İçeriğe atla

Lomber ponksiyon

LP işlemi

Lomber ponksiyon (ya da LP) bir tıbbi teşhis ve bazen tedavi yöntemidir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) örneği alınarak biyokimyasal, mikrobiyolojik ve sitolojik inceleme yapılabilmesi için bir tıbbi prosedürdür.[1] Bazen de artmış kafa içi basıncı düşürmek için ("terapötik lomber ponksiyon") yapılır.

Endikasyonları

Lomber ponksiyon en yaygın olarak şüpheli menenjit vakalarında beyin omurilik sıvısı örneği alarak tanı koymak için yapılır. Menenjit yaşamı tehdit eden ama yüksek oranda tedavi edilebilir olduğundan hastalığı dışlamak için en güvenilir yol LP'dir. Küçük bebekler erişkinlerden daha fazla menenjit olma riskine sahip olduklarından ve güvenilir meningeal irritasyon bulguları (meningismus gibi) görünmemesi nedeniyle kaynağı bulunamayan ateş durumlarında rutin tetkiklerin bir parçası olarak yapılır. Herhangi bir yaş grubunda, subaraknoid kanama, hidrosefali, benign intrakraniyal hipertansiyon ve diğer birçok tanı LP ile desteklenir ya da bu test ile dışlanır.

Lomber ponksiyon, beyin omurilik sıvısı içine ("intratekal") ilaç enjekte etmek amacıyla özellikle spinal anestezi veya kemoterapi'de kullanılabilir. Bununla birlikte, karsinomatoz menenjit veya medulloblastom varlığında habis hücrelerin BOS içinde varlığını tespit etmek için kullanılabilir.

Kontrendikasyonları

Lomber ponksiyon aşağıdaki durumlarda yapılmamalıdır:

  • İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) artmış kafa içi basıncı (KİB)
    • Gerekçe: lomber ponksiyon artan KİB varlığında unkal herniasyona neden olabilir
    • İstisna: KİB azaltmak için lomber ponksiyon terapötik kullanımı
    • Önlem
      • Beyin CT ile kontrol, özellikle aşağıdaki durumlarda önerilir;
        • Yaş> 65
        • Azalmış GKS veya bilinç durumu
        • Yakın tarihli nöbet
        • Fokal nörolojik bulgular
      • Papilödem için Oftalmoskopi
  • Kanama diyatezi
    • Koagülopati
    • Azalmış trombosit sayısı (<50 x 10 9 / L)
  • Enfeksiyonlar[2]
    • Ponksiyon yerinde cilt enfeksiyonu
    • Sepsis
  • Anormal solunum paterni
  • Hipertansiyon ile birlikte bradikardi ve kötüleşen bilinç
  • Vertebral deformiteler (skolyoz veya kifoz)

Kaynakça

  1. ^ Reichman E, Simon RR. Emergency Medicine Procedures. New York, NY: McGraw-Hill; 2004
  2. ^ Mary Louise Turgeon (2005). Clinical hematology: theory and procedures. Lippincott Williams & Wilkins. ss. 401-. ISBN 978-0-7817-5007-3. Erişim tarihi: 28 Ekim 2010. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Menenjit</span> beyni veya omuriliği saran zarların iltihaplanma durumu

Menenjit beyni ve omuriliği kaplayan koruyucu zarlarda oluşan akut enflamasyondur(iltihaplanma). Enflamasyon; bakteri, virüs veya diğer mikroorganizmaların enfeksiyonu sonucu ve az da olsa ilaçlar tarafından olabilir. Menenjitte enflamasyonun beyin ve omuriliğe yakınlığı hayatî bir risk taşıyabilir. Bu halde durum acil vaka olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Omurga</span> omurgalılarda bulunan kemikli yapı

Omurga, yani columna vertebralis vücudu destekleyen servikal, torasik, lumbar, sakral ve koksiks olarak gruplanan 26 kemikten 33 vertebradan oluşan ana yapıdır. Omurga, vücudu desteklemek üzere torasik ve pelvik uzuvların arasında bir köprü oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Nöroloji</span> beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen tıp dalı

Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.

<span class="mw-page-title-main">Ödem</span>

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

<span class="mw-page-title-main">Bel fıtığı</span>

Bel fıtığı, bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adlı yapının sinirlerin ve omuriliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır. Lomber disk hastalığı fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroşirurji ve algoloji bölümlerinin çalışma sahası içindedir.

