashimoto, Barry; Reiter, Dan (2008). "Ensuring Peace: Foreign-Imposed Regime Change and Postwar Peace Duration, 1914–2001". International Organization (İngilizce). 62 (4): 717-736. doi:10.1017/S0020818308080259. ISSN 1531-5088. 8 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  13. ^ Peic, Goran; Reiter, Dan (2011). "Foreign-Imposed Regime Change, State Power and Civil War Onset, 1920–2004". British Journal of Political Science (İngilizce). 41 (3): 453-475. doi:10.1017/S0007123410000426. ISSN 1469-2112. 11 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mart 2024. 
  14. ^ "Interventionism". LitCaf (İngilizce). 10 Aralık 2021. 12 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2022. 

Konuyla ilgili yayınlar

  • Kupchan, Charles A. (2020), Isolationism: A History of America's Efforts to Shield Itself from the World (İngilizce), Oxford University Press 
  • Lee, Melissa M. (2020), Crippling Leviathan: How Foreign Subversion Weakens the State (İngilizce), Princeton University Press 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Diktatörlük</span> tek bir lider tarafından yönetilen otokratik hükümet biçimi

Diktatörlük, bir diktatör tarafından kontrol edilen bir hükümet biçimidir. Bir diktatörlükte siyaset, diktatör tarafından kontrol edilir ve danışmanlar, general ve diğer üst düzey yetkililerden oluşan bir iç çember aracılığıyla kolaylaştırılır. Diktatör, iç çevreyi etkileyerek ve onları memnun ederek kontrolünü sürdürürken, rakip siyasi partiler, silahlı direniş veya sadakatsiz parti üyeleri gibi herhangi bir olası muhalefeti baskı altına alır. Diktatörlükler, askeri darbeyle gücü ele geçiren önceki hükûmeti zorla deviren bir şekilde veya seçilmiş liderlerin yönetimlerini kalıcı hale getirdiği bir darbeyle oluşturulabilir. Diktatörlükler otoriter veya totaliter olup askeri diktatörlükler, tek parti diktatörlükleri veya mutlak monarşiler olarak sınıflandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliği</span> Dünyanın ortalama sıcaklığındaki mevcut artış ve buna bağlı olarak hava modellerindeki büyük ölçekli değişimler

İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Libya pasaportu</span>

Libya pasaportu uluslararası seyahat için Libya vatandaşlarına verilir.

Otoriteryanizm veya otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statükonun ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir. Siyasi bilimciler, otoriter hükûmet biçimlerinin çeşitliliklerini tanımlayan birçok tipoloji oluşturmuşlardır. Otoriter rejimler, otokratik veya oligarşik olabilir ve bir parti veya askerî güç üzerine kurulabilir. Demokrasi ile otoriterlik arasında belirsiz bir sınırı olan devletler bazen "karma demokrasiler", "hibrit rejimler" veya "rekabetçi otoriter" devletler olarak nitelendirilmiştir.

Ekonomik milliyetçilik, ekonominin, emeğin ve sermaye oluşumunun ülke içinde kontrolü gibi politikalarla, emeğin, malların ve sermayenin hareketine gümrük vergisi ve diğer kısıtlamaların uygulanmasını gerektirip gerektirmediği de dahil olmak üzere, devlet müdahaleciliğini diğer piyasa mekanizmalarına tercih eden bir ideolojidir. Ekonomik milliyetçiliğin temel inancı, ekonominin milliyetçi hedeflere hizmet etmesi gerektiğidir.

<span class="mw-page-title-main">Carter Doktrini</span>

Carter Doktrini Amerika Birleşik Devletleri başkanı Jimmy Carter'ın, 23 Ocak 1980 tarihinde, Temsilciler Meclisi ve ABD Senatosu üyelerinin katıldığı ortak oturumda, geleneksel olarak her yıl yaptığı konuşmada açıkladığı ve ABD'nin ulusal çıkarlarını korumak için İran Körfezinde gerekirse askerî güç kullanmaktan kaçınmayacağı yolundaki politikaya verilen isimdir.

Belirli ülkelerin vatandaşlarına vizesiz Ukrayna'ya girmesi için izin verir. Kırım, fiilen Rus kontrolü altında olduğu için Rusya'nın vize politikasını uygulamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Reagan Doktrini</span> Soğuk Savaşın sonuna kadar Amerikan stratejisi

Reagan Doktrini, Amerika Birleşik Devletleri başkanı Ronald Reagan'ın Soğuk Savaş'ın son yıllarında Sovyetler Birliği ve komünistlerin dünya üzerindeki etkisini kırmayı amaçlayan bir dış politika stratejisydi. Doktrin her ne kadar 10 yıldan az bir süre uygulandıysa da 1980'lerden Sovyetler Birliği'nin dağıldığı 1991 yılına kadar ABD dış politikasının merkezindeydi.

