Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.
Muhafazakârlık veya tutuculuk, geleneksel toplumsal etmenlerin korunmasını destekleyen politik ve toplumsal felsefedir. Daha belirgin bir anlamda ilgili toplumun içinde bulunduğu çağın gereklerini göz ardı etmeksizin, geçmişten gelen tarihsel, kültürel ve uygar birikimlerini kaybetmeden, kısaca öz dinamiklerinin değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan politik bir görüştür.
Almanya Hristiyan Demokrat Birliği, Hristiyan demokrat ve liberal muhafazakâr görüşte, merkez sağ pozisyonda bir Alman siyasi partisidir. Genel başkanı Friedrich Merz'tir.
Muhafazakâr liberalizm, muhafazakâr duruşun liberal değerler ve politikalarla birleştirildiği, liberal ideolojiyi temsil eden harekettir.
Muhafazakâr Parti, resmî adı Muhafazakâr ve Birlikçi Parti, Tory'ler olarak da bilinirler,
İlerlemecilik, ilericilik ya da progressivizm, her alanda ileri düzeyde önlemler uygulayarak insanların mevcut durumlarını iyileştirmeyi ve toplumun statüsünü yükseltmeyi amaçlayan, bu doğrultuda toplumsal reformu destekleyen politik felsefedir. Bilim, teknoloji, ekonomik kalkınma ve sosyal organizasyondaki ilerlemelerin insanın yaşam koşullarını geliştirmede büyük öneme sahip olduğunu ifade eden İlerleme Düşüncesine dayanır. Modern siyasette ilerlemecilik, siyasi değişim ve hükûmet eylemlerinin desteği yoluyla sıradan insanların çıkarlarını temsil etmeyi amaçlayan bir sosyal veya siyasi harekettir ve genellikle sol-liberal geleneğin bir parçası bağlamında düşünülür. Ancak bu, ideolojilerin eş anlamlı olduğu anlamına gelmez.
Merkez sağ, siyasi spektrumun sağında yer alırken merkeze daha yakındır. Merkez sağ partiler genellikle liberal demokrasiyi, kapitalizmi, piyasa ekonomisini, özel mülkiyet haklarını ve az ölçekte bir refah devletini destekler. Merkez sağ oluşumlar muhafazakârlığı ve ekonomik liberalizmi desteklerken sosyalizm ve komünizme karşı çıkarlar.
Liberteryen Parti, sivil özgürlükleri, müdahale karşıtlığını ve laissez faire tarzı kapitalist ekonomiyi destekleyen, sınırlı devlet anlayışının ve sosyal devlet anlayışının kaldırılmasını savunan ABD'deki liberteryen politik partidir. Parti, tüm bireylerin kendi hayatları üzerinde egemen olduğu ve başka insanların çıkarları için bireyin kendi değerlerini feda etmeye zorlanmadığı bir dünya istediğini belirtir.
Liberal sol veya sol liberal, liberalizm etkili birbirinden ayrı ideolojileri tanımlamakta kullanılabilmektedir. Aşağıda sıralanmış anlamlara gelebilir.
- Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideoloji.
- Liberal sosyalizm, liberal ilkeler içeren bir sosyalist politik felsefe.
- Sol liberteryenizm, bireysel özgürlüğe ağırlık veren bir sosyal adalet temelli siyasi yaklaşım.
- Liberteryen sol, birey özgürlüğüne ve eşitliğine ağırlık veren, anarşist özelliklere sahip bir sosyalizm anlayışı.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.
Hristiyan demokrasi, merkez sağ bir ideolojidir. Bu ideoloji, ülke içinde "Hristiyanlık ilkelerinin" uygulamasına dayalıdır. Kamu içinde Hristiyan ahlakı, geleneği ve adetlerinin, modern ve demokratik bir biçimde uygulanmasını savunmaktadır. Hristiyan demokrasi ideolojisi, muhafazakârlık ve Katolik toplumsal öğretisinin etkisi altında, 19. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Ekonomik olarak ise sosyal piyasa ekonomisini savunur. Latin Amerika'da bu sol ideolojiye dönüşmüşken, Avrupa'daki Hristiyan demokrat siyasi partiler genellikle muhafazakâr, liberal ve ılımlıdır.
