Bir müzik albümü, aslen içinde müzikal kayıt bulunduran plak ve uzunçalar biçimindeki çalışmalardır. Zamanla gelişerek kaset, compact disc ve MP3 olarak dijital biçimleri de ortaya çıkmıştır. Müzik albümleri fiziksel olarak genellikle dekoratif kapakları ve albüm notları ile satışa sunulur. Albüm notları; müzik ve kayıt hakkındaki ekleri, arka plan bilgilerini, kaydın analizini, şarkı sözleri ile librettoları, sanatçı fotoğrafları ile diğer görüntüleri ve metinleri, buna ek olarak iş birliğine katılanlara teşekkür yazısını içerebilir. Compact disc formatının ortaya çıkmasından sonra albüm notları, CD kitapçığı olarak da anılmaya başlandı.
Türkiye taşıt plaka kodu, Türkiye'de taşıtlarda bulunan plaka kodlarıdır. Plakalarda coğrafi bilgi ile ilişkili bir numaralama sistemi kullanılmaktadır. Türkiye'de plakalar yetkili özel atölyeler tarafından yapılmaktadır.
Eklem, iki veya daha fazla kemiğin, vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak maksadıyla birleştiği kısıma verilen ad.
Pikap, plaklar üzerine kaydedilmiş ses sinyallerini okumaya yarayan kaynak cihazdır. Şasi, kol, tabla, motor ve MM iğne, MC iğne ana parçalarıdır. Plak üzerine üretim aşamasında aktarılmış olan, göz ile görülemeyecek kadar ufak girinti çıkıntılar okunarak ses sinyali üretilmektedir.
Köprü, nehir ve vadi gibi geçilmesi güç bir engelin iki kıyısını bağlayan veya herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan yapıdır.
EP, ortalama bir albümden daha kısa, genellikle 4-5 şarkı içeren kayıtlardır veya underground albümler de EP sayılabilir. Süresi genellikle yarım saatin altındadır. Daha uzunları LP olarak adlandırılır. Genelde bir EP'de en az 3, en fazla 6 şarkı bulunur ve üretmesi bir uzunçalara kıyasla daha kolay ve daha çabuk olduğu gibi fiyatları da daha ucuz olur. Esasında EP terimi 78 devirlik SP'den ve LP'den daha kısa olan belli bir Plak çeşidini tanımlamak için kullanılmıştır, ancak günümüzde orta uzunluktaki CD'ler ve online müzik indirmeleri de EP adıyla piyasaya sürülmektedir.
Sedef hastalığı (psoriasis), deride kabartılarla karakterize, uzun süreli, bulaşıcı olmayan bir otoimmün hastalık. HLA-Cw6 doku uygunluk antijeni birçok türünde genetik yönü oluşturur. Bu nedenle bazı hastaların ailelerinde de hastalık görülebilmektedir. Bazı ilaçlar ve duygusal dalgalanmalar hastalığı ortaya çıkarabilir veya aktifleştirebilir.
Arceus, pokemon video oyunlarının Pokemon Diamond & Pearl, Pokemon Plantium ve daha sonra piyasaya çıkan oyunlarında görülen bir Pokemon'dur. Pokemonların efendisi diye anılan Arceus'un; Dialga, Palkia, Giratina ve Göl üçlüsü denen Uxie, Mesprit ve Azelf'i yaratttığı düşünülür. Arceus'un bulunduğu ana pokemon video oyunlarında Arceus ile karşılaşmanın tek yolu bir Nintendo Event'e gidip oradan Azure Flute almaktır. Nintendo Event'e gidip Azure Flute aldıktan sonra bir Pokemart'a girin. Orada yeşil giyinmiş bir adam göreceksiniz. O adamla konuşun. O adam size Azure Flute verecektir. Ardından Spear Pillar'a gidin. Spear Pillar'a girip Azure Flute'u üfledikten sonra önünüze bir merdiven çıkacaktır. Merdiven'i bitirdikten sonra Hall of Origin'e gelmiş olacaksınız. Hall of Origin'de bir Level.80 Arceus olacak.
