Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.
Enki, su, bilgi (gestú), zanaatlar (gašam) ve yaratılışla (nudimmud) ilgili Sümer tanrısıdır. Anunnaki grubunun bir üyesidir. Daha sonra Akad (Asur-Babil) dininde Ea veya Ae olarak anılmıştır. Bazı bilim insanları tarafından Kenan dinindeki Ia ile özdeşleştirilir. İsmi Yunan kaynaklarında Aos olarak geçer.
Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.
İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.
Elamca, Elamlılar tarafından Antik İran'da MÖ 2600 ile 330 yılları arasında konuşulmuş eklemeli bir izole dildir. Dil ve edebiyatı, Elam Kralı Şilhak-İnşuşinak'ın gayretleriyle çok gelişmiştir. Elamca, MÖ 522-486 döneminde Ahameniş İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında önemli bir gelişme göstermiş ve Ahameniş krallarının yazıtlarında kullanılan üç dilden biri olmuştur. Elamcanın ölü bir dil haline gelmesi, İskender'in Ahamenişleri fethettiği devre tekabül eder.
Lamassu, genellikle insan kafalı, boğa ya da aslan gövdeli ve kuş kanatlarına sahip Asur koruyucu tanrısıdır. Bazı yazılarda kadın bir ilahı temsil ettiği tasvir edilmiştir. Lamassu'nun eril karşılığı anlamına gelen şedu daha az kullanılan bir isimdir. Lamassu; burçları, ana yıldızları ve takımyıldızlarını temsil eder.
Gugalanna, Sümer dinine göre Ölüler Diyarı'nın kraliçesi olan Ereşkigal'in ilk kocasıdır. Adı muhtelemen "An'ın kanal denetçisi" anlamına gelmektedir ve Ennugi için sadece alternatif bir isim olabilir. Ereşkigal ve Gugalanna'nın oğlu Ninazu'dur. İnanna'nın Ölüler Diyarı'na İnişi'nde aşk, güzellik, seks ve savaş tanrıçası olan İnanna, kapıcı Neti'ye "ablam Ereşkigal'in kocası Gugalanna"nın cenazesine katılmak için Ölüler Diyarı'na indiğini söyler. Bazı araştırmacılar Gugalanna'yı Gılgamış Destanı'nda Gılgamış ve Enkidu tarafından katledilen Cennetin Boğası ile aynı figür olarak görür.
Ninurta (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒅁 DNIN.URTA. Anlamı bilinmiyor.) veya bilinen diğer adıyla Ninĝirsu (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒄈𒋢 DNIN.ĜIR2.SU Anlamı: "Girsu'nun Lordu"), erken Sümerlerde ilk ibadet edilen tarım, şifa, avcılık, hukuk, yazı ve savaşla ilgili antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk kayıtlara göre, tarım ve insanları hastalıklar ile demonların güçlerinden koruyan şifa tanrısıdır. Daha sonraki zamanlarda ise Mezopotamya daha askerî bir hâle geldikçe, daha önceki tarımsal niteliklerinin çoğunu elinde tutmakla birlikte savaşçı bir tanrı olmuştur. Baş Tanrı Enlil'in oğlu olarak kabul edilmiştir. Sümerlerdeki ana tapınma merkezi, Nippur'daki Eşumeşa tapınağıydı. Ninĝirsu, Lagaş'ta kendisine ait tapınağı yeniden inşa eden Lagaş Kralı Gudea tarafından onurlandırılmıştır.
Sümer mitolojisine ait Lugal-e şiirinde Asag ya da Azag, canavarımsı bir demondur. O kadar berbattır ki varlığı tek başına balıkların nehirde canlı kaynamasına sebep olur. Girdiği bir savaşta bir taş ordusu kendisine eşlik etmiştir. Cesur Akad ilahı Ninurta tarafından alt edilmiştir. Ninurta, kendisiyle olan savaşında afsunlu konuşan gürzü Şarur'u kullanmıştır.
