İçeriğe atla

Lonca

Lonca, aynı bölgede yaşayan esnaf ve zanaatkârların örgütlenerek kurduğu meslek organizasyonuna verilen isimdir. Loncalar bir meslek örgütlenmesi olarak özellikle Orta Çağ'da üretim ve iş gücünün düzenlenmesinde önemli görevler üstlenmiştir. Usta-çırak ilişkileri ve ürün kalitesine yönelik standartlar loncalar sayesinde düzenlenmiştir. Loncaların, ticaretin kayıt altına alınmasını sağlayarak haksız rekabetin oluşmasını engelleme işlevi de bulunmaktaydı.

Avrupa'da Loncalar

Bugün anlaşıldığı anlamda sanat akademisi fikriyle bağlantılı kurumların ilk tezahürlerinden birine Orta Çağ'da rastlanır: Zanaatçı loncaları. On ikinci yüzyıla gelindiğinde zanaatçı loncaları Avrupa'da iyice yaygınlaşmıştır. Kardeşliğe dayalı diğer örgütler gibi loncalar da güçlü Hristiyan kardeşliği bağları üzerinde temellenen müştereklik ve dayanışma ilkelerine dayanmaktadır. Bununla birlikte, üretim, inşa ve esnaflık süreçleri de onlar için önemliydi; başka bir deyişle, büyük ölçüde ticaretle ilgililerdi ve her ne kadar, üyelerini korusalar da aslında üyelerin örgüte bağımlı olmasını istemişlerdir. Her üye görevlerini yerine getireceğine ve gerektiğinde kardeşlerine yardım edeceğine dair ant içmiştir. Zanaatçı ve esnaf loncaları, Orta Çağ'da on ikinci yüzyıldan on beşinci yüzyıla dek, şehir örgütleri olarak var olmuşlardır. Bazı loncalar zanaatlarını halka açık pazarlarda ve panayırlarda satışa sunmaktaydı. On dördüncü yılda zanaat loncalarına paralel olarak, kalfalar, kâhyalar ve ustalar da kendi örgütlerini kurmaya ve kimi zaman eski loncalarla rekabet etmeye başlamıştır.[1]

Osmanlı Lonca Teşkilatı

Lonca, Osmanlı Devleti'nde de kent esnafının ve küçük çaplı üretim yapan zanaatkârların örgütlenme biçimiydi. Temelini Ahilik'ten alan Osmanlı lonca düzeni 15. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, 18. yüzyılın ortalarına doğru "gedik" biçimini alarak 20. yüzyıl başlarına kadar varlığını sürdürmüştür.

Osmanlı loncaları manevi kurucuları saydıkları Ahi Evran'a ve Ahi teşkilatına bağlılıklarını sürdürürken, bir yandan da lonca Ahilik'in kabul etmediği esnaf türlerini ve gayrimüslimleri de içlerine almışlardı. Ama çırak, kalfa, usta biçimindeki yükselme aşamaları ile üretimde ve ticarette uymak zorunda oldukları ahlaki kurallar Ahilik'le büyük benzerlik göstermekteydi. Osmanlı loncaları yöneticilerini kendileri seçmekte ve iç işleyiş kurallarını da kendileri saptamaktaydı. Bununla birlikte devletin koyduğu kalite standartlarına (ihtisab) ve fiyatlara da (narh) uymak zorundaydılar.

Osmanlı loncaları genellikle aynı tür işi yapan esnaf ve zanaatkârların toplu olarak bir arada bulundukları çarşı, han, arasta gibi yerlerde etkinliklerini sürdürürlerdi. Buraların dışında işin niteliği gereği ayrı yerlerde açılan dükkânlara "koltuk" adı verilirdi. 18. yüzyılın ortalarında çarşı ve dükkân sayısının çoğalması, gerçek esnaf ve zanaatkâr olmayanların (bunların başında yeniçeriler geliyordu) da buralarda iş yeri tutmaları lonca düzenini sarstı. Bunun üzerine devlet her alanda iş yapacak esnaf ve zanaatkâr sayısını sınırlandırarak bir tür tekel düzeni kurmaya çalıştı. Gedik adı verilen bu düzende elinde esnaf ya da zanaatkâr belgesi olmayan kişilerin dükkân açması yasaklanıyordu. Ama ekonomik gelişmeyi ve rekabeti önleyici bu sistem pek başarılı olamadı. 1838 ticaret sözleşmeleriyle Avrupa malları Osmanlı pazarını istila edince sistem iyice çöktü. Devlet 1866-1873 yılları arasında esnafı, kooperatifler biçiminde örgütleyerek ayakta tutmaya çalıştıysa da olumlu sonuçlar alınamadı. 1913'te kabul edilen bir yasayla gedik sistemine de resmen son verildi.