Özbağışıklık, otoimmünite, otoimmunite, bağışıklık sisteminde aşırıduyarlıkla oluşan tepkilere genel olarak verilen genel addır. Olağan koşullarda organizma kendi hücrelerinin antijenik yapılarına karşı tepki göstermez; buna “immun tolerans” ya da “doğal hoşgörü” tanımı yapılır. Bu toleransın aksadığı olağanüstü koşullarda otoimmun hastalıklar belirir; bağışıklık sisteminin tüm savunma sistemleri kendi antijenlerine karşı savaşım konumuna geçer. Otoimmun hastalıklardaki doku zararları II, III ve IV tiplerde aşırıduyarlık reaksiyonlarının sonucu olarak belirir.
Kavuk, beyaz renkte pamuk ipliğinden örülmüş olan kumaştan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığına verilen ad.
Anti-nüklear antikorlar (ANA), hücre çekirdeği bileşenlerine karşı oluşturulmuş antikorlardır. Bunların sayısı otoimmün hastalıklar sırasında artar. ANA testi bu otoantikorların miktar ve cinsini ölçer. Otoantikorlar toplumun büyük bir kısmında bulunur, toplumun %5’inde sayıları artmıştır ve bu %5‘in yarısında da bir otoimmün hastalığa yol açarlar. ANA testi, indirekt immünflurosan ve ELİSA olmak üzere iki tipte yapılabilir. İndirekt immunflurosan olanın doğruluğu daha yüksek olmakla beraber, ELİSA tipinin kullanımı daha ucuz olduğundan daha yaygındır.
Büyüme hormonu, Growth hormon (GH) veya Somatotropin; ön hipofizden salgılanan, peptit yapılı, insanlarda ve hayvanlarda büyüme, hücre üretimi ve yenilenmesini uyaran hormondur. Ön hipofizin somatotropik (asidofilik) hücrelerinde 191 aminoasitlik tek bir polipeptit zincir şeklinde üretilmektedir. GH sentez ve salınımı, hipotalamustan salgılanan GH-releasing hormon (GH-RH) tarafından kontrol altında tutulmaktadır.
Sıralı dört silindir motor, dört silindirin de aynı çizgi üzerinde yer aldığı bir içten yanmalı motor tipi. Sıralı dört silindir motorlarda tek silindir sırasında yan yana yer alan dört silindir, tek bir krank milini çevirir. Eğimli olarak monte edilen sıralı dört silindir motorlara "eğik dört silindir" de denir.
A yüzü ve B yüzü, 78, 45 ve 331⁄3 devirlik plaklar ile kasetlerin iki yüzünü ifade eder. Tekli,. A yüzünde genellikle tanıtıma katkı sağlayacak, radyoda çalınabilecek ve sonuçta "hit" olabilecek şarkılara yer verilir. B yüzünde ise çoğunlukla radyoda çalınmayacak, enstrümantal şarkılar bulunur. Compact Disc ve müzik indirme ile birlikte A yüzü ve B yüzü kavramları önemini yitirdi.
Taşıt kayıt plakası bir taşıtın devlet mercilerince tanınır, sorumluluğunun kimde olduğu bilinir ve trafiğe çıkabilir olduğunu belirten, süphe oluşursa gerekli kayıtlara kolayca ulaşmak için gerekli bilgiyi kolay okunur şekilde teşhir eden, taşıta sağlam bir şekilde tutturulmuş küçük bir tabeladır. Genellikle araba tamponunun altında bulunur.
Mycoplasma hyorhinis, Mycoplasmatales ailesinin bir üyesidir. Bu bakteri genellikle domuzların solunum yollarında ve nadiren insanların derisinde bir komensal olarak bulunur. Enzootik domuz pnömonisi, domuz üreme ve solunum sendromu gibi hastalıkların gelişimini kolaylaştırdığı ve şiddetlendirdiği düşünülmektedir. Seyrek olarak, başka bakterilerin katılımı olmadan domuz yavrularında mikoplazma artritine, mikoplazma poliserozitine veya mikoplazma septisemisine neden olabilir. Bu, poliartrit veya poliorosit olarak kendini gösterir.
