Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.
Ortakyaşam, ortakyaşarlık ya da simbiyoz, iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamalarıdır.
Henri-Louis Bergson, Fransız filozoftur.
Ernst Heinrich Philipp August Haeckel,, Alman hekim, zoolog, filozof, ressam ve kâşif.
Gerçek dokusu olan hayvanlar (Eumetazoa), biyolojik sınıflandırmada, süngerler hariç, bütün ana hayvan gruplarını kapsayan bir kümedir.
"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur " şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır. Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kastedilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kastedilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.
Gaia hipotezi, Gaia kuramı ya da Gaia prensibi, biyosferin ve yerkürenin fiziki bileşenleri sayılan atmosferin, kriyosferin (buzullar), hidrosferin ve litosferin, karmaşık bir karşılıklı etkileşim sistemi içinde bir araya gelerek bir bütünlük oluşturduğunu ileri süren ekolojik bir kuram ya da hipotezdir. Bu hipotezde, yeryüzündeki iklimsel ve biyojeokimyasal koşulların ve süreçlerin bu karşılıklı etkileşim sistemi çerçevesinde aynı yönde gelişme ve değişme eğilimi içinde oldukları öngörülmektedir. Hipotez başlarda James Lovelock tarafından yerküreyi konu alan bir geri besleme hipotezi olarak ortaya atılmıştır. Lovelock'un, hipotezi için seçtiği adlandırma Yunan mitolojisinde yeryüzünü simgeleyen tanrıça Gaia'ya dayandırılmaktadır. Hipotez sıklıkla, yerkürenin tek bir organizma gibi göründüğü / davrandığı olarak anlaşılmaktadır.
Birlikte evrim veya eş evrim, biyolojide iki veya daha fazla canlı türünün, birbirlerinin evrimini karşılıklı olarak etkilemesidir. Daha kapsamlı olarak tanımlamak gerekirse, "biyolojik bir canlının veya organik bir nesnenin, ilişkili olduğu diğer organik obje veya objelerin değişmesi ile kendisinde de değişimlerin baş göstermesidir".
İnsan evrimi zaman çizelgesi, insan türlerinin evrimindeki belli başlı önemli olayları ve insan atalarının evrimsel tarihlerini özetlemektedir. Bunun yanında Homo sapiens türünün atası olabilecek canlıların, tür ve cinslerin kısa bir açıklamasını içerir. Temel olarak Abiyogenez'in konusu olan yaşamın kökeni bu zaman çizelgesinde konu edinmemiş olup insanın oluşumuna götüren ön ataların olası bir soy çizgisi ele alınmıştır. Bu zaman çizelgesi, paleontoloji, gelişim biyolojisi ve morfoloji alanında elde edilen verilerin yanında anatomik ve genetik veri çalışmalarına da dayanır. İnsan evriminin tüm yönleriyle araştırılması antropolojinin önemli bir bileşenidir.
Simbiyogenez, iki ayrı organizmanın birbirleriyle birleşerek tek ve yeni bir organizma oluşturması. Bu düşüncenin kökeni, Konstantin Mereschkowsky'in kloroplastların siyanobakterilerin protozoa tarafından yutulduğu simbiyoz bir ilişki sonucu ortaya çıktıklarını anlattığı 1926 tarihli "Simbiyogenez ve Türlerin Kökeni" isimli kitabından gelmektedir. Aynı zamanda İvan Wallin de "Simbiyontizm ve Türlerin Kökeni" isimli kitabında bu kavramı desteklemiş ve bakterilerin türlerin kökeni olabileceğini, ayrıca türlerin endosimbiyoz yoluyla oluşmuş olabileceğini öne sürmüştür. Bugün kloroplast ve mitokondrinin böyle bir kökeni olduğu düşünülmektedir ve endosimbiyoz kuramı olarak adlandırılmaktadır.
Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, Çin'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında biyolojik taksonominin başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda evrimsel kozmoloji ve mekanik felsefe, fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.
Bu liste, evrim ve evrimsel biyoloji konularına dair maddeleri içerir.
Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.
Eşeyli üremenin evrimi, şu an güncel olan birkaç farklı bilimsel hipotez tarafından açıklanmaktadır. Eşeyli yolla üreyen tüm organizmalar tek hücreli ökaryot bir türden türemiş olup tek bir ortak atadan gelmektedir. Birçok protist, çok hücreli bitkiler, hayvanlar ve mantarlar gibi eşeyli üreme yoluyla çoğalırlar. Bdelloidea veya herhangi bir döllenme meydana gelmeden meyve oluşturabilme özelliğine sahip bazı partenokarp bitkiler gibi, ikinci derecede bu özelliği kaybetmiş olan bazı türler de bulunmaktadır. Eşeyli üremenin evrimi birbirleriyle ilişkili ama birbirlerinden farklı olan iki değişik konuyu ele alır. Bunlardan birincisi eşeyli üremenin kökeni, diğeri ise eşeyli üremenin korunarak devamlılığın sağlanmasıdır. Ancak eşeyli üremenin kökenine dair hipotezlerin deneysel olarak test edilmeleri zor olduğundan, güncel araştırmalar daha ziyade eşeyli üremenin nasıl korunduğu ve sürdürüldüğüne odaklanmıştır.
Mikoriza ; bazı bitkilerin kökleriyle ortak yaşam, simbiyoz ilişkisi geliştirmiş olan mantarlara verilen isimdir.
Endosimbiyont başka bir canlının vücudunda veya hücrelerinde mutualistik bir ilişkiyle yaşayan canlılara verilen genel isimdir. Her zaman olmasa bile, çoğunlukla iki tarafın da kazandığı bir ilişkiye sahiptirler. Endosymbiosis terimi Yunancada "içinde" anlamına gelen ἔνδον endon, "birlikte" anlamına gelen σύν syn ve "yaşamak" anlamına gelen βίωσις biosis kelimelerini birleşmesiyle oluşmuştur. Bu türe örnek olarak azot fiksasyonu yapan bakteriler (rhizobia), baklagil köklerindeki kök nodülleri, resif yapılı korallların içindeki tek hücreli su yosunları ve böceklerin yaklaşık %10-15'inin temel besini olan bakteriyel endosimbiyontlar verilebilir.
Kuşların uçuşu, kuşların havalanarak uçtuğu çoğu kuş türü tarafından kullanılan ana hareket şeklidir. Uçuş, kuşların beslenmesine, üremesine, avcılardan kaçınmasına ve göç etmesine yardımcı olur.
Hücrelerin evrimi, hücrelerin evrimsel kökenini ve daha sonraki evrimsel gelişimini ifade eder. Hücreler ilk olarak en az 3,8 milyar yıl önce, dünya oluştuktan yaklaşık 750 milyon yıl sonra ortaya çıktı.
Dorion Sagan, (1959) Amerikalı yazar ve teorisyendir. Cosmic Apprentice, Cracking the Aging Code ve Lynn Margulis: The Life ve Legacy of a Scientific Rebel dahil olmak üzere kültür, evrim ve bilim tarihi ve felsefesi üzerine kitaplar yazmış ve ortak yazarlardan biridir. Eric D. Schneider ile birlikte yazdığı Into the Cool adlı kitabı, dengesizlik termodinamiği ve yaşam arasındaki ilişki hakkındadır.
Evrimsel robotik, robotların Darwinci doğal seçilim ilkeleri kullanılarak otomatik olarak tasarlandığı Yapay Zeka'ya (Al) somutlaştırılmış bir yaklaşımdır. Bir robotun tasarımı veya bir robotun nöral kontrolör gibi bir alt sistemi, davranışsal bir amaca göre optimize edilmiştir (örneğin, mümkün olduğu kadar hızlı koş). Genellikle tasarımlar, simülasyonlarda binlerce veya milyonlarca tasarımın üretilmesi olarak değerlendirilir ve bunları gerçek dünyada test etmek zaman, para ve güvenlik açısından son derece pahalıdır.