Kaynakça

  1. ^ Vernon Hyde Minor, Sanat Tarihinin Tarihi, 2 (Istanbul, Temmuz 2017), 25

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şehir</span> büyük yerleşim yeri

Şehir veya kent, en büyük yerleşim birimidir. Şehirler genellikle barınma, emlak, sanitasyon, kamu hizmeti, temel kamu hizmetleri, arazi kullanımı, imalat, hizmet, toplu ulaşım, kavşak ve iletişim için kapsamlı altyapı ve sistemlere sahiptir. Şehirler eski ve modern mimariye sahiptir. Yoğunlukları insanlar, merkezî iş alanı, iş kümesi, devlet kurumları ve işletmeler arasındaki etkileşimi kolaylaştırır ve bazen mal ve hizmet dağıtımının verimliliğini artırır. Şehirler ayrıca önemli bir finans merkezi ve kültür merkezi de olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Masonluk</span> Kardeşlik üzerine kurulu felsefe ve düşünme grubu

Masonluk, kökenleri 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarında taş ustalarının yeterliliklerini ve yetkililer ile müşterilerle ilişkilerini düzenleyen yerel localara dayanan, kendi tanımına göre "kardeşlik" üzerine kurulu kurum. Tarih boyunca birçok komplo teorisine konu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Feodalizm</span> ekonomik örgütleniş biçimi

Feodalizm ya da derebeylik, başta Ortaçağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik bir örgütleniş biçimidir. Feodalizm kelimesi, Latince feodum (tımar) ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Latin kökenli bir kelimeden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik</span> Osmanlı ekonomisinde ve toplumunda insan köleliği

Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Köle edinilen ana kaynaklar Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya'daki savaşlar, siyasi olarak organize edilmiş köleleştirme seferleri ve Afrika'dan getirilen siyahilerin satıldığı köle ticaretiydi. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve siyasi merkezi olan İstanbul'da, 16. ve 17. yüzyıl nüfusunun yaklaşık beşte biri kölelerden oluşuyordu. Bu yüzyılların gümrük istatistikleri, İstanbul'un Karadeniz'den yaptığı ilave köle ithalatının 1453'ten 1700'e kadar toplam 2,5 milyon civarında olabileceğini gösteriyor.

<span class="mw-page-title-main">Ayakkabı</span> ayak giyeceği

Ayakkabı; ayakların yerle doğrudan temasını keserek yabancı maddelerden ve değişik hava koşullarından koruyan, bunun yanı sıra şıklığı tamamlayan her türlü ayak giyimi'dir. Bot, çizme, sandalet, topuklu, spor ayakkabı, iskarpin gibi pek çok farklı türü vardır. Genelde "taban" adı verilen alt parça ile "saya" denen üst parçadan oluşur. Ayakkabının yer ile temasında dolayı yıprandığı için taban daha dayanıklı ve kalın bir malzeme kullanılarak yapılır. Ayağı saran saya ise deri, kumaş gibi daha ince bir malzemeden yapılır.

Barbar akınları, "Barbarlar" toplulukların, devletlere ya da şehir devletlerine düzenledikleri saldırılara verilen addır. Burada barbar kavramı, günlük kullanımdaki anlamından farklı bir bağlamda kullanılır.

Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. İşletmeler, tacirler, bireyler arasındaki ticari ilişkileri, alışverişi ve tarafların haklarını düzenler.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Kent sosyolojisi</span>

Kent sosyolojisi, tanım olarak Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış olan disiplinin adıdır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan yönlere sahip olarak şekillendi. Kent sosyolojisinin ana sorunu ya da meselesi, modern kent toplumlarının yapısal özelliklerini ve sorunlarını anlamaya çalışmak olarak şekillenmiştir. Buna göre, kent sosyolojisi alanı içinde, belirli bir yöntemsel tercihle araştırmacılar, kentte meydana gelen sosyal gruplaşmaları, bu grupların birbirleriyle olan ilişkilerini, etkileşim ve çatışmalarını, kentsel kurumlaşmaları ve örgütlenme biçimlerini, demografik dağılımın sosyal bağlantılarını ve söz konusu grupların kent sosyal yaşamına uyum problemlerini vb. ele alıp irdeleyebilirler.

Ahilik , Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Temel mesleği "Dabbaklık"tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.

<span class="mw-page-title-main">Kili</span>

Kili, Ukrayna' nın güneybatısında, Odessa Oblastı' nda bulunan Kiliya Rayonunun merkez şehridir. Tuna Nehri deltasında, tarihi Besarabya topraklarında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ticaret</span> mal veya hizmet değişimi ya da anlaşması

Ticaret, malların/ürünlerin üretim sürecinden tüketimine kadar geçen zamanda, ekonomik değer taşıyan başka nesneler ile değiştirilmesi, alışı ve satışı anlamında kullanılmaktadır. Ticaretin insanlık tarihindeki ilk şekli takastır. Takas yöntemi ile, mal ve hizmetler birbiri karşılığında değiş tokuş edilir. Günümüzde ise artık değişim aracı olarak para kullanımının keşfedilmesi insanlık tarihinin erken dönemlerine dayanmaktadır. Pek çok tarihçi ticaretin, iletişimin doğuşunu takiben takas yöntemiyle başlamış olduğunu düşünmektedir.

