İçeriğe atla

Mücahit

Mücahit (Arapçaمجاهد), kutsal sayılan bir ülkü, özellikle de İslam adına savaşan kişi. Sözcük Arapça mücahidûn (mücahitler) sözcüğünün tekilidir ve "cihat eden" anlamına gelir.

Mücahit sözcüğü önceleri ilk İslam Devleti adına savaşan Müslüman askerler için kullanılıyordu. Sözcüğün özellikle Batılı ülkelerde gündelik kullanıma girmesi, 18. yüzyıl Hindistan'ında Birleşik Krallık'la savaşan Müslüman gruplara dayanır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Sahabi veya çoğulu Sahabe, Ashab, bir İslâm terimidir. İslâm peygamberi Muhammed'i görmüş, onunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve ona inanmış Müslümanlara verilen isimdir. İslam literatüründe bir saygı ifadesi olarak Eshâb-ı Kirâm şeklinde anılırlar. Muhammed öldüğü vakit, sayıları 124 binden fazla idi.

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Arapça</span> Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dil

Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sultan</span> İslam devletlerinde hükümdarlara verilen bir lakap

Sultan, tarihte pek çok farklı anlamda kullanılmış olan İslamî bir sıfattır. Sözcük olarak "güç", "otorite", "yönetici" anlamlarına gelir. Genelde bağımsızlığını ilan eden İslam hükümdarları tarafından kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cami</span> Müslümanların ibadet mekânı

Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir.

<span class="mw-page-title-main">İslam felsefesi</span> İslam medeniyetindeki felsefe geleneği

İslam felsefesi, İslâm dinine mensup kişilerce gerçekleştirilen felsefe etkinliğidir. Müslüman felsefesi ve Arapça felsefe olarak da adlandırılır. İslam felsefesi adlandırması sadece İslam'a dair bir felsefe olarak anlaşıldığından tartışmaya açıktır. İslam dünyası felsefeyle 8. yüzyıldan itibaren sistematik hale gelen Bağdat merkezli tercüme hareketiyle tanışmıştır. 3. yüzyılda Plotinos'un öncülük ettiği, Yeni Platonculuk adlı felsefi akımın Eflâtun ve Aristoteles'i uzlaştırma çabaları İslam dünyasına aktarılan felsefenin temeli olmuştur. Müslüman filozoflar bu iki filozofun eserlerini şerh etme yoluna gitmişlerdir.

Şehit kutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen kimse. Şehit olma eylemine "şehâdet" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed İkbal</span> Filozof

Muhammed İkbal, Pakistanlı İslam alimi, şair, filozof ve politikacı.

<span class="mw-page-title-main">Mektep</span>

Mektep ya da Mekteb ya da Mektephane, el- küttab olarak da anılır., ilkokul anlamına gelen Arapça sözcüktür. Çocuklara İslami konuları, okuma, yazma ve grameri öğretme önceliği olan bir kurum olsa da diğer pratik ve teorik konularda da eğitim vermiştir. 20. yüzyıla kadar mektepler İslam dünyasında kitlesel eğitimin yegane adresi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Süfyan</span> Kureyşli kabile lideri ve tüccar

Sahr bin Harb bilinen adıyla Ebu Süfyan, Mekke'nin fethi sırasında Müslüman olmuş ve 624-630 yılları arasında Mekke lideri. Tam adı "Ebu Süfyan Sahr bin Harb bin Ümeyye"dir.

Ümmet, İslam toplumunun tamamını ifade eden bir kavram. Ümmet kelime olarak bir anneden doğan çocuklara verilen isimdir. Daha sonra İslam inancına sahip herkesi içine alan bir anlama kavuşmuştur. İslam inancının en önemli kaynağı Kur'an'da birçok yerde geçmiştir. Müslümanların içindeki bir cemaate de zaman zaman ümmet denildiği görülmektedir. Ümmet bu bakımdan bazen bütün bir Müslüman toplumunu ifade ederken, bazen de Müslümanların içinde farklı özelliklere sahip daha küçük gruplardan her birini de ifade etmektedir. Diğer yandan ümmet kelimesi aynı zamanda her bir Müslüman için de kullanılmaktadır. Örneğin "Peygamberimize sadık bir ümmet olmak istiyorum." gibi. Ümmet, "imam" kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Her peygamber, birer imâm, rehber olarak kabul edilir ve ona tabi olanlara da onun ümmeti denir.

<span class="mw-page-title-main">Tavaif-i Mülûk</span>

Tavaif-i Mülûk, Mülûkü't Tavaif ya da Tayfa Endülüs Emevi Devleti'nin 1031 yılında çökmesi üzerinde İber Yarımadası'nda kurulmuş ve 1031-1090 yılları arasında hüküm süren Müslüman emirlikler için kullanılan tabirdir.

Zerdüştçü veya Mecûsî,, Zerdüştçülük dinine mensup kişi. Türk Dil Kurumu sözlüğünde "ateşe tapan" olarak açıklanan bu sözcük, antik çağda İran'da yaşayan Medler'in rahip sınıfını isimlendiren bir tâbirdi ve olumsuz bir anlam taşımıyordu.

Haham veya rabbi, Yahudilikte din adamıdır. Haham sözcüğü, Sami bir dil olan İbranicede bilge adam anlamına gelir ve Yahudi yasalarını bilen, Tanah'ı iyice öğrenmiş kişileri tanımlamak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ceset</span> Ölü bir insanın bedeni

Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.

Muladi, Orta Çağ boyunca Endülüs bölgesinde yaşamış, etnik köken olarak İspanyol olup müslüman olmuş bir etnik grup. Arap, Berberi ve İspanyol kökenlerinin karışımından oluşmuş olanlara da muladi denilirdi. İspanyolcada muladi olarak söylenen sözcük Arapça "muwallad" sözcüğünden türetilmiştir. Başlangıçta farklı kökenlerden anne-babası olan, özellikle Arap ve Arap olmayan anne-babadan gelen, Arap toplumu içinde ve Arap-İslam bir kültürle yetiştirilen kişiler için kullanılırdı. Sonradan Arap olmayıp, din değiştirip müslüman olanlar için de kullanılmaya başladı.

<span class="mw-page-title-main">Hansâ</span>

Hansâ veya el-Hansâ' bint 'Amr y. 575 – 645, klasik Arap edebiyatının en meşhur kadın şairi ve sahabe.

Ebû Dücâne, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesidir. Kütüb-i Sitte'de rivayet ettiği hadisleri yer alan Ebû Dücâne, erken dönem İslam tarihinde daha çok kılıç kullanmadaki ustağıyla belirgin efsaneleşmiş savaşçı kişiliğiyle tanınır.

Ebu Eyyub el-Mısri veya diğer tanınan adıyla Ebu Hamza el-Muhacir, Irak el-Kaidesi, Mücahit Şura Meclisi ve Irak İslam Devleti'nde yöneticilik yapan Mısırlı İslamcı.

<span class="mw-page-title-main">Çeçenistan'daki Arap mücahitler</span>

Çeçenistan'daki Arap Mücahitler, Çeçenistan'a savaşmaya gelen Araplar tarafından oluşturulan İslamcı bir Mücahid oluşumu. Fethi el-Ürdüni tarafından oluşturulan mücahit taburu, Birinci ve İkinci Çeçen Savaşında önemli rol oynadı.