<span class="mw-page-title-main">Hidrosefali</span> beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi

Hidrosefali, "beyinde su toplanması" olarak da bilinen, beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi durumudur. Bu durum kafatasının içindeki kafa boşluğunda basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabilir. Bu terim hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nörosifiliz</span>

Nörosifiliz, Treponema pallidum bakterisinin neden olduğu bir beyin veya omurilik enfeksiyonudur. Genellikle ilk enfeksiyondan 10 veya 20 yıl sonra, kronik ve tedavi edilmeyen sifiliz hastalarında oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Herpes virüs ensefaliti</span>

Herpes virüs ensefaliti, herpes simpleks virüsüne bağlı ensefalittir.

<span class="mw-page-title-main">Araknoidaltı boşluk</span>

Araknoidaltı boşluk veya subaraknoid mesafe, beyin zarlarından araknoid mater ile pia mater arasında bulunan, içerisinde beyin-omurilik sıvısı (BOS) sirkülasyonu olan aralığa verilen isimdir. Bu mesafedeki BOS dolanımının bozulması hidrosefali olarak isimlendirilen kafa içinde basıncı arttıran bir BOS birikim hastalığına neden olmaktadır. Bu boşluk içindeki sıvı dengesi ile hem beyin için darbelere karşı bir sıvı yastığı görevi görmekle beraber, hem de beyni bir yere yaslanmayan yüzen bir organ olarak korumaya yarar. Ayrıca beyin dokusunun bir kısım beslenmesi ve madde iletimi bu aralıktaki sıvı sayesinde olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kolloid kist</span>

Kolloid kist, beynin kanser özelliği göstermeyen iyi huylu tümörlerinden biridir. Epitel doku ile kaplı bir kapsül ve jelatinöz içeriğe sahip kistik bir yapı özelliği gösterir. Neredeyse hemen her zaman 3. ventrikül komşuluğunun hemen önünde, foramen monro'ya yakın komşuluk içerisinde bulunur. Konumu nedeniyle obstrüktif hidrosefali ve kafa içi basıncının artmasına neden olabilir. Kolloid kistler intrakraniyal tümörlerin % 0,5-1'ini temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Subaraknoid kanama</span> Subaraknoid aralığa kanama

Subaraknoid kanama, araknoid membran ile beyni çevreleyen pia mater arasındaki alan olan subaraknoid boşlukta meydana gelen kanamalardır.

Eksternal ventriküler drenaj (EVD) ayrıca ventrikülostomi veya sadece ventriküler drenaj olarak da bilinir. Sistem beyin cerrahları tarafından beyin omurilik sıvısının dolaşımının veya emiliminin bozulduğu durumlarda artmış kafa içi basıncının azaltılması için kullanılır. EVD, silikon esnek bir kataterin, yoğun bakımda hasta başında veya ameliyathanede takılması sonrası hastanın yoğun bakımda takibini gerektirir. EVD'nin amacı BOS'u dışarı boşaltmak ve kafa içi basıncın takibini sağlamaktır. EVD takılması esnasında meydana gelebilecek kanama gibi komplikasyonlar nedeniyle bu işlem tam olarak beyin cerrahisi işlemlerinin tümünün yapıldığı bir merkezde uygulanması tavsiye edilir. EVD hidrosefalinin tedavisinde kısa süreli uygulanan bir yöntemdir. Uzun dönemde hidrosefalinin düzelmeyeceği hastalarda ya direk serebral şant takılır veya EVD takılmış hastaların şantları kapalı sisteme alınır.

<span class="mw-page-title-main">Cisterna magna</span>

Ssterna magna veya serebellomedular sistern beyni çevreleyen zarlarından araknoid ve beyin incezarı arasındaki beynin en büyük sisternal boşluklarından biridir. Bu boşluklar topluca subaraknoid sarnıçlar olarak adlandırılır. Sisterna magna, beyincik ve omurilik soğanının sırt yüzeyi arasında bulunur. Dördüncü ventrikülde üretilen beyin omurilik sıvısı, yanal açıklıklar (Luschka) ve orta açıklık (Magendi) yoluyla sisterna magnaya akar.