Şeyh Edebalı'yı Anma ve Ahilik Haftası, Bilecik'te eylül ayının ilk haftası gerçekleştirilen kültürel etkinlik.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg'in Usta Şarkıcıları</span>

Nürnberg'in Usta Şarkıcıları 19. yüzyıl Alman bestecisi Richard Wagner tarafından 1868'de yazılmış ve bestelenmiş üç perdelik operadır. Bu opera dünya opera evleri repertuvarlarında popüler olarak günümüze kadar sahnelenmektedir. Popüler opera repertuvarı içinde, genellikle dört buçuk saatten daha fazla alarak, en uzun süren eserdir. Eserin mekânı 16. yüzyıl ortalarında o zaman bir bağımsız şehir olan ve Kuzey Avrupa Rönesansı'nın merkezlerinden biri olduğu kabul edilen Nürnberg şehirdir. Eserin hikâyesi çoğunluğu şehrin önemli loncalarına bağlı olan esnaf, usta, kalfa ve çırakların şarkıcılık ve güfteciliği bir zanaat prensiplerine göre geliştirip devam ettiren amatör müzisyen lonca mensuplarının hayatlarını ve bir şarkı ödülü için bir lonca mensupları arasındaki bir yarışmayı konu alır. Bu hikâye gerçekte tarihte geçmiş kişileri içerir; örneğin Hans Sachs (1494-1576) şehrin tarihinde çok ünlü bir Usta Şarkıcı idi.

<span class="mw-page-title-main">Meslekî eğitim</span>

Meslekî eğitim, bireye iş hayatında belirli bir meslekle ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran iş dünyasına entegrasyonunu ve kişiliğini geliştirmeyi mümkün kılan eğitim

<span class="mw-page-title-main">İslam ekonomisi</span>

İslam ekonomisi ya da İslamî ekonomi, Müslüman bilim insanları tarafından "İslam din ve gelenekleri ile uyumlu bir ekonomik düzeni teşvik olarak" tanımlanır. İslamda insan mutlak anlamda özgür değildir. Dolayısıyla insan, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomiyle ilgili faaliyetlerinde de Allah’ın koyduğu sınırlara uymak zorundadır. İslam faizi ve gararı, kumarı ve ticarette aldatmayı yasaklar. Belli miktarda (nisab) zenginlerden mallarının bir kısmını fakirlere zekât olarak vermeyi zorunlu kılar. Faiz ve gararın yasaklanması ile parası olanın çalışmadan para kazanması engellenmiş ve kazanç emeğe dayalı hale getirilmiştir. Duran paradan zekat alınması ile de paranın durağan durması engellenerek yatırım teşvik edilmiştir.

Saray ekonomisi, bir ekonomik düzenleme sistemi olarak toplumda yaratılan ekonomik değerlerin büyük bir bölümün merkezi otoritenin kontrolüne akmasıdır. Diğer ifadeyle halkın zorunlu olarak tükettiği dışında tüm malların üretimi ve dağıtımı güçlü, merkezi bir otoritenin kontrolündedir. Gerek “Doğu”da, gerek Minos Uygarlığı ve Miken Uygarlığı’nda saray, tüm krallıkta ekonomik faaliyetlerin, devlet protokolünün ve dini ritüellerin odağını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı toplumu</span> Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamış halkların sosyal yapısı

Osmanlı toplumu, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamış halkların bütününü ifade eder. Toplum, Müslüman ve Müslüman olmayan (gayrimüslim) milletlerden oluşuyordu. Gayrimüslimler, "cizye" vergisi ödemek dışında toplumdan bir ayrıma tâbi değildi. Müslüman toplumun yaşantısı şeriat ile şekillenirken, farklı milletlerin din ve örflerine göre mahalli yaşam tarzlarını koruma imkânı da vardı. Toplumu "yönetenler" ve "yönetilenler" olarak, art zamanlı şekilde, iki sınıfa ayırmak mümkündür. Sınıflar arası geçiş yasak değildir, ancak sınırlı tutulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Çıraklık</span>

Çıraklık, mesleğe yönelik eğitim ve çoğu zaman eşlik eden bir çalışma ile birlikte bir ticaretin veya mesleğin yeni nesil meslek erbabı uygulayıcılarının staj ve eğitim sistemidir. Çıraklık, uygulayıcıların düzenli bir meslekte uygulama yapmak için bir lisans almalarını da sağlayabilir. Eğitimlerinin çoğu, çırakların ölçülebilir yeterlilikler elde ettikten sonra kararlaştırılmış bir süre boyunca devam eden emeği karşılığında mesleğini öğrenmesine yardımcı olan bir işveren için çalışırken yapılır. Çıraklık süreleri sektörler, meslekler, roller ve kültürler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Bazı durumlarda bir çıraklığı başarıyla tamamlayan kişiler, "usta" (master) veya mesleki sertifikasyon yeterlilik seviyesine ulaşabilir. Diğerlerinde, yerleştirmeyi sağlayan şirkette kalıcı bir iş teklif edilebilir. Çırak sisteminin resmi sınırları ve terminolojisi çoğu zaman loncaların ve sendikaların dışında kalmasa da, bir süre boyunca yetkinliğe yol açan iş başında eğitim kavramı herhangi bir vasıflı emek alanında bulunur.