İçeriğe atla

Müştak Baba

Müştak Baba (1759 - 1832)[], sufi şair.

Esas adı "Muhammed Mustafa Müştak" efendidir. Özleyen anlamına gelen Müştak ismini Neşet Efendi takmıştır. Babası Seyyid Süleyman Efendi olup, anneleri tarafından soyu Seyyid Abdülkadir Geylani'ye dayandırılır. Eğitimlerini amcası Şems-i Bitlisi, Hasan Şirvani ve Bağdat'ta Nâkibül-eşraf Hasan Efendi ile İstanbul'da Mesnevihan Hoca Neşet Efendi'den almıştır.

Kişiliği

İstanbul'da Eyüp Selâmi Efendi dergahında kalmış ve II. Mahmud ile yakın arkadaşlığı olmuştur. Şirvani'de musiki eğitimi alan Müştak Baba icralara udu ve sesiyle katılacak kadar musikiye aşina idi. Bu nedenle, postnişin olduğu Kadirîye Tarikatı içinde, musikî ve semaya özel önem veren Müştâkiye şubesi onun ekolü olarak oluşmuştur.

Vahdet-i vücud anlayışıyla Hakk'ı insanda arar. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin hayranıdır. Edebî yönü ve hitâbeti güçlü olan Müştak Baba Arapça ve Farsça bilirdi ve aruz vezni ile yazdığı şiirlerinde, sembolik dil kullanırdı. Şiirlerinden oluşan divanı, ölümünden sonra, 1847 yılında basılmıştır.

Biri erkek, ikisi kız olmak üzere üç çocuğu dünyaya gelmiştir. Kızlarından birisi Tafte Hanedanından Ahmet Bey'le, diğeri de Ahmet Muhlis Paşa ile evlenmiştir. Oğlu Edhem Baba'dır.

1832 yılında Bitlis’i ziyarete giderken, konakladığı Muş’ta 75 yaşındayken öldürülür.

Müştak baba ve Ankara kerameti

Müştak baba divanında yer alan bir dörtlük, gizemci, kehanetçi, ya da kaderci akımların ilgisini çeker;

"Me’vá-yı názenine kim elf olursa efser / Lá-büdd olur o me’va İslámbol ile hemser // Nun ve’l-kalem başından alınsa nun-ı Yunus / Aldıkda harf-i diger olur bu remz ızhár // Miftáh-ı sure-i Kaf ser-had-i kaf tá kaf / Munzamm olunmak ister Rá-yı Resul-i Peyamber // Háy-ı huy ile áhir maksud oldu záhir / Beyt-i veliyyü’l-ekrem Elhác Abd-i ekber // Ey pádişáh-ı fehhám Sultan Hacı Bayram / Revhán ister ikram-ı Müşták-ı abd-i çáker"

Ancak ebced hesabıyla Ankara'nın başkent yapılmasına ve tarihine işaret ettiği yorumları yapılan şiirin gerçekten de böyle bir özelliğinin olup olmadığı, yapılan yorumların dürüst olmadığı ve çarpıtmalar içerdiği de ifade edilmektedir.[1]

Önemli eserleri

  1. Âsârü'l Müştak Esrarü'l-Uşşak. (Asar) (Biyografidir)
  2. Divan-ı Müştak Baba.[2]
  3. Mektubat-ı Kimya-yı Müştak.
  4. Baharname. (Farsça divan)
  5. Mişkâtü'l-Müştak Mir'atü-l Uşşak.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2013. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Galip</span> Türk divan edebiyatı şairi (1757 - 1798)

Galib Mehmed Esad Dede veya tanınan kısa adıyla Şeyh Galib, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Neşati, Divan Edebiyatı şairi. Asıl adının ise Süleyman veya Ahmed olduğu sanılmaktadır.

Hâlidîlik, İslam'ın Sünnîlik mezhebine bağlı bir tarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Kol, adını Kürt İslam âlimi Halid Bağdadî'den alır. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Yahyâ-yı Şirvânî</span>

Yahyâ-yı Şirvânî 15. yüzyılda yaşamış Azerbaycanlı sufi, Halvetiyye tarikatının ikinci kurucusudur. Azerbaycan Türkleri'nden olan Seyid Yəhya Bakuvi Azerbaycan'ın tanınmış filozof alim ve şairlerindən biri, Halvetiyye Tarikâtı'nın İkinci kurucusudur. Baküvi aynı zamanda bir Halvetilik virdi olan Virdu-Sattar'ın da yazarıdır. 2013 yılında UNESCO Genel Konferansı'nın 36. oturumunda Seyid Yahya Bakuvin'in 550. yıldönümünün dünya çapında kutlanması kararı alındı.

