
Meme kanseri, meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat daha fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

Nörolojik bozukluk, sinir sisteminde meydana gelen herhangi bir bozukluktur. Beyin, omurilik ya da diğer sinirlerde görülen yapısal, biyokimyasal ya da elektriksel anormallikler belirtilere dahildir. Bu belirtilerden bazıları felç, kas zayıflığı, zayıf motor koordinasyonu, hissiyat kaybı, nöbetler, konfüzyon, ağrı ve şuur değişikliğidir.

Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.

Nervus opticus, nervi craniales (encephalici) olarak bilinen 12 kafa çiftinin ikincisidir ve retinadan beyne görme bilgisini taşır. Diensefalonda yer alan bir divertikül olan embriyonik retinal gangliyon hücrelerinden köken aldığı için kesildikten sonra rejenere olamaz.

Tüberoz skleroz (TS), tüberoskleroz, tüberoz skleroz kompleksi (TSK), epiloia ya da Bourneville hastalığı, ender görülen, beyinde ve böbrekler, kalp, gözler, akciğerler gibi hayati organlarda ve deride iyi huylu tümörlerin oluşmasına neden olan multisistemik nörokutanöz bir genetik hastalıktır. Belirtilerin arasında nöbetler, gelişimsel gecikme, davranışsal sorunlar, deri anomalileri, akciğer ve böbrek rahatsızlıkları bulunur. TSK, sırasıyla hamartin ve tüberin proteinlerini kodlayan TSC1 ve TSC2 genlerinde oluşan mutasyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Bu proteinler hücre büyümesini ve çeşitlenmesini kontrol eder ve tümör büyümesini engeller.

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Horner sendromu, Claude Bernard-Horner sendromu, Claude-Bernard-Horner sendromu veya Bernard-Horner sendromu, sempatik sinir sistemi hasarının neden olduğu klinik bir sendromdur.
Akciğer kanserinde evrelendirme primer tümörün büyüklüğü ve yayımına (T), bölgesel lenf bezi tutulumuna (N), uzak metastaz varlığına (M) dayanan TNM evrelendirmesi kullanılır. Küçük hücreli akciğer kanserinde TNM sınıflaması kullanılabilmekle beraber, bu hastalarda genellikle TNM sistemi yerine VALG tarafından önerilen evreleme sistemi kullanılmaktadır.
Lob, anatomide çizgi ve bölmelerle ayrılmış kısımlar olup, mikroskobik incelemeye gerek duyulmaksızın karar verilebilir.

Serebral korteks veya beyin korteksi, insan ve diğer memeli beyinlerindeki serebrumun sinir dokusundan oluşan dış tabakasıdır. Beynin diğer kısımlarının çoğunun beyaz renkte olmasını sağlayan yalıtımın kortekste bulunmamasından dolayı rengi gridir. Korteks serebrum ve serebellumun dış kısımlarını örter ve kalınlığı 1,5-5,0 mm arasında değişir. Korteksin serebrumu örten kısımı serebral korteks olarak adlandırılmaktadır.
Retrograd amnezi (RA), bir hastalık ya da yaralanma öncesi yaşanan olayların ve öğrenilen bilgilerin hafızadan silinmesidir. Retrograd amnezi Ribot Kanunu ile bağlantılı görülmektedir. Buna göre hastaların travmaya yakın olayları hafızadan silmeleri eski anılara oranla daha muhtemeldir.
Uzanım lifleri ya da projeksiyon lifleri, korteks ile beynin alt kısımları ve omuriliği birleştiren, içe aktaran(getiren) ve dışa aktaran(götüren) liflerden oluşur. İnsan sinir sistemi anatomisinde, beyindeki yollar denilen akson demetleri fonksiyonlarına göre birleştirme lifleri, uzanım lifleri ve komissüral lifler olarak kategorize edilebilir.

Brodmann alanları, insan ve diğer primat beynlerindeki histolojik yapısı ve hücrelerin organizasyonu ile tanımlanan serebral korteksinin bölümleridir.

Posterior Serebral Arter (PCA) ya da arka beyin atardamarı insan beyninin arka kısmı olan oksipital lobu ve bazı beyin sapı alanlarını besleyen bir çift arterdir. Baziler arterin terminal kısmının çatallanması ile her iki yana doğru uzanır. Posterior komünikan arter ile internal karotid arter ve orta serebral arter ile bağlantı kurar.

Orta beyin atardamarı ya da diğer adıyla orta serebral arter (MCA) beynin dış yüzeyinde sylvian yarık içerinde seyrederek beynin dış yüzeyinin büyük kısmını besler. Bu arter internal karotid arterden çıkar. Direkt olarak Willis poligonunun yapısına katılmaz. Önce anterior serebral arter ve arkada posterior komünikan arter ile posterior serebral arter ile dolaylı bağlantı içerisindedir.

Serebral dolaşım kalpten pompalanan kanın beyin içerisindeki damar ağında dolaşımını ifade etmektedir. Bu dolaşım miktarı dakikada ortalama 750 ml'dir ve kardiyak çıkışın % 15'tir. Kalpten çıkan oksijenlenmiş kan, arterler ile beyne gelir, bu esnada glikoz ve diğer metabolitlerde beyne taşınır. Metabolizma ürünleri ve oksijeni azalmış kan ise venler ile toplanarak kalbin sağ kulakçığına getirilir. Beyne gelen kan miktarı bazı faktörler ile değişir ve bu değişimleri hızlı şekilde dengelemek için beynin otoregülasyon mekanizmaları vardır.
Henry Gustav Molaison, yaygın adıyla H.M., epilepsisinin tedavisi için beyninin iki yarımküresinden medial temporal lobektomi geçiren; bu operasyonla ön hipokampüslerinin üçte ikisi, parahipokampal korteksleri, entorhinal korteksleri, piriform korteksleri ve amigdalaları alınan Amerikalı hasta. Ameliyatın, Molaison'un epilepsisini kontrol altına almakta kısmi bir başarısı olsa da, hastaya yeni bellek edinme yetisini kaybettirmesi gibi büyük bir yan etkisi vardı.

Uncus, parahipokampal girusun ön uzantısı olarak tanımlanabilir. Temporal lobun apeksinden incisura temporalis adı verilen hafif bir fissürle ayrılır.
Hasta KC olarak da bilinen Kent Cochrane, 25 yıl boyunca 20'den fazla nöropsikoloji makalesinde vaka çalışması olarak kullanılan geniş çapta incelenmiş hafıza bozukluğuna sahip Kanadalı bir hastaydı. 1981 yılında Cochrane, kendisini ciddi anterograd amnezi ve ayrıca geçici olarak dereceli retrograd amnezi ile bırakan bir motosiklet kazası geçirdi. Diğer amnezik hastalar gibi, Cochrane'in anlamsal hafızası sağlamdı, ancak tüm geçmişine ilişkin epizodik hafızadan yoksundu. Bir vaka çalışması olarak, Cochrane, bireysel bir hafızanın beyindeki tek bir yere lokalize olduğunu belirten amnezi ile ilgili tek hafıza tek lokus hipotezinin çökmesiyle ilişkilendirilmiştir.