Sistemik skleroderma veya sistemik skleroz, deride ve iç organlarda fibroz adı verilen aşırı kolajen üretimi ve birikmesi ve küçük arterlerin yaralanması ile karakterize otoimmün romatizmal bir hastalıktır. Deri tutulumunun derecesine göre sistemik sklerozun iki ana alt grubu vardır: sınırlı ve yaygın. Sınırlı form, yüzün tutulduğu veya olmadığı dirsek ve dizlerin altındaki, ancak üstteki alanları etkiler. Diffüz form, dirsek ve dizlerin üzerindeki cildi de etkiler ve gövdeye de yayılabilir. Böbrekler, kalp, akciğerler ve gastrointestinal sistem dahil olmak üzere iç organlar da fibrotik süreçten etkilenebilir. Prognoz, hastalığın şekli ve viseral tutulumun derecesi ile belirlenir. Sınırlı sistemik sklerozlu hastalar, yaygın formu olanlara göre daha iyi prognoza sahiptir. Ölüme en sık akciğer, kalp ve böbrek tutulumu neden olur. Kanser riski biraz artar.
Dünya Skleroderma Günü veya Skleroderma Farkındalık Günü, 29 Haziran'da Dünya'nın herhangi bir yerinden skleroderma rahatsızlığına sahip olan insanlar bir araya gelir. 29 Haziran, skleroderma ile yaşayan ve hem Avrupa'da hem de dünya çapında hastalığı olan insanlara eşit tedavi ve eşit bakım talep edenlerin cesaretini takdir etme günüdür.
Skleroderma ciltte, kan damarlarında, kaslarda ve iç organlarda değişikliklere neden olabilen bir grup otoimmün hastalıktır. Hastalık ya deride lokalize olabilir ya da diğer organları da tutabilir. Belirtiler kalınlaşmış cilt bölgelerini içerebilir, sertlik, yorgun hissetmek ve soğuğa maruz kalma ile parmaklara veya ayak parmaklarına zayıf kan akışı. Durumun bir şekli, CREST sendromu olarak bilinen, klasik olarak kalsiyum birikintileri, Raynaud sendromu, yemek borusu sorunları, el ve ayak parmaklarının derisinin kalınlaşması ve küçük, genişlemiş kan damarı bölgeleri ile sonuçlanır.Nedeni bilinmiyor, ancak anormal bir bağışıklık tepkisinden kaynaklanıyor olabilir. Risk faktörleri arasında aile geçmişi, belirli "genetik" faktörler ve "silikaya" maruz kalma yer alır. Altta yatan mekanizma, bağışıklık sisteminin sağlıklı dokulara saldırmasının sonucu olduğuna inanılan bağ dokusunun anormal büyümesini içerir. Teşhis, bir "cilt biyopsisi" veya kan testleri ile desteklenen semptomlara dayanır.Tedavisi bilinmemekle birlikte, tedavi semptomları iyileştirebilir. Kullanılan ilaçlar arasında kortikosteroidler, metotreksat ve steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) bulunur. Sonuç, hastalığın derecesine bağlıdır. Lokalize hastalığı olanlar genellikle normal bir yaşam beklentisine sahiptir. Sistemik hastalığı olanlarda yaşam beklentisi etkilenebilir ve bu alt tipe göre değişir. Ölüm genellikle akciğer, gastrointestinal veya kalp komplikasyonlarından kaynaklanır.Yılda 100.000 kişiden yaklaşık üçü sistemik formu geliştirir. Durum en sık orta yaşta başlar. Kadınlar erkeklerden daha sık etkilenir. Skleroderma semptomları ilk olarak 1753 yılında Carlo Curzi tarafından tanımlanmıştır. ve daha sonra 1842'de iyi belgelenmiş. Terim, "sert" anlamına gelen Yunanca skleros ve "deri" anlamına gelen derma'dan gelmektedir.