Abdülhakîm Arvâsî Üçışık , Türk İslam âlimi.

Halvetilik, cehri zikir adı verilen ve ilahi isimlerin yüksek sesle tekrar edilmesi anlamına gelen zikir yöntemini kullanan bir tarîkattır. Tarikat 14. yüzyılda yaşamış olan Ömer el-Halvetî'ye nisbet edilir. Pîr Ömer Halvetî'nin bir ağaç kovuğunda uzun süre halvet çıkarması ve ardından gelen müridlerin de tenhada kalmayı tercih etmeleri üzerine tarikat bu isimle anılmaya başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nesîmî</span> 14. yüzyılda yaşamış Türk divan şairi

İmadeddin Nesimî, 14. yüzyılda yaşamış Hurûfi meşrep Azerbaycanlı divan şairi. Alevilik ve Bektaşilikte Yedi Ulu Ozan'dan birisi olarak kabul edilir.

Niyâzî-i Mısrî,, Halvetiye tarikatının Mısriyye kolunun kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Yesevî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî (Kazakistan Türkçesi: Қожа Ахмед Яссауи; Özbekistan Türkçesi: Xoja Ahmad Yassaviy; 1093, Sayram - 1166, Türkistan, kendi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Rakım Elkutlu</span>

Rakım Elkutlu, Türk klâsik mûsikîsi bestekârlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Ayazma Camii</span>

Ayazma Camii, İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Aziz Mahmud Hüdayi Mahallesi'nde yer alan, Osmanlı Dönemi'nden kalma tarihi bir camidir. 26. Osmanlı Padişahı III. Mustafa tarafından, annesi Mihrişah Emine Sultan ve ağabeyi Şehzade Süleyman adına yaptırılmıştır. Mimarı Mehmed Tahir Ağa'dır. Yapımına 1758 yılında başlanan cami, 2 yıllık inşaat sürecinden sonra 1760 yılında ibadete açılmıştır. Cami mimari olarak Osmanlı ve Barok esintilerini yansıtmaktadır.

Yesevîlik, adını Nakşibend’îyye tarikâtı şeyhi Yusuf Hemedanî'nin müritlerinden Hoca Ahmed Yesevî'den alan, İslâm'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatı.

<span class="mw-page-title-main">Ali Emîrî</span> Türk tarihçi ve yazar

Ali Emîrî ya da Ali Emîrî Efendi, araştırmacı ve tezkire yazarı.

Abdullah Vassaf Efendi Osmanlı şeyhülislamı, divan şairi, ilim adamı ve hattat.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Remzi Akyürek</span>

Ahmet Remzi Akyürek, Türk mutasavvıf ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşî inancı</span>

Hurûfî-Bektâşî inancı Hurûfîlik akımı İranlı bir Şiî mutasavvıf olan “Fadl’Allah Ester-Âbâdî” tarafından kuruldu. Halep sınırlarından, Batı Anadolu’ya doğru hareket eden “Hurûfîler” Seyyid Nesîmî’nin H. 820 / M. 1417 yılında Halep’te idamından sonra Irak’tan Azerbaycan’a ve oradan da Doğu Anadolu’ya kadar olan bölgelerde Hurûfîliği yaydılar. Nesîmî’nin Divânı ve hayat hikayesi birçok mutasavvıf için iyi bir kaynak ve sermaye oldu. Nesîmî, daha Fadl’Allah Yezdânî’nin “Hurûfîlik” mezhebinin ortaya çıkmasından beş asır önce yaşayan Hulûl ve ilhada yönelik söylemleri nedeniyle de aynı sonucu paylaşmış olan Hallâc-ı Mansûr’un yolunda olarak kabul edildi. Aslen İbâh’îyyûn olan “Hurûfîler”, aynı zamanda Mücessime’den olduklarından dolayı, Cenâb-ı Hakk’ın cisim olarak, Bâtınîliğin esas prensibi olan hulûle olan inançları nedeniyle de “Fadl’Allah Hurûfî” şeklinde belirdiğine inanırlar.

Ahmed Arif Hikmet Bey Efendi 1846 - 1854 doneminde Osmanlı Şeyhülislamı.

<span class="mw-page-title-main">Seyyid Vehbi</span>

Seyyid Vehbi, divan şairi ve nesir yazarı.

Salih Zeki Ataergin,, Türk musikişinas, bestekâr ve hukukçu. Kanun virtüözü Hacı Arif Bey'in oğludur. Asıl ismi Salih Zeki olmasına rağmen, babasına izâfetle Zeki Ârif adıyla tanınmıştır. Annesi Hatice Huriye Hanım’ dır.