Trier, Almanya'nın en eski şehridir. Roma İmparatoru Augustus tarafından MÖ 15 yılında kurulmuştur. Moselle'in kıyısında, Roma döneminin ilgi çekici kentlerinden biridir. Trier'in tarihi bölgeleri 1986 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.
Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa, Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağ'dan kalma tarihî eserleri ile ünlü şehri.
Lüksemburg, bilinen şehir, şehir unvanına da sahip bir komün olmanın yanı sıra Lüksemburg’un başkentidir. Şehrin kuzeyinde Alzette Nehri, güneyinde Pétrusse Nehri ve ortasında Orta Çağ’da Franklar tarafından inşa edilen Lüksemburg Kalesi bulunmaktadır.
Septimius Severus, sadece Severus olarak da anılır, 193'ten 211'e kadar Roma imparatoruydu. Afrika eyaletinin Leptis Magna şehrinde doğdu. Afrika kökenli ilk Roma imparatorudur. Marcus Aurelius ve Commodus'un hükümdarlıkları döneminde devlet kademelerinde yükseldi. Beş İmparator Yılı'nda İmparator Pertinax'ın ölümünü takiben Severus gücü ele geçirdi.
2024 yılı sonu itibarıyla, 195 "Taraf Devlet"te 1.223 Dünya Mirası Alanı bulunmaktadır. 1,223 Dünya Mirası Alanının 952'si kültürel, 231'i doğal, 40'ı karma özelliktedir. Bu Dünya Mirası Alanlarının 49'u sınıraşırı alan olup, birden fazla ülke tarafından paylaşılmaktadır. Sınıraşırı alanları paylaşan toplam 72 ülke bulunmaktadır. Ülkeler Dünya Miras Komitesi tarafından Afrika, Arap Devletleri, Asya ve Pasifik, Avrupa ve Kuzey Amerika ve Latin Amerika ve Karayipler olmak üzere beş coğrafi bölgeye ayrılmıştır.
Cermanya, antik çağda Cermenler adı verilen boyların Kuzey ve Orta Avrupa'da yerleşim kurdukları tarihsel bölge.
Hadrian Duvarı ya da Roma Duvarı, modern İngiltere'yi doğu-batı doğrultusunda ikiye ayıran ve Roma İmparatorluğu zamanında taştan yapılmış bir settir. Duvar, İngiltere'de inşa edilmiş üç istihkamdan ikincisidir. Bunlardan ilki Gask Ridge, üçüncüsü ise Antoninus Duvarı'dır. Her üç duvar da Roma İmparatorluğu denetimindeki Büyük Britanya'nın ekonomik düzenini ve güvenliğini, İskoçyalı kuzey kabilelerinin akınlarından korunmak için kuzeye inşa edilmiş olup imparatorluğun kuzey sınırlarını çizmiştir. Hadrian Duvarı, bu üç duvar içinde fiziksel varlığını en çok koruyabilen ve bu yüzden en çok bilinenidir.
Hattuşa ya da Hattuşaş, Hititler'in Geç Tunç Çağı dönemindeki başkentidir. Çorum il merkezinin 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.
Sur, bir yerleşim yerini savunma amacıyla inşa edilen bir tür tahkimattır. Antik dönemlerden beri yerleşim yerleri ya da kalelerin etrafına inşa edilen surlar, Berlin Duvarı örneğindeki gibi modern dönemlerde de kullanılır. Tarihî surlar üzerinde, savunmayı ve gözetleme kabiliyetini artırmak amacıyla yuvarlak ya da köşeli surdan daha yüksek şekilde yapılan kulelere 'burç' adı verilir. Modern sur amacını taşıyan duvarlarda ise bu yapılara sadece gözetleme kulesi denir. Kimi surlarda, etkinliği artırmak için surun dış cephesine hendek kazılır.
Foça Kalesi veya Beş Kapılar Kalesi, İzmir'in Foça ilçesindeki bir kaledir. 11. veya 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Phocaea antik kentinin etrafındaki sur duvarının tarihi, kaleden de eskidir; MÖ 590-580 yıllarında inşa edilmiştir. Duvarlar Bizans İmparatorluğu döneminde restorasyon görmüştür.
Zerzevan Kalesi, Diyarbakır ile Mardin arasında, Çınar ilçesine bağlı Demirölçek mahallesi sınırları içinde yer alan ve Roma İmparatorluğu döneminde sınır garnizonu olarak kullanılan askeri tahkimâttır..