Antik Mezopotamya mitolojisinde Kader Tableti , çivi yazısı yazılmış bir kil tablet olarak tahmin edilmektedir. Bu tablet, kalıcı bir yasal belge olarak, Tanrı Enlil'e, evrenin yönetici olarak üstün bir yetki vermektedir. Ninurta ve Kaplumbağa adlı Sümer şiirinde tablet Enlil'de değil Enki'dedir. Bu şiirle Akadca yazılmış ola Anzû şiirinde tablet İmdugud (Sümerce) ya da Anzû (Akadca) tarafından çalınacağı korkusunu belirtmektedir. Efsaneye göre tablete sahip olan herkes evrene hükmetmektedir. Babil Enûma Eliš'te Tiamat bu tableti Kingu’ya verir ve ordusuna emir verir. Tanrıların savaşı seçilen Marduk, Tiamat ile ordusuyla savaşır ve onu yok eder. Marduk, Kader Tableti'ni kendisi için talep eder ve böylece tanrılar arasındaki yönetimini güçlendirecektir.
Sümer mitolojisine göre Nirah, sukkal'dır yani Sümer şehir devleti Der'in yerel tanrısı İštaran'ın kişisel görevlisidir. Yılanlarla özdeşleşmiştir ve sınır taşları olan kudurrular üzerinde yılan formunda yer alabilir.
Atum veya Atum-Ra, Mısır mitolojisinde diğer her şeyin kendisinden türediği ilksel Tanrı'dır.
Tefnut, Antik Mısır mitolojisinde nem, çiğ ve yağmur tanrısıdır. Hava tanrısı Şu'nun hem eşi hem kız kardeşidir. Geb ve Nut'un annesidir.
İştar Yıldızı ya da İnanna Yıldızı, antik Sümer tanrıçası İnanna ve onun Doğu Semitik muadili olan tanrıça İştar'ın Aslanın yanı sıra) sembollerindendir. Yıldız aynı zamanda Venüs gezegeni ile ilişkili olduğu için olarak da bilinir.
Renenūtet eski Mısır dininde bir beslenme ve hasat tanrıçasıydı. Hasadın önemi, insanların hasat zamanı Renenutet'e birçok teklifte bulunmalarına neden oldu. Başlangıçta, tarikatı Terenuthis merkezliydi. Renenutet bir kobra olarak veya kobra başlı bir kadın olarak tasvir edildi.
Uttu, dokuma ile ilişkilendirilen antik bir Sümer tanrıçasıdır. İsmini yazarken kullanılan çivi yazısı sembolü, Sümercede "örümcek" kelimesini yazmak için de kullanılmıştır ve Uttu'nun muhtemelen ağ ören bir örümcek olarak tasavvur edildiğini belirtilmiştir. Esasen Enki ve Ninsikila mitinde görünür ve bu mite göre Uttu, ördüğü ağın içine girerek babası Enki'nin cinsel yönden asılmasına karşı gelir fakat Enki, Uttu’yu ona taze ürünlerden bir hediye getirmeye ve onunla evlenmeye ikna eder. Enki daha sonra Uttu'yu birayla sarhoş eder ve ona tecavüz eder. Uttu, Enki'nin karısı Ninhursag tarafından kurtarılır ve Ninhursag, Uttu'nun vajinasından Enki'nin spermini alıp toprağa ekerek sekiz yeni bitkinin büyümesini sağlar.
İsimud, Sümer mitolojisinde tanrı Enki'nin elçisi olan küçük bir tanrıdır.
Ninshubur İnanna ile ilişikli Sukkal (Vezir) lakaplı Sümer tanrısıdır. Adı Sümerce " Subartu'nun Kraliçesi" anlamına gelir. Frans Wiggerman, bu ismin genellikle "Hizmetçilerin Kraliçesi" olarak anlaşıldığını öne sürüyor. Ninshubur İnanna'nın habercisi olarak Hermes ya da Iris ile de ilişkilendirilebilir.
Eski Mezopotamya dininde Haya, tanrıça Nisaba'nın kocasıdır. Haya öncelikle bir yazı tanrısıydı, ancak tahıl ve tarımla da ilişkilendirilmiş olabilir. Koruyucu (bekçi) olarak da görev yaptı. Bazı metinlerde tanrıça Ninlil'in babası olarak tanımlanır. En çok Ur'un Üçüncü Hanedanlığı döneminde, Umma, Ur ve Kuara şehirlerinde tapınağı olduğu zaman tapınım gördü. Daha sonraki zamanlarda, Asur şehrinde bir tapınağı yapıldı ve muhtemelen Ninova'da da bir tapınağı vardı. Mari'de Haya adında bir tanrıya tapılırdı, ancak bu farklı bir tanrı olabilir.
İlahi adalet, bir din içindeki Tanrı'nın veya diğer yüce varlıkların uyguladığı adalet anlamına gelir.