Serebral perfüzyon basıncı veya SPB kanın beyin içerisine akışını sağlayan net basınç farkıdır. Bu basınç farkı sınırlı aralıkta tutulmaktadır. Düşük serebral perfüzyon basıncında kan akımı azalacağından iskemi ve kalıcı veya geçici beyin hasarı meydana gelebilir. Fazla olduğu durtumlarda ise kafa içi basınç arttırır.

<span class="mw-page-title-main">Kafa içi basıncı</span> kafatası içerisinde kan, BOS ve beyin dokusunun oluşturduğu basınç

Kafa içi basıncı (KIB) veya intrakraniyal basınç (İKB) kafatası içerisindeki Beyin-omurilik sıvısı ve beyinin oluşturduğu basınçtır. Ölçü birimi milimetre-cıva (mmHg)'dır. Düz zeminde uzanan sağlıklı bir erişkinde normal aralık 7-15 mmHg aralığındadır. Vücut kafa içi basıncını denge halinde tutmak için bir takım mekanizmalara sahiptir. Kafa içi basıncında 1 mmHg civarında oynamalar meydana gelebilir. Bunlar pozisyon, beyin omurilik sıvısının emilimi veya üretimi esnasında olur ve hızla dengelenir. Kafa içi basınç değişikliklerine sebep olan etkene bağlı olarak kafatası sabit bir hacime sahip olduğu için içerideki diğer bileşenlerde hacimsel değişimler meydana gelir. Öksürmek veya ıkınmak gibi bazı manevralardan sonra da göğüs içi ve karın içi basıncındaki artışa bağlı ana toplar damarlar üzerindeki basınç ve dolayısıyla direnç artacağından kafa içi basıncıda yükselir. Normal şartlarda kafa içi basıncı sağlıklı bir erişkinde 7-17 mmHg civarındadır. Bu değerin 20 mmHg'nin üstine çıkması durumunda artmış kafa içi basıncı veya kafa içi hipertansiyonu olarak adlandırılır ve tedavi gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Serebral dolaşım</span> beynin kan dolaşımı

Serebral dolaşım kalpten pompalanan kanın beyin içerisindeki damar ağında dolaşımını ifade etmektedir. Bu dolaşım miktarı dakikada ortalama 750 ml'dir ve kardiyak çıkışın % 15'tir. Kalpten çıkan oksijenlenmiş kan, arterler ile beyne gelir, bu esnada glikoz ve diğer metabolitlerde beyne taşınır. Metabolizma ürünleri ve oksijeni azalmış kan ise venler ile toplanarak kalbin sağ kulakçığına getirilir. Beyne gelen kan miktarı bazı faktörler ile değişir ve bu değişimleri hızlı şekilde dengelemek için beynin otoregülasyon mekanizmaları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Venöz sinus trombozu</span> Serebral sinusler içerisinde pıhtı oluşmasına bağlı ortaya çıkan dolaşım bozukluğu durumu

Serebral venöz sinus trombozu beyinde venöz kanı taşıyan dural venöz sinuslerde pıhtı oluşmasına bağlı ortaya çıkan dolaşım bozukluğu ve beraberinde ortaya çıkan klinik durumu tanımlamak için kullanılır. Semptomlar baş ağrısı, bulanık görme, bulantı, kusma, nöbet, tek veya çift taraflı kuvvet kayıpları, duyu kayıplarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kafa travması</span>

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İntrakraniyal anevrizma</span> serebrovsküler hastalık

Beyin anevrizması veya Serebral anevrizma olarak da bilinen intrakraniyal anevrizma, çoğunlukla bir serebral arter duvarındaki zayıflık sonucu damarda lokal bir genişleme veya balonlaşmanın gerçekleştiği serebrovasküler hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Beyin herniasyonu</span>

Beyin herniasyonu , beynin bir kısmının kafatası içindeki yapılar arasında sıkıştığında ortaya çıkan, kafatası içindeki çok yüksek basıncın potansiyel olarak ölümcül bir yan etkisidir. Beyin bu durumda, falx cerebri, tentorium cerebelli gibi yapılar arasından, hatta foramen magnum içinden geçebilir. Fıtıklaşma, kitle etkisine neden olan ve kafa içi basıncını (ICP) artıran bir dizi faktörden kaynaklanabilir. Bunlar arasında travmatik beyin hasarı, kafa içi kanama veya beyin tümörü vardır.