<span class="mw-page-title-main">Demokratikleşme</span> Bir toplumda demokratik normlara doğru eğilim

Demokratikleşme, daha demokratik bir siyasi rejime doğru demokratik bir geçişi ifade eder ve demokratik yönde gerçekleşen önemli siyasi değişiklikleri içerir. Demokratikleşme süreci, otoriter bir rejimden tam anlamıyla demokrasiye, otoriter bir siyasi sistemden yarı-demokrasiye veya hibrit bir siyasi sistemden demokratik bir siyasi sisteme geçişi içeren bir durum olabilir.

Devlet destekli terörizm, devletler veya devletlerle ilişkili ulusaltı gruplar tarafından stratejik, politik, dinî veya ekonomik hedeflere ulaşabilmek için hedef toplum üzerinde korku ortamı yaratmaya yönelik şiddet ve yıldırma eylemleridir.

<span class="mw-page-title-main">Rus İç Savaşı'nda Müttefiklerin müdahalesi</span> Askeri harekât

Rus İç Savaşı'nda Müttefiklerin müdahalesi, 1918 yılında Rus İç Savaşı sırasında başlatılan çok uluslu bir askerî harekâttır. Ana hedefler, Çekoslovak Lejyonuna yardım etmek, Rus limanlarındaki mühimmat ve silah tedarikini sağlamak ve Doğu Cephesini yeniden kurmaktı.

Jus ad bellum, savaşa girmeden önce savaş ilanını belirli haklı gerekçelere bağlayan kriterleri kapsayan Latince uluslararası hukuk terimidir.

<span class="mw-page-title-main">Ruanda-Türkiye ilişkileri</span>

Ruanda-Türkiye ilişkileri, Ruanda ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye'nin Aralık 2014'ten bu yana Kigali'de bir büyükelçiliği vardır. Ruanda'nın ise Ankara Büyükelçiliği Ağustos 2013'te açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nijerya-Türkiye ilişkileri</span>

Yasal düzeyde diplomatik ilişkiler 1958 yılında kuruldu ve daha sonra 1960'ta büyükelçi rütbesine yükseldi. Türkiye, 1962'de Nijerya'nın başkenti Lagos'ta bir büyükelçilik açtı. Türkiye Büyükelçiliği, Nijerya'nın Abuja'yı yeni başkent ilan etmesinden sonra 2001 yılında Abuja'ya taşındı.

<span class="mw-page-title-main">Rejim (politika)</span>

Politikada rejim, bir hükûmetin veya kurumun işleyişini ve toplumun bununla olan etkileşimlerini düzenleyen belirli kültürel veya sosyal kurallar. Hükümet biçimi.

<span class="mw-page-title-main">Çad-Türkiye ilişkileri</span>

Çad-Türkiye ilişkileri, Çad ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye, 11 Ağustos 1960'ta Çad'ın bağımsızlığını tanımış ve 27 Ocak 1960'ta iki devlet arasında diplomatik ilişkiler kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Arap Birliği-Türkiye ilişkileri</span>

Arap Birliği-Türkiye ilişkileri, 1945'te kurulan 22 üyesi ve dört gözlemci üyesi olan Arap Birliği ile Türkiye'nin diplomatik ilişkileridir. 2006 yılından itibaren Türkiye daimi gözlemci statüsünde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Saint Kitts ve Nevis-Türkiye ilişkileri</span>

Saint Kitts ve Nevis–Türkiye ilişkileri, Saint Kitts ve Nevis ile Türkiye arasındaki ikili ilişkileri ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik gerileme</span> liberal demokrasilerin kademeli olarak otoriterleşmesi olgusu

Otokratikleşme olarak da adlandırılan demokratik gerileme, bir siyasi sistemin demokratik özelliklerinin azalmasıdır ve demokratikleşmenin tam tersidir. Demokrasi en popüler yönetim biçimidir ve 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki ulusların yarısından fazlası demokrasidir. Bu çalışmada 165 ülke incelenmiş ve bunların 98'inin demokrasi olduğu tespit edilmiştir. 2010'lardan bu yana dünya daha da otoriterleşti ve 2020'lere gelindiğinde dünya nüfusunun dörtte biri demokratik olarak gerileyen hibrit rejimler altında yaşıyor.

<i>Demokratik geçiş</i> siyasi sistemde belirli bir aşama

Demokratik geçiş, bir ülkenin siyasi sisteminde otoriter bir rejimden demokratik bir sisteme doğru devam eden bir değişiklik sürecini tanımlar. Bu süreç, demokratikleşme olarak bilinir, süreç içerisinde politik değişiklikler demokratik bir yönde ilerler. Demokrasi dalgaları, büyük güçler arasındaki güç dağılımında ani değişikliklerle ilişkilendirilmiştir, bu da geniş kapsamlı içsel reformları tanıtmak için açılışlar ve teşvikler yaratmıştır. Hibrit rejimler daha fazla iç huzursuzluk yaşasa da, uzun yıllar boyunca geçiş aşamasında oldukları için istikrarlı olarak kabul edilebilirler. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana, hibrit rejimler en yaygın hükûmet biçimi haline gelmiştir. Akademisyenler, demokratik kurumların göstermelik olma seviyesini irdeleyerek, demokratik gerilemeyle beraber, otoriterliğe geçiş sürecinde modern hibrit rejimlerin en yaygın hükûmet biçimi sonucuna varmıştır.