Bir limes, Antik Roma'nın sınır savunma veya sınır belirleme sistemiydi. Roma İmparatorluğu'nun sınırlarını ve illerini göstermekteydi.
Saint-Savin-sur-Gartempe Manastır Kilisesi, Poitou, Fransa'daki Saint-Savin-sur-Gartempe'de bulunan bir Roma Katolik kilisesidir. Romanesk kilise, 11. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş ve dikkat çekici 11. ve 12. yüzyıl duvar resimleri içermektedir. 1983'ten beri UNESCO Dünya Mirası listesindedir.
Tarraco, İspanya'nın Katalonya Eyaletindeki günümüz Tarragona kentinin eski adıdır. Scipio Calvus tarafından İkinci Pön Savaşı sırasında kurulan şehir, İber Yarımadası'ndaki en eski Roma yerleşim yeriydi ve Roma İmparatorluğu döneminde Roma ili Hispania Citerior'un ve Hispania Tarraconensis'in başkenti oldu.
Lugo'nun Roma surları 3. yüzyılda inşa edilmiş ve Galiçya'daki tarihi merkez Lugo'nun etrafında yer alan 2 kilometre uzanan bugün hala büyük ölçüde bozulmamış durumda bulunan surlardır. 2000 yılında UNESCO tarafından "Batı Avrupa'da geç Roma kalelerine en iyi örnek" tanımlamasıyla Dünya Mirası olarak ilan edildi. Surlar ayrıca 1921'den beri İspanyol anıt statüsünü elinde tutmaktadır. 2007 yılında, Çin'in o zamanki Büyükelçisi Qiu Xiaoqi'nin katıldığı bir törenle surlar, Çin Seddi ile kardeş ilan edildi.
İmparatorluğun tarihi boyunca değişkenlik gösteren Roma İmparatorluğu'nun sınırları, askeri yollar ve bunlarla bağlantılı kaleler, doğal sınırlar ve imparatorluğun ötesindeki ülkeler ile topraklarını birbirinden ayıran insan yapımı tahkimatların bir birleşimi olarak oluşturuldu.
Aşağı Germanik Limesi, Roma eyaleti Germania inferior ve Germania Magna arasındaki eski sınırdır. Aşağı Germanik Limesi, Renanya'nın Ren'den kalan kısmını ve Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olan Hollanda'yı Ren'in doğusundaki daha az sıkı kontrol edilen bölgelerden ayırdı.
Yukarı Germanik-Raetia Limesi veya ORL, Ren ve Tuna nehirleri arasındaki Roma İmparatorluğu'nun eski dış sınırının 550 kilometrelik bir bölümüdür. Rheinbrohl'dan Tuna Nehri üzerindeki Eining'e kadar uzanır. Yukarı Germaikn-Raetia Limesi bir arkeolojik sit alanıdır ve 2005'ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Aşağı Germanik Limesi ile birlikte Limes Germanicus'un bir parçasını oluşturur.
Tuna Limesi veya Donaulimes, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Romanya'da günümüz Alman Bavyera eyaletinde Tuna boyunca uzanan Roma askeri sınırını veya limesini ifade eder.
Roma askeri sınırları ve tahkimatları, Roma İmparatorluğu'ndaki toprak savunma stratejisinin en büyük parçasıydı. 2. yüzyılın başlarında, Roma İmparatorluğu toprak olarak genişlemesinin zirvesine ulaşmıştı ve daha önce İmparatorluk ve Cumhuriyet'te olduğu gibi sınırlarını sürekli genişletmek yerine, Romalılar stratejik konumlarını bir dizi tahkimat ve yerleşik hatlarla güçlendirerek konumlarını sağlamlaştırdı. Tarihçi Adrian Goldsworthy, Romalıların askerî güçlerinin fethetmelerine izin verdiği doğal sınırlara ulaştıklarını ve birçok Roma galibiyetine rağmen, askeri gelenekleri onları askeri olarak işgal edilemez kılan halkların erken-orta dönemlerde İmparatorluğun sınırlarının genişlemesine engel olduğunu söylüyor. Goldsworthy, özellikle Partlar, Sarmatyalılar ve Perslerin süvari tabanlı ordularının, Roma'nın piyade tabanlı ordularına karşı oldukça güçlü bir direniş gösterdiğini vurguluyor.