Liberal muhafazakârlık, özel mülkiyet, serbest ekonomi girişimciliği ile halkın geleneksel, kültürel ve ahlaki değerlerini yönetime dahil eden; anayasal ve temsili hükûmeti savunan muhafazakâr bir siyasi ideolojidir.
Sosyal muhafazakârlık, sosyal çoğulculuk yerine geleneksel güç yapılarına vurgu yapan bir politik felsefe ve muhafazakârlık çeşididir. Kuzey Amerika'daki sosyal muhafazakârlık, 1800'lerin başında, William Wilberforce ve Abraham Lincoln tarafından ifade edildiği gibi, köleliğin, Hristiyanlık ve anayasa karşıtı yönlerine bir tepki olarak yükseldi. Ayrıca alt sınıf Protestan Amerikalıların ekonomik güvensizliği, McCarthycilik ve sosyal kurumlara yönelik diğer zorluklarla da uğraştılar. Sosyal muhafazakârlar genellikle sosyal konuların örgütlenmesini ve siyasallaştırılmasını desteklediler.
Millî muhafazakârlık, millî kimlik ve kültürel kimliğin korunmasına odaklanan muhafazakârlığın milliyetçi bir çeşididir. Millî muhafazakârlar genellikle milliyetçiliği geleneksel kültürel değerleri, aile değerlerini ve göçmen karşıtlığı destekleyen muhafazakâr duruşlarla birleştirir. Millî muhafazakârlık, ulusal veya ulusçu muhafazakârlık olarak da isimlendirilir.
Merkezcilik, toplumsal eşitliğin yanı sıra belirli bir sosyal hiyerarşinin kabul edilmesini veya desteklenmesini içeren siyasi bir bakış açısı veya duruştur. Bununla birlikte, merkezcilik, önemli ölçüde sağ veya sol yanlısı politika değişikliklerine karşı çıkar.
Muhafazakâr demokrasi, Türkiye'deki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının kendi siyasi ideolojisini ve politik pozisyonunu tanımlama şeklidir.
Siyasi yelpaze, siyasi pozisyon veya politik spektrum, farklı siyasi pozisyonları birbirine göre tanımlamak ve sınıflandırmak amacıyla kullanılan bir sistemdir. Bu pozisyonlar, bağımsız siyasi boyutları temsil eden bir veya daha fazla geometrik eksende yer alır. "Siyasi pusula" ve "siyasi harita" ifadeleri, özellikle popüler iki boyutlu modellerine atıfta bulunmak üzere, siyasi yelpazeyi ifade etmek için kullanılan terimlerdir.
Paleomuhafazakârlık, Amerika Birleşik Devletleri'nde Amerikan milliyetçiliğini, Hristiyan etiğini ve dini muhafazakarlığı vurgulayan bir siyaset felsefesi ve muhafazakarlık çeşididir. Paleomuhafazakârlığın kökleri, 1930'larda ve 1940'larda New Deal'e karşı çıkan kesimin kaygıları ile paleoliberalizm ve sağ popülizm ile örtüşüyor.
Ilımlı muhafazakarlık, muhafazakarlıkğın ılımlı bir versiyonudur. Klasik muhafazakarlıktan daha az talepkardır ve liberal muhafazakarlık ve merkez sağ muhafazakarlık gibi birkaç alt türü vardır.
Paternalist muhafazakarlık, toplumların organik olarak var olduğu ve geliştiğini ve içindeki üyelerin birbirlerine karşı yükümlülükleri olduğunu düşünen, inancını yansıtan muhafazakarlığın bir koludur. Toplumun daha fakir kesimlerine ayrıcalıklı ve zengin olanların feodal soylu zorunluluğu kavramına bir atıfta bulunarak aile büyüğü konumunda bulunan kişilerin yükümlülüğüne özellikle vurgu yapmaktadır. Görev, hiyerarşi ve organik birlik gibi ilkelerle tutarlı bir biçimde olarak gelenekçi muhafazakarlığın bir sonucu olarak görülebilir. Paternalist muhafazakarlar prensip olarak bireyi ya da devleti desteklemezler, bunun yerine en pratik bir şekilde bağlı olarak ikisini de desteklemeye ya da ikisi arasında bir denge önermeye